Muhasebe Uygulamalari – ünite 1

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
ENVANTER
Envanter Çıkarmak
Bilanço gününde işletmenin mevcutlarını, alacaklarını, borçlarını yani “varlık ve kaynaklarını” saymak, ölçmek, tartmak suretiyle ayrıntılı olarak tespit etmeye envanter çıkarmak denir.
Envanter İşlemleri
Yukarıda ifade edilen olayların sonunda miktar ve fiyat olarak değerlemesi yapılan kalemlerin düzeltmeler yapıldıktan sonra gerçek değerlerini almasını sağlama işlemlerine envanter işlemleri denir.
Envanter işlemleri, “sayım, değerleme ve dönemsonu kayıtlarının yapılmasını sağlayan bir süreç” olarak da tanımlanabilir.
Envanter İşlemlerinin Gerekliliği
Dönem sonlarında çıkarılan genel geçici mizan, büyük defter (defter-i kebir) hesaplarının kalanlarından oluşur. Ancak aşağıda sayacağımız nedenlerden dolayı genel geçici mizan, varlık ve kaynakların gerçek durumunu yansıtmaz. Bunun için envanter işlemleri gereklidir.
Envanter çıkarma işlemlerinin nedenleri:
• Mal kaleminde, envanter yöntemleri (aralıklı-devamlı envanter yöntemleri) ve diğer nedenler (eskime, kaybolma, modası geçme) yüzünden gerçek bir saptama yapılamaz.
• Kasa kaleminde sebebi bilinen veya bilinmeyen eksik veya fazlalık olabilir.
• Alacaklar, şüpheli duruma düşmüş veya tahsili imkansız hale gelmiş olabilir.
• Alacak senetlerinin nominal (üzerinde yazılı) değeri ile tasarruf değeri (peşin değeri) arasında fark olabilir.
• Hisse senetlerinde, alış bedellerine göre değer düşmesi olabilir.
• Tahakkuk etmiş ancak tahsil edilmemiş gelirler ve ödenmemiş giderler olabilir. Ayrıca gelecek yıllara ait gelir ve giderler olabilir.
• Amortismana tabi duran varlıklarda değer kaybı oluşabilir.
• Hatalı ve eksik kayıtlar bulunabilir.

Envanter Bölümleri
Muhasebe Dışı Envanter
İşletmenin sahip olduğu bütün iktisadi değerlerin büyük defter kayıtları dikkate alınmadan tek tek sayılması, kontrol edilmesi ve değerlenmesi işlemidir.
Muhasebe İçi Envanter (Defter Kayıtları)
Muhasebe içi envanter, işletmenin varlık ve borçlarına ait muhasebe kayıtlarının muhasebe dışı envanterde yapılan sayım ve değerleme bilgilerine uygun hale getirilmesidir. Muhasebe içi envanter sonucunda hesaplar gerçek değeriyle değerlenecektir. Kısaca muhasebe içi envanter, muhasebe dışı envanterlerin muhasebe kayıtlarına aktarılma sürecidir.
Muhasebe içi envanterin aşamaları şunlardır:
• Genel geçici mizanın çıkarılması
• Envanter kayıtlarının yapılması
• Kesin mizanın çıkarılması
• Mali tabloların hazırlanması (dönem sonu bilançosu, gelir tablosu)
• Kapanış kayıtlarının yapılması

ÖRNEK SORU
Dönem sonu işlemleri sırasında kesin mizandan sonra aşağıdaki işlemlerde hangisi yapılır?
A) Genel geçici mizanın çıkarılması
B) Envanter kayıtlarının yapılması
C) Kesin mizanın çıkarılması
D) Mali tabloların hazırlanması
E) Kapanış kayıtlarının yapılması

ÇÖZÜM: Dönem sonunda kesin mizandan sonra, buradaki bilgilerden hareketle, gelir tablosu ve bilançodan oluşan mali tablolar düzenlenir. Muhasebe içi envanterin aşamalarının baş harfleri: G – E – K – M – K
Doğru cevap (D) seçeneğidir.

Envanter İşlemlerinin Aşamaları
I. Aşama: Birinci aşama, miktarın tespitiyle ilgili envantere hazırlık aşaması olan sayım işlemidir. Sayım işleminde “en önemli kalem”, ticari ve mali kârı doğrudan etkileyen “ticari mal kalemi”dir. Sayım işleminde, nasıl bir sıra izleneceği ve hangi varlıkları kimin sayacağı önemlidir.
II. Aşama: İkinci aşama, değerleme işlemidir. Değerleme, işletmenin bilanço günündeki varlık ve borçların değerlerinin tespit ve takdiridir. Miktar olarak saptanan varlık ve borçların para ile ifade edilmesi, değerlemedir.

Envanter Defteri ve Listeleri
Muhasebe dışı envanterden sonra sayımı ve değerlemesi yapılan tüm varlık ve borçlar, ayrıntılı bir şekilde envanter defterine kayıt edilir.
Anonim şirket gibi büyük işletmelerde, önce envanter listeleri çıkarılır, bunların özeti kaydedilir. Eğer amortisman defteri tutuluyorsa, bunların özeti de envanter defterine yazılır.
Envanter Çıkarma Zamanları
Muhasebe dönemi (hesap dönemi) genellikle 12 aylık takvim yılı olarak düşünülür. Hesap döneminin son günü 31 Aralık’tır. Normal faaliyetine devam eden işletmeler bu 12 aylık hesap dönemine göre envanter işlemlerini 31 Aralık’ta gerçekleştirmektedir. Envanter çıkarma zamanları ve envanter türleri şu şekilde sıralanabilir:
• Kuruluş envanteri (işletme yeni kuruluyorsa)
• Devir envanteri (diğer bir işletme ile birleşiyorsa)
• Dönem sonu envanteri (faaliyetine devam eden her işletme için dönem sonunda, yani “31 Aralık’ta”)
• Tasfiye envanteri (faaliyetleri sona eren işletmeler için)
Bu envanter çeşitleri dışında;
• Takvim yılı içinde işe başlayan ve bırakan mükellefler başlama ve bitiş tarihlerinde envanter çıkarıp bilanço düzenlerler.
• Bir önceki takvim yılında faaliyette olup, takvim yılı içinde de faaliyetine devam edenler işi bırakırlarsa, bırakma tarihinde tekrar envanter çıkarıp bilanço düzenlerler.
• Takvim yılı içinde işe başlayıp devam edenler ise, başlama tarihinde ve takvim yılı sonunda envanter düzenleyip, bilanço çıkarırlar.

DEĞERLEME ÖLÇÜLERİ
İşletmenin iktisadi varlıklarına değer biçme işlemi olan değerlemede (aktifleştirmede) kullanılacak esaslar Türk Ticaret Kanