Çaldılar Allahım !
Her şeyimizi çaldılar..
Gökyüzünün asudeliğini.. bulutları.. çiçekleri .. ve
kuşları temaşa eden bakışlarımızı çaldılar..
Ailelerimizin huzurunu çaldılar. Samimiyeti ve
ihlası.. ve çocuksulluğumuzu çaldılar.
Yürek ve avuçlarımızın sıcaklığını çaldılar..
Helal kazancın ve besmelenin bereketini. Ninelerimizin
yüzündeki nuru, dedelerimizin vakarını çaldılar.
Camilerimizdeki huşuyu.. minare ve çınarlarımızın
heybetini çaldılar. Guguk kuşlarından mülhem
dinginliğimizi.. kahramanlık öykülerimizi, ağzı söz
tutan büyüklerimizi çaldılar... Selamımızı çaldılar.
Tebessümlerimizi.. akraba ve konu komşu
ziyaretlerimizi çaldılar.
Verme ile hasıl olan güven ve yardımlaşma
duygusunu.. rızık peşindeki adamın alın terinin
kutsallığını.. fakirin zengin gönlünü, zenginin tevazu
ve cömertliğini çaldılar. Hüzünle gelen huzur ve
mutluluğumuzu.. insanlığımızı çaldılar Allahım..
insanlığımızı ve insanlarımızı çaldılar.. ve hayatın
manasını.. ve inancı.. ve erdemi.. ve bizi biz kılan
tüm değerlerimizi çaldılar..
Sentetik boyalarla boyadılar her yeri.. estetik
kaygılar ile pisliklerini sümen altına tıktılar.
Mutluluğun yerine eğlence ve parayı koydular şimdi.
Elli beş ekran televizyonla takas ettiler bir
maniniz yoksa akşama size geleceğiz demeleri, nur
yüzlü dedelerimizin anlattığı masum hikayeleri.
Evlerimizi ve beyinlerimizi saadetten başka her şeyle
doldurdular.
Demokrasi getirdiler bize.. sözde insan
haklarını.. tüm aldıklarının yerine konsrüksiyon
niyetine. Yıldızlarımızı çaldılar.. vitrinleri sahte
ışıklarla donatarak körelttiler hülyalalarımızı. Borsa
icat olduktan sonra pis kokar oldu alın teri.. erdem
yerine sayılarla doldurdular zihinlerimizi. Anlam ve
manayı ekonomik verilere vurdular. Derinliğimizi
elimizden almak için nice tuzaklar kurdular.
Tebessüm etmek yerine kahkaha atıyoruz batıdan
ithal ettiğimiz yeni nesil bunalımlarımızla
debelenirken. Modern olduk artık.. modern hastalıklara
sahip. Başımız, ağırlığını kurşun gibi üzerimizde
hissettiğimiz göğe eremeden eğildi.. Mahçup
delikanlılarımızın yerine kuul erkeklerimiz, ürkek
kızlarımızın yerine çıtır Sindilerimiz ve tercih
haklarına saygı duyulacak homoseksüellerimiz var
şimdi. Batılılaştık ifrat ile tefritten başka yol
bilmeyenlerin peşinde.. Aydınlandık! Tanrı
tanımazların gösterdiği zifirilikte. Laikiz.. Evet!
biz bunlara layığız gayrı..
Ey batı! Denizimizi çalan medeniyet.. ve
tarihimizi.. ve saadetimizi.. Her baktığımız yerde
demokrasinizden arta kalan işkence görüntüleri düşüyor
gözlerimizin payına. Kuşlar.. çocukların üzerine bomba
atmak için sorti yaparcasına.. Çaldınız.. her şeyimizi
çaldınız.. hep çaldınız. Afrikadan.. Vietnamdan.. ve
Arabistandan.. Hiç şüphe yok ki siz.. korsan
atalarının yolunu takip eden katillersiniz..
Olduk..
batılı olduk..
birbirimizin kurdu olduk
Ey insan !
Parfüm kokan bataklıkta boğulduk
Selim Şevkioğlu
Her şeyimizi çaldılar..
Gökyüzünün asudeliğini.. bulutları.. çiçekleri .. ve
kuşları temaşa eden bakışlarımızı çaldılar..
Ailelerimizin huzurunu çaldılar. Samimiyeti ve
ihlası.. ve çocuksulluğumuzu çaldılar.
Yürek ve avuçlarımızın sıcaklığını çaldılar..
Helal kazancın ve besmelenin bereketini. Ninelerimizin
yüzündeki nuru, dedelerimizin vakarını çaldılar.
Camilerimizdeki huşuyu.. minare ve çınarlarımızın
heybetini çaldılar. Guguk kuşlarından mülhem
dinginliğimizi.. kahramanlık öykülerimizi, ağzı söz
tutan büyüklerimizi çaldılar... Selamımızı çaldılar.
Tebessümlerimizi.. akraba ve konu komşu
ziyaretlerimizi çaldılar.
Verme ile hasıl olan güven ve yardımlaşma
duygusunu.. rızık peşindeki adamın alın terinin
kutsallığını.. fakirin zengin gönlünü, zenginin tevazu
ve cömertliğini çaldılar. Hüzünle gelen huzur ve
mutluluğumuzu.. insanlığımızı çaldılar Allahım..
insanlığımızı ve insanlarımızı çaldılar.. ve hayatın
manasını.. ve inancı.. ve erdemi.. ve bizi biz kılan
tüm değerlerimizi çaldılar..
Sentetik boyalarla boyadılar her yeri.. estetik
kaygılar ile pisliklerini sümen altına tıktılar.
Mutluluğun yerine eğlence ve parayı koydular şimdi.
Elli beş ekran televizyonla takas ettiler bir
maniniz yoksa akşama size geleceğiz demeleri, nur
yüzlü dedelerimizin anlattığı masum hikayeleri.
Evlerimizi ve beyinlerimizi saadetten başka her şeyle
doldurdular.
Demokrasi getirdiler bize.. sözde insan
haklarını.. tüm aldıklarının yerine konsrüksiyon
niyetine. Yıldızlarımızı çaldılar.. vitrinleri sahte
ışıklarla donatarak körelttiler hülyalalarımızı. Borsa
icat olduktan sonra pis kokar oldu alın teri.. erdem
yerine sayılarla doldurdular zihinlerimizi. Anlam ve
manayı ekonomik verilere vurdular. Derinliğimizi
elimizden almak için nice tuzaklar kurdular.
Tebessüm etmek yerine kahkaha atıyoruz batıdan
ithal ettiğimiz yeni nesil bunalımlarımızla
debelenirken. Modern olduk artık.. modern hastalıklara
sahip. Başımız, ağırlığını kurşun gibi üzerimizde
hissettiğimiz göğe eremeden eğildi.. Mahçup
delikanlılarımızın yerine kuul erkeklerimiz, ürkek
kızlarımızın yerine çıtır Sindilerimiz ve tercih
haklarına saygı duyulacak homoseksüellerimiz var
şimdi. Batılılaştık ifrat ile tefritten başka yol
bilmeyenlerin peşinde.. Aydınlandık! Tanrı
tanımazların gösterdiği zifirilikte. Laikiz.. Evet!
biz bunlara layığız gayrı..
Ey batı! Denizimizi çalan medeniyet.. ve
tarihimizi.. ve saadetimizi.. Her baktığımız yerde
demokrasinizden arta kalan işkence görüntüleri düşüyor
gözlerimizin payına. Kuşlar.. çocukların üzerine bomba
atmak için sorti yaparcasına.. Çaldınız.. her şeyimizi
çaldınız.. hep çaldınız. Afrikadan.. Vietnamdan.. ve
Arabistandan.. Hiç şüphe yok ki siz.. korsan
atalarının yolunu takip eden katillersiniz..
Olduk..
batılı olduk..
birbirimizin kurdu olduk
Ey insan !
Parfüm kokan bataklıkta boğulduk
Selim Şevkioğlu