Tvs 1.Kısım

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
TÜRK VERGİ SİSTEMİ
GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER
GELİR VERGİSİ
I. KISIM
VERGİNİN KONUSU, MÜKELLEFİ VE VERGİYİ DOĞURAN OLAY
A-VERGİNİN KONUSU, MÜKELLEFİ VE VERGİYİ DOĞURAN OLAY
1.Verginin Konusu-Gelirin Unsurları
Gelir vergisinin konusu; gerçek kişilerin elde ettikleri gelirlerdir. Gelir “Bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır”.
Gelirin unsurları: 1. Ticarî kazançlar, 2. Ziraî kazançlar, 3. Ücretler, 4. Serbest meslek kazançları, 5. Gayrimenkul sermaye iratları, 6. Menkul sermaye iratları ve 7. Diğer kazanç ve iratlardır. Vergilendirmede bu kazanç ve iratların safi tutarları üzerinden vergilendirme yapılır.
Sayılan yedi adet gelir unsurundan ilk altısı için devamlılık şartı vardır. Diğer bir ifadeyle, bu kazançların gelir kabul edilebilmeleri için ilk altısı için devamlı olarak elde edilme şartı vardır. Devamlılıktan kasıt; söz konusu kazançların bir defadan fazla elde edilmesidir. Yedinci gelir unsuru olan “diğer kazanç ve iratlar” için ise gelir kabul edilebilmesi için bir takvim yılında bir defa elde edilmesi yeterlidir.
2.Mükellefi
Yukarıda sayılan gelir unsurlarını elde eden gerçek kişilerdir. Mükellefiyette tam ve dar mükellef ayırımı vardır.
Tam Mükellef :Tam mükellef olmanın iki şartı vardır.
 Türkiye’de yerleşmiş olanlar tam mükellef kabul edilmektedir. (İkametgâhı Türkiye’de olanlar ile Bir takvim yılında 6 aydan fazla Türkiye’de bulunanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılmaktadırlar).
 Yurt dışında görevli T.C. vatandaşları, tam mükellef kabul edilmektedir.
Tam mükellefler hem Türkiye’de hem de yurt dışında elde ettikleri kazançlardan vergilendirilirler. Bu gruba giren mükellefler, yurt dışında elde ettikleri kazançlar üzerinden bağlı bulundukları ülkede vergi ödemişlerse ayrıca bu kazançlar Türkiye’de vergiye tabi tutulmaz.
Dar Mükellef :İkametgâhı Türkiye’de bulunmayanlar ile bir takvim yılında 6 aydan fazla Türkiye’de oturmayanlar dar mükellef kabul edilmektedirler. Dar mükellefler sadece Türkiye’de elde ettikleri kazançlardan vergilendirilirler.
Ancak; Geçici görev ya da iş gibi amaçlarla Türkiye’ye gelen, iş, bilim ve fen adamları, uzmanlar ve memurlar ile Hastalık, istirahat seyahat gibi amaçlarla Türkiye’ye gelenler 6 aydan fazla Türkiye’de kalsalar da dar mükelleflikleri devam etmektedir. Ayrıca Tutukluluk, hükümlülük gibi amaçlarla Türkiye’ye gelenler 6 aydan fazla Türkiye’de kalsalar bile Türkiye’de yerleşmiş sayılmadıkları için dar mükelleftirler.
3.Vergiyi Doğuran Olay
Her ne şekilde olursa olsun gelirin elde edilmesidir. Vergiyi doğuran olay; kazanç türlerine göre tahakkuk esası ve tahsil esası şeklinde farklı şekillerde gerçekleşmektedir. Ticari kazançlarda; tahakkuk esası, zirai kazançlarda tahakkuk esası, ücretlerde tahsil esası, serbest meslek kazançlarında ve gayrimenkul sermaye iratlarında tahsil esası ve menkul sermaye iratlarında tahsil esası geçerlidir.
İKİNCİ KISIM
GELİRİN UNSURLARI VE VERGİLENDİRİLMELERİ
I-TİCARİ KAZANÇLAR VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.TİCARİ KAZANÇ KAVRAMI VE TİCARİ KAZANÇ SAYILAN HALLER
Ticari kazanç kavramı: Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır. Tanıma ek olarak GVK’da sayılan aşağıdaki faaliyetlerden elde edilen kazançlar da ticari kazanç sayılır:
i. Maden, taş ve kireç ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri ile tuğla ve kiremit harmanlarının işletilmesinden;
ii. Coberlik işlerinden;(coberlik işi, borsada kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına hisse senedi alım satımı yapılması)
iii. Özel okul ve hastanelerle benzeri yerlerin işletilmesinden;
iv. Gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden;
v. Kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet alım-satımı ile devamlı olarak uğraşanların bu faaliyetlerinden;
vi. Satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından;
vii. Diş protezciliğinden elde edilen kazançlar.
Önemli NOT: Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların ortaklık karından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir.
B.TİCARİ KAZANCIN VERGİLENDİRİLMESİ
1.VERGİLENDİRİLMEYECEK TİCARİ KAZANÇLAR
Bazı ticari kazançlar muafiyet ve istisna kapsamına alındıkları için vergilendirilmemektedirler.
1.1. MUAFİYETLER
Esnaf Muaflığı
1.2.İSTİSNALAR
a.Sergi ve Panayır Kazançları İstisnası:
b.PTT Acenteleri Kazanç İstisnası:
c.Eğitim Öğretim İşletmelerinde Kazanç İstisnası (okul öncesi öğretim, ilk öğretim, orta öğretim için)
d.Dar Mükelleflerde İhracat İstisnası
2.VERGİLENDİRİLECEK TİCARİ KAZANÇLAR
Ticari kazancın tespiti: Ticari kazanç, gerçek usul (Bilanço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edilir.
Ticari kazancın safi tutarı vergilendirmeye esas tutardır. Diğer bir ifadeyle vergi, safi tutar üzerinden hesaplanır. Safi tutara ulaşabilmek için işin elde edilmesi ile ilgili giderler brüt ticari kazançtan indirilir.
1.BASİT USUL
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır.
1.1.Genel Şartlar:
 Kendi işinde bilfiil çalışmak veya bulunmak
 İşyeri mülkiyetinin kira bedeli toplamı büyükşehir belediye sınırları içinde 3 500 YTL’yı, diğer yerlerde 2.500 YTL’yi aşmamak(2006 yılı için).
 Ticari, zirai veya mesleki faaliyetler dolayısıyle gerçek usulde Gelir Vergisi'ne tabi olmamak.
1.2.Özel Şartlar(GVK m.48).
 Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satanların yıllık alımları tutarının 50.000 YTL veya yıllık satışları tutarının 72.000 YTL’yi aşmaması,
 1 numaralı bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşanların bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatının 25.000 YTL’yi aşmaması,
 1 ve 2 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde, yıllık satış tutarı ile iş hasılatı toplamının 50.000 YTL’yi aşmaması.
2.GERÇEK USUL
2.1.BİLÂNÇO ESASI
Bilânço esasına göre ticari kazanç, aşağıdaki şekilde bulunur;
İşletmenin ; (Dönem sonu öz sermayesi – Dönem başındaki Öz sermayesi) - (Dönem boyunca işletme sahipleri veya ortaklarınca işletmeye ilave olunan değerler) + ( İşletmeden çekilen değerler) ise farka eklenir.
Bilanço Esasına Tabi Olanlar: GVK’ya göre birinci sınıf tüccarlar bilanço esasına tabidir.
Birinci sınıf tüccar; (VUK m.177).
1. Her türlü ticaret şirketleri
2. Satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 96.000 YTL veya satışları tutarı 130.000 YTL’yi aşanlar
3. Birinci bentte yazılı olanların dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde elde ettikleri gayri safi iş hasılatı 52.000 YTL’yi aşanlar;
4. 2 ve 3 numaralı bentlerde yazılı işlerin birlikte yapılması halinde 2 numaralı bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarının toplamı 96.000 YTL’yi aşanlar;
5. Kurumlar Vergisine tabi olan diğer tüzel kişiler
6. İhtiyari(isteğe bağlı) olarak bilanço esasına göre defter tutmayı tercih edenler
2.2.İŞLETME ESASI
İşletme hesabı esasına göre ticari kazanç; bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler arasındaki müspet farktır.
Mal(Emtia) alım ve satımı ile uğraşanlarda ticari kazancın bulunması için hesap dönemi sonundaki emtia mevcudunun değeri hasılata, dönem başındaki emtia mevcudunun değeri ise giderlere ilave olunur.
İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar; işletme hesabını kullanmak zorunda olanlar ikinci sınıf tüccarlardır. Bunlar; Birinci sınıf tüccar hadlerinin altında kalanlar, Maliye bakanlığınca işletme esasına göre defter tutması kabul edilenler, Yeni işe başlayanların yıllık alım satım tutarları tespit edilinceye kadar geçen sürede işletme esasına göre defter tutarlardır.
