Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
aşk nedir???? (10 yaş altı cevaplar:) )
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="tbua, post: 125350, member: 92920"]</p><p>teşekkürler efsunn paylaşımın için. çocuklukta mı kalıo acaba bu güzellikler yada hikayelerimi hapsodu aşklar. aşk tuzlu kahve içmektir </p><p></p><p>Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar</p><p>delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti.</p><p>Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir </p><p>kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular.</p><p>Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu.</p><p>Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...</p><p></p><p>“Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.</p><p></p><p>“Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.”</p><p></p><p>Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı</p><p>kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı. </p><p></p><p>Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukken</p><p>deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. </p><p>Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben.</p><p>Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı</p><p>dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu </p><p>ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. </p><p>Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...” </p><p></p><p>Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... Kız dinlediklerinden </p><p>çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar</p><p>özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini </p><p>arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya </p><p>başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi... </p><p></p><p>O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu... Tatlı ve sıcak. </p><p>Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii...</p><p>Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, </p><p>prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses </p><p>ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu...</p><p>Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü... </p><p></p><p>40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye </p><p>bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim,</p><p>bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum </p><p>için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.</p><p></p><p>İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki, </p><p>şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan . Sen ve herkes bana bakarken,</p><p>değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim</p><p>ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı</p><p>defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. </p><p>Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok...</p><p></p><p>İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat.</p><p>Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim.</p><p>Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın </p><p>en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum. </p><p>Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden </p><p>tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, </p><p>ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...”</p><p></p><p>Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında </p><p>birgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu.. </p><p></p><p>Gözleri nemlendi kadının...</p><p>Çok tatlı!.. dedi..</p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="tbua, post: 125350, member: 92920"] teşekkürler efsunn paylaşımın için. çocuklukta mı kalıo acaba bu güzellikler yada hikayelerimi hapsodu aşklar. aşk tuzlu kahve içmektir Kıza bir partide rastlamıştı.. Harika birşeydi. O gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki... Partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. Kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. Hemen köşedeki şirin kafeye oturdular. Delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. Onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı... “Ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı. “Bana biraz tuz getirir misiniz” dedi. “Kahveme koymak için.” Yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. Kahveye tuz! Delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı. Kız, merakla “Garip bir ağız tadınız var.” dedi.. Delikanlı anlattı: “Çocukken deniz kenarında yaşardık. Hep deniz kenarında ve denizde oynardım. Denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. Bu tatla büyüdüm ben. Bu tadı çok sevdim. Kahveme tuz koymam bundan. Ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum... Annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. Onları ve evimi öyle özlüyorum ki...” Bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... Kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. İçini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. Evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri... Ev duyusu olan biri... Kız da konuşmaya başladı. Onun da evi uzaklardaydı. Çocukluğu gibi... O da ailesini anlattı. Çok şirin bir sohbet olmuştu... Tatlı ve sıcak. Ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii... Buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. Ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. Prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu... Onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü... 40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “Ölümümden sonra aç” diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. Şöyle diyordu, satırlarında: “Sevgilim, bir tanem. Lütfen beni affet. Bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet. Sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede. İlk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? Öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken ‘Tuz’ çıktı ağzımdan . Sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. Bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. Sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. Ama her defasında korkudan vazgeçtim. Şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok... İşte gerçek: Ben tuzlu kahve sevmem! O garip ve rezil bir tat. Ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre pişmanlık duymadan. Seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum. Dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...” Yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. Lafı açıldığında birgün biri, kadına “Tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu.. Gözleri nemlendi kadının... Çok tatlı!.. dedi.. [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
aşk nedir???? (10 yaş altı cevaplar:) )
Üst