Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Tebrik & Kutlama
12 Mart 1921
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="imqossibLe, post: 105922, member: 41715"]</p><p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İstiklâl mücâdelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklâl Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekâleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zâta 500 lira nakdî mükâfat verileceği ilân edilmişti.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Yurdun her tarafından 500'den fazla şâir müsabakaya girmişti. Fakat yazılan marşlar, milletin hissiyatına tercüman olacak bir durumda değildi.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmet Âkit, marşın mükâfatlı olmasından dolayı müsabakaya katılmamıştı. Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi böyle bir marşın ancak, Safahat nâzımı şâir Mehmed Akif tarafından yazılabileceğine inanmış ve 5 Şubat 1337, Milâdî 1921 tarihinde şu mektubu kendisine yazmıştır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">"Pek aziz ve muhterem efendim,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şi'iri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.''</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bu mektubun yazılmasından bir ay bile geçmeden milletin istediği İstiklâl Marşı yazılmış ve kahraman orduya ithaf olunmuştu.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Marş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından beğenilmişti. Yalnız bu marşın üstada-ı rencide etmeden Büyük Millet Meclisi'nden nasıl geçirileceği üzerinde düşünülmüştü. Bu sıralarda Maarif Vekâletince seçilen yedi marş da Büyük Millet Meclisi'ne getirilmişti.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 1337 (1921) tarihindeki toplantısında kararı, Karesi Meb'usu Basri Çantay, Meclise gelen marşlardan birinin okunması için bir takrir vermişti. Bu takrir Meclis üyelerinin re'yine sunulmuş ve tasvîb olunmuştur.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Marşlardan birinin okunması için Meclis Reisi tarafından, Hamdullah Suphi Bey kürsüye davet edilmiş ve ezcümle şöyle konuşmuştur:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">-Arkadaşlar, hatırlarsanız, Maarif Vekâleti son mücâdelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şâirlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi, burada yedi tanesi en fazla vasfı hâiz olarak görülmüş ve seçilmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif'ten bir marş yazmasını rica ettiğini, marşın yazıldığını, beğenildiğini söylemiş ve intihabının Meclis'e ait olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hamdullah Suphi, gür sesiyle Meclis'in kürsüsünde İstiklâl Marşı'nı okumuştur.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">"Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL"</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">mısraları ile bu marş, Meclis üyelerinin şiddetli ve heyecanlı tezahüratına vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kastamonu meb'usu Dr. Suad Beyin 12. Mart. 1337 (1921) tarihinde Büyük Millet Meclisi Riyasetine vermiş olduğu takrirde:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Riyâset-i Celîleye :</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Müzâkere kifayetini ve Mehmed Akif Beyin İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bundan başka Bolu meb'usu Tunalı Hilmi de takrir vermiş ise de reddedilmiş ve gene aynı tarihte Karâsi meb'usu Hasan Basri tarafından Riyâset-i Celîleye verilen takrirde:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Riyâset-i Celîleye :</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">"Bütün meclisin ve halkın takdîrâtını celbeden Mehmed Âkif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim. ' '</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Takrir Meclis Reisi tarafından oya sunulmuş ve kabul edilmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Böylece Mehmed Âkif tarafından yazılan marş İstiklâl Marşı olarak ekseriyetle kabul edilmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kırşehir Meb'usu Müfid Efendi, bu marşın, Hamdullah Suphi Bey tarafından Kürsüde tekrar okunmasını Konya Mebusu Refik Koraltan da Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta dinlenmesini teklif etmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bunun üzerine 12 Mart 1337 (1921) 'de kabul edilen ve kanuniyet kesbeden İstiklâl Marşı tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve marş ayakta dinlenmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">"Doğacaktır sana vâdettiği günler Hakkın,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İşte bu ruh ve îmân ile Türk Ordusu Sakarya boylarında, İzmir yollarında Allah'ın lütuf ve insaniyle şecaat ve kahramanlıklarını göstermiş ve nihayet 9 Eylü 1922 tarihinde Hakk'ın vaat ettiği o parlak güneş, İzmir ufuklarında doğmuş, Müslüman Türkün saffet ve kudreti karşısında düşman büyük bir hezimete uğramış ve denize dökülmüştür.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Aziz ve mübarek vatanımızın her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış, zaferin şahikasına ulaşmıştır. Nitekim İstiklâl Marşında:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">"Korkma ! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!" mısraları ne derin bir mânâ taşımaktadır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İzmir'in meşhur Kadife Kalesi'nde büyük Şanlı Türk bayrağı dalgalanmağa ve şiddetli alkışlar arasında yurdun her tarafında zafer şenlikleri yapılmağa başlanmıştı.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmed Âkif'e niçin istiklâl Marşı'nı Safahâtı'na koymadığı sorulduğunda o büyük insan:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">"O benim değildir. Ancak milletimindir." diye cevapta bulunmuştu. Aynı zamanda müsabaka için ayrılan (500) TL. o zaman fakir çocuk ve kadınlara örgü öğretmek, bir geçim sağlamak emeliyle teşekkül etmek üzere bulunan Darü'l Nisaiyye'ye teberru etmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Yakın arkadaşlarından, Ankara Baytar Müdürü'nün anlattığı palto hikâyesine göre. Millî Mücâdele sırasında. Ankara Baytar Müdürlüğünde bulunmuş olan bir zât. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi konferans salonundaki bir konuşmasında şöyle demişti:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmed Âkif'in giyecek bir paltosu yoktu. Tâceddin Dergâhi'ndan Büyük Millet Meclisi'ne kadar paltosuz olarak yaya giderdi. O zamanlar Ankara'nın soğuğu çok şiddetli idi. Ben daireme gelir, paltomu Mehmed Âkif'e gönderirdim. O da giyer Meclise giderdi, İstiklâl Marşı için verilen parayı geri vermesinden dolayı kendisine, Mehmed Âkif üzerinde bir palton yok, verilen parayı da almazsın, dedim. Bunun üzerine, bana darıldı, paltomu da kabul etmedi. O soğuklarda paltosuz olarak Büyük Millet Meclisine gitti, geldi.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmed Akif'in buna benzer şahsına has daha birçok meziyetleri vardır. Dürüsttür, hattâ Harb-i Umûmî içinde kardeşinin evinde çayı şekerle içtiklerini görünce, milletin yemediğini siz nasıl yiyorsunuz, demiş ve bir müddet kardeşinin evine bile gitmemiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmed Âkif'in rahatsız bulunduğu Alemdağı'nda son günlerde içlerinde Târık Us'un da bulunduğu bir grup üstadın ziyaretine gitmişler, Mehmed Âkif bitkin bir hâlde yatağında yatıyordu. Konuşma esnasında söz İstiklâl Marşı'na intikâl ettirilmiş, gelen ziyaretçilerden biri:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">— Acaba İstiklâl Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı? demiş, bu söz üzerine yatağında bitkin bir hâlde yatmakta olan Akif; birdenbire başını kaldırmış ve ona:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">— Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Evet:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">— Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin! Bir daha onu istiklâl Marşı yazmaya mecbur etmesin, sözüyle ziyaretçileri susturmuş, o büyük insanın ne demek istediği herkes tarafından anlaşılmıştı.