Menü
Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Kullanıcılar
Şu anki ziyaretçiler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Tebrik & Kutlama
Miraç Kandili
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Konuya cevap cer
Mesaj
<p>[QUOTE="Hazır-Cevap, post: 235833, member: 97061"]</p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 10px"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>MİRAÇ KANDİLİ</strong></span></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç Gecesidir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullahın (a.s.m.) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki ufkudur.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bu ulvi seyahat, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi Kur'ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur. Bu îlâhî yolculuğun ilk merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur'ân'da şöyle anlatılır: </span>[/FONT]</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]<span style="font-size: 10px">“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.” (İsra Suresi, 1)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Miraçın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varmasıdır. Bu safha da Necm Sûresinde şöyle' anlatılır:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâda gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm Suresi, 7-18.)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Miraç nasıl oldu?</strong></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Miraç, Receb ayının 27. Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescid-i Haramdan (Mekke'den), Mescid-i Aksâ'ya (Kudüs'e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi. Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, daha sonra Mescid-i Aksâ'ya geldi. Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı. Miraçını kutladılar. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bir rivayette Hz. İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı. Ve bugün Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Semanın bütün tabakalarına uğradı. Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. Îsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine “Hoş geldin” dediler, tebrik ettiler.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bundan Sonra Hz. Cebrail ile birlikte imkân ile vü-cub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'l-müntehâ'ya geldiler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi gizli, ikisi açıktan akan (Nil, Fırat) dört nehir gördü. Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret etti.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Hz. Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile zaman ve mekândan münezzeh (uzak) olan Cenab-ı Hakkın cemaliyle müşerref oldu.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Süleyman Çelebi'nin dediği gibi </span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">“Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti/Âhirette öyle görür ümmeti” İnşaallah...</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz. Musa ile karşılaştı., “Allah ümmetine neyi farz kıldı?” diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam “50 vakit namaz” buyurdu.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Hz. Musa'nın, “Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez” demesi üzerine, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, beş sefer Cenab-ı Hakka niyazda bulundu, her seferinde 10 vakit indi, sonunda beş vakitte karar kıldı.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz. Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, gördü, Mekke'ye döndü.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı. Onlar Peygamberimizden delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi. Kureyşliler hemen kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar. Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, ama iman nasip olmadı.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Ama yine de Peygamberimizden üst üste Miraça çıktığına dair delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescid-i Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, “Bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler, ardından da Mescid-i Aksâ'yı görmüş olanlar, “Mescid-i Aksâ'yı bize anlatır mısın?” diye Peygamberimize soru yönelttiler.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">“Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim. Derken Cenab-ı Hak birden Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim. Hatta bana, ‘Beytü'l-Makdis'in kaç kapısı var?’ diye sordular. Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım. Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım.”</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bunun üzerine müşrikler:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">“Vallahi dos doğru tarif ettin” dediler, ama yine de iman etmediler.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">O esnada Hz. Ebû Bekir çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler. Hz. Ebû Bekir, “Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur” diyerek hemen tasdik etti ve bundan sonra Hz. Ebû Bekir “Sıddîk, tereddütsüz inanan” ünvanını aldı.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000">Peygamberimiz neden mirac’a çıktı?</span></span></strong></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bir padişahın iki türlü konuşması vardır. Biri, bir vatandaşla telefon ederek küçük bir meseleyi görüşmesi. Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bu örnekte olduğu gibi Cenab-ı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır. Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması. Cenab-ı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üstünde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, bütün varlıkların Yaratıcısı olarak Cenab-ı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır. Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka. Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenab-ı Hakkın huzuruna çıktı, başta insanlar olmak üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti. Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir. Diğeri de Cenab-ı Hakkın biz kullarından istediklerini, emir ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir. İbadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi...</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000">Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?</span></span></strong></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Soru: “Bize herşeyden daha yakın olan Cenab-ı Hakka binlerce senelik mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne demektir?”</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Cenab-ı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, fakat herşey O’ na sonsuz şekilde uzaktır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna aracılığıyla bizimle konuşabilir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Diğer taraftan biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz. Oysa güneş bize 150 milyon km. uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız. Güneşe bir derece yaklaşmak için ancak Ay kadar büyümek lazım. Bu da mümkün değildir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bu misalde olduğu gibi, gerçek anlamda Cenab-ı Hak herşeye yakındır, ama herşey ona sonsuz derece uzaktır. Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenab-ı Hakkın lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Bir insan nasıl göklere çıkabilir?</strong></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Soru: “Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarı çıkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor. Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?”</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin senelik mesafeyi bir senede alır. Bu muazzam hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arş-ı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini şimşek gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000">Peygamberimiz sadece ruhuyla gitse olmaz mıydı?</span></span></strong></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Soru: "Öyleyse ise neden Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?"</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Cenab-ı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri göstermek için, kâinat fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara davet etmesi gayet makuldür. Sadece ruhu ve kalbi ile değil, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini Arşa kadar çıkarması akıl ve hikmet gereğidir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Zaten Cenab-ı Hak Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor. Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara beden kaynaklık etmektedir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Öyle ise bu mübarek beden ruha arkadaşlık edecektir. Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1-Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'l-Müntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ kendisidir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı. Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?</strong></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Soru: "Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen mümkün müdür?"</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Cenab-ı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi farklı farklıdır. Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden bütünüyle farklıdır. Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır. Meselâ ışığın hızı 300.000 km/sn iken sesin hızı 360 km/sn'dır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna tabi olması, ruh hızında hareketi nasıl akla ters gelebilir?</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki, bir yıllık iş görebilir. Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, belki daha fazla bir zaman gerekir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Demek ki bir zaman dilimi iki kişiye göre değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi bütün kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Miraçın benzeri bir olay var mıdır?</strong></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Soru: "Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür. Fakat her mümkün gerçekleşmiyor. Bunun bir benzeri var mı ki kabul edelim?"</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Miraçın çok örnekleri vardır:</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bir insan, gözüyle bir saniyede Neptün gezegenine çıkabilir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bir bilim adamı, astronomi kanunlarına binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">İman sahibi her insan, namazın hareketlerine düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî huzura girebilir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Kalb gözü açık bir veli, İlâhî sırlara kırk günde ulaşabilir. Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmam-ı Rabbanî gibi bazı evliyanın bir dakikada Arş-ı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler bir anda yerden Arşa, Arştan yeryüzüne gidip geliyorlar.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Cennette, Cennet ehli mü'minler, Cennet bahçelerine kısa bir zamanda çıkabiliyorlar.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bu kadar örnekler gösteriyor ki, bütün evliyanın sultanı, bütün mü'minlerin imamı, bütün Cennet ehlinin reisi ve bütün meleklerin makbulü olan Resul-i Ekrem Efendimizin bir anda Miraça çıkması, dönmesi, bütün yüce âlemleri gezip görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Miraçla gelen hediyeler</strong></span></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong>Birincisi:</strong> Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini gözleriyle gördü. Melekleri, Cenneti, âhireti, hattâ Cenab-ı Hakkın cemâlini gözleriyle müşahede etti. Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir hilafı, aksi beyanı olmayan o yüce insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: “Sizin inandığınız, melekleri, âhireti, Rabbinizin Nur cemâlini bizzat gördüm; bu iman esasları vardır, mevcuttur; tereddüt ve şüphe etmeyiniz.” Böylece mü'minler sonsuz bir imana ermenin saadetine kavuştular.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong>İkincisi:</strong> İnsan herşeyi merak ediyor. Ayda hayat var mı, yok mu diye araştırıyor. Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ancak bir sinek kadar yer kaplıyor.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Mü'minler merak ediyorlar. “Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da doğrudan doğruya Rabbimizle muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydık” derken, İki Cihan Serveri yetmiş bin perde arkasından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti. Bu hediye başta namaz olmak üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong>Üçüncüsü:</strong> Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin anahtarını alıp getirmiş, cinlere ve insanlara hediye etmiştir. Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş, sonsuz saadetin varlığını müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir. Öyle ki, bir adama idam edileceği anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne kadar sevinir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Öyle de bütün cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu sevinç ne kadar önemli ve değerlidir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong>Dördüncüsü:</strong> Peygamber Efendimiz Miraçta Cenab-ı Hakkın cemalini görme nimetini tattı. Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı müjdesini verdi. “Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız, Rabbinizi de öyle Cennette apaçık göreceksiniz” buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere hediye olarak getirdi.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong>Beşincisi:</strong> İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Kâinat Sahibinin en nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı. Kâinata nisbetle küçük bir varlık, zayıf bir canlı olan insan bu meyve ile öyle bir dereceye çıktı ki, bütün varlıklar üzerinde bir makam ve mevki kazandı. Çünkü rütbesiz bir askere, “Sen paşa oldun” dense ne kadar sevinir.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Öyle de âciz, fani, devamlı ayrılık ve zeval tokadını yiyen biçare insana birden, "Sonsuz ve baki bir Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksin" dendiğinde o insan ne kadar büyük bir mevki ve makama çıkar. Cennette hayal hızında, ruh genişliğinde, akıl akıcılığında, kalbin bütün arzularında Cenab-ı Hakkın ebedi mülkünde seyir ve seyahate erecektir. Cenab-ı Hakkın nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır. Böyle bir insanın kalb ve ruhu ne kadar büyük bir sevince kavuşur değil mi? Miraçın bu meyvesi insanın en büyük arzu ve hedefidir. (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 31. Söz.)</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Miraç Gecesi Namazı</strong></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Miraç gecesi kılınacak namaz on iki rekattır. İki rekatte bir selam verilerek kılınacak olan namaz on iki rekat ile bitirilir. Her rekatte Fatihadan sonra on kere ihlas okunur. Kılınma zamanı yatsı namazı kılındıktan sonra, imsak vaktine kadar ki herhangi bir vakit olabilir. Bu oniki rekat namaz bittiği zaman selamdan sonra yüz defa :</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">“Sübhanallahi vel hamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim” duası okunur. </span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Ardından da yüz kere istiğfar yapılır.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000"><strong>Miraç Gecesinin Gündüzünde Kılınacak Namaz</strong></span></span><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Miraç gecesinin gündüzünde öğlen namazını kıldıktan sonra sonra dört rekat namaz kılınır. </span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">Bu namazın;birinci rekatında Fatiha’ dan sonra bir kere Felak suresi, ikinci rekattan sonra bir kere Nas suresi, üçüncü rekatta üç kere Kadr suresi, dördüncü rekatta elli kere İhlas suresi okunur.</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: #990000">Kaynaklar:</span></span></strong></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">1. Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, 31. Söz </span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">2. Mübarek Aylar Günler ve Geceler</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px">3. Üç Aylar İbadet Rehberi</span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000"><span style="font-size: 10px"></span></span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="color: #ff0000"><span style="font-size: 10px"><span style="color: #000000">[/FONT]</span></span></span></span></p><p>[/QUOTE]</p>