TİCARİ KAZANCIN TESPİTİNDE İNDİRİLECEK GİDERLER
 Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler
 Çalışanların iş yerinde veya iş yerinin müştemilatında iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı ve işyerinde özel olarak kullanılan giyim giderleri;
 İşle ilgili olmak şartiyle, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatlar;
 İşle ilgili olan seyahat ve ikamet giderleri
 Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri
 İşletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçlar;
 Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre ayrılan amortismanlar.
 İşverenlerce, Sendikalar Kanunu hükümlerine göre sendikalara ödenen aidatlar
 İşverenler tarafından ücretliler adına bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları.
 Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedeli.
TİCARİ KAZANCIN TESPİTİNDE GİDER YAZILAMAYACAK HUSUSLAR
 Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler ile Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine, küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar;
 Teşebbüs sahibinin ve eşi ile çocuklarının işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler;
 Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar
 Kiralama yoluyla edinilen veya işletmede kayıtlı olan taşıtlardan işletmenin esas faaliyet konusu ile ilgili olmayanların giderleri ile amortismanları;
II-ZİRAİ KAZANÇLAR VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.ZİRAİ KAZANÇ KAVRAMI VE ZİRAİ KAZANÇ SAYILAN HALLER
Her türlü zirai faaliyetten doğan kazançlar zirai kazançtır. Zirai faaliyet; arazide, deniz, göl ve nehirlerde, ekim, dikim, bakım, üretme, yetiştirme ve ıslah yollarıyla veyahut doğrudan doğruya tabiattan istifade etmek suretiyle nebat, orman, hayvan, balık ve bunların mahsullerinin istihsalini, avlanmasını, avcıları ve yetiştiricileri tarafından muhafazasını, taşınmasını, satılmasını veya bu mahsullerden sair bir şekilde faydalanılmasını ifade eder.
Ürünlerin değerlendirilmeleri amacıyla ve zirai üretime bağlı olarak işlenmesi de zirai faaliyete girer. Ancak, bu iş, aynı işletmenin cüz'ünü teşkil eden bir işletmede gerçekleşiyorsa, bu işin zirai faaliyet sayılabilmesi için işletmenin sınai bir müessese ehemmiyet ve genişliğinde olmaması ve faaliyetini, cüz'ünü teşkil ettiği teşebbüsün mahsullerine hasretmesi şarttır.
Satışların dükkan ve mağaza açılarak yapılması halinde, mahsullerin dükkan ve mağazaya gelinceye kadar geçirdikleri safhalar zirai faaliyet sahasında kalır. Çiftçiler tarafından doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerinin gerçekleştirilmesi için açılan yazıhaneler, faaliyetleri bu konuyla sınırlı kalmak şartıyle dükkan ve mağaza sayılmaz.
ÖNEMLİ NOT: Kollektif şirketlerle adi veya eshamlı komandit şirketler zirai faaliyetle iştigal etseler dahi çiftçi sayılmazlar. Zirai faaliyetle iştigal eden kollektif şirketlerin ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortaklarının şirket kârından aldıkları paylar şahsi ticari kazanç hükmündedir.

B.ZİRAİ KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ
1.VERGİLENDİRİLMEYECEK ZİRAİ KAZANÇLAR
Bazı zirai kazançlar muafiyet ve istisna kapsamında oldukları için vergilendirilmez.
2.VERGİLENDİRİLECEK ZİRAİ KAZANÇLAR
2.1.GERÇEK USUL
54' üncü maddede yazılı işletme büyüklüğü ölçülerini aşan çiftçiler ile bir biçerdövere veya bu mahiyetteki bir motorlu araca veya on yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olan çiftçilerin kazançları gerçek usulde (zirai işletme hesabı veya diledikleri takdirde bilanço esasına göre) tespit olunarak vergilendirilir.
İşletme büyüklükleri (54.m); çeşitli kriterlere göre farklılık göstermektedir. Bunlar aşağıdaki gibi örneklendirilebilir;
Arazi büyüklükleri için örnekler; Hububat ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı taban arazide 900 kıraç arazide 1700 dönüm, Bakliyat, afyon, susam, keten, kendir ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 1000 dönüm, Pamuk ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 400 dönüm; Patates, soğan, sarmısak ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 200 dönüm; Çay ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 150 dönüm (Mahsul verebilecek hale gelmeyenler hariç); Sebze ziraatinde ekili arazinin yüzölçümü toplamı 200 dönüm;
Ağaç sayısı için örnekler; Meyve verebilecek hale gelmiş antep fıstığında 2500 ağaç; Meyve verebilecek hale gelmiş zeytinliklerde 4500 ağaç;
Hayvan sayısı için örnekler; Büyükbaş hayvan sayısı 150 adet (İş hayvanları ile iki yaşından küçük, büyükbaş hayvanlar hariç); Küçükbaş hayvan sayısı 750 adet (Bir yaşından küçük, küçükbaş hayvanlar ile kümes hayvanları hariç);
Arazi üzerinde yapılmayan zirai faaliyetler ile kara ve su avcılığında: Denizlerdeki sınırları belirlenebilen üretim alanlarında yapılan balık yetiştiriciliğinde (ağ kafes vb.) 750 m2, İç su balıkları yetiştiriciliğinde sınırları belirlenebilen havuz (beton, toprak vb.), göl, gölet ve baraj gölleri gibi üretim alanlarında 900 m2, Denizlerde yapılan balık avcılığında toplam tekne boyu 20 metre; Arıcılık ziraatinde kovan sayısı 500 adet; İpek böcekçiliği ziraatinde kutu sayısı 500 adet; gibi
ÖNEMLİ NOT: Kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler bu kazançları için beyanname vermezler. Kazançları gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler, yazılı olarak vergi dairesinden istemde bulunmaları halinde izleyen vergilendirme dönemi başından, işe yeni başlayanlar, işe başlama tarihinden itibaren gerçek usule geçebilirler.
54 üncü maddede yazılı ölçüleri aşanlar müteakip vergilendirme dönemi başından itibaren gerçek usulde; gerçek usule tabi olanlardan bu ölçülerin altında kalanlar müteakip vergilendirme dönemi başından itibaren hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilirler.
Gerçek usulde vergilendirmede hasılattan indirilebilecek giderler; işle ilgili giderlerdir. İndirilmeyecek giderlerse aynen ticari kazancın tespitinde kabul edilmeyen giderdir.
2.2.ZİRAİ KAZANÇLARDA TEVKİFAT USULÜ
Çiftçilerin elde ettikleri zirai kazançlar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesine göre hasılatları üzerinden tevkifat yapılmak suretiyle vergilendirilirler. Çiftçilerden satın alınan ziraî mahsuller ve hizmetler için yapılan ödemelerden;
 Hayvanlar ve bunların mahsulleri ile kara ve su avcılığı mahsulleri için,Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınanlar için % 1, bunlar dışında kalanlar için % 2,
 Diğer ziraî mahsuller için, Ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın alınan zirai mahsuller için % 2, bunların dışında kalanlar için % 4,
 Ziraî faaliyet kapsamında ifa edilen hizmetler için, Orman idaresine veya orman idaresine karşı taahhütte bulunan kurumlara yapılan ormanların ağaçlandırılması, bakımı, kesimi, ürünlerin toplanması, taşınması ve benzeri hizmetler için % 2, Diğer hizmetler için % 4,
 Çiftçilere yapılan doğrudan gelir desteği ve alternatif ürün ödemeleri için % 0,
ÖNEMLİ AÇIKLAMA: Bu şekilde yapılan tevkifat(kesinti), eğer gerçek usule tabi zirai kazançtan yapılmışsa dönem sonunda verilecek beyanname üzerinden hesaplanan vergiden düşülür. Eğer tevkifata tabi kazanç, gerçek usule tabi bir kazanç değilse tevkifat; nihai vergilendirme kabul edilir. Beyanname vermek gerekmez.
III-ÜCRETLER VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.ÜCRET KAVRAMI VE ÜCRET SAYILAN HALLER
Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. İş verenler, hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir. Ücret; ödenek, tazminat, zam, avans, aidat, prim, ikramiye, gider karşılığı şeklinde olabilir. Ayrıca; aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:
 İstisna dışında kalan emeklilik, maluliyet, dul ve yetim aylıkları;
 Türkiye Büyük Millet Meclisi, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri ile özel kanunlarına veya idari kararlara göre kurulan daimi veya geçici bütün komisyonların üyelerine ve yukarıda sayılanlara benzeyen diğer kimselere bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
 Yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
 Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;
 Sporculara transfer ücreti veya sair adlarla yapılan ödemeler ve sağlanan menfaatler.
B.ÜCRETLERİN VERGİLENDİRİLMESİ
1.VERGİLENDİRİLMEYECEK ÜCRETLER; muafiyet-istisna kapsamındaki ücretler vergilendirilmemektedir. Bazı Önemli Muafiyet ve İstisnalar aşağıdaki gibidir;
1. Köylerde veya son nüfus sayımına göre belediye içi nüfusu 5.000'i aşmayan yerlerde faaliyet gösteren ve el ile dokunan halı ve kilim imal eden işletmelerde çalışan işçilerin ücretleri;
2. Gelir Vergisi'nden muaf olanların veya gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerin yanında çalışan işçilerin ücretleri;
3. Köy muhtarları ile köylerin katip, korucu, imam, bekçi ve benzeri hizmetlilerine köy bütçesinden ödenen ücretler ile çiftçi mallarını koruma bekçilerinin ücretleri ve Çırakların asgari ücreti aşmayan ücretleri.
4. Hizmetçilerin ücretleri (Mürebbiyelere ödenen ücretler istisna kapsamına dahil değildir);
5. Hizmet erbabına işverenlerce yemek verilmek suretiyle sağlanan menfaatler (bir günlük yemek bedelinin 8.25 YTL’yi aşmaması gerekir)
6. Genel olarak maden işletmelerinde ve fabrikalarda çalışan işçilere ve özel kanunlarına göre barındırılması gereken memurlarla müstahdemlere konut tedariki ve bu konutların giderleri ile mülkiyeti işverene ait brüt alanı 100 m2yi aşmayan konutların hizmet erbabına mesken olarak tahsisi suretiyle sağlanan menfaatler
7. Hizmet erbabının toplu olarak işyerlerine gidip gelmelerini sağlamak maksadıyla işverenler tarafından yapılan taşıma giderleri;
8. Kanunla kurulan emekli sandıkları ile Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesinde belirtilen sandıklar tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları
9. Yabancı ülkelerde bulunan sosyal güvenlik kurumları tarafından ödenen emekli, malûliyet, dul ve yetim aylıkları;
10. Kanunî ve iş merkezi Türkiye'de bulunmayan dar mükellefiyete tâbi işverenlerin yanında çalışan hizmet erbabına, işverenin Türkiye dışında elde ettiği kazançları üzerinden döviz olarak ödediği ücretler;
11. Yüz ve daha aşağı sayıda işçi çalıştıran işyerlerinde bir, yüzden fazla işçi çalıştıran işyerlerinde iki, amatör sporcu çalıştıranların, her yıl millî müsabakalara iştirak ettiklerinin belgelenmesi ve bu amatör sporculara ödenen ücretler.
2.VERGİLENDİRİLECEK ÜCRETLER ve VERGİLENDİRME YÖNTEMİ
Ücretler gerçek usule göre vergilendirilmektedir. Gerçek usulün esası gerçek ücret kavramı üzerine oturtulmuştur. Gerçek ücret: Ücretin gerçek safi değeri işveren tarafından verilen para ve ayınlarla sağlanan menfaatler toplamından aşağıdaki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktardır. Brüt ücretten gerçek ücrete ulaşmak için yapılacak indirimler;
1. Emekli sandığı, SSK ve OYAK gibi kurumlar için yapılan kesintiler ve sendikalara ödenen aidatlar
2. Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta poliçeleri için hizmet erbabı tarafından ödenen primler ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ,
ÖNEMLİ NOT:Ücretin gerçek değerinin tayininde, Gelir Vergisi gibi şahsi vergiler ücretten indirilmez.
2.1.STOPAJ ESASI
Ücretlerin vergilendirilmesinde genel yöntem stopaj esasıdır(GVK. 94.m). Hizmet erbabına ödenen ücretler ile ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), artan oranlı tarife dilimleri ve oranları esas alınarak tevkifat(Stopaj, kesinti) yapılır. Stopajın yapılmasında matrah olarak ücretin safi(net) değeri esas alınır. Diğer bir ifadeyle vergi matrahı olarak ücretin safi değeri alınır. Ancak aşağıdaki hizmet erbabının ücretleri hakkında vergi tevkif usulü uygulanmaz.
1. Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı;
2. 16'ncı maddede yazılı ücret istisnasından faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve hizmetlileri;
3. Maliye Bakanlığı'nca yıllık beyanname ile bildirilmesinde zaruret görülen ücret ödemeleri.
Bunlar gelirlerini, yıllık beyanname ile bildirirler.
2.2.GÖTÜRÜ USUL
“Diğer ücretliler” olarak tabir edilen ücretliler götürü usule göre vergilendirilmektedirler. Diğer ücretler Kazançları basit usulde tespit edilen ticaret erbabı yanında çalışanlar; Özel hizmetlerde çalışan şoförler; Özel inşaat sahiplerinin ücretle çalıştırdığı inşaat işçileri; Gayrimenkul sermaye iradı sahibi yanında çalışanlar ve gerçek ücretlerinin tespitine imkân olmaması sebebiyle, Danıştayın olumlu görüşüne dayanarak Maliye Bakanlığınca bu kapsama alınanlardır (GVK m. 64). Bu hizmet erbabının safi ücretleri takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgari ücretin yıllık brüt tutarının % 25'idir.
Diğer ücretler; kapsamına giren ücretler için yıllık beyanname verilmez, diğer kazançlar için beyanname verilmiş olsa bile beyannameye dahil edilmezler. Sadece vergi dairesinden bir “vergi karnesi” alırlar. Bu karnede ne kadar vergi ödeyecekleri yazılıdır. Her yıl ŞUBAT ve AĞUSTOS ayları olmak üzere iki eşit taksitte vergi öderler.
2.3.BEYAN ESASI
Birden fazla işverenden ücret alıp ta birden sonraki işverenden/işverenlerden alınan ücretler toplamı 2006 yılı için 18 000 YTL’yi aşıyorsa önceden tevkifat yapılsa dahi beyanname vermek zorunludur. Ayrıca yukarıda belirtildiği gibi stopaja tabi olmayanlar da beyanname vermek zorundadırlar.
IV-SERBEST MESLEK KAZANÇLARI VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.SERBEST MESLEK KAZANCININ BELİRLENMESİ
Serbest meslek kazancı: Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır. Tahkim işleri dolayısiyle hakemlerin aldıkları ücretler ile kollektif, adi komandit ve adi şirketler tarafından yapılan serbest meslek faaliyeti neticesinde doğan kazançlar da, serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek erbabı: Serbest meslek faaliyetini mutad meslek halinde ifa edenler, serbest meslek erbabıdır. Serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı olarak uğraşılması bu vasfı değiştirmez. Ayrıca;
 Gümrük komisyoncuları, bilumum borsa ajan ve acentaları, noterler, noterlik görevini ifa ile mükellef olanlar;
 Bizzat serbest meslek erbabı tarifine girmemekle beraber serbest meslek erbabını bir araya getirerek teşkilat kurmak veya bunlara sermaye temin etmek suretiyle veya sair suretlerle serbest meslek kazancından hisse alanlar;
 Serbest meslek faaliyetinde bulunan kollektif ve adi şirketlerde ortaklar, adi komandit şirketlerde komanditeler;
 4.Dava vekilleri, müşavirler, kurumlar ve tüccarlarla serbest meslek erbabının ticarî ve meslekî işlerini takip edenler ve konser veren müzik sanatçıları;
 Gerekli şartları taşıyan ebe, sünnetçi, sağlık memuru, arzuhalci, rehber gibi mesleki faaliyette bulunanlar bu işler dolayısiyle serbest meslek erbabı sayılırlar.
Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır. Serbest meslek erbabı, mesleki kazançlarını Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tuttukları "Serbest meslek kazanç defteri"ne istinaden tespit ederler. Brüt kazançtan kazancın elde edilmesiyle ilgili giderler düşülür. Net kazanç üzerinden vergilendirme yapılır.
B.SERBEST MESLEK KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
1.VERGİLENDİRİLMEYECEK SERBEST MESLEK KAZANÇLARI
İstisna kapsamındaki kazançlar vergi dışı bırakılmaktadır.
Vergiden İstisna Olan Serbest Meslek Kazançları
İ.Sergi ve Panayır İstisnası
Dar mükellefiyete tabi olanların; Hükümetin izniyle açılan sergi ve panayırlarda yaptıkları serbest meslek faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar; Gelir Vergisi'nden müstesnadır.
ii.Telif Kazançları İstisnası
Müellif, mütercim, heykeltraş, hattat, ressam, bestekâr, bilgisayar programcısı ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının; şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, bilgisayar yazılımı, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, bilgisayar ve internet ortamı, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, CD, disket, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılat Gelir Vergisinden müstesnadır.
Eserlerin neşir, temsil, icra ve teşhir gibi suretlerle değerlendirilmesi karşılığında alınan bedel ve ücretler istisnaya dahildir. Bu kazançların geçici(arızî) olarak elde edilmesi istisna hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmez.
ÖNEMLİ NOT: Serbest meslek kazançları istisnası üzerinden, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle vergi kesilir. Oran % 17’dir.
2.SERBEST MESLEK KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
2.1.BEYAN ESASI
Tutulan serbest meslek kazanç defterine göre belirlenen hasılattan mesleğin ifası ile ilgili giderler düşülür. Kalan kısım artan oranlı tarifeye göre vergilendirilir. Ancak her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile serbest meslek erbabının suçlarından doğan tazminatlar gider olarak indirilemez. Net serbest meslek kazancının tespitinde gider yazılabilecek hususlar aşağıdaki gibidir;
 Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler
 Hizmetli ve işçilerin iş yerinde veya iş yerinin müştemilatındaki iaşe ve ibate giderleri, tedavi ve ilaç giderleri, sigorta primleri ve emekli aidatı ve işle ilgili giyim giderleri.
 Mesleki faaliyetle ilgili seyahat ve ikamet giderleri
 Mesleki faaliyette kullanılan tesisat, demirbaş eşya ve envantere dahil taşıtlar için ayrılan amortismanlar ve kiralanan veya envantere dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri.
 Alınan mesleki yayınlar için ödenen bedeller, Mesleki faaliyetin ifası için ödenen mal ve hizmet alım bedelleri.
 Serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla emekli sandıklarına ödenen giriş ve emeklilik aidatları ile mesleki teşekküllere ödenen aidatlar.
 Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen meslek, ilan ve reklam vergileri ile iş yerleriyle ilgili ayni vergi, resim ve harçlar.
 Mesleki faaliyetle ilgili olarak kanun, ilam ve mukavelenameye göre ödenen tazminatlar
2.2.STOPAJ(TEVKİFAT) Esası
Yaptıkları serbest meslek işleri dolayısıyla bu işleri yapanlara yapılan ödemelerden ödemeyi yapan taraf stopajla vergi kesmektedir. Ancak Noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemelerden stopaj yapılmaz. Stopaj oranı; % 22’dir. Sadece Telif kazancı dolayısıyla hak sahibine yapılan ödemelerden % 17 stopaj yapılır.
Tevkifat suretiyle alınan vergi yılsonunda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergi miktarından düşülmektedir.
V-GAYRİMENKUL SERMAYE İRATLARI VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI OLARAK KABUL EDİLEN KAZANÇLAR
Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyetleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır(GVK 70)
 Arazi, bina maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatı;
 Voli mahalleri ve dalyanlar;
 Gayri menkullerin, ayrı olarak kiraya verilen mütemmim cüzileri ve teferruatı ile bilumum tesisatı demirbaş eşyası ve döşemeleri;
 Gayrimenkul olarak tescil edilen haklar; Arama, işletme ve imtiyaz hakları ve ruhsatları, ihtira beratı alameti farika, marka, ticaret unvanı, her türlü teknik resim, desen, model, plan ile sinema ve televizyon filmleri, ses ve görüntü bantları, sanayi ve ticaret ve bilim alanlarında elde edilmiş bir tecrübeye ait bilgilerle gizli bir formül veya bir imalat usulü üzerindeki kullanma hakkı veya kullanma imtiyazı gibi haklar
 Telif hakları
 Gemi ve gemi payları ve her türlü motorlu araç, makine ve tesisat ile bunların eklentileri.
Sayılan bu mallar ve haklar ticarî veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticarî veya zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır.
B.GMSİ’NİN VERGİLENDİRİLMESİ
1.VERGİLENDİRİLMEYECEK GMSİ’LER
Konut Kira Gelirleri İstisnası: Binaların mesken olarak kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde elde edilen hâsılatın 2006 yılı için 2.200 YTL’sı gelir vergisinden müstesnadır. İstisna haddi üzerinde hâsılat elde edilip beyan edilmemesi veya eksik beyan edilmesi halinde, bu istisnadan yararlanılamaz. Ticari, zirai veya mesleki kazancını yıllık beyanname ile bildirmek mecburiyetinde olanlar ile gelirleri bunlar tarafından bildirilecek olanlar bu istisnadan faydalanamazlar.
Bir kişinin birden fazla meskene sahip olması durumunda bu istisna sadece bir defa uygulanacaktır. Bir meskene birden fazla kişi sahipse her kişi istisnadan ayrıca yararlanacaktır.
2.VERGİLENDİRİLECEK GMSİ’LER
GMSİ’lerde vergilendirme safi irat üzerinden yapılmaktadır. Safi İrat:Gayrimenkul sermaye iradında safi irat, gayri safi hasılattan iradın sağlanması ve idamesi için yapılan giderler indirildikten sonra kalan müspet farktır.
2.1.BEYAN ESASI
Gayrimenkul sermaye iratlarında, gayri safi hasılat, mal ve hakların kiraya verilmesinden bir takvim yılı içinde o yıla veya geçmiş yıllara ait olarak nakden veya aynen tahsil edilen kira bedellerinin tutarıdır (72.M).
Gerçek Gider Usulü(Gerçek Usul)
Gerçek usulde; gayrimenkulle ilgili olmak kaydıyla gayri safi hâsılattan aşağıdaki giderler düşülür. Kalan kısım artan oranlı tarifeye göre vergilendirilir. Giderler: kiraya verilen gayrimenkulle ilgili giderlerdir. Ayrıca; Kiraya verilen mal ve haklar için ödenen vergi, resim, harç ve şerefiyelerle kiraya verenler tarafından ödenmiş olmak şartıyla belediyelere ödenen harcamalara iştirak payları; Sahibi bulundukları konutları kiraya verenlerin kira ile oturdukları konutun kira bedeli de indirilebilir. Vergi ve para cezaları düşülemez.
Götürü Gider Usulü
Haklarını kiraya verenler hariç gayrimenkul sermaye iradı elde edenler götürü usulden de yararlanabilirler. Gayri safi hâsılattan, gayri safi hâsılatın %25’lik kısmı düşülür, kalan kısım artan oranlı tarifeye göre vergilendirilir. Götürü gider usulünü kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.
2.2.STOPAJ ESASI
Gayrimenkul sermaye iratlarında stopaj uygulaması da söz konusudur. Stopajı hak sahibine geliri sağlayan taraf yapar. Stopaj yapılan tutar; daha sonra verilen beyannameden hesaplanacak vergiden düşülür. Ancak stopajla vergilendirilmiş olan gayrimenkul sermaye iratları 2006 yılı için 18 000 YTL’ye kadarsa beyanname verilmez.
VI-MENKUL SERMAYE İRATLARI VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.MENKUL SERMAYE İRADI KAVRAMI
Menkul sermaye iratları GVK’nın 75. maddesinde düzenlenmiştir. Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.
1-Kar Geliri Şeklindeki MSİ’ler
 Hisse Senetleri Kar Payları (Sermaye Piyasası Kanunu'na göre kurulan yatırım fonları katılma belgelerine ödenen kar payları dahil.)
 İştirak Hisselerinden Doğan KazançlarLimited Şirket ortaklarının, iş ortaklıklarının ortakları ve komanditerlerin kâr payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir.)
 Kurumların idare Meclisi Başkan ve üyelerine verilen kar payları;
 Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki kurum kazancından, hesaplanan kurumlar vergisi düşüldükten sonra kalan kısmı,
 Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr, ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr payları.
2-Faiz Geliri Şeklindeki MSİ’ler
 Tahvil ve Bono Faizleri:
 Alacak Faizleri :Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.)
 Mevduat faizleri :
 Repo Gelirleri
3-Diğer Şekillerdeki MSİ’ler
 Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller;
 İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar;
 Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri;
 Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketleri tarafından;
i. On yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemeler,
ii. On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile diğer sandık ve sigortalardan on yıl süreyle prim veya aidat ödeyenlere ve vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler,
iii. Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler.

B.MENKUL SERMAYE İRATLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
1. 2006’ya KADAR GEÇERLİ OLAN VERGİLENDİRME REJİMİ
1.1. Menkul Sermaye İratlarında İndirim Oranı (ENFLASYON İNDİRMİ) Uygulaması
Enflasyonist ortamlarda elde edilen kazançların içerisinde enflasyondan kaynaklanan fiktif (gerçek olmayan) kazançlar da mevcuttur. Vergilendirme yapılırken enflasyonist kazançların da vergi matrahına dahil edilmesi durumunda, reel kazanç üzerinden vergilendirme yapılmamış olur. Dolaysıyla mükellef aşırı vergilendirilmiş olur. Bu yüzden enflasyondan etkilenen bazı kazançların vergilendirilmesinde enflasyondan arındırma yapıldıktan sonraki kazanç üzerinden vergilendirilme yapılması uygundur. Bu amaca yönelik olarak Türk gelir vergisi sisteminde bazı menkul sermaye iratları için “indirim oranı uygulaması”na yer verilmiştir (GVK m. 76).
Özellikle enflasyondan etkilendiği varsayılan bazı menkul sermaye iratlarında indirim oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutar vergi dışı bırakılmaktadır. Bu indirimin nedeni söz konusu menkul sermaye iratlarının bir kısmının enflasyondan kaynaklandığının kabul edilmesidir.
İndirim oranının Tespiti : İndirim oranı, Maliye Bakanlığı'nca tespit edilmektedir. Maliye Bakanlığı her yıl için ayrı ayrı indirim oranı tespit eder. Herhangi bir yıla ilişkin indirim oranı; VUK hükümlerine göre o yıl için tespit edilmiş olan yeniden değerleme oranının, aynı dönemde Devlet tahvili ve Hazine bonosu ihalelerinde oluşan bileşik ortalama faiz oranına bölünmesi suretiyle elde edilir(GVK m.76).
İndirim oranı uygulanacak menkul kıymetler;
• Menkul kıymetler yatırım fonları ve ortaklıkları; Risk sermayesi yatırım fonları ve ortaklıkları, Gayrimenkul yatırım fonları ve ortaklıklarından sağlanan kar payları
• Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi, Kamu Ortaklığı İdaresi ve Özelleştirme İdaresi'nce çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler(m.75/5)
• Alacak Faizleri(m.75/6)
• Mevduat faizleri (m.75/7)
• Repo gelirleri(m.75/12)
• Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kâr payları ile kâr, ve zarar ortaklığı belgesi karşılığı ödenen kâr payları ve özel finans kurumlarınca kâr ve zarara katılma hesabı karşılığında ödenen kâr paylarıdır(m.75/14).
Örnek; 2004 yılında 100 000 YTL alacak faizi elde eden bir mükellefin vergiye tabi matrahını bulalım. Burada öncelikle 2004 yılı için Maliye Bakanlığı’nca belirlenen indirim oranını bilmemiz gerekir. Bu oranı Maliye Bakanlığı 2004 yılı için %43,8 olarak açıklamıştır. 2004 yılında elde edilen 100 000 YTL’lik alacak faizinin %43,8’inin enflasyondan oluştuğu kabul edilmekte ve bu orana tekabül eden kısmın nominal kazançtan düşülmesi gerekmektedir.
İndirilecek Tutar (enflasyonist kazanç) = 100 000 x (%43,8) = 43 800 YTL
Vergi Matrahı = 100 000 – 43 800= 56 200 YTL
İndirim oranı uygulanamayacak haller; Ancak döviz cinsinden açılan hesaplara ödenen faiz ve kar payları, dövize altına veya başka bir değere endeksli menkul kıymetler ile döviz cinsinden ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilen menkul sermaye iratları için indirim oranı uygulaması yoktur. Çünkü bu kazançlar, yerli para cinsinden olmadığı için enflasyondan da etkilenmemektedir. Ayrıca Ticari İşletmelere dahil bu tür gelirler için de indirim uygulanamamaktadır.
İndirim oranı uygulamasının yapılamayacağı bir diğer durum ise stopaj(kaynakta kesinti) yöntemiyle yapılan vergilendirmedir. Stopaj usulüyle yapılan vergilendirmede kazancın brüt tutarı esas alınmaktadır. Dolayısıyla elde edilen menkul sermaye iradının indirim oranı uygulaması yapılmadan önceki brüt tutarı üzerinden stopaj yapılacaktır.
Örnek: A şahsı 2004 yılında X bankasına yatırdığı 6 ay vadeli mevduattan 15 000 YTL kazanç elde etmiştir. Stopaj hangi değer üzerinden yapılacaktır? Mevduat faizleri stopaja tabidirler. Bu nedenle stopaj, indirim oranı düşülmeden önceki brüt tutar olan 15 000 YTL üzerinden yapılacaktır.
1.2. Menkul Sermaye İratlarında Vergilendirme Yöntemleri
a. Sadece Stopaj Esasına Göre Vergilendirilen Menkul Sermaye İratları
Tutarı ne olursa olsun stopaj esasıyla vergilendirilmiş olan bazı menkul sermaye iratları için beyanname verilmeyeceği gibi başka gelirler için verilen beyannameye dahil edilmeleri de söz konusudur. Bu kapsama giren menkul sermaye iratlar için stopaj yöntemi nihai vergileme yöntemi kabul edilmekte ve bu kazançlar için ayrıca herhangi bir vergilendirme işlemi yapılmamaktadır. Sadece stopajla vergilendirilecek menkul sermaye iratları;
İ.Mevduat Faizleri: Mevduat faizlerinin vergilendirilmesinde faiz gelirini sağlayan banka, hak sahibi adına doğan faiz gelirinden vergi kesintisi (stopaj) yaparak vergilendirme işlemini gerçekleştirmektedir. Burada esas mükellef, hak sahibidir, banka ise vergi sorumlusudur. Stopaj oranları mevduatın yerli ya da yabancı para biriminden olmasına göre değişmektedir(GVK m.94).
• Döviz tevdiat hesaplarına yürütülenlerden; vadesi 1 yıla kadar olanlarda %24, vadesi 1 yıl ve daha fazla olanlarda %18’dir.
• Nama ve hamiline yazılı mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden vadesiz hesaplarla 3 aya kadar vadeli de%18, 6 aya kadar vadeli de %16, 1 yıla kadar vadeli de%12 ve 1 yıl ve daha fazla vadeli de %’dir.
Burada dikkate çeken nokta vade uzadıkça vergi oranının azalmasıdır. Bu uygulamayla kanun koyucu tasarruf sahiplerinin uzun vadeli mevduat yatırmalarını teşvik amacı gütmektedir. Ancak mevduat faizinin ticari işletme tarafından elde edilmesi durumunda ticari kazanç içerinde vergilendirilecekleri için beyanname vardır(GVK Geçici 55. m.).
ii. Kar Payları: Kar paylarının vergilendirilmesi ve stopaj oranları kar payının türüne göre aşağıdaki şekillerde yapılmaktadır.
1) Özel Finans Kurumlarınca Kar Ve Zarara Katılma Belgeleri Karşılığında Ödenen Kar Payları: Özel finans kurumları hak sahiplerine kar payı öderken onlar adına vergi kesintisi yapmakta ve vergi dairesine yatırmaktadır. Kar paylarında da stopaj oranları vadeye göre değişmektedir; Vadesi 3 aya kadar olanlarda %18, Vadesi 6 aya kadar olanlarda %16, Vadesi 1 yıla kadar olanlarda ise %12 ve Vadesi 1 yıl ve daha uzun olanlarda %7 stopaj uygulaması mevcuttur(GVK m.94).
2) Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar payları ve Kar zarar ortaklığı belgesi verenler tarafından ödenen kar payları: Faizsiz olarak kredi verenlere ödenen kar paylarından %0 stopaj ve Kar zarar ortaklığı belgesi verenler tarafından ödenen kar paylarından %18 stopaj öngörülmüştür. Stopajın dışında ayrıca bir vergi yoktur. Bu kazançlar için beyanname verilmeyecektir. Ancak ticari işletme tarafından elde edilmesi durumunda ticari kazanç içerinde vergilendirilecekleri için beyanname vardır(GVK Geçici 55. m.).
3) Yatırım fonları katılma belgeleri kar payları: Yatırım fonları katılma belgeleri kar payları için %10 stopaj öngörülmüştür. Stopaj nihai vergileme yöntemi olup beyanname verilmeyecektir. Ancak ticari işletme tarafından elde edilmesi durumunda ticari kazanç içerinde vergilendirilecekleri için beyanname vardır(GVK Geçici 55. m.).
iii. Repo Gelirleri: Repo gelirlerinde de nihai vergileme stopaj yöntemi olup beyan gerekmemektedir. Stopaj oranı ise % 22’dir. Ancak ticari işletme tarafından elde edilmesi durumunda ticari kazanç içerinde vergilendirilecekleri için beyanname vardır(GVK Geçici 55. m.).
İv. Tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları, yardım sandıkları ile emeklilik ve sigorta şirketlerinden sağlanan menkul sermaye iratları; Bu kurumlara üye olan bir kişinin bu kurumlardan sağladığı aşağıdaki kazançlar da belirtilen oranlarda stopaja tabidir. Stopajı iradı sağlayan kurum yapmaktadır.
• On yıl süreyle prim, aidat veya katkı payı ödemeden ayrılanlara yapılan ödemeler için, %15
• On yıl süreyle katkı payı ödemiş olmakla birlikte bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazanmadan ayrılanlar ile diğer sandık ve sigortalardan on yıl süreyle prim veya aidat ödeyenlere ve vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemeler için %10 stopaj vardır.
Ancak Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlar ile bu sistemden vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin %25’i vergiden istisnadır(GVK m.22). Kalan kısım için % 5 stopaj yapılmaktadır(GVK m.94).
Ayrıca Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan diğere sigorta şirketlerinden 10 yıl süre ile prim ödeyenler ile vefat, malûliyet veya tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelerin %10’u ve tek primli yıllık gelir sigortalarının yaptığı ödemelerin tamamı vergiden istisnadır(GVK m.22). Kalan kısım için % 10 stopaj yapılmaktadır(GVK m.94).
b. Hem Stopaja Hem de Beyan Esasına Göre Vergilendirilen Menkul Sermaye İratları
i. Hisse Senedi Kar Payları Ve İştirak Hisselerinden Doğan Kazançlar: Hisse senedi kar payları kar dağıtımı aşamasında, iştirak hisselerinden doğan kazançlar ise kazanç dağıtılırken %10 stopaja tabidir(GVK m.94). Stopaj kar dağıtımını yapan kurumca yapılacaktır. Stopaj yapılacak tutar dağıtılan kar payı tutarıdır. Hisse senedi kar paylarının yarısı vergiden istisna edilmiştir(GVK m.22.m). Kalan kısım 2005 yılı için 15 000 YTL’yi aşıyorsa beyan edilecektir. Beyan edilecek matrah üzerinden hesaplanacak vergiden, önceden stopaj yöntemiyle ödenen vergi düşülecektir. Kalan kısım vergi dairesine ödenecektir.
ii. Tahvil ve Bono Faizleri: Tahvil ve bono faizlerinde vergilendirme rejimi tahvil ve bonoların türüne göre değişmektedir(GVK m.94). Devletin çıkarttığı tahvil ve bonoların faizleri ile özel kesimin çıkarttığı tahvil ve bono faizlerinde farklı vergilendirme rejimleri benimsenmiştir. Ayrıca yerli para cinsinden çıkartılan tahvil ve bonolarla döviz cinsinden çıkartılan tahvil ve bonoların faizlerinde vergilendirme rejimi farklıdır.
Devlet tahvili –hazine bonosu faizleri: Devlet tahvili ve hazine bonosu faiz gelirlerinde büyük vergi avantajı tanınmıştır. Bu avantajın amacı devlete borç vermeyi cazip hale getirmektedir. Çünkü tahvil ve bonolar devletin en temel borçlanma araçlarıdır. Devlet tahvili ve hazine bonolarında stopaj oranı %0’dır. Vergilendirme rejimi üç aşamalı bir yapı arz etmektedir. Öncelikle toplam faiz gelirinden “indirim oranı“ uygulamasıyla enflasyon indirimi uygulanacaktır. Kalan kısımdan 2005 yılı için öngörülen 174.033 YTL 88 YKR’luk istisna tutarı düşülecektir( GVK Geçici 59.m). İstisna düşüldükten sonra kalan kısım 15 000 YTL’yi aşıyorsa beyan edilecek ve vergisi ödenecektir. Toplu konut idaresi ve kamu ortaklığı idaresi ve özelleştirme idaresi tarafından çıkarılan menkul kıymetlerin getirileri üzerindeki stopaj oranı da %0’dır. Vergilendirme rejimi aynen devlet tahvili ve hazine bonosu fazilerinde olduğu gibi üç aşamalı bir yapı arz etmektedir. Öncelikle toplam faiz gelirinden “indirim oranı“ uygulamasıyla enflasyon indirimi uygulanacaktır. Kalan kısımdan 2005 yılı için öngörülen 174.033 YTL 88 YKR’luk istisna tutarı düşülecektir( GVK Geçici 59.m). İstisna düşüldükten sonra kalan kısım 15 000 YTL’yi aşıyorsa beyan edilecek ve vergisi ödenecektir.
Eurobond tahvil faizlerinde de stopaj oranı %0’dır. Bunlar için indirim oranı uygulaması yoktur. Vergilendirme yapılırken önce toplam kazançtan 174 033 YTL 88 YKR’luk istisna düşülecektir. Kalan kısım 15 000 YTL’yi aşıyorsa beyan edilecektir.
Nama ve hamiline yazılı tahvil faizleri: Bu tür faiz gelirlerinde stopaj oranı %10’dur. Stopaj, faiz gelirini sağlayan tarafından yapılmaktadır. Stopaj matrahı faiz gelirinin brüt tutarıdır. Ayrıca bu kazançlar için beyan esası benimsenmiştir. Stopaj uygulamasından ayrı olarak toplam faiz gelirinden öncelikle enflasyon indirimi düşülecektir. Kalan kısım 15 000 YTL’yi aşıyorsa beyan edilecek ve vergisi hesaplanacaktır. Beyanname üzerinden hesaplanan vergiden daha önceden stopaj yöntemiyle ödenen vergi düşülecek ve ödenecek vergi miktarı tespit edilecektir.
c.Sadece Beyan Esasına Göre Vergilendirilen Menkul Sermaye İratları
Her türlü ALACAK FAİZLERİNDEN elde edilen kazançların vergilendirilme rejimi diğer menkul sermaye iratlarından farklıdır. Bu tür kazançlar için stopaj öngörülmemiştir. Dolayısıyla sadece beyan usulüyle vergilendirme söz konusudur. Alacak faizlerinde, vergilendirme işlemi iki aşamalı bir yapı arz etmektedir. Birinci aşamada brüt faiz gelirinden “indirim oranı” uygulamasıyla enflasyon indirimi düşülecektir. İkinci aşamada enflasyon indirimi düşüldükten sonra kalan kısımdan, öngörülen 800 YTL’lik istisna tutarı indirilecektir. Kalan kısım beyan edilecek ve vergi dairesine ödenecektir(GVK m.86).
Ayrıca aşağıdaki kazançların 800 YTL’yi aşması durumunda beyan edilmesi söz konusudur;
• Kıyı bankacılığından(of-shore) elde edilen faiz gelirleri,
• Yurt dışında elde edilen menkul sermaye iratları,
• Hisse senetleri ve tahvillerin vadesi gelmemiş kuponlarının satışından elde edilen bedeller;
• İştirak hisselerinin sahibi adına henüz tahakkuk etmemiş kar paylarının devir ve temliki karşılığında alınan para ve ayınlar;
• Her çeşit senetlerin iskonto edilmesi karşılığında alınan iskonto bedelleri
Bu kazançlar 800 YTL’nin altında kalırlarsa beyan edilemeyeceklerdir(GVK m.86).
2. 2006’DAN SONRA GEÇERLİ OLACAK VERGİLENDİRME REJİMİ
Menkul sermaye iratlarının büyük bir kısmının vergilendirilmesinde 2006’dan itibaren, indirim oranı uygulaması, istisna uygulamaları ve beyan esası kaldırılmaktadır . Sadece stopaj yöntemiyle vergilendirme yapılacaktır. Bu değişikliğin amacı, vergilendirme işlemlerini kolaylaştırmak ve menkul sermaye iradı türleri itibariyle farklı olan vergilendirme rejimlerinde birliği sağlamaktır. Konuya ilişkin düzenlemeler, GVK’nın Geçici 67. maddesinde düzenlenmiştir.
Yeni düzenleme ile menkul sermaye iratlarının alım satım kazançları ve dönemsel getirileri artık stopajla vergilendirilecektir(GVK Geçici m. 67). Ancak; Alacak faizleri, Of-Shore ve yurt dışı hesaplardan elde edilen faiz gelirleri stopaja tabi olmadıkları için beyan esasına göre vergilendirileceklerdir . Ayrıca, A.Ş. ve LTDŞ ortaklarının kar paylarının yarısı vergiden istisnadır. Kalan kısmı, beyan sınırını (2005 yılı için 15 000 YTL ) aşarsa beyan edileceklerdir .
Tevkifat yapacak olanlar; bankalar ve aracı kuruluşlardır. Bu kuruluşlar, menkul sermaye iradını hak sahiplerine ödemeden önce vergisini kesip hak sahipleri adına vergi dairesine yatıracaklardır. Burada bankalar ve aracı kurumlar, vergi sorumlusudurlar.
Üzerinden tevkifat yapılacak tutar(Stopaj matrahı); menkul kıymetin satış tutarından alış tutarının düşülmesiyle bulunan kısımdır. Tevkifat oranı ise %15’tir. Vergilendirme üçer aylık dönemler itibariyle yapılacaktır.
Tevkifat matrahında alış tutarı; menkul kıymeti alındığı zamanki tutarıdır. Değişik tarihlerde menkul kıymet alınmışsa, satış durumunda alış bedeli olarak “ilk giren ilk çıkar” yöntemi kullanılacaktır. Alış tutarından başka satış tutarından indirilecek giderler, alım satım komisyonları ve banka ve sigorta muameleleri vergisidir.
Menkul sermaye iratlarından stopaj yapan banka ve aracı kurumlar, muhtasar beyannamenin dışında ayrı bir beyanname ile kestikleri vergiyi beyan edip vergi dairesine yatıracaklardır.
VII-DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR VE VERGİLENDİRİLMESİ
A.DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI
1.DEĞER ARTIŞ KAZANCI KAVRAMI
Değer artış kazancı, sahip olunan menkul ve gayri menkullerin ve hakların elden çıkartılmasından elde edilen kazançlardır. Bu kazançlar bir defalığına elde edilmektedirler. Bu kazançlar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilir;
i. Menkul kıymetlerin elden çıkartılmasından elde edilen kazançlar; sahip olunan hisse senedi, tahvil ve fon gibi menkul kıymetlerin satılmasından elde edilen net kazançlar değer artış kazancı kabul edilmektedir. Örneğin 5 000 YTL’ye alınan bir hisse senedi 5 500 YTL’ye satılması durumunda, (5 500-5 000) 500 YTL’lik değer artış kazancı oluşmaktadır. Ancak İvazsız (karşılıksız) olarak iktisap edilenler ile tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından sağlana değer artış kazançları vergilendirilmemektedir.
ii.Hakların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar; Hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar ile Telif haklarının ve ihtira beratlarının müellifleri, mucitleri ve bunların kanunî mirasçıları dışında kalan kimseler tarafından elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancı sayılmaktadır. Ayrıca Ortaklık haklarının veya hisselerinin elden çıkarılmasından doğan kazançlar da değer artış kazancıdır.
iii.Faaliyeti durdurulan bir işletmenin kısmen veya tamamen elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancıdır.
iv.Voli meydanlarının gemilerin ve gayrimenkul olarak tescil edilen hakların, iktisap tarihinden başlayarak dört yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artış kazancıdır.
2.DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARININ VERGİLENDİRİLMESİ
2.1.Stopaj Yöntemi
Menkul kıymetlerin elden çıkartılmasında sağlanan kazançlar, stopaj yöntemiyle vergilendirilmektedir. Stopaj yapmaya yetkili olan birim, menkul kıymetin satılmasına aracılık eden banka ve aracı kurumlardır. Stopaj oranı %15’tir. Bu kazançların ayrıca beyan edilmesine gerek yoktur.
2.2.Beyan Esası
Beyan yöntemi menkul kıymetlerin elden çıkartılmasından elde edilen değer artış kazançlarının dışındaki değer artış kazançları içi,n geçerlidir. bu kazançların vergilendirilebilmesi için öncelikle net değer artış kazancı bulunur. Net değer artış kazancının bulunması; Elde edilen satış hasılatından elden çıkartılan unsurun maliyet bedeli düşülerek bulunan net kazanç değer artış kazancı kabul edilir. Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar hariç, 14.000 YTL’lik kısmı gelir vergisinden müstesnadır. Dolayısıyla 14. 000 YTL’li kısım beyan dışıdır.
B.ARIZİ KAZANÇLAR
1.ARIZİ KAZANÇ KAVRAMI
Arızi kazançlar; ticari, sınai, zirai ve mesleki faaliyetlerin bir defalık gerçekleştirilmesinden elde edilen kazançlardır. Bu kazançlar aşağıdaki şekilde sıralanmıştır;
1. Arızî olarak ticarî faaliyetlerin gerçekleştirilmesinden veya bu tür işlere aracılık yoluyla elde edilen kazançlar.
2. Ticarî veya ziraî bir işletmenin faaliyeti ile serbest meslek faaliyetinin bırakılması, ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen hâsılat.
3. Gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminatlar ile peştemallıklar
4. Arızî olarak yapılan serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla tahsil edilen hâsılat.
5. Gerçek usulde vergiye tâbi mükelleflerin terk ettikleri işleri ile ilgili olarak sonradan elde ettikleri kazançlar
6. Dar mükellefiyete tâbi olanların 45 inci maddede yazılı işleri arızî olarak yapmalarından elde ettikleri kazançlar.
2.ARIZİ KAZANÇLARIN VERGİLENDİRLMESİ
Yukarıdaki faaliyetlerin yapılmasında dolayı elde edilen arızi kazançların safi değeri üzerinden vergilendirme yapılır. Bir takvim yılında (1), (2), (3) ve (4) numaralı bentlerde yazılı olan kazançlar (ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde edilen kazançlar hariç) toplamının 14.000 YTL’lik kısmı gelir vergisinden müstesnadır. Kalan kısım beyan edilir.
III. KISIM
GELİRİN TOPLANMASI, BEYANI VE VERGİNİN ÖDENMESİ
A.ÖLÜM ve MEMLEKETİ TERK HALLERİNDE BEYAN VE ÖDEME
B. NORMAL ŞARTLARDA BEYAN VE ÖDEME
Takvim yılı içinde memleketi terk edenlerin beyannameleri memleketi terke takaddüm eden 15 gün, ölüm halinde ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir.
1. YILLIK BEYANNAME VE VERGİNİN ÖDENMESİ
Bir takvim yılı içinde yedi gelir unsurundan elde edilen gelirler toplanır. Yıllık beyannameye kaydedilir. Ancak bazı kazançlar, beyannameye dahil edilmez. Beyannameye dahil olmayan gelirler aşağıda tam ve dar mükellefler itibariyle ayrı ayrı belirtilmiştir.
1.1.Beyannameye Dahil Edilmeyen Gelirler
Tam Mükellefiyette Beyannameye Dahil Edilmeyen Gelirler;
 Gerçek usulde vergilendirilmeyen ziraî kazançlar; bu kategoriye giren kazançlar stopaj usulüyle vergilendirildikleri için ayrıca beyana gerek yoktur.
 Kar payları hariç stopaja tabi tutulmuş menkul sermaye iratları,
 Kazanç ve iratların istisna hadleri içinde kalan kısmı,
 Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler
 Birden fazla işverenden ücret alanların birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı –stopajla vergilendirilmek şartıyla-18.000 YTL’yi aşmıyorsa beyan edilmezler.
 18.000 YTL’yi aşmamak şartıyla Türkiye'de tevkifata tâbi tutulmuş olan; gayrimenkul sermaye iratları
 Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 875 YTL’yi aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratları.
Dar mükellefiyette Beyannameye Dahil Edilmeyen Gelirler; Tamamı Türkiye'de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar beyan edilmezler.
1.2.Gelirin Beyanı ve Vergi Miktarının Hesaplanması
Yıllık Beyannamenin Verilme Zamanı: Bir takvim yılına ait beyanname izleyen yılın Mart ayının 15. günü akşamına kadar, Gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticarî kazançlardan ibaret olması halinde izleyen yılın Şubat ayının 15. günü akşamına kadar beyan edilir.
Beyan yeri: Tam mükellefiyette vergiyi tarha yetkili vergi dairesine, Dar mükellefiyette Türkiye'de vergi muhatabı mevcutsa onun Türkiye'de oturduğu yerin, Türkiye'de vergi muhatabı yoksa işyerinin, işyeri birden fazla ise bu işyerlerinden herhangi birisinin bulunduğu yer vergi dairesine verilir veya taahhütlü olarak posta ile gönderilir.
Verginin Hesaplanması :Yıllık gelir vergisi, vergiye tabi gelirlerin yıllık toplamından aşağıdaki indirimler düşülür. Beyannameden düşülebilecek indirimler:
 Geçmiş beş yıl zararları
 Bazı bağış ve yardımlar (eğitimi, sağlığı desteklemek için yapılan harcamalar, bağışlar vb.)
 Aileye ait sigorta primleri
 Sakatlık indirimi
Sakatlık indirimi: Çalışma gücünün asgarî % 80'ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece sakat, asgarî % 60'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece sakat, asgarî % 40'ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece sakat sayılır ve aşağıda sakatlık dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir.
Sakatlık indiriminden yararlanma hakkına sahip olanlar; sakat olan ücretliler, özürlü serbest meslek sahipleri ve basit usule tabi mükellefler, özürlü bakmakla yükümlü olan serbest meslek erbabı ve ücretliler.
Sakatlık indiriminin dereceleri; Birinci derece sakatlar için 530 YTL, İkinci derece sakatlar için 265 YTL, Üçüncü derece sakatlar için 133 YTL’dir.
İndirimler düşüldükten sonra kalan kısım artan oranlı tarife uygulanmak suretiyle hesaplanır. Artan oranlı tarife aşağıdaki gibidir.
Vergi Tarifesi:
7.000 YTL'ye kadar % 15
18.000 YTL'nin 7.000 YTL'si için 1.050 YTL, fazlası % 20
40.000 YTL'nin 18.000 YTL'si için 3.250 YTL, fazlası % 27
40.000 YTL'den fazlasının 40.000 YTL'si için 9.190 YTL, fazlası % 35 oranında vergilendirilir
Tarh zamanı :Beyanname verilmesi icabeden hallerde, beyannamenin verildiği günde, beyanname posta ile gönderilmişse, vergiyi tarh edecek daireye geldiği tarihi takibeden yedi gün içinde; diğer ücretlerde, hizmetin ifa olunduğu takvim yılının ikinci ayında, takvim yılı içinde işe başlanması halinde, işe başlama tarihinden itibaren bir ay içinde tarh edilir. Vergi tarh edildikten sonra varsa yıl içinde STOPAJLA ÖDENEN VERGİLER ile GEÇİCİ VERGİLER tarh edilen vergiden düşülür ve ödenecek vergi bulunur.
Verginin ödenmesi; Basit usulde birinci taksit ŞUBAT ayının sonuna kadar ikinci taksit HAZİRAN ayının sonuna kadar ödenir. Diğerlerinde verginin birinci taksiti MART sonuna, ikinci taksiti TEMMUZ sonunda ödenir.
2.GEÇİCİ VERGİ VE GEÇİCİ VERGİ BEYANNAMESİ
Gelir vergisinde geçici vergiyi sadece ; Ticari kazanç sahipleri (basit usulde vergilendirilenler hariç) ile Serbest meslek erbabı (noterler hariç) ödemektedir.
Geçici vergi hesap döneminin üçer aylık kazançları üzerinden 103 üncü maddede yer alan tarifenin ilk gelir dilimine uygulanan oranda geçici vergi öderler (yani %15).
Hesaplanan geçici vergi, üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın 10’uncu günü akşamına kadar bağlı olunan vergi dairesine beyan edilir ve 17.günü akşamına kadar ödenir. Aynı dönem içinde tevkif edilmiş bulunan gelir vergisi hesaplanan geçici vergiden mahsup edilir.
3.MUHTASAR BEYANNAME
Muhtasar beyanname yaptıkları ödemelerden vergi sorumlusu sıfatıyla stopaj yapanlarca verilir. Muhtasar Beyannamenin Verilmesi ; Vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde kestikleri vergileri izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar.
Ziraî ürün bedelleri üzerinden tevkifat yapanlar hariç , 10 ve daha az işçi çalıştıranlar tevkif ettikleri vergi ile ilgili muhtasar beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek şartıyla her ay yerine Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirminci günü akşamına kadar verebilirler.
Vergi beyan edilen ayın 26.günü akşamına kadar ödenir.
4.MÜNFERİT BEYANNAME
Dar mükellefiyete tabi mükelleflerden yıllık beyanname vermeye mecbur olmayanlar:
1. Gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarını, gayrimenkulün bulunduğu,
2. Menkul malların ve hakların elden çıkarılmasından doğan diğer kazanç ve iratlarını, mal ve hakların Türkiye'de elden çıkarıldığı,
3. Ticari veya zirai bir işletmenin faaliyetinin durdurulması veya terk edilmesi karşılığında elde ettikleri diğer kazanç ve iratlarını işletmenin bulunduğu,
4. Arızi olarak ticari işlemlerin yapılmasından veya bu nitelikteki işlemlere tavassuttan elde edilen diğer kazanç ve iratlarla, arızi olarak serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde edilen kazançlar ve dar mükellefiyete tabi olanların elde ettikleri diğer kazanç ve iratlar, faaliyetin yapıldığı veya yolcu veya yükün taşıta alındığı,
5. Gerçek usulde vergiye tabi mükelleflerin terk ettikleri işleriyle ilgili olarak sonradan elde ettikleri diğer kazanç ve iratlar, ticari, zirai veya mesleki bir faaliyete hiç girişilmemesi veya ihale, artırma ve eksiltmelere iştirak edilmemesi karşılığında elde ettikleri diğer kazanç ve iratları, vergisi tevkif suretiyle alınmamış menkul sermaye iratlarını ve diğer her türlü kazanç ve irada ilişkin ödemenin Türkiye'de yapıldığı,
Bu kazanç ve iratlardan serbest meslek faaliyetlerine ilişkin olanların beyannamelerinin bu faaliyetlerin sona erdiği bu kazanç dışındaki diğer kazanç ve iratlarla ilgili beyannamelerin ise bu kazanç ve iratların iktisap olunduğu tarihten itibaren 15 gün içinde ilgili vergi dairesine verilmesi mecburidir.


KURUMLAR VERGİSİ
Kurumlar vergisi; gelir üzerinden alınan vergilerin ikincisidir. Kurumlar vergisi gelir üzerinden alındığı için dolaysız, objektif (gayri şahsi-şahsi olmayan-kişisel olmayan) bir vergidir.
Türkiye’de kurumlar vergisi, modern anlamda 01.01.1950 tarihinde yürürlüğe giren 5422 sayılı Kanunla uygulanmaya başlanmıştır. Ancak bu kanun, 13.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5520 sayılı Kanun’la tamamen kaldırılarak kurumlar vergisi yeniden yazılmıştır. Şu anda uygulanmakta olan kurumlar vergisi, 5520 sayılı kanunda öngörülen biçimdedir.
I-VERGİNİN KONUSU, MÜKELLEFİ, VERGİYİ DOĞURAN OLAY ve MÜKELLEFİYET
A.VERGİNİN KONUSU
Kurumlar vergisi, kurumların elde ettikleri kazançlarından alınmaktadır. Verginin konusunu kurum kazançları oluşturmaktadır(KVK m.1). Kurum kazancı, Gelir Vergisi Kanunu’na atıf yapılarak tanımlanmıştır. Buna göre; kurum kazancı gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşur. Bu gelir unsurları; Ticari kazançlar, Zirai kazançlar, Ücretler, Serbest meslek kazançları, Gayrimenkul sermaye iratları, Menkul sermaye iratları ve Diğer kazanç ve iratlardır. Dolayısıyla herhangi bir kurum, yedi gelir unsurundan bir kısmını ya da tamamını elde etmesi durumunda kurum kazancı elde etmiş olur. Elde edilen bu kazançlar kurumlar vergisine tabidir.
B.MÜKELLEF
Kurumlar vergisinin mükellefleri; Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 2.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre; Sermaye şirketleri, Kooperatifler, İktisadi kamu müesseseleri, Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, İş ortaklıkları kurumlar vergisinin mükellefidirler. Kanunda ayrıca; sendikaların dernek, cemaatlerin ise vakıf hükmünde olduğu ifade edilmiştir. Bu hükme göre sendikaların ve cemaatlerin iktisadi işletmeleri de kurumlar vergisinin mükellefidirler. Şimdi bu mükellefleri tek tek inceleyelim.
1.Sermaye Şirketleri; Anonim şirketler, eshamlı (paylı) komandit şirketler, limited şirketler ile aynı mahiyetteki yabancı kurumlar, sermaye şirketidir.İlaveten SPK’nın düzenleme ve denetimine tabi fonlar ile benzer nitelikli fonlar da sermaye şirketi kabul edilmektedir (KVK m. 2).
2.Kooperatifler; Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre Kooperatifler kurumlar vergisinin mükellefidir. KVK’ya göre mükellef olan kooperatifler; Kooperatifler Kanunu'na ya da özel kanunlarına göre kurulan istihlak (tüketim), istihsal (üretim), kredi, satış, yapı vesair kooperatifler ile aynı mahiyetteki yabancı kooperatiflerdir (KVK m.2).
3.İktisadi Kamu Müesseseleri: Devlete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesselerine ait ve tabi olup faaliyetleri devamlı bulunan ticari, sınai ve zirai işletmeler şeklindeki iktisadi kamu müesseseleri Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre mükelleftirler(KVK m.2). Aynı mahiyette olan yabancı devletlere ait iktisadi kamu müesseseleri de kurumlar vergisine tabidirler.
4. Dernek ve Vakıflara ait İktisadi İşletmeler: Bazen dernek ve vakıflar kendi amaçlarını gerçekleştirmek için veya finansman kaynağı temin edebilmek içim iktisadi faaliyete girişebilmektedirler. Bu şekilde kurulan iktisadi işletmeler kurumlar vergisinin mükellefi olmaktadırlar (KVK m.2). Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre yabancı dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler de Türkiye’de faaliyet göstermeleri durumunda kurumlar vergisi mükellefi olmaktadırlar.
Kurumlar Vergisi Kanunu’na göre sendikalar dernek, cemaatler vakıf hükmünde oldukları için sendikaların ve cemaatlerin iktisadi işletmeleri de kurumlar vergisinin mükellefidirler.
5.İş Ortaklıkları : Gerçek veya tüzel kişilerin veya tüzel kişiliği olmayan kurumların belirli bir işi yapmak için bir araya gelmeleri suretiyle oluşturulan ortaklığa iş ortaklığı denir. İş ortaklarları ortaklaşa yapılan işin bitimiyle birlikte sona erer. Dolayısıyla iş ortaklıklarının tüzel kişilikleri yoktur. Ancak kurumlar vergisi mükellefidirler(KVK. m .2).
C.MÜKELLEFİYET
Kurumlar Vergisi Kanunu’da tam mükellefiyet ve dar mükellefiyet şeklinde iki tür mükellefiyet öngörülmüştür.
1.Tam Mükellef
Kurumlar vergisi mükellefi olan kurumlardan kanuni veya iş merkezleri Türkiye'de bulunanlar tam mükelleftir (KVK m.3). Burada dikkat çeken nokta; kanuni merkezin veya iş merkezinin en az birisinin Türkiye’de bulunmasının, tam mükellef olmak için yeterli şart olduğudur.
2.Dar Mükellef
Kanunda mükellef olarak sayılan kurumlardan kanuni ve iş merkezlerinden her ikisi de Türkiye içinde bulunmayanlardır. Dar mükellefler, sadece Türkiye’de elde ettikleri kurum kazancından dolayı Türkiye’de kurumlar vergisine tabidirler(KVK m.3).
D.VERGİYİ DOĞURAN OLAY
Yukarıdaki kurumların kurum kazancını elde etmesidir. Kazancın elde edilmesi, tahsil esasına göre ve tahakkuk esasına göre olabilmektedir. Tahsil ve tahakkuk esası gelir vergisi konusunda anlatıldığı için burada tekrar anlatılmayacaktır.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst