Kör Melek

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
KİTABIN ADI Kör Melek
KİTABIN YAZARI Tahar Ben JELLOUN / Nurten ÇAĞLAR
YAYINEVİ VE ADRESİ İletişim Yayınları / Cağaloğlu / İSTANBUL
BASIM TARİHİ 1996
KİTABIN YAYIM MAKSADI

KİTABIN ÖZETİ :

Bu roman İtalya’da mafyanın devlete ve millete hakim olduğu ve kan kusturduğunu anlatıyor. Ama anlatım bir romandan ziyade anı veya gezi yazısı şeklinde. Yazarı İtalya’ya gezmeye davet ediyorlar. O gezisinde İtalya da yaşanan trajik ve kanlı olayları yerinde inceleyerek yaşamış gibi anlatıyor. Kitapta birbirinden bağımsız 15 kısa yaşanmış cinayet olayları anlatılıyor.

Bunların birinde ölümün kol gezdiği yerlerde, masumca ve suçsuzca öldürülen çocuklar anlatılmış. Bu çocuklara cinayet ruhu işletilmiş. Okula giderken ekmek götürür gibi silah götürüp birbirlerini vurmaları anlatılıyor. Günahsızca ölen çocuklar gökyüzüne melek olarak çıkıyor. Ama yukarılarda ya elektrik direğine ya da yerden sıkılan kurşunlara hedef oluyorlar.

Yazarın inceleyip anlattığı bir olayda ise belediye başkanı yani komiseri anlatıyor. Bu komiser bekar, yaşı geçmiş,cinsel fanaaaileri olan biridir. Şehirde yine kan oluk gibi akmakta, belirli yerler dışında halk sokağa akşamları çıkmıyor. Faali meçhulleri araştıran yok. Bu gün kimden kim ölecek diye merak ediyorlar.

Devlet adamları korumalarla geziyor ama hiç kimse birbirine güvenemiyor. Komiser yine bir gün hakimlerle toplantıya katılmak üzere yola çıkar. Toplantı binasına gider. Bunadığını düşünür. Beklemeye başlar. Adam değişir. Kızla kendini yalnız odada sanır. Birlikte olmak üzereyken hayalinden uyanır. Hakim gelmiş toplantı başlayacaktır. Komiser etrafına bakar, böyle bir kızı görmeye çalışır göremez sonra yine mekan değişir. Bekleme salonunda toplantıyı beklerken toplantının iptal olduğunu duyar. Dışarı çıkar, yanında korumaları yoktur. Beklediği yerde o kız yine karşısına çıkar, birlikte yemeğe çıkarlar. Mutlu bir gün geçirir. Akşama komiserin sıcak tek kurşunla ensesinden vurulmuş cesedi kentin bir köşesinde bulunur.

Başka bir ülkede ise cinayetlerin sosyal yönünü araştıran bir kişiye durum anlatılır. Karısı bu şehirden bu mafya aile kavgası kurşun ve cinayetlerden bıkıp başka şehre gider. Kocası ise araştırmalar sırasında karısının haklılığını kabul eder. Arkasından oda şehri terk eder.

Bazı evlerde cinayet o kadar ileri gidiyor ki kendini asma becerisi gösterenler evlerinde idam sehpası bile kurabiliyorlar.

İki arkadaş çocukluktan beri beraber kardeşçe büyüyor. Yiyip içtikleri ayrı gitmiyor. Büyüyünce biri amcasıyla kaçakçılığa diğeri okumaya gidiyor. Kaçakçı lider oluyor. Arkadaşını yanına alıyor birlikte çalışmaya başlıyorlar. Zaman sonra küçük bir miktar para için düşman oluyorlar. Aile kavgası başlıyor. Birçok insan ölüyor. En sonunda birbirlerini vuruyorlar.

İki arkadaş lokantaya giriyorlar, sakince yemeğini yiyen müşterilere aldırış etmeden kabadayılığa başlıyorlar. Ortalığı dağıtıp giderken kapıdan patron silahla girer. Şöyle der: Ülkemiz yaralıdır ve herhangi bir serseri dürüst insanları korkutmaya cesaret edebilir. Ben dayandım dayanıyorum, yalnızım, güçlülerin yasalarına boyun eğmeyi red ediyorum. Bu sunduğum son yemektir.

Diğer hikayelerde ise insanların iç sıkıntıları anlatılıyor. Maddi dünyada yaşanan şehirde oluşan kasvetli hava o bölgenin insanlarını ruhsal bozukluğa intihara bunalıma ittiğini anlatıyor.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,724
Son üye
Glassdfl
Üst