[QUOTE="Hazır-Cevap, post: 235833, member: 97061"] [SIZE=3][COLOR=#ff0000][SIZE=2][COLOR=#000000][FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=2][SIZE=3][COLOR=#990000][B]MİRAÇ KANDİLİ[/B][/COLOR][/SIZE] Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç Gecesidir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullahın (a.s.m.) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki ufkudur. Bu ulvi seyahat, mucizelerin en büyüğüdür. Miraç mucizesi Kur'ân-ı Kerimde âyetlerle anlatılmış ve varlığı inkâr edilemeyecek bir şekilde ortaya konmuştur. Bu îlâhî yolculuğun ilk merhalesi olan Mescid-i Aksâya kadarki safha Kur'ân'da şöyle anlatılır: [/SIZE][/FONT] [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=2]“Âyetlerimizden bir kısmını ona göstermek için kulunu bir gece Mescid-i Haram'dan alıp çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ'ya seyahat ettiren Allah, her türlü noksandan münezzehtir. Şüphesiz ki O her şeyi hakkıyla işiten, herşeyi hakkıyla görendir.” (İsra Suresi, 1)[/SIZE] [SIZE=2]Miraçın ikinci merhalesi de Mescid-i Aksâdan başlayarak semânın bütün tabakalarından geçip tâ İlâhi huzura varmasıdır. Bu safha da Necm Sûresinde şöyle' anlatılır:[/SIZE] [SIZE=2]“O ufkun en yukarısında idi. Sonra indi ve yaklaştı. Nihayet kendisine iki yay kadar, hatta daha da yakın oldu. Sonra da vahyolunacak şeyi Allah kuluna vahyetti. O’nun gördüğünü kalbi yalanlamadı. Şimdi O’nun gördüğü hakkında onunla mücadele mi edeceksiniz? And olsun ki onu bir kere daha hakiki suretinde gördü. Sidre-i Müntehâda gördü. Ki, onun yanında Me'vâ Cenneti vardır. O zaman Sidre'yi Allah'ın nuru kaplamıştı. Gözü ne şaştı, ne de başka bir şeye baktı. And olsun ki Rabbinin âyetlerinden en büyüklerini gördü.” (Necm Suresi, 7-18.)[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Miraç nasıl oldu?[/B][/COLOR][/SIZE][SIZE=2] Miraç, Receb ayının 27. Gecesi Cenab-ı Hakkın daveti üzerine Cebrail Aleyhisselâmın rehberliğinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksâ'ya, oradan semaya, yüce âlemlere, İlâhî huzura yükselmesidir. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam Mescid-i Haramdan (Mekke'den), Mescid-i Aksâ'ya (Kudüs'e) ata benzer beyaz bir Cennet bineği olan Burak ile geldi. Kudüs'e gelmeden yol üzerinde Hz. Musa'nın makamına uğradı, orada iki rekât namaz kıldı, daha sonra Mescid-i Aksâ'ya geldi. Orada bütün peygamberler kendisini karşıladı. Miraçını kutladılar. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam burada peygamberlere iki rekat namaz kıldırdı, bir hutbe okudu. Bir rivayette Hz. İsa'nın doğduğu yer olan Betlaham'a uğradı, orada da iki rekât namaz kıldı. Ve bugün Kubbetü's-Sahra'nın bulunduğu yerden Muallak Taşının üzerinden Miraça yükseldi. Semanın bütün tabakalarına uğradı. Sırasıyla yedi sema tabakalarında bulunan Hz. Adem, Hz. Yahya ve Hz. Îsa, Hz. Yusuf, Hz. İdris, Hz. Harun, Hz. Musa ve Hz. İbrahim gibi peygamberlerle görüştü, Onlar kendisine “Hoş geldin” dediler, tebrik ettiler. Bundan Sonra Hz. Cebrail ile birlikte imkân ile vü-cub ortası (kâinatın bittiği yer) Sidretü'l-müntehâ'ya geldiler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam orada ikisi gizli, ikisi açıktan akan (Nil, Fırat) dört nehir gördü. Sonra hergün yetmiş meleğin ziyaret ettiği Beytü'l-Ma'mur'u ziyaret etti. Hz. Cebrail'in buradan öteye gitmesi mümkün değildi. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bundan sonra Refref adında bir vasıta ile zaman ve mekândan münezzeh (uzak) olan Cenab-ı Hakkın cemaliyle müşerref oldu. Süleyman Çelebi'nin dediği gibi “Aşikâre gördü Rabbü'l-izzeti/Âhirette öyle görür ümmeti” İnşaallah...[/SIZE] [SIZE=2]Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz. Musa ile karşılaştı., “Allah ümmetine neyi farz kıldı?” diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam “50 vakit namaz” buyurdu. Hz. Musa'nın, “Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez” demesi üzerine, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, beş sefer Cenab-ı Hakka niyazda bulundu, her seferinde 10 vakit indi, sonunda beş vakitte karar kıldı. Daha sonra Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Hz. Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, gördü, Mekke'ye döndü. Sabah olunca Kabe'nin yanında Mekkelilere Miraçı anlattı. Onlar Peygamberimizden delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam de onlara yolda gördüğü kafilelerinden haber verdi. Kureyşliler hemen kafileleri karşılamak için Mekke dışına çıktılar. Gelenleri aynen Peygamberimizin Aleyhissalâtü Vesselam haber verdiği gibi gördüler, ama iman nasip olmadı. Ama yine de Peygamberimizden üst üste Miraça çıktığına dair delil istediler. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Kudüs'e, Mescid-i Aksâ'ya uğradığını anlatınca Kureyşliler, “Bir ayda gidilebilen Bir yere Muhammed nasıl bir gecede gidip gelebilir?” diye itiraz ettiler, ardından da Mescid-i Aksâ'yı görmüş olanlar, “Mescid-i Aksâ'yı bize anlatır mısın?” diye Peygamberimize soru yönelttiler.[/SIZE] [SIZE=2]Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam şöyle anlattı: “Onların yalanlamalarından ve sorularından çok sıkıldım. Hatta o ana kadar öyle bir sıkıntı hiç çekmemiştim. Derken Cenab-ı Hak birden Beytü'l-Makdis'i bana gösterdi. Ben de ona bakarak her şeyi birer birer tarif ettim. Hatta bana, ‘Beytü'l-Makdis'in kaç kapısı var?’ diye sordular. Halbuki ben onun kapılarını saymamıştım. Beytü'l-Makdis karşımda görününce ona bakmaya ve kapılarını teker teker saymaya ve anlatmaya başladım.” Bunun üzerine müşrikler: “Vallahi dos doğru tarif ettin” dediler, ama yine de iman etmediler. O esnada Hz. Ebû Bekir çıkageldi, müşrikler durumu ona haber verdiler. Hz. Ebû Bekir, “Eğer bu sözleri ondan duymuşsanız seksiz şüphesiz doğrudur” diyerek hemen tasdik etti ve bundan sonra Hz. Ebû Bekir “Sıddîk, tereddütsüz inanan” ünvanını aldı.[/SIZE] [SIZE=2][B][SIZE=3][COLOR=#990000]Peygamberimiz neden mirac’a çıktı?[/COLOR][/SIZE][/B] Bir padişahın iki türlü konuşması vardır. Biri, bir vatandaşla telefon ederek küçük bir meseleyi görüşmesi. Diğeri de devlet başkanı, halifelik yönü ve milletin idarecisi olarak, emirlerini her tarafa duyurmak için özel bir elçisi ile konuşması, sohbet etmesi, onun aracılığı ile ferman yayınlamasıdır. Bu örnekte olduğu gibi Cenab-ı Hakkın da kulları ile iki tarzda muhatap olması vardır. Biri, özel ve cüz'i, diğeri de geniş ve genel mahiyette bir konuşması. Cenab-ı Hakkın bazı velilerle özel ve cüz'i anlamda ilham etmesi birinciye örnektir. Ama Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün velayet mertebelerinin üstünde bir büyüklük ve yücelikte, kâinatın Rabbi, bütün varlıkların Yaratıcısı olarak Cenab-ı Hakkın sohbetine müşerref olması ise ikinci ve mükemmel olanına misaldir. Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam elçiliği iki taraflıdır. Birisi halktan Hakka, diğeri de Haktan halka. Birisi mi'râcin bâtıni tarafı olan velayet yönüdür, diğeri de zahiri tarafı olan risalet yönüdür. Yani Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam bizi temsilen Cenab-ı Hakkın huzuruna çıktı, başta insanlar olmak üzere bütün varlıkların ibadet, kulluk, tesbih ve zikirlerini toplu olarak (askerin komutana tekmil vermesi gibi) arz etti. Bu yönüyle Miraç halktan, insanlardan, varlıklardan Hakka bir gidiştir. Diğeri de Cenab-ı Hakkın biz kullarından istediklerini, emir ve yasaklarını Resul olarak getirmiştir. İbadetlerin özü ve esası olan beş vakit namazı Miraç hediyesi olarak getirmesi gibi...[/SIZE] [SIZE=2][B][SIZE=3][COLOR=#990000]Peygamberimiz, Allah ile nasıl görüşebilir?[/COLOR][/SIZE][/B] Soru: “Bize herşeyden daha yakın olan Cenab-ı Hakka binlerce senelik mesafeyi aşarak yetmiş bin perdeyi geçtikten sonra Rabbiyle görüşmesi ne demektir?”[/SIZE] [SIZE=2]Cenab-ı Hak herşeye herşeyden daha yakındır, fakat herşey O’ na sonsuz şekilde uzaktır. Meselâ, güneşin insan gibi aklı olsa da bizimle konuşacak olsa, elimizdeki ayna aracılığıyla bizimle konuşabilir. Diğer taraftan biz bir çeşit ayna olan gözümüzle güneşe yaklaşabiliyoruz. Oysa güneş bize 150 milyon km. uzaklıkta bulunuyor, hiçbir şekilde ona yanaşamayız. Güneşe bir derece yaklaşmak için ancak Ay kadar büyümek lazım. Bu da mümkün değildir. Bu misalde olduğu gibi, gerçek anlamda Cenab-ı Hak herşeye yakındır, ama herşey ona sonsuz derece uzaktır. Ancak Peygamber Aleyhissalâtü Vesselam, Cenab-ı Hakkın lütfuyla bir anda binlerce perdeyi geçerek Miraça yükselmiş; bütün manevi mertebeleri aşarak huzura varmıştır.[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Bir insan nasıl göklere çıkabilir?