Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
Bir Hamal Öğretisi
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="Hazır-Cevap, post: 138013, member: 97061"]</p><p>>Eski zamanlardı. Yolların olmadığı zamanlar... Demek ki fakirdi bizim</p><p>> gibi çoğunluk,</p><p>> bu nedenle taşınacak yüklere talip olacak hamallar bulmak zor olmuyordu...</p><p>> Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı.</p><p>> Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği...</p><p>> Diyordum ki içimden 'Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları,</p><p>> yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..'</p><p>> Nitekim çok geçmeden dedi ki:</p><p>> - Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!...</p><p>> - Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!..'</p><p>> Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini</p><p>> - Sen de dinlen hadi' dedi.</p><p>> </p><p>> Benim canım sıkılmıştı bu işe. Genç olduğumu, ondan kuvvetli ol duğumu,</p><p>> bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum.</p><p>> O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken,</p><p>> ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum.</p><p>> Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla</p><p>> dolandım etrafında...</p><p>> 'Yükünü indirip sen de dinlen', demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım...</p><p>> Sonra yine durdu. Bana da dinlenmemi' söyledi yine ama dinlenmedim.</p><p>> </p><p>> Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü.</p><p>> Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım.</p><p>> Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı.</p><p>> Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı,</p><p>> yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım...</p><p>> Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı.</p><p>> Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek;</p><p>> - Hadi kalk, dedi. Bana yaslan.</p><p>> Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz.' Dediğini yaptım.</p><p>> Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana.</p><p>> </p><p>> - Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm.</p><p>> Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de</p><p>> toprağa serdi sonunda....</p><p>> Halbuki bir yükü 'taşımak' bizim işimiz, 'altında ezilmek' değil!...</p><p>> Unutma ki bir yük, taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun!</p><p>> Belki günün birinde hamallığın şekli değişir.</p><p>> Belki o günleri ben göremem.</p><p>> Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, Kafanın içinde de sakın yük taşıma...</p><p>> Akşamları bırak ve hafifle...</p><p>> Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü.</p><p>> Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil.</p><p>> Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler...</p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="Hazır-Cevap, post: 138013, member: 97061"] >Eski zamanlardı. Yolların olmadığı zamanlar... Demek ki fakirdi bizim > gibi çoğunluk, > bu nedenle taşınacak yüklere talip olacak hamallar bulmak zor olmuyordu... > Yanımdaki hamalla yola çıktık. İhtiyardı. Kendinden büyük bir yük almıştı. > Benim sırtımda ise birkaç bavul vardı sadece, onunkinin çeyreği... > Diyordum ki içimden 'Çok gitmeden kıvrılırsa titreyen bacakları, > yüklenirim sırtındaki yükün yarısını!..' > Nitekim çok geçmeden dedi ki: > - Mola vakti. Gel biraz dinlenelim!... > - Ne molası, dedim ona hayretle. Ben daha terlemedim!..' > Sözüme aldırmadı. Durdu. Çöktü. Salarken yükünün ipini > - Sen de dinlen hadi' dedi. > > Benim canım sıkılmıştı bu işe. Genç olduğumu, ondan kuvvetli ol duğumu, > bunun gibi bir bunakla yola çıkmamın ne büyük hata olduğunu düşünüyordum. > O ihtiyar, bir bacağını azıcık uzatmış halde sessizce dinleniyorken, > ben huzursuz bir şekilde ayakta dolanıyordum. > Bir saat kadar sonra yine durdu, oturdu, dinlendi. Ben kızgınlıkla > dolandım etrafında... > 'Yükünü indirip sen de dinlen', demesine aldırmadım, ona daha çok kızdım... > Sonra yine durdu. Bana da dinlenmemi' söyledi yine ama dinlenmedim. > > Kaçıncı molasıydı hatırlamıyorum, birden bire dizlerimin bağı çözüldü. > Kafamın içinde uçuşan kara kara sinekler sustu, çöküp kaldım. > Kayış kolumdan çıktı, sırtımdaki bavullar kaydı. > Ne kadar zaman geçtiğini fark etmedim. Uyumuştum da uyandım mı, > yoksa bayılmıştım da ayıldım mı anlamadım... > Baktım kendi kocaman yükünün üzerine benim bavullarımı da bağlamıştı. > Küçük tasına birazcık su koyup dudağıma dayadı, içtim. Sonra koluma girerek; > - Hadi kalk, dedi. Bana yaslan. > Ağır ağır gider ve bir süre sonra gene dinleniriz.' Dediğini yaptım. > Omzundan güç aldım, ama asıl anlattıkları iyi geldi bana. > > - Ben yılların hamalıyım, dedi. Nice pehlivan yapılı adamlar gördüm. > Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendilerini de > toprağa serdi sonunda.... > Halbuki bir yükü 'taşımak' bizim işimiz, 'altında ezilmek' değil!... > Unutma ki bir yük, taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun! > Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. > Belki o günleri ben göremem. > Ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha, Kafanın içinde de sakın yük taşıma... > Akşamları bırak ve hafifle... > Sabah dinlenmiş olarak yeniden tekrar taşırsın yükünü. > Bizim işimiz, bugünü yarına taşımak, bugünün altında yok olmak değil. > Çünkü yarınlarda bizi bekleyenler var, taşıdıklarımızı bekleyenler... [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Her Telden
Bir Hamal Öğretisi
Üst