Birine hayran olabilmek ve kendine hayran bırakabilmek.Bunun için ellerinden geleni yaparlar.Ancak evliliğin ilk gününden itibaren bu duygu törpülenmeye başlıyor ve zaman içinde yok olup gidiyor.Her iki taraf da kendisini cendereye kısılmış gibi hissetmeye başlıyor.Muhtemelen kız, vazgeçmek zorunda kaldığı diğer taliplerinin yada yarım bıraktığı kariyer yaşamının pişmanlığını duyuyor; erkek ise sırtına yüklenen sorumluluğun altında ezildikçe eziliyor.İnsanoğluna bahşedilmiş en yüce duygu olan aşk, yerini şüphe, kıskançlık, öfke , nefret gibi duygulara bırakıyor.