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Büyük insan Mehmed Akif Ersoy, mezarına milleti için yazmış olduğu istiklâl Marşı'yla konulmuştur. Tarihte kendi eseriyle gömülen ilk bahtiyar ölülerden biri de şüphesiz Mehmed Âkif Ersoy olmuştur.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Cenâb-ı Hak rahmet etsin, ruhu şad olsun.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">*Veli Ertan, Milli Kültür Dergisi, Aralık 1979</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İstiklâl Marşı'nın Açıklaması</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Millî ve manevî değerleri coşkunlukla işleyen edebî eserler, o milleti manen kuvvetli kılar. Savaş sırasında cephedeki askere cesaret ve kuvvet, geride kalana sabır ve metanet verecek şiirlere, hikâyelere, destanlara, türkülere ihtiyaç vardır. Böyle buhranlı devrelerde, milletin şâirlerden, yazarlardan beklediği manevî destek budur.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İşte Âkif, Türk milletine, cesaret, metanet, sabır aşılamak, daha doğrusu onda mevcut bulunan bu duyguları harekete getirmek üzere kaleme aldığı şiirine "korkma" sözüyle başlıyor. "Al sancak" yâni bayrak, bir milletin istiklâlinin sembolüdür. O elden ele dolaşan bir meş'ale gibi nesilden nesile sönmeden, yere düşürülmeden devredilecektir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Bayrağın sönmesi, Türk milletinin istiklâlini kaybetmesi, "yurdun üstünde tüten en son ocağın sönmesi" ise, son Türk erkeğinin ölümü demektir. O hâlde, son Türk erkeği, son nefesini vermeden, Türk istiklâlini yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zîra bayrağımız, milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir. Bize, milletimize aittir. Biz yaşadıkça onu kimse elimizden alamaz. Bu kıtada anlatılanları bir cümle ile ifâde etmek istersek; Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe, istiklâlini kimse yok edemez.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Şâir ikinci kıtada; bayrağımızın o zamanki kırgın, küskün, öfkeli hâlini dile getiriyor. Türk vatanının bâzı kısımları istilâ edilmiştir. Bu yüzden bazı bayraklarımız indirilmiş, yerlerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak, öfke hâlini ifâde eder. Kaş bizim edebiyatımızda hilâle benzetilir. Sevgilinin kaşları dâima hilâl şeklinde gösterilmiştir. Sevgili de nazlı bir güzeldir. Aşıkına eziyet etmekten, onu üzmekten zevk duyar. Bayraktaki hilâl de, tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman Türk ırkını üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği ise, gülen bir yüzdeki kaşlar gibi, hilâlin açılmasıdır. Türk milleti, bayrağımızı yine göklerde dalgalanır hâlde görmeyi arzu etmektedir. Bir aşıkın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi, istiklâle âşık Türk milleti de istiklâlin sembolü olan bayraktan, yüzünün gülmesini, hilâl şeklindeki kaşının açılmasını beklemektedir. Bu ise milletimizin en tabiî hakkıdır. Çünkü, Türkler, istiklâlleri, bayrakları uğruna pek çok kan dökmüştür. Bu kanları bayrağa helâl etmesi için, onun da artık nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması lâzımdır. Bu kıtada, Mehmet Âkif, üstü kapalı olarak Allah'a hitap etmekte, Türk milletine bu dayanılmaz hâli, düşman istilâsını reva gördüğü için, Allah'a serzenişte bulunmaktadır. Zîra Müslüman Türk milleti, asırlarca îlâ-yı kelimetullah (Allah kelâmını, Kur'anı yüceltmek) İslâm dînini ve adaletini dünyaya yaymak için savaşmıştır (gaza etmiştir). Bu uğurda pek çok şehit vermiştir. Böyle bir milletin düşman istilâsına uğraması haksızlıktır. Bu durum ancak günahkârlara reva görülebilir bir cezadır. Türk Milleti dâima Hakk'a (Allah'a) inandığı, taptığı, onun yolundan ayrılmadığı için bu cezayı hak etmemiştir. Onun hakkı istiklâldir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Üçüncü kıt'ada şâir "ben" diyor. Ancak kastettiği mânâ aslında "biz"dir. Türk milleti adına konuşmaktadır. Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır, dâima da hür yaşayacaktır. Ona esaret zinciri vurmaya kalkışmak çılgınlıktır. Zîra böyle bir harekete yeltenenler ağır şekilde cezalandırılır. Türk milleti, hürriyeti ve istiklâli uğrunda, önüne çıkacak her engeli aşacak kudrettedir. O böyle yüce bir gaye için, dağları yırtmak, engin denizleri taşırmak,bendleri aşmak gibi olağanüstü hareketleri başarabilecek güçtedir. Ergenekon Efsânesi, Türk'ün bu üstün vasfını ifâde etmektedir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Dördüncü kıt'ada, şâir, vatanımızı istilâya yeltenen Avrupalılara meydan okuyor. Yirminci asrın başında Avrupa medeniyeti artık can çekişmektedir. Ondokuzuncu asırdaki üstünlüğünü kaybetmiş durumdadır. Bu yüzden tek dişi kalmış bir canavardır. Ancak Avrupa bu zayıflamış durumunu hazmedemediğinden, mevcut teknik imkânlarını seferber ederek, topuyla, tüfeğiyle bizi yok etmek gayretindedir. Avrupa medeni imkânlarını, Türklüğü dünya haritasından silmek için, bir vasıta olarak kullanmaktadır Mehmetçiğin süngüsüne topla, tüfekle cevap vermektedir. Avrupalı kendini çelik zırhlarla korurken Mehmetçik, onun modern silâhlarına îman dolu göğsüyle karşı durmaktadır. Bu silâhlarıyla, Avrupalı, kudurmuş bir canavar gibi uluyarak, kahraman Türk ordusunu sindirmeğe çalışmaktadır. Şâir, askerlerimize, bu artık eski gücünü kaybetmiş, zâlim, Müslüman Türk düşmanı, haçlı ordularından korkmamalarını, îman dolu bir göğsün, en modern silâhlara karşı koyabileceğini haykırıyor. Neticede Mehmet Âkif, haklı çıkmış, Avrupa medeniyeti îmanlı Türk askeri karşısında gerilemeğe mecbur edilmiş, bir kısmı Akdeniz'e dökülürken, bir kısmı da bayrağımızı selâmlayarak, memleketimizi terk etmiştir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Beşinci kıt'ada, şâir yine kahraman Türk askerine hitâp ediyor Türk yurduna alçakları (düşmanları) uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini tavsiye ediyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler, düşmana mâni olacaktır. Bu kıt'ada "uğratmak" sözü de tesadüfen kullanılmış değildir. Şâir bu sözü, "Düşman yurdumuza girmesin", "Onu yurda sokma" mânâsına kullanmamıştır. "Uğramak" bir yerde çok kısa bir süre için bulunmaktır. Mehmet Âkif, düşmanın çok kısa bir süre için de olsa, yurdumuzda bulunmasına müsamaha edilmemesini Türk askerinden islemektedir. Şâir, bu hayâsızca akının uzun sürmeyeceğine, Allah'ın Türk milletine (Kur'ânda) vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır. Bu îmanını, orduya da aşılamak arzusundadır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Altıncı kıt'ada da şâir, Türk ordusuna vatanın kutsiyetini hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük fark vardır. Toprağı vatan hâline getiren onu elde etmek ve korumak için şehit olan atalarımızın, o topraktaki mezarlarıdır. Kısacası alelâde toprak büyük bir değer taşımaz. Ama vatan toprağı, uğrunda şehit olan atalarımızın kanıyla sulanmış olduğu, şehit mezarlarıyla dolu bulunduğu için mukaddestir. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bu vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın her yerinde vardır. Ancak şehit atalarımızın mezarları sâdece bu vatanın üzerinde mevcuttur. Bu yüzden vatanımızı korumak için seve seve canımızı veririz. Yedinci kıt'ada da, aynı duygu ve düşünceler işleniyor. Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanın ruhu, dini inançlarımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz, bu vatan topraklarında yattığı için, vatanımız da cennetten farksızdır. Bu vatan topraklarının her tarafı şehit mezarlarıyla baştan başa doludur. O kadar ki, toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Bu yüzden de, bu vatan bizim en mukaddes, en sevgili varlığımızdır. Canımızı, canımızdan çok sevdiğimiz insanları, varımızı yoğumuzu Allah'a seve seve veririz. Esasen her şeyi bize veren Allah'tır. İstediği zaman da elimizden alır. Onun emrine karşı gelmek, isyan etmek aklımızdan geçmez. Fakat Allah'tan bir tek dileğimiz vardır: O da bizi yaşadığımız sürece vatanımızdan ayrı düşürmemesidir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Şâir, sekizinci kıt'ada Allah'a hitâp ediyor. Şâirin Allah'tan yegâne dileği, mabedinin göğsüne yabancı (düşman) eli değmemesidir. Camilerimiz ve mukaddes saydığımız bütün varlıklarımıza düşman eli değmemelidir. Bu ezanlar ebediyen, Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Ezan sesi hiçbir zaman susmamalıdır. İslâmiyetin beş şartından biri de kelime-i şahadet getirmek, yani "eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühü" demektir. Günde beş vakit okunan ezan'ın mâna ve muhtevası içerisinde kelime-i şahadet de vardır. Bir insanın Müslüman olması için kelime-i şahadet getirmesi şarttır. Ezan ve kelime-l şahadet olmayınca, İslâmiyet de olmaz.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Dokuzuncu kıt'ada, ezan sesleri, yurdumuzun üstünde inlediği müddetçe şehitlerimizin de ruhlarının şâd olacağına işaret ediliyor. Ezan sesi, sadece yaşayanlara değil, ölülere, hattâ onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir mânâ taşır. Şehit atalarımızın maddeden tecerrüd etmiş (sıyrılmış) ruhları yerden fışkırarak ezan sesiyle ayağa kalkacak ve arşa yükselecektir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Son kıt'ada şâir, zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalanmakta, şafağın kırmızılığıyla adetâ yarış edercesine, gök yüzünü Kızıl renge boyamaktadır. Türk ırkı, yeniden hürriyetine ve istiklâline kavuşmuştur. Artık onun için yıkılmak, yok olmak düşünülemez. Bayrağımız göklerde dalgalanmaya başladığı için, şehitlerimizin kanlarını helâl edebiliriz. Zira, hedefe ulaşılmış, yüce gaye gerçekleşmiştir. Kısacası zafer kazanılmıştır. Esasen bu Allah'a tapan ve doğruluktan ayrılmayan büyük Türk milletinin en tabiî hakkıdır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Böylece Şâir, şiir boyunca vatanımızın kutsiyetini, istiklâlin mânâ ve ehemmiyetini bu uğurda canım vermenin her Türk askeri için, bir borç olduğunu ifâde etmiştir. Son kıt'ada da kahraman Türk ordusuna çok yakında gerçekleşeceğini ümit ettiği, büyük zaferin heyecanını yaşatmak suretiyle, onun manevî gücünü son noktasına ulaştırmayı başarmıştır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türkiye’de ilk defa bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920’de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından yapıldı. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur’u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da “Türk şairlerinin nazarı dikkatine” sunuldu.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yarışmaya 724 parça şiir katıldı. Fakat hiçbirisi milli marş olmaya layık görülmedi. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu. Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif’in yarışmaya katılmasını sağladı. Mehmet Akif’in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendi.Cevap olarak Mehmet Akif’in şiirinin beğenildiği bildirildi.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı. Başkanvekili Hasan Fehmi Efe’nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Marş, Hamdullah Suphi tarafından Meclis’te okundu. Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi. Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Akif’in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve “Oy birliği ile kabul edildi.” Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi. Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım” dedi ve bu marşı Safahat’a almadı. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">İSTİKLAL MARŞI VE AÇIKLAMASI</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">O benimdir, o benim, milletimindir ancak.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmet Akif, Türk milletine cesaret ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için, şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi Türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden Türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hakkıdır, Hak’a tapan milletimin istiklal!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Şair, ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş, yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak, öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca, edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman Türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milleti de özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü, Türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı için özgürlük onun hakkıdır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaştım!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarim.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Şair “ben” diyor.(Ancak kastettiği mana aslında bizdir Türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan Avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında Avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair batıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak Avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken Mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakin.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın...</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canini feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Şair Türk ordusuna vatanin kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatani dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanimiz üzerindedir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda?</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli-</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşim,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">O zaman yükselerek arşa değer belki başım.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizin de ruhları şad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Artık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitlerimizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdir.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Mehmet Akif ERSOY </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">YARIŞMAYA KATILAN DİĞER MARŞLAR</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSTİKLÂL MARŞI</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk’ün evvelce büyük bir pederi</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Çekti sancağa hilâl-i seheri</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Kanımızla boyadık bahr ü beri</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Böyle aldık bu güzel ülkeleri </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İleri, arş ileri, arş ileri</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Geri kalsın vatanın kahpeleri</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Seni ihya için ey namı büyük</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Vatanım uğruna öldük,öldük</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ne büyük kaldı bu yolda ne küçük</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Siper oldu dağlar gibi sana Türk </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yürü ey milletin efradı yürü</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ak sütü emmiş vatan evladı yürü </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Vatan evladın kurban edeli</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Milletin hür yaşamaktır emeli</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Veremez kimseye bir Çamlıbeli</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Bağlanır mı acaba Türk’ün eli</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İleri, arş ileri, arş ileri</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Çiğnenir çünkü kalan yolda geri</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> HÜSEYİN SUAD </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSTİKLÂL TÜRKÜSÜ</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Millet aşkı, din aşkı, vatan aşkı uyansın</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yurduma göz diken, al kanlara boyansın</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya ben ya onlar diyen silahına dayansın </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk oğludur bu millet</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türkündür bu memleket</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk oğludur bu millet</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türkündür bu memleket </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Düşman gözü tutama yanar dağlar başını</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Bağrımızda saklarız vatanın her taşını</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yurdumuza yan bakan döker gözün yaşını </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk oğludur bu millet</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türkündür bu memleket</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk oğludur bu millet</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türkündür bu memleket</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Can veririz her zaman hürriyetin yoluna</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya gazi ya şehitlik ne devlettir kuluna</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ata emanet etmiş namusunu oğluna </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Bize Türk oğlu derler</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Hep bizimdir bu yerler </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ankara A.S. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSTİKLÂL MARŞI </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Göz yaşına veda et,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ey güzel Anadolu!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Hakkını korur elbet,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk’ün bükülmez kolu. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Cenk ederiz genç, koca</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Bugün değil, yarın da </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yadımız ağladıkça</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İzmir ezanlarında. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Hak yoluna kan olur.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Dünyalara taşarız.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya şerefle vurulur,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya efendi yaşarız. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Her gün yeni bir hile</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Arkasında satıldık.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Her gün yeni bir dille,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yurdumuzdan atıldık. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yeter, ey Kâbe'mize</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Elimizden alanlar.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Alıkoyamaz bizi,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yolumuzdan yalanlar. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Biz bu yolda sel olur,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Dünyalara taşarız.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya şerefle vurulur,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya efendi yaşarız. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Hangi alçak el alır,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> El zinciri boynuna?</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Kim Yunan’ı bırakır,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk kızının koynuna. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Biz ki Türk'üz, muhakkak,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Her milletten uluyuz.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yeryüzünde bir ancak,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yurdumuzun kulluyuz. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Yurt yolunda kan olur,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Dünyalara taşarız.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya şerefle vurulur,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ya efendi yaşarız. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> KEMALEDDİN KAMİ </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSTİKLÂL MARŞI</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ey Müslüman, ey Türk oğlu</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Açıldı istiklâl yolu,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Benim son günlerimdir,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Diyor bize Anadolu. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Çek sancağı Türk ordusu,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Olmaz Türk’ün can korkusu</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Esarete dayanır mı,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Türk vatanı, Türk namusu? </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bu son savaş bize farzdır,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Fırsatımız gayet azdır,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Muzaffer ol da ey millet,,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Altın ile tarih yazdır. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Birleşelim özümüzden,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Dönmeyelim sözümüzden,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Hem silelim bu lekeyi,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Tarihteki yüzümüzden. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSKENDER HAKİ </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSTİKLÂL MARŞI </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Altı bin yıl efendilik yaptın,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">“Kahraman Türk” idi cihanda adın.</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Bir ateşten siperden İslam’a,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Sönmeyen bir güneş gibi yaşasın. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ey büyük ünlü milletimin ileri!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Hasmına çiğnetme koş bu şanlı yeri! </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Düşmanın bir cihansa dostun hak,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Hakkın elbet müstakil yaşamak,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Atıl,ez,vur senindir istiklâl,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">( Yürü, vur, ez senindir istiklâl)</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">ebedi parlasın şu al bayrak. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ey benim şanlı milletimin ileri!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ele çiğnetme koş bu ülkeleri!..</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> İSTİKLÂL MARŞI </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Yıllarca altı cephede ateşle kanlara;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Türk’ün hilal ü dinine düşman olanlar;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ceddin o, Yıldırım gibi saldın zaman ,zaman</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Yüksek başını eğilmedi bir an cihanlara. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> ( Ey kahramanlar, ey berk-ı pür-şitab)</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab! </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ey mazi-i havarıkı bin destan olan;</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Garbın zalam-ı zulmüne yüz yıl kılınç salan salan </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">( Baş eğmeyen cihanlara yüz yıl kılınç salan)</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Aslan yürekli ordu; demir giy, silah kuşan!</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Zira hududu kapladı ateşle kan, duman </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> (Ey kahramanlar, ey berk-ı pür-şitab)</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab! </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Aslan mücahid ordusu, ey haris-i salah,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Destinde seyf-i Hak gibi pek şanlı bir silah</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Açtın sema-yı millete pürnür bir sabah,</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red">Ati bizim… Bizim artık vatan , zafer, felah. </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> ( Ey kahramanlar, ey berk-ı pür-şitab )</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab! </span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"> MEHMET MUHSİN</span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p> <p style="text-align: center"><strong><span style="color: Red"></span></strong></p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="imqossibLe, post: 105922, member: 41715"] [CENTER][B][COLOR="Red"]İstiklâl mücâdelesinin en çetin bir safhasında milletin duygularını belirtecek bir "İstiklâl Marşı"nın yazılması istenmiş ve böylece, Maarif Vekâleti tarafından bir müsabaka açılmış ve müsabakada birinciliği kazanacak zâta 500 lira nakdî mükâfat verileceği ilân edilmişti. Yurdun her tarafından 500'den fazla şâir müsabakaya girmişti. Fakat yazılan marşlar, milletin hissiyatına tercüman olacak bir durumda değildi. Mehmet Âkit, marşın mükâfatlı olmasından dolayı müsabakaya katılmamıştı. Zamanın Maarif Vekili Hamdullah Suphi böyle bir marşın ancak, Safahat nâzımı şâir Mehmed Akif tarafından yazılabileceğine inanmış ve 5 Şubat 1337, Milâdî 1921 tarihinde şu mektubu kendisine yazmıştır. "Pek aziz ve muhterem efendim, İstiklâl marşı için açılan müsabakaya iştirak buyurmamaklarındaki sebebin izâlesi için pek çok tedbirler vardır Zât-i üstadânelerinin matlûb şi'iri vücûda getirmeleri maksadın husûli için son çâre olarak kalmıştır. Asl endîşenizin icâbettiği ne varsa hepsini yaparız. Memleketi bu müessir telkin ve tehiç vâsıtalarından mahrum bırakmamanızı rica ve bu vesile ile en derin hürmet ve muhabbeti arz ve tekrar eylerim.'' Bu mektubun yazılmasından bir ay bile geçmeden milletin istediği İstiklâl Marşı yazılmış ve kahraman orduya ithaf olunmuştu. Marş, Maarif Vekili Hamdullah Suphi ve arkadaşları tarafından beğenilmişti. Yalnız bu marşın üstada-ı rencide etmeden Büyük Millet Meclisi'nden nasıl geçirileceği üzerinde düşünülmüştü. Bu sıralarda Maarif Vekâletince seçilen yedi marş da Büyük Millet Meclisi'ne getirilmişti. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 1 Mart 1337 (1921) tarihindeki toplantısında kararı, Karesi Meb'usu Basri Çantay, Meclise gelen marşlardan birinin okunması için bir takrir vermişti. Bu takrir Meclis üyelerinin re'yine sunulmuş ve tasvîb olunmuştur. Marşlardan birinin okunması için Meclis Reisi tarafından, Hamdullah Suphi Bey kürsüye davet edilmiş ve ezcümle şöyle konuşmuştur: -Arkadaşlar, hatırlarsanız, Maarif Vekâleti son mücâdelemizin ruhunu terennüm edecek bir marş için şâirlerimize müracaat etmiştir. Birçok şiirler geldi, burada yedi tanesi en fazla vasfı hâiz olarak görülmüş ve seçilmiştir. Hamdullah Suphi, Mehmed Âkif'ten bir marş yazmasını rica ettiğini, marşın yazıldığını, beğenildiğini söylemiş ve intihabının Meclis'e ait olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir. Hamdullah Suphi, gür sesiyle Meclis'in kürsüsünde İstiklâl Marşı'nı okumuştur. "Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet Hakkıdır, Hakka tapan milletimin İSTİKLÂL" mısraları ile bu marş, Meclis üyelerinin şiddetli ve heyecanlı tezahüratına vesile olmuş, salon alkış sesleriyle dolmuştur. Kastamonu meb'usu Dr. Suad Beyin 12. Mart. 1337 (1921) tarihinde Büyük Millet Meclisi Riyasetine vermiş olduğu takrirde: Riyâset-i Celîleye : Müzâkere kifayetini ve Mehmed Akif Beyin İstiklâl Marşı'nın kabulünü teklif ederim. Bundan başka Bolu meb'usu Tunalı Hilmi de takrir vermiş ise de reddedilmiş ve gene aynı tarihte Karâsi meb'usu Hasan Basri tarafından Riyâset-i Celîleye verilen takrirde: Riyâset-i Celîleye : "Bütün meclisin ve halkın takdîrâtını celbeden Mehmed Âkif Beyefendinin şiirinin tercîhan kabulünü teklif ederim. ' ' Takrir Meclis Reisi tarafından oya sunulmuş ve kabul edilmiştir. Böylece Mehmed Âkif tarafından yazılan marş İstiklâl Marşı olarak ekseriyetle kabul edilmiştir. Kırşehir Meb'usu Müfid Efendi, bu marşın, Hamdullah Suphi Bey tarafından Kürsüde tekrar okunmasını Konya Mebusu Refik Koraltan da Milletin ruhuna tercüman olan işbu İstiklâl Marşının ayakta dinlenmesini teklif etmiştir. Bunun üzerine 12 Mart 1337 (1921) 'de kabul edilen ve kanuniyet kesbeden İstiklâl Marşı tekrar Hamdullah Suphi tarafından okunmuş ve marş ayakta dinlenmiştir. "Doğacaktır sana vâdettiği günler Hakkın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın." İşte bu ruh ve îmân ile Türk Ordusu Sakarya boylarında, İzmir yollarında Allah'ın lütuf ve insaniyle şecaat ve kahramanlıklarını göstermiş ve nihayet 9 Eylü 1922 tarihinde Hakk'ın vaat ettiği o parlak güneş, İzmir ufuklarında doğmuş, Müslüman Türkün saffet ve kudreti karşısında düşman büyük bir hezimete uğramış ve denize dökülmüştür. Aziz ve mübarek vatanımızın her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış, zaferin şahikasına ulaşmıştır. Nitekim İstiklâl Marşında: "Korkma ! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O, benim milletimin yıldızıdır, parlayacak, O, benimdir; o, benim milletimindir ancak!" mısraları ne derin bir mânâ taşımaktadır. İzmir'in meşhur Kadife Kalesi'nde büyük Şanlı Türk bayrağı dalgalanmağa ve şiddetli alkışlar arasında yurdun her tarafında zafer şenlikleri yapılmağa başlanmıştı. Mehmed Âkif'e niçin istiklâl Marşı'nı Safahâtı'na koymadığı sorulduğunda o büyük insan: "O benim değildir. Ancak milletimindir." diye cevapta bulunmuştu. Aynı zamanda müsabaka için ayrılan (500) TL. o zaman fakir çocuk ve kadınlara örgü öğretmek, bir geçim sağlamak emeliyle teşekkül etmek üzere bulunan Darü'l Nisaiyye'ye teberru etmiştir. Yakın arkadaşlarından, Ankara Baytar Müdürü'nün anlattığı palto hikâyesine göre. Millî Mücâdele sırasında. Ankara Baytar Müdürlüğünde bulunmuş olan bir zât. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi konferans salonundaki bir konuşmasında şöyle demişti: Mehmed Âkif'in giyecek bir paltosu yoktu. Tâceddin Dergâhi'ndan Büyük Millet Meclisi'ne kadar paltosuz olarak yaya giderdi. O zamanlar Ankara'nın soğuğu çok şiddetli idi. Ben daireme gelir, paltomu Mehmed Âkif'e gönderirdim. O da giyer Meclise giderdi, İstiklâl Marşı için verilen parayı geri vermesinden dolayı kendisine, Mehmed Âkif üzerinde bir palton yok, verilen parayı da almazsın, dedim. Bunun üzerine, bana darıldı, paltomu da kabul etmedi. O soğuklarda paltosuz olarak Büyük Millet Meclisine gitti, geldi. Mehmed Akif'in buna benzer şahsına has daha birçok meziyetleri vardır. Dürüsttür, hattâ Harb-i Umûmî içinde kardeşinin evinde çayı şekerle içtiklerini görünce, milletin yemediğini siz nasıl yiyorsunuz, demiş ve bir müddet kardeşinin evine bile gitmemiştir. Mehmed Âkif'in rahatsız bulunduğu Alemdağı'nda son günlerde içlerinde Târık Us'un da bulunduğu bir grup üstadın ziyaretine gitmişler, Mehmed Âkif bitkin bir hâlde yatağında yatıyordu. Konuşma esnasında söz İstiklâl Marşı'na intikâl ettirilmiş, gelen ziyaretçilerden biri: — Acaba İstiklâl Marşı yeniden yazılsa daha iyi olmaz mı? demiş, bu söz üzerine yatağında bitkin bir hâlde yatmakta olan Akif; birdenbire başını kaldırmış ve ona: — Allah bir daha bu millete İstiklâl Marşı yazdırmasın! Evet: — Allah bir daha bu memleketin, bu milletin istiklâlini tehlikeye düşürmesin! Bir daha onu istiklâl Marşı yazmaya mecbur etmesin, sözüyle ziyaretçileri susturmuş, o büyük insanın ne demek istediği herkes tarafından anlaşılmıştı. Büyük insan Mehmed Akif Ersoy, mezarına milleti için yazmış olduğu istiklâl Marşı'yla konulmuştur. Tarihte kendi eseriyle gömülen ilk bahtiyar ölülerden biri de şüphesiz Mehmed Âkif Ersoy olmuştur. Cenâb-ı Hak rahmet etsin, ruhu şad olsun. *Veli Ertan, Milli Kültür Dergisi, Aralık 1979 İstiklâl Marşı'nın Açıklaması Millî ve manevî değerleri coşkunlukla işleyen edebî eserler, o milleti manen kuvvetli kılar. Savaş sırasında cephedeki askere cesaret ve kuvvet, geride kalana sabır ve metanet verecek şiirlere, hikâyelere, destanlara, türkülere ihtiyaç vardır. Böyle buhranlı devrelerde, milletin şâirlerden, yazarlardan beklediği manevî destek budur. İşte Âkif, Türk milletine, cesaret, metanet, sabır aşılamak, daha doğrusu onda mevcut bulunan bu duyguları harekete getirmek üzere kaleme aldığı şiirine "korkma" sözüyle başlıyor. "Al sancak" yâni bayrak, bir milletin istiklâlinin sembolüdür. O elden ele dolaşan bir meş'ale gibi nesilden nesile sönmeden, yere düşürülmeden devredilecektir. Bayrağın sönmesi, Türk milletinin istiklâlini kaybetmesi, "yurdun üstünde tüten en son ocağın sönmesi" ise, son Türk erkeğinin ölümü demektir. O hâlde, son Türk erkeği, son nefesini vermeden, Türk istiklâlini yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zîra bayrağımız, milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir. Bize, milletimize aittir. Biz yaşadıkça onu kimse elimizden alamaz. Bu kıtada anlatılanları bir cümle ile ifâde etmek istersek; Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe, istiklâlini kimse yok edemez. Şâir ikinci kıtada; bayrağımızın o zamanki kırgın, küskün, öfkeli hâlini dile getiriyor. Türk vatanının bâzı kısımları istilâ edilmiştir. Bu yüzden bazı bayraklarımız indirilmiş, yerlerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak, öfke hâlini ifâde eder. Kaş bizim edebiyatımızda hilâle benzetilir. Sevgilinin kaşları dâima hilâl şeklinde gösterilmiştir. Sevgili de nazlı bir güzeldir. Aşıkına eziyet etmekten, onu üzmekten zevk duyar. Bayraktaki hilâl de, tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman Türk ırkını üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği ise, gülen bir yüzdeki kaşlar gibi, hilâlin açılmasıdır. Türk milleti, bayrağımızı yine göklerde dalgalanır hâlde görmeyi arzu etmektedir. Bir aşıkın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi, istiklâle âşık Türk milleti de istiklâlin sembolü olan bayraktan, yüzünün gülmesini, hilâl şeklindeki kaşının açılmasını beklemektedir. Bu ise milletimizin en tabiî hakkıdır. Çünkü, Türkler, istiklâlleri, bayrakları uğruna pek çok kan dökmüştür. Bu kanları bayrağa helâl etmesi için, onun da artık nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması lâzımdır. Bu kıtada, Mehmet Âkif, üstü kapalı olarak Allah'a hitap etmekte, Türk milletine bu dayanılmaz hâli, düşman istilâsını reva gördüğü için, Allah'a serzenişte bulunmaktadır. Zîra Müslüman Türk milleti, asırlarca îlâ-yı kelimetullah (Allah kelâmını, Kur'anı yüceltmek) İslâm dînini ve adaletini dünyaya yaymak için savaşmıştır (gaza etmiştir). Bu uğurda pek çok şehit vermiştir. Böyle bir milletin düşman istilâsına uğraması haksızlıktır. Bu durum ancak günahkârlara reva görülebilir bir cezadır. Türk Milleti dâima Hakk'a (Allah'a) inandığı, taptığı, onun yolundan ayrılmadığı için bu cezayı hak etmemiştir. Onun hakkı istiklâldir. Üçüncü kıt'ada şâir "ben" diyor. Ancak kastettiği mânâ aslında "biz"dir. Türk milleti adına konuşmaktadır. Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır, dâima da hür yaşayacaktır. Ona esaret zinciri vurmaya kalkışmak çılgınlıktır. Zîra böyle bir harekete yeltenenler ağır şekilde cezalandırılır. Türk milleti, hürriyeti ve istiklâli uğrunda, önüne çıkacak her engeli aşacak kudrettedir. O böyle yüce bir gaye için, dağları yırtmak, engin denizleri taşırmak,bendleri aşmak gibi olağanüstü hareketleri başarabilecek güçtedir. Ergenekon Efsânesi, Türk'ün bu üstün vasfını ifâde etmektedir. Dördüncü kıt'ada, şâir, vatanımızı istilâya yeltenen Avrupalılara meydan okuyor. Yirminci asrın başında Avrupa medeniyeti artık can çekişmektedir. Ondokuzuncu asırdaki üstünlüğünü kaybetmiş durumdadır. Bu yüzden tek dişi kalmış bir canavardır. Ancak Avrupa bu zayıflamış durumunu hazmedemediğinden, mevcut teknik imkânlarını seferber ederek, topuyla, tüfeğiyle bizi yok etmek gayretindedir. Avrupa medeni imkânlarını, Türklüğü dünya haritasından silmek için, bir vasıta olarak kullanmaktadır Mehmetçiğin süngüsüne topla, tüfekle cevap vermektedir. Avrupalı kendini çelik zırhlarla korurken Mehmetçik, onun modern silâhlarına îman dolu göğsüyle karşı durmaktadır. Bu silâhlarıyla, Avrupalı, kudurmuş bir canavar gibi uluyarak, kahraman Türk ordusunu sindirmeğe çalışmaktadır. Şâir, askerlerimize, bu artık eski gücünü kaybetmiş, zâlim, Müslüman Türk düşmanı, haçlı ordularından korkmamalarını, îman dolu bir göğsün, en modern silâhlara karşı koyabileceğini haykırıyor. Neticede Mehmet Âkif, haklı çıkmış, Avrupa medeniyeti îmanlı Türk askeri karşısında gerilemeğe mecbur edilmiş, bir kısmı Akdeniz'e dökülürken, bir kısmı da bayrağımızı selâmlayarak, memleketimizi terk etmiştir. Beşinci kıt'ada, şâir yine kahraman Türk askerine hitâp ediyor Türk yurduna alçakları (düşmanları) uğratmaması için gerekirse canını feda etmesini tavsiye ediyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler, düşmana mâni olacaktır. Bu kıt'ada "uğratmak" sözü de tesadüfen kullanılmış değildir. Şâir bu sözü, "Düşman yurdumuza girmesin", "Onu yurda sokma" mânâsına kullanmamıştır. "Uğramak" bir yerde çok kısa bir süre için bulunmaktır. Mehmet Âkif, düşmanın çok kısa bir süre için de olsa, yurdumuzda bulunmasına müsamaha edilmemesini Türk askerinden islemektedir. Şâir, bu hayâsızca akının uzun sürmeyeceğine, Allah'ın Türk milletine (Kur'ânda) vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır. Bu îmanını, orduya da aşılamak arzusundadır. Altıncı kıt'ada da şâir, Türk ordusuna vatanın kutsiyetini hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük fark vardır. Toprağı vatan hâline getiren onu elde etmek ve korumak için şehit olan atalarımızın, o topraktaki mezarlarıdır. Kısacası alelâde toprak büyük bir değer taşımaz. Ama vatan toprağı, uğrunda şehit olan atalarımızın kanıyla sulanmış olduğu, şehit mezarlarıyla dolu bulunduğu için mukaddestir. Bu vatanı dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın her yerinde vardır. Ancak şehit atalarımızın mezarları sâdece bu vatanın üzerinde mevcuttur. Bu yüzden vatanımızı korumak için seve seve canımızı veririz. Yedinci kıt'ada da, aynı duygu ve düşünceler işleniyor. Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanın ruhu, dini inançlarımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz, bu vatan topraklarında yattığı için, vatanımız da cennetten farksızdır. Bu vatan topraklarının her tarafı şehit mezarlarıyla baştan başa doludur. O kadar ki, toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Bu yüzden de, bu vatan bizim en mukaddes, en sevgili varlığımızdır. Canımızı, canımızdan çok sevdiğimiz insanları, varımızı yoğumuzu Allah'a seve seve veririz. Esasen her şeyi bize veren Allah'tır. İstediği zaman da elimizden alır. Onun emrine karşı gelmek, isyan etmek aklımızdan geçmez. Fakat Allah'tan bir tek dileğimiz vardır: O da bizi yaşadığımız sürece vatanımızdan ayrı düşürmemesidir. Şâir, sekizinci kıt'ada Allah'a hitâp ediyor. Şâirin Allah'tan yegâne dileği, mabedinin göğsüne yabancı (düşman) eli değmemesidir. Camilerimiz ve mukaddes saydığımız bütün varlıklarımıza düşman eli değmemelidir. Bu ezanlar ebediyen, Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Ezan sesi hiçbir zaman susmamalıdır. İslâmiyetin beş şartından biri de kelime-i şahadet getirmek, yani "eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühü" demektir. Günde beş vakit okunan ezan'ın mâna ve muhtevası içerisinde kelime-i şahadet de vardır. Bir insanın Müslüman olması için kelime-i şahadet getirmesi şarttır. Ezan ve kelime-l şahadet olmayınca, İslâmiyet de olmaz. Dokuzuncu kıt'ada, ezan sesleri, yurdumuzun üstünde inlediği müddetçe şehitlerimizin de ruhlarının şâd olacağına işaret ediliyor. Ezan sesi, sadece yaşayanlara değil, ölülere, hattâ onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir mânâ taşır. Şehit atalarımızın maddeden tecerrüd etmiş (sıyrılmış) ruhları yerden fışkırarak ezan sesiyle ayağa kalkacak ve arşa yükselecektir. Son kıt'ada şâir, zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalanmakta, şafağın kırmızılığıyla adetâ yarış edercesine, gök yüzünü Kızıl renge boyamaktadır. Türk ırkı, yeniden hürriyetine ve istiklâline kavuşmuştur. Artık onun için yıkılmak, yok olmak düşünülemez. Bayrağımız göklerde dalgalanmaya başladığı için, şehitlerimizin kanlarını helâl edebiliriz. Zira, hedefe ulaşılmış, yüce gaye gerçekleşmiştir. Kısacası zafer kazanılmıştır. Esasen bu Allah'a tapan ve doğruluktan ayrılmayan büyük Türk milletinin en tabiî hakkıdır. Böylece Şâir, şiir boyunca vatanımızın kutsiyetini, istiklâlin mânâ ve ehemmiyetini bu uğurda canım vermenin her Türk askeri için, bir borç olduğunu ifâde etmiştir. Son kıt'ada da kahraman Türk ordusuna çok yakında gerçekleşeceğini ümit ettiği, büyük zaferin heyecanını yaşatmak suretiyle, onun manevî gücünü son noktasına ulaştırmayı başarmıştır. İSTİKLAL MARŞI’NIN KABULÜ Türkiye’de ilk defa bir milli marş yazılması teşebbüsü, 1920’de Genel Kurmay Başkanı İsmet İnönü tarafından yapıldı. Maarif Vekili Dr. Rıza Nur’u ziyaret eden İsmet İnönü, Milli heyecanı koruyacak, milli azim ve imanı besleyecek, zinde tutacak bir marşın yazılmasını, ordu adına teklif etti. Yarışma Maarif Vekaletinin genelgesiyle okullara duyuruldu ve basın yoluyla da “Türk şairlerinin nazarı dikkatine” sunuldu. Yarışmaya 724 parça şiir katıldı. Fakat hiçbirisi milli marş olmaya layık görülmedi. Böyle bir marşın ancak Mehmet Akif tarafından yazılabileceği ve para meselesinden dolayı yarışmaya katılmadığı da ağızlarda dolaşıyordu. Hasan Basri Bey, para meselesinin kaldırıldığını söyleyerek, Akif’in yarışmaya katılmasını sağladı. Mehmet Akif’in şiiriyle birlikte üç parça, orduya gönderilerek, asker üzerinde tesiri en fazla olan eserin tespit edilmesi istendi.Cevap olarak Mehmet Akif’in şiirinin beğenildiği bildirildi. Maarif Vekaleti tarafından gönderilen İstiklal Marşı teklifi gündeme alındı. Başkanvekili Hasan Fehmi Efe’nin başkanlığındaki toplantıda ele alınan marşın tab ve tevziine karar verildi. Marş, Hamdullah Suphi tarafından Meclis’te okundu. Büyük bir coşkuyla dinlenen marş, sık sık alkışlarla kesildi. Marşın kabul edilmesi, 12 Mart 1921 tarihindeki toplantının öğleden sonraki oturumunda ele alındı. Akif’in marşının oya sunulması kararlaştırıldı ve “Oy birliği ile kabul edildi.” Marş teklif üzerine en son ayakta dinlendi. Kahraman orduya ithaf edilen marş, İstiklal marşı olarak kabul edildi. Akif “Onu milletime ve kahraman ordumuza hediye ettim. Zaten o milletin eseridir, milletin malıdır. Ben yalnız gördüğümü yazdım” dedi ve bu marşı Safahat’a almadı. İSTİKLAL MARŞI VE AÇIKLAMASI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim, milletimindir ancak. Mehmet Akif, Türk milletine cesaret ve tahammül aşılamak için ve onda bulunan duyguları harekete geçirmek için, şiirine korkma sözüyle başlıyor. Bayrak bir milletin geleceğinin ve bağımsızlığının sembolüdür. Bayrağın sönmesi Türk milletinin istiklalini kaybetmesidir. Şair ülkemizde tek bir insan kalana kadar bu vatanı savunacağımızı belirtiyor. O halde en son Türk bireyi son nefesini vermeden Türk istiklal ve bağımsızlığını yok etmek, Türk bayrağını söndürmek mümkün değildir. Zira bayrağımız milletimizin yıldızıdır. Bayrağın kaderi ile milletimizin kaderi birbirine bağlıdır. Bayrak bizimdir, biz yaşadıkça onu elimizden kimse alamaz.Türk milletinin bütün fertlerini öldürmedikçe bağımsızlığını kimse yok edemez. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal... Hakkıdır, Hak’a tapan milletimin istiklal! Şair, ikinci kıtada bayrağımızın o zaman ki kırgın, küskün, öfkeli halini dile getiriyor. Türk vatanının bazı parçaları, işgal edilmiştir. Bu yüzden bazı bölgelerde bayraklarımız indirilmiş, yerine düşman bayrakları asılmıştır. Kaş çatmak, öfke halini ifade eder. Kaş ayrıca, edebiyatımızda hilale benzetilir. Sevgilinin kaşları daima hilal şeklinde gösterilmiştir. Bayraktaki hilal de tıpkı nazlı bir sevgilinin kaşı gibi çatılmıştır. Kahraman Türk milletini üzmektedir. Türkün beklediği, özlediği gülen bir bayraktır.Türk bayrağının gülmesi göklerde dalgalanmasıdır. Bir aşığın sevgilisinden güler yüz beklemesi gibi bağımsızlığa aşık Türk milleti de özgürlüğün sembolü olan bayraktan gülmesini beklemektedir. Bu milletimizin en doğal hakkıdır. Çünkü, Türkler bağımsızlıkları ve bayrakları uğruna pek çok kan dökmüşlerdir. Bu kanları bayrağa helal etmeleri için onun da nazlanmayı bırakıp, göklerde dalgalanması gerekir. Türk milleti daima Allah’a inandığı için özgürlük onun hakkıdır. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaştım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarim. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Şair “ben” diyor.(Ancak kastettiği mana aslında bizdir Türk milleti adına konuşmaktadır) Türk milleti ezelden beri hür yaşamıştır,hür yaşayacaktır. Onun özgürlüğünü elinden almak isteyen ancak çıldırmış olmalı,zira böyle bir harekete kalkışanlar ağır bir şekilde cezalandırılır. Türk milleti bağımsızlığı uğrunda önüne çıkacak her engeli aşacak güçtedir. O; böylesine yüce bir amaç için dağları delecek, enginlere sığmayıp,denizleri taşıracaktır güçtedir. Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar, Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar, “Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar? Bu kıtada şair vatanımızı istilaya kalkışan Avrupalılara meydan okuyor. 20. asrın başında Avrupa medeniyeti 19.yy. deki görkeminden oldukça uzaktır. O sebeple şair batıyı tek dişi kalmış canavara benzetiyor. Ancak Avrupa mevcut teknik imkanlarını seferber ederek topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi yok etmeye çalışmaktadır. Mehmetçik ise bu güce topla, tüfekle, mızrakla, kılıçla cevap vermeye çalışmaktadır. Avrupalı kendini çelik zırhla korurken Mehmetçik ona iman dolu altın göğsüyle karşılık vermektedir. Arkadaş! Yurdumu alçakları uğratma, sakin. Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın... Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Şair kahraman Türk askerine hitap ediyor. Türk yurdunu alçakları uğratmaması için gerekirse canini feda etmesini öneriyor. Şehit gövdelerinin meydana getireceği siperler düşmana mani olacaktır. Mehmet Akif düşmanın çok kısa bir süre içinde bu hayasızca akına son vereceği Allah’ın Türk milletine Kuran-Kerimde vaat ettiği zafer gününün yarından bile daha yakın bir zamanda doğacağına inanmaktadır. Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı: Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı. Şair Türk ordusuna vatanin kutsallığını hatırlatıyor. Toprak ile vatan arasında büyük bir fark vardır. Toprağı vatan haline getiren onu elde etmek ve korumak için savaşan fertlerin varlığıdır. Kısacası sıradan bir toprak büyük bir değer taşımaz; ama vatan toprağı uğrunda şehit olan atalarımızın o topraktaki mezarlarıdır. Bu kutsal vatani dünyalara değişmeyiz. Toprak dünyanın her yerinde bulunur. Ancak atalarımızın kanlarıyla sulanan topraklar vatanimiz üzerindedir. Kim bu cennet vatanının uğruna olmaz ki feda? Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsında Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Bu vatan cennet kadar kıymetlidir. Şehit olanların ruhu dini inanışımıza göre doğrudan doğruya cennete gider. Şehitlerimiz bu vatan toprağında yattığı için cennetten farksızdır. Bir avuç toprağı sıksak şehitler fışkıracak sanırız. Canımızdan çok sevdiğimiz insanları varımızı yoğumuzu Allah alsında yalnız yaşadığımız sürece bizi vatanımızdan ayrı düşürmesin. Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli: Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli. Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli- Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli. Allah’a şair hitap ediyor. Mehmet Akif’in Allah’tan tek dileği ibadet yerlerinin göğsüne düşman elinin değmemesidir. Camilerimizden okunan ezanlar sonsuza kadar Türk yurdunun üstünde inlemelidir. Çünkü bu ezanlar dinimizin temelidir. O zaman vecd ile bin secde eder-varsa-taşim, Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır ruh-ı mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım. Ezan sesleri yurdumuzun üstünde inledikçe şehitlerimizin de ruhları şad olacaktır. Ezan sesi sadece yaşayanlara değil, ölülere hatta onların mezar taşlarına bile tesir eden yüce bir anlam taşır. Şehit atalarımızın her şeyden arınmış ruhları yerden fışkıracak, ezan sesiyle ayağa kalkacak ve dışa yükselecektir. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal: Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklal! Şair zafer gününün heyecanını yaşıyor. Şanlı bayrağımız dalgalandıkça gökyüzünü şafakla yarış edercesine gökyüzünü kızıl renge boyamaktadır. Türk milleti yeniden bağımsızlığına kavuşmuştur. Artık onun için yok olma korkusu kalmamıştır. Bayrağımız şehitlerimizin kanlarını hak etmiştir. Bağımsızlık Allah’a tapan ve doğruluktan ayırmayan Türk milletinin en doğal hakkıdir. Mehmet Akif ERSOY YARIŞMAYA KATILAN DİĞER MARŞLAR İSTİKLÂL MARŞI Türk’ün evvelce büyük bir pederi Çekti sancağa hilâl-i seheri Kanımızla boyadık bahr ü beri Böyle aldık bu güzel ülkeleri İleri, arş ileri, arş ileri Geri kalsın vatanın kahpeleri Seni ihya için ey namı büyük Vatanım uğruna öldük,öldük Ne büyük kaldı bu yolda ne küçük Siper oldu dağlar gibi sana Türk Yürü ey milletin efradı yürü Ak sütü emmiş vatan evladı yürü Vatan evladın kurban edeli Milletin hür yaşamaktır emeli Veremez kimseye bir Çamlıbeli Bağlanır mı acaba Türk’ün eli İleri, arş ileri, arş ileri Çiğnenir çünkü kalan yolda geri HÜSEYİN SUAD İSTİKLÂL TÜRKÜSÜ Millet aşkı, din aşkı, vatan aşkı uyansın Yurduma göz diken, al kanlara boyansın Ya ben ya onlar diyen silahına dayansın Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Düşman gözü tutama yanar dağlar başını Bağrımızda saklarız vatanın her taşını Yurdumuza yan bakan döker gözün yaşını Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Türk oğludur bu millet Türkündür bu memleket Can veririz her zaman hürriyetin yoluna Ya gazi ya şehitlik ne devlettir kuluna Ata emanet etmiş namusunu oğluna Bize Türk oğlu derler Hep bizimdir bu yerler Ankara A.S. İSTİKLÂL MARŞI Göz yaşına veda et, Ey güzel Anadolu! Hakkını korur elbet, Türk’ün bükülmez kolu. Cenk ederiz genç, koca Bugün değil, yarın da Yadımız ağladıkça İzmir ezanlarında. Hak yoluna kan olur. Dünyalara taşarız. Ya şerefle vurulur, Ya efendi yaşarız. Her gün yeni bir hile Arkasında satıldık. Her gün yeni bir dille, Yurdumuzdan atıldık. Yeter, ey Kâbe'mize Elimizden alanlar. Alıkoyamaz bizi, Yolumuzdan yalanlar. Biz bu yolda sel olur, Dünyalara taşarız. Ya şerefle vurulur, Ya efendi yaşarız. Hangi alçak el alır, El zinciri boynuna? Kim Yunan’ı bırakır, Türk kızının koynuna. Biz ki Türk'üz, muhakkak, Her milletten uluyuz. Yeryüzünde bir ancak, Yurdumuzun kulluyuz. Yurt yolunda kan olur, Dünyalara taşarız. Ya şerefle vurulur, Ya efendi yaşarız. KEMALEDDİN KAMİ İSTİKLÂL MARŞI Ey Müslüman, ey Türk oğlu Açıldı istiklâl yolu, Benim son günlerimdir, Diyor bize Anadolu. Çek sancağı Türk ordusu, Olmaz Türk’ün can korkusu Esarete dayanır mı, Türk vatanı, Türk namusu? Bu son savaş bize farzdır, Fırsatımız gayet azdır, Muzaffer ol da ey millet,, Altın ile tarih yazdır. Birleşelim özümüzden, Dönmeyelim sözümüzden, Hem silelim bu lekeyi, Tarihteki yüzümüzden. İSKENDER HAKİ İSTİKLÂL MARŞI Altı bin yıl efendilik yaptın, “Kahraman Türk” idi cihanda adın. Bir ateşten siperden İslam’a, Sönmeyen bir güneş gibi yaşasın. Ey büyük ünlü milletimin ileri! Hasmına çiğnetme koş bu şanlı yeri! Düşmanın bir cihansa dostun hak, Hakkın elbet müstakil yaşamak, Atıl,ez,vur senindir istiklâl, ( Yürü, vur, ez senindir istiklâl) ebedi parlasın şu al bayrak. Ey benim şanlı milletimin ileri! Ele çiğnetme koş bu ülkeleri!.. İSTİKLÂL MARŞI Yıllarca altı cephede ateşle kanlara; Türk’ün hilal ü dinine düşman olanlar; Ceddin o, Yıldırım gibi saldın zaman ,zaman Yüksek başını eğilmedi bir an cihanlara. Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab ( Ey kahramanlar, ey berk-ı pür-şitab) göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab! Ey mazi-i havarıkı bin destan olan; Garbın zalam-ı zulmüne yüz yıl kılınç salan salan ( Baş eğmeyen cihanlara yüz yıl kılınç salan) Aslan yürekli ordu; demir giy, silah kuşan! Zira hududu kapladı ateşle kan, duman Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab (Ey kahramanlar, ey berk-ı pür-şitab) Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab! Aslan mücahid ordusu, ey haris-i salah, Destinde seyf-i Hak gibi pek şanlı bir silah Açtın sema-yı millete pürnür bir sabah, Ati bizim… Bizim artık vatan , zafer, felah. Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-şitab ( Ey kahramanlar, ey berk-ı pür-şitab ) Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab! MEHMET MUHSİN [/COLOR][/B][/CENTER] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Tebrik & Kutlama
12 Mart 1921
Üst