Kadın Ve Erkek Arasındaki Düşünce Farkı

havva578

Özel Üye
Katılım
28 Kas 2007
Mesajlar
314
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Kadın Ve Erkek Arasındaki Düşünce Farkı


Diyelim ki Cenk isimli bir adam, Ceyda diye bir kızdan hoşlanıyor ve ona sinemaya gitmeyi teklif ediyor. Ceyda kabul ediyor ve her ikisi de oldukça iyi zaman geçiriyorlar. Birkaç akşam sonra bu kez Cenk, Ceyda'yı yemeğe davet ediyor ve gene çok iyi zaman geçiriyorlar. Birbirlerini düzenli olarak görmeye devam ediyorlar ve bir süre sonra ikisinin de görüştüğü özel biri yokken, bir aksam gene yemeğe çıkıyorlar. Dönüşte arabada otururken, Ceyda'nın aklına bir şey geliyor ve üzerinde fazla düşünmeden pat diye

"Farkında mısın, bu gece görüşmeye başlayalı tam 6 ay oldu." diyor.

Bunun ardından derin bir sessizlik oluyor arabada. Ceyda için çok uzun süren bir sessizlik bu. Ve düşünmeye baslıyor:

"Aman Allahım acaba yanlış bir şey mi söyledim? Belki de bu ilişkinin kendisini sınırladığını düşünüyordur. Belki de onu istemediği ya da emin olamadığı bir şeye ittiğimi zannediyodur. "

Bu arada Cenk de düşünüyor tabii:

"Vay canına, 6 ay ha? "

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

"Bi dakka ya, peki ama ben bu türden bi ilişki istiyor muyum? Bazen kendim için daha çok alan istiyorum, iliskimize ne olacağını düşünmek için. Yani, nereye gidiyoruz biz? Birbirimizi bu şekilde görmeye devam mı edeceğiz? Yoksa yavaş yavaş evliliğe doğru mu gidiyoruz? Ya çocuklar? Tüm bir hayatı birlikte mi geçireceğiz? Bu aşamadaki bir bağlılığa hazır mıyım? Bu insanı gerçekten tanıyor muyum? "

Cenk'in de kafası düşüncelerle dolu:

"...yaniiii...bu demek oluyor ki... dur bakiim.. Şubat. Evet Şubat'ta ilk kez dışarı çıkmıştık, ki bu da benim arabayı yeni aldığım zamanlara denk geliyor. Hmm kaç kilometre gitmiş oluyorum bu durumda? Oha! Yağı değiştirmenin zamanı gelmiş!"

Ve Ceyda düşünmeye devam ediyor:

"Onu üzdüm. Yüzünden okuyabiliyorum. Belki de tamamen yanlış anlıyorumdur. Belki de ilişkimizden daha fazla beklentileri vardır, daha yakın ve bağlı olmak gibi. Belki de ben hissetmeden o çoktan anlamıştı, şüphelerimi yani. Evet eminim ki anladı. Bu nedenle kendi duygularını söylemekten kaçınıyor. Reddedilmekten korkuyor."

Cenk tam bir lineer düşünce gurusu:

"Bu arada vitese de bakmalarını istiyecem. O gerizekalılar ne derlerse desinler hala vites geçirmede bi sorun var. Ve bu kez suçu havanın soğukluğuna atmazlarsa iyi olur. Dışarısı 30 derece ve bu vites ööp kamyonu gibi. Üstüne üstlük o beceriksiz heriflere 300 milyon ödedim. Soyguncular! "

Ceyda da arpacık kumrusu:

"Bana kızgın. Ama onu suçlayamam. Ben de olsam ben de kızardım. Onu böyle bir şeye soktuğum için o kadar suçlu hissediyorum ki... ama ne yapabilirim yani, ben de duygularımdan emin diilim ki! "

Cenk de düşünüyor:

"Büyük ihtimalle garanti süresinin sadece 90 gün olduğunu söyliyecekler... pislik torbaları."

Ceyda'nın beyni oldukça yaratıcı:

"Belki de ben çok fazla idealistçe davranıyorum, yanımda benim hoşlandığım ve benden hoşlanan harika bir insan otururken, ben beyaz atıyla bir şövalye bekliyorum. Öyle biri ki, benim bencilce, küçük kız hayallerim yüzünden acı çekiyor."

Cenk'in beyni gel-gitte:

"Garanti mi? Garanti mi istiyolar? Onlara bi garanti vericem ve onlar da garantilerini alıp..."

"Cenk" diye sesleniyor Ceyda...
"Efendim?" diyor Cenk irkilmiş bir halde.
"Lütfen kendine bu şekilde eziyet etme", derken gözlerinde yaşlar beliriyor Ceyda'nın.
"Belki de hiçbir zaman... Offf Allahım, kendimi öyle şey hissediyorum ki..." diyor ve hıçkırarak ağlamaya başlıyor.
"N'oldu şimdi?" diye soruyor Cenk.
"Ben koca bi aptalım, yani biliyorum ki şövalye falan yok. Bu aptalca. Ne şövalye ne de at var." diyor Ceyda
"At mı yok?" diyor kafası karışık tabii zavallı Cenk.
"Aptal olduğumu düşünüyorsun di mi?" diye devam ediyor Ceyda.
"Elbetteki hayır!" diyor, en sonunda hiç değilse bir doğru cevap vermenin mutluluğunu taşıyan Cenk.
"Sadece... sadece zamana ihtiyacım var." diye cevap veriyor Ceyda.

(Cenk en güvenli ne söyleyebilirim diye düşünürken bir 15 saniye geçer.) Ve "Evet." der.
Ceyda etkilenmiş bir şekilde, elini tutar."Cenk, gerçekten böyle mi hissediyorsun?"
"Nası yani?"der Cenk
"Yani ben zamandan bahsederken..." der Ceyda
"Ah elbette." der Cenk

Ceyda Cenk'e döner ve dikkatle gözlerine bakar. Tabii zavallı Cenk gerilmiştir. Tabii bir de at olayı vardır, ve eğer Ceyda gene attan bahsederse ne diyeceğini bilmemektedir.

Ve en sonunda Ceyda konuşur:
"Teşekkür ederim, Cenk."
Cenk de teşekkür eder.

Derken alır kızı evine bırakır. Kızcağız, bitkinlik ve ruhundaki acıyla sabaha kadar ağlar. Cenk eve gider, bi paket Panço açar ve televizyondaki tenis maçına iyice gömülür. İçinden bir ses arabada ciddi bir şeylerin geçtiğini söylese de, anlamasının mümkün olmayacağını düşünür ve üstünde durmamaya karar verir.

Ertesi gün Ceyda en yakın arkadaşını, hatta en yakın iki arkadaşını arar ve yaklaşık 6 saat boyunca son olayların yorumu yapılır. Tabii ki en küçük detay, mimik, kelimelerdeki nuanslar analiz edilir ve farklı senaryolar düşünülüp tartışılır. Bu konu günlerce tekrar tekrar gündeme gelir ve asla bitmez.

Bu arada Cenk, Ceyda'yla ortak arkadaşları olan biriyle top koşturmaktadır ve bir an durur, sıkılmış bir ifadeyle arkadaşına sorar: Ya Ceyda'nın hiç atı olmuş muydu biliyor musun?"
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst