Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
Bazı şeyler aşkla izah edilir
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="merveg, post: 94736, member: 55946"]</p><p>Bazı şeyler aşkla izah edilir</p><p></p><p></p><p>Tahrip olan hayatı yeniden inşa edebilmek, telef olan insanı yeniden kazanabilmek, mutlak hakikatin göstergeleri olan vahyi ve varlığı zihinde tahrif etmemek için, hakikatin insan zihnine bağımlı olmaması şarttır.</p><p></p><p></p><p></p><p>Bu tamam: Bir değeri nesneleştirmek, onu istismara ve tüketime açmaktır. İnsan, vahiy, ve hayat ölçeğinde düşündüğümüzde, bu değerlerin nesneleştirilmesinin nasıl bir istismara yol açtığını hep birlikte yaşıyor, görüyoruz.</p><p></p><p>Nesneleştirilmiş bir insan telef, nesneleştirilmiş bir vahiy tahrif, nesneleştirilmiş bir hayat tahrip edilmeye açık hale gelmiştir. Bundan kaçınmak, ancak bütüncül bir hayat tasavvuruyla mümkündür.</p><p></p><p>Her şey tasavvurda/tasavvurla başlar. Tasavvur, insanın algılayabildiği soyut ve somut her bir şeyin insan zihnindeki karşılığıdır. Hayat tasavvuru ise, insanın hayatına yön veren 'istikamet açısı'dır. İşte bu nedenle, hayatı inşa tasavvuru inşadan geçer. İmha olmuş bir tasavvurla yeni bir hayat inşa edilemez. Tahrif olmuş bir tasavvur vahiy gibi mutlak hakikate atıf olan değerleri bile tahrif eder.</p><p></p><p>Tasavvur hem dilin, hem de fiilin anarahmidir. İnsan dilinin, 'eşya'nın tasavvura yansıyan gölgelerini kodlamaya yarayan bir göstergeler sistemi olduğu gibi, insanın tüm yapıp etmeleri de tasavvurundan bağımsız gerçekleşmez. Bir insanın tasavvurunu, ancak kavramlara yüklediği anlamlardan çıkarabilir, davranışlarını oluşturan temel koordinatları sadece bu yöntemle çözebilirsiniz.</p><p></p><p>Tasavvurun eylemi ne derece belirleyici olduğunun örneklerini hepimiz her gün yaşıyoruz. Şu politik arenaya bakınız. Aslında normalde bir şeye pozitif tavır alması beklenen biri, onun tam zıddı olan negatif tavır alınca, onun eylemini korku, kaygı ya da çıkar ilişkilerinin belirlediğine kanaat getiriyorsunuz. Bir şeyin "üzerine yürümek"le, bir şeyden "kaçmak" arasında, o şeyin insan zihnindeki tasavvuru birinci derecede etkilidir. Korku, işte bunun için insanın değer sistemini dumura uğratır.</p><p></p><p>Tahrip olan hayatı yeniden inşa edebilmek, telef olan insanı yeniden kazanabilmek, mutlak hakikatin göstergeleri olan vahyi ve varlığı zihinde tahrif etmemek için, hakikatin insan zihnine bağımlı olmaması şarttır. Değilse, mutlak hakikatten söz etmenin anlamı olmayacaktır. İnsan zihni, hakikate anlamını veren değil, daha çok okuyan, anlamaya çalışan ve yorumlayan yanıyla öne çıkmalıdır. O zaman insan haddini bilmiş olur. ...</p><p></p><p></p><p>alıntı</p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="merveg, post: 94736, member: 55946"] Bazı şeyler aşkla izah edilir Tahrip olan hayatı yeniden inşa edebilmek, telef olan insanı yeniden kazanabilmek, mutlak hakikatin göstergeleri olan vahyi ve varlığı zihinde tahrif etmemek için, hakikatin insan zihnine bağımlı olmaması şarttır. Bu tamam: Bir değeri nesneleştirmek, onu istismara ve tüketime açmaktır. İnsan, vahiy, ve hayat ölçeğinde düşündüğümüzde, bu değerlerin nesneleştirilmesinin nasıl bir istismara yol açtığını hep birlikte yaşıyor, görüyoruz. Nesneleştirilmiş bir insan telef, nesneleştirilmiş bir vahiy tahrif, nesneleştirilmiş bir hayat tahrip edilmeye açık hale gelmiştir. Bundan kaçınmak, ancak bütüncül bir hayat tasavvuruyla mümkündür. Her şey tasavvurda/tasavvurla başlar. Tasavvur, insanın algılayabildiği soyut ve somut her bir şeyin insan zihnindeki karşılığıdır. Hayat tasavvuru ise, insanın hayatına yön veren 'istikamet açısı'dır. İşte bu nedenle, hayatı inşa tasavvuru inşadan geçer. İmha olmuş bir tasavvurla yeni bir hayat inşa edilemez. Tahrif olmuş bir tasavvur vahiy gibi mutlak hakikate atıf olan değerleri bile tahrif eder. Tasavvur hem dilin, hem de fiilin anarahmidir. İnsan dilinin, 'eşya'nın tasavvura yansıyan gölgelerini kodlamaya yarayan bir göstergeler sistemi olduğu gibi, insanın tüm yapıp etmeleri de tasavvurundan bağımsız gerçekleşmez. Bir insanın tasavvurunu, ancak kavramlara yüklediği anlamlardan çıkarabilir, davranışlarını oluşturan temel koordinatları sadece bu yöntemle çözebilirsiniz. Tasavvurun eylemi ne derece belirleyici olduğunun örneklerini hepimiz her gün yaşıyoruz. Şu politik arenaya bakınız. Aslında normalde bir şeye pozitif tavır alması beklenen biri, onun tam zıddı olan negatif tavır alınca, onun eylemini korku, kaygı ya da çıkar ilişkilerinin belirlediğine kanaat getiriyorsunuz. Bir şeyin "üzerine yürümek"le, bir şeyden "kaçmak" arasında, o şeyin insan zihnindeki tasavvuru birinci derecede etkilidir. Korku, işte bunun için insanın değer sistemini dumura uğratır. Tahrip olan hayatı yeniden inşa edebilmek, telef olan insanı yeniden kazanabilmek, mutlak hakikatin göstergeleri olan vahyi ve varlığı zihinde tahrif etmemek için, hakikatin insan zihnine bağımlı olmaması şarttır. Değilse, mutlak hakikatten söz etmenin anlamı olmayacaktır. İnsan zihni, hakikate anlamını veren değil, daha çok okuyan, anlamaya çalışan ve yorumlayan yanıyla öne çıkmalıdır. O zaman insan haddini bilmiş olur. ... alıntı [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
Bazı şeyler aşkla izah edilir
Üst