[/B][/COLOR][/SIZE][SIZE=2] Soru: “Bunun bir örneği var mıdır? Bir uçak ancak 10-15 bin metre yukarı çıkabiliyor, bir uzay gemisi ancak Ay'a ve Venüs'e ulaşabiliyor. Bir insan birkaç dakika gibi kısa bir sürede milyonlarca metre uzaklara nasıl gidip gelebilir?” Yerküremiz, yani Dünya bir yılda yaklaşık 188 saatlik bir mesafeyi bir dakikada döner, yirmi beş bin senelik mesafeyi bir senede alır. Bu muazzam hareketi ona yaptıran ve bir sapan taşı gibi döndüren bir Kudret, bir insanı Arş-ı Âlâya getiremez mi? Güneşin çevresinde o ağır cisim olan dünyayı gezdiren bir hikmet bir insan bedenini şimşek gibi Rahman'ın Arşına çıkaramaz mı?[/SIZE] [SIZE=2][B][SIZE=3][COLOR=#990000]Peygamberimiz sadece ruhuyla gitse olmaz mıydı?[/COLOR][/SIZE][/B] Soru: "Öyleyse ise neden Miraça çıktı? Ne lüzumu var? Evliya gibi ruhu ve kalbi ile gitse yetmez miydi?" Cenab-ı Hak görünen ve görünmeyen âlemlerdeki güzellikleri göstermek için, kâinat fabrikasını ve merkezini gezdirmek, insanlığın amel ve ibadetlerinin âhiretteki neticesini göstermek için Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamı oralara davet etmesi gayet makuldür. Sadece ruhu ve kalbi ile değil, bu seyahate bedeninin de iştirak etmesi gerekir. Görünen âlemin anahtarı olan gözünü, işitilen âlemin anahtarı olan kulağını Arşa kadar birlikte alması gerektiği gibi, ruhunun sayısız görevlerini üstlenen âlet ve makinesi hükmünde olan mübarek bedenini Arşa kadar çıkarması akıl ve hikmet gereğidir. Zaten Cenab-ı Hak Cennette bedeni ruha arkadaş ediyor. Çünkü pekçok kulluk görevine ve sınırsız lezzetlere ve acılara beden kaynaklık etmektedir. Öyle ise bu mübarek beden ruha arkadaşlık edecektir. Cennette ruh bedenle birlikte olacaksa Cennetü'1-Me'vâ'nın gövdesi olan Sidretü'l-Müntehaya Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselamın zatının arkadaşlık etmesi hikmetin tâ kendisidir. Peygamberimiz Miraça sadece ruhen çıkmış olsaydı, zaten mucize olmazdı. Çünkü her veli ruhen ve kalben o âlemlere çıkabiliyor.[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Peygamberimiz kısa zamanda nasıl gidip geldi?[/B][/COLOR][/SIZE][SIZE=2] Soru: "Birkaç dakikada binlerce yıllık mesafeye gidip gelmek aklen mümkün müdür?" Cenab-ı Hakkın sanatında hareket ve hızın derecesi farklı farklıdır. Sesin hızı ile ışığın hızı, elektriğin hızı, hatta ruhun ve hayalin hızı birbirinden bütünüyle farklıdır. Gezegenlerin hızları da birbirinden farklıdır. Meselâ ışığın hızı 300.000 km/sn iken sesin hızı 360 km/sn'dır. Acaba Peygamberimizin lâtif bedeninin yüce ruhuna tabi olması, ruh hızında hareketi nasıl akla ters gelebilir? Yine bir insan on dakika uyusa bazı olur ki, bir yıllık iş görebilir. Hatta bir dakikada insanın gördüğü rüyayı, rüyada işittiği sözleri, konuştuğu kelimeleri toplansa uyanıkken bir gün, belki daha fazla bir zaman gerekir. Demek ki bir zaman dilimi iki kişiye göre değişebiliyor, birisine bir gün, diğerine de bir yıl hükmüne geçebilir. İşte Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Burak'a binerek şimşek gibi bütün kâinatı gezip İlâhi huzura çıkıp Rabbiyle sohbet şerefine ermiş, Onun cemalini görmüş, emirlerini alıp dönüp gelmiştir.[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Miraçın benzeri bir olay var mıdır?[/B][/COLOR][/SIZE][SIZE=2] Soru: "Peygamberimizin Miraça çıkması mümkündür. Fakat her mümkün gerçekleşmiyor. Bunun bir benzeri var mı ki kabul edelim?"[/SIZE] [SIZE=2]Miraçın çok örnekleri vardır: Bir insan, gözüyle bir saniyede Neptün gezegenine çıkabilir. Bir bilim adamı, astronomi kanunlarına binerek tâ yıldızların arkasına bir dakikada gidebilir. İman sahibi her insan, namazın hareketlerine düşüncesini bindirerek bir çeşit Miraçla kâinata arkasına alarak İlâhî huzura girebilir. Kalb gözü açık bir veli, İlâhî sırlara kırk günde ulaşabilir. Hattâ Abdülkadir Geylânî ve İmam-ı Rabbanî gibi bazı evliyanın bir dakikada Arş-ı Âlâya kadar ruhen çıktıkları bildiriliyor. Yine nurlu bir cisme sahip olan melekler bir anda yerden Arşa, Arştan yeryüzüne gidip geliyorlar. Cennette, Cennet ehli mü'minler, Cennet bahçelerine kısa bir zamanda çıkabiliyorlar.[/SIZE] [SIZE=2]Bu kadar örnekler gösteriyor ki, bütün evliyanın sultanı, bütün mü'minlerin imamı, bütün Cennet ehlinin reisi ve bütün meleklerin makbulü olan Resul-i Ekrem Efendimizin bir anda Miraça çıkması, dönmesi, bütün yüce âlemleri gezip görmesi gayet makuldür ve şüphesizdir.[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Miraçla gelen hediyeler[/B][/COLOR][/SIZE] [SIZE=2][B]Birincisi:[/B] Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam bütün iman hakikatlerini gözleriyle gördü. Melekleri, Cenneti, âhireti, hattâ Cenab-ı Hakkın cemâlini gözleriyle müşahede etti. Sözlerinde ve vaadinde en küçük bir hilafı, aksi beyanı olmayan o yüce insan mü'min ruhlara manen şöyle diyordu: “Sizin inandığınız, melekleri, âhireti, Rabbinizin Nur cemâlini bizzat gördüm; bu iman esasları vardır, mevcuttur; tereddüt ve şüphe etmeyiniz.” Böylece mü'minler sonsuz bir imana ermenin saadetine kavuştular.[/SIZE] [SIZE=2][B]İkincisi:[/B] İnsan herşeyi merak ediyor. Ayda hayat var mı, yok mu diye araştırıyor. Halbuki Ay O Ezelî Sultanın memleketinde ancak bir sinek kadar yer kaplıyor.[/SIZE] [SIZE=2]Mü'minler merak ediyorlar. “Rabbimiz bizden ne istiyor? Acaba ne yaparsak Rabbimiz bizden razı olur? Bir yolunu bulsak da doğrudan doğruya Rabbimizle muhatap olsak, bizden ne istiyor, anlasaydık” derken, İki Cihan Serveri yetmiş bin perde arkasından ezel ve ebed Sultanının razı olacağı amelleri Miraç meyvesi olarak getirdi beşere hediye etti. Bu hediye başta namaz olmak üzere İslâmın diğer esasları ve ibadetleridir.[/SIZE] [SIZE=2][B]Üçüncüsü:[/B] Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam ebedî saadet definesinin anahtarını alıp getirmiş, cinlere ve insanlara hediye etmiştir. Peygamber Efendimiz kendi gözüyle Cenneti görmüş, sonsuz saadetin varlığını müşahede etmiş ve bu büyük müjdeyi haber vermiştir. Öyle ki, bir adama idam edileceği anda affedilerek padişahın yakınında bir saray verilse ne kadar sevinir. Öyle de bütün cinler ve insanlar sayısınca toplu bir müjde olan bu sevinç ne kadar önemli ve değerlidir.[/SIZE] [SIZE=2][B]Dördüncüsü:[/B] Peygamber Efendimiz Miraçta Cenab-ı Hakkın cemalini görme nimetini tattı. Bu manevi nimetin Cennette mü'minlere de nasip olacağı müjdesini verdi. “Ayın on dördünü nasıl açıkça gözünüzle görüyorsanız, Rabbinizi de öyle Cennette apaçık göreceksiniz” buyurarak bu ezelî müjdeyi bizlere hediye olarak getirdi.[/SIZE] [SIZE=2][B]Beşincisi:[/B] İnsan kâinatın en kıymetli bir meyvesi ve Kâinat Sahibinin en nazlı bir sevgilisi olduğu Miraçla anlaşıldı. Kâinata nisbetle küçük bir varlık, zayıf bir canlı olan insan bu meyve ile öyle bir dereceye çıktı ki, bütün varlıklar üzerinde bir makam ve mevki kazandı. Çünkü rütbesiz bir askere, “Sen paşa oldun” dense ne kadar sevinir. Öyle de âciz, fani, devamlı ayrılık ve zeval tokadını yiyen biçare insana birden, "Sonsuz ve baki bir Cennette Rahman ve Rahîm olan Allah'ın rahmetine gireceksin" dendiğinde o insan ne kadar büyük bir mevki ve makama çıkar. Cennette hayal hızında, ruh genişliğinde, akıl akıcılığında, kalbin bütün arzularında Cenab-ı Hakkın ebedi mülkünde seyir ve seyahate erecektir. Cenab-ı Hakkın nur cemalini seyretme nimetini tadacaktır. Böyle bir insanın kalb ve ruhu ne kadar büyük bir sevince kavuşur değil mi? Miraçın bu meyvesi insanın en büyük arzu ve hedefidir. (Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 31. Söz.)[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Miraç Gecesi Namazı[/B][/COLOR][/SIZE][SIZE=2] Miraç gecesi kılınacak namaz on iki rekattır. İki rekatte bir selam verilerek kılınacak olan namaz on iki rekat ile bitirilir. Her rekatte Fatihadan sonra on kere ihlas okunur. Kılınma zamanı yatsı namazı kılındıktan sonra, imsak vaktine kadar ki herhangi bir vakit olabilir. Bu oniki rekat namaz bittiği zaman selamdan sonra yüz defa : “Sübhanallahi vel hamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyül azim” duası okunur. Ardından da yüz kere istiğfar yapılır.[/SIZE] [SIZE=3][COLOR=#990000][B]Miraç Gecesinin Gündüzünde Kılınacak Namaz[/B][/COLOR][/SIZE][SIZE=2] Miraç gecesinin gündüzünde öğlen namazını kıldıktan sonra sonra dört rekat namaz kılınır. Bu namazın;birinci rekatında Fatiha’ dan sonra bir kere Felak suresi, ikinci rekattan sonra bir kere Nas suresi, üçüncü rekatta üç kere Kadr suresi, dördüncü rekatta elli kere İhlas suresi okunur.[/SIZE] [SIZE=2] [B][SIZE=3][COLOR=#990000]Kaynaklar:[/COLOR][/SIZE][/B] 1. Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Sözler, 31. Söz 2. Mübarek Aylar Günler ve Geceler 3. Üç Aylar İbadet Rehberi [/SIZE] [/FONT][/COLOR][/SIZE][/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Alıntı ekle…
Önizleme yap
Adı
İnsan doğrulaması
Türkiye'nin Başkentinin Plaka Kodu Nedir?
Cevap yaz
Ana sayfa
Forumlar
Aöf - Açıköğretim Fakültesi
Aof Sohbet
Tebrik & Kutlama
Miraç Kandili
Üst