İlhan Selçuk yaşamını yitirdi

  • Konbuyu başlatan _elmayra_
  • Başlangıç tarihi
E

_elmayra_

Misafir


Cumhuriyet gazetesi Yayın Kurulu Başkanı, başyazarı ve 'Pencere' köşesinin yazarı İlhan Selçuk 85 yaşında hayatını kaybetti. Selçuk 1963 yılından beri Cumhuriyet gazetesinde çalışıyordu


Tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi’nde vefat eden İlhan Selçuk 14 Ağustos 2009 tarihinden bu yana konuşma bozukluğu ve kısmi felç nedeniyle tedavi görüyordu. İlhan Selçuk tedavisi nedeniyle 11 Mart 2010 tarihinde vefat eden kardeşi Turan Selçuk’un da cenazesine katılamamıştı. Selçuk kardeşinin vefatından 72 gün sonra yaşama veda etti.

TEPKİLER
İlhan Selçuk'un ölümüne tepkiler şöyle:

Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya: Atatürk devrimlerinin yılmaz savunucusuydu. Yazılarında sermaye-emek çelişkilerini ortaya koydu. Güneydoğu sorunlarına yazılarında yer vermiş biridir. Demokrasiden, özgürlüklerden, Atatürk devrimlerinden yana olan yurtsever bir yazardı. Sabaha karşı polisler evine geldiğinde onlara kendi elleriyle çay yapmış biridir.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ali Sirmen: Aydınlanmanın önde gelen isimlerindendi. Hapishanelerde büyük mücadeleler vermek zorunda kaldı. Hiçbir dayanağı olmayan iddialarla Ergenekon'dan gözaltına alındı. Emekleri ve yaptıkları kolay kolay silinmeyecek. İlhan Selçuk bizim önde gelen idol yazarlarımızdan biriydi.

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Mehmet Faraç: Onunla aynı gazetenin sayfalarında yazı yazmanın onurunu ve şerefini yaşadım. İlhan ağabey çok sağlıklı bir insandı. Ergenekon adı verilen organizasyon yapılmadan önce ben İlhan ağabeyin gazetenin merdivenlerini ikişer ikişer çıktığını gördüm, canlılıkla yürüyen, hareket eden bir insandı. İlhan Selçuk gibi bir aydınlanma abidesini bu sürecin içine çekerek sağlığını bozan hangi kurum varsa buradan esefle kınıyorum. Böyle bilge bir insanı terör örgütüyle ilişkilendirenleri burada şiddetle protesto ediyorum. Belki yaşlılıktan bugün bunu yaşadı ama aynı zamanda öldürülmüştür de. İlhan Selçuk'tan kalemimi namuslu tutmayı öğrendim.

İLHAN SELÇUK KİMDİR?

İlhan Selçuk, 11 Mart 1925'te Aydın'da dünyaya geldi. 1945'te İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne başladı. O yıl, CHP'yi destekleyen Hüseyin Cahit Yalçın, Tanin gazetesinde yayınlanan 'Kalkın, ey ehli vatan!' yazısıyla sol görüşlü meslektaşlarından Zekeriya ve Sabiha Sertel'i ve onların çıkardığı Görüşler dergisini hedef gösteriyordu. 4 Aralık'ta da Cumhuriyet gazetesi, Görüşler dergisinin G'si ters çevrildiğinde orağa benzediğini savunuyordu.

Tan Baskını'nda o da vardı
Bu yazının çıktığı gün Beyazıt Meydanı'nda toplanıldı. CHP aktif katılım göstermişti. Sayısı 15 bini bulan topluluk Atatük ve İnönü fotoğraflarıyla Sirkeci'ye doğru yürüyüşe geçti. Önce sol kitaplar satan ABC Kitapevi'ne saldırdılar. Ardından Sertellerin Tan Matbaası'nı yakıp yıktılar. Tünel'e doğru ilerleyip Yeni Dünya ve La Turquie gazeteleri ile sol kitapların satıldığı Berrak Kitapevi'ni yerle bir ettiler. O grubun içerisinde, genç üniversiteli İlhan
Selçuk da vardı. Selçuk, 1950'de Hukuk Fakültesi'ni bitirip bir süre avukatlık yaptı. Artık görüşleri değişmişti. İlk yazıları, kardeşi Turhan Selçuk'la birlikte 1952'de çıkardıkları '41 Buçuk' adlı mizah dergisinde yayınlandı. Ardından 'Dolmuş'u çıkardılar. Dolmuş, döneminin en ünlü muhalif mizah dergisiydi.

İşkenceyi akrostişle anlattı
Selçuk, 27 Mayıs Darbesi sırasında askerdi. 27 Mayıs'tan sonra Akşam gazetesi'nde gazeteciliğe başladı. Akşam'dan sonra Tanin ve Vatan gazetelerine geçti. 1963'te ise Cumhuriyet'te başladı. Bir yandan da Doğan Avcıoğlu'nun Yön ve 1968'den sonra çıkardığı Devrim dergilerinde yazıyordu. Yazılarında, çok partili rejime karşı tereddütlü bir yaklaşım sergiliyordu.
12 Mart muhtırası verildiğinde, Selçuk, Devrim dergisinden ayrılalı çok olmuştu. Buna rağmen 9 Mart 1971 darbe teşebbüsü ve sol cunta içerisinde yer aldığı iddiasıyla gözaltına alındı. Doğan Avcıoğlu ve İlhami Soysal ile sıkıyönetim mahkemesinde yargılandı. Selçuk, 'Ziverbey Köşkü'nde yaşadığı işkenceyi, mahkemedeki ifadesinin içine akrostiş yöntemiyle gizlice yerleştirmişti. Her cümlenin sondan ikinci kelimesinin baş harfi yukarıdan aşağı sıralandığında "İşkence altındayım" cümlesi çıkıyordu. Selçuk, gördüğü işkenceyi, daha sonra kitabında şöyle anlatmıştı: “Gözlerim bağlı olduğundan hiçbir şey görmüyordum. Birileri beni yere yatırmışlar, çoraplarımı çıkarmışlardı. Ayak bileklerime bir alet geçirilmişti. Bir manivelanın ya da vidanın sıkıştırıldığını duyumsuyordum. Öyle bir an geldi ki, bacaklarımı kıpırdatamaz oldum. Bir yağ mı sıvı mı sürüyorlardı tabanlarıma sonra sopa inip kalkmaya başladı. Kendimi acıya katlanabilir sanırdım (...) ancak falakanın verdiği acı hiçbir acıyla kıyaslanamaz (...) Taa kemiklerine işleyen bir acı duyuyor insan. Başlangıçta bağırmamak için kendimi tutuyor, dişlerimi sıkıyordum. Ama sonra kendimi bıraktım; çünkü ne kadar çabalarsan çabala sesine gem vuramıyorsun. Önce hırıltı başlıyor, ardından feryada dönüşüyor, hayvanlaşıyorsun. Olayın bir de ruhsal yanı var ki, bedensel acının üstüne biniyor. Kendini aşağılanmış olarak görüyorsun..."

Türkiye'nin 12 Eylül'e doğru hızla ilerlediği süreçte, Cumhuriyet okuru olmak, hedef haline gelmenin diğer adıydı. Selçuk, bu dönemde sol görüşün bayraktarları arasında yer aldı. Cumhuriyet, tavır aldığı 12 Eylül yönetimi tarafından defalarca sünsürden geçirildi. Selçuk, 1982 Anayasası'na karşı da tutum takındı.

Sertel ödülü
Gazeteci Hasan Cemal'in yönettiği Cumhuriyet'te yaşanan görüş ayrılığı nedeniyle İlhan Selçuk, kardeşi Turhan Selçuk ve yazar Uğur Mumcu, yanlarına 80 çalışan katıp 6 Kasım 1991'de gazeteden ayrıldı. Bir süre işsiz kalan Selçuk, Cumhuriyet'teki yönetim değişikliği ve Cemal'in ayrılması üzerine Mayıs 1992'de Cumhuriyet'e döndü. Ardından Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi oldu. Bu süreçte Türkiye İnsan Hakları Kurumu (TİHAK) kurucuları arasında yer aldı. İlginçtir, 1997 Sertel Demokrasi Ödülü'ne layık görüldü. Ödülü, 52 yıl önce gazetesi yerle bir edilen Sabiha Sertel vermişti.

MHP'ye gül uzattı
Selçuk'un, 2007 seçimleri öncesinde, MHP'yi destekleyici tutum takınması hayli tartışma konusu oldu. Fakat O, "İşkencilerimi affettim" diyerek, geri adım atmadı. MHP seçimlerden sonra türban önergesine olumlu oy verince Selçuk desteğini çekti.

Sabah 04.00'te evine baskın
Selçuk, 21 Mart 2008'de saat 04:30 sıralarında Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Aynı gün İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve eski İÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu da şüpheliler arasındaydı. Perinçek tutuklanırken, Selçuk tutuksuz yargılanmak üzere 23 Mart'ta serbest bırakıldı.

Kardeşinin ölümünü bilmiyordu
Selçuk, 14 Ağustos 2009'da, rahatsızlanarak Vehbi Koç Amerikan Hastanesi Yoğun Bakım ünitesinde tedavi altına alındı ve beyin damar tıkanıklığına bağlı olarak kısmi felç geçirdiği saptandı. 10 gün yoğun bakımda tedavi gördü. Fakat yatılı tedavisi sürüyordu. Bu süreçte, karikatürist kardeşi Turhan Selçuk, 11 Mart 2010'da öldü. Bu haber İlhan Selçuk'a söylenmedi. Selçuk da yaşama gözlerini yumdu. Ve böylece, 47 yıl boyunca yazdığı köşesi 'Pencere' kapanmış oldu.

Selçuk, ardında 11 kitap bıraktı: Uzak Komşu Rusyadan Gezi Notları (1967), Mustafa Kemal'in Saati (1969), Yüzbaşı Selahattinin Romanı (İki cilt, 1973/75), Güzel Amerikalı (1976), Sovyetler, İran, Amerika İzlenimleri (1976), Yeni Kırallar-Yeni Soytarılar (1976), Ağlamak ve Gülmek (1982), Düşünüyorum Öyleyse Vurun (1984), Görülmüştür (1986), Ziverbey Köşkü (1987), Japon Gülü (1988)

RADiKAL
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,421
Mesajlar
134,319
Kullanıcılar
90,735
Son üye
Clamcaseptn
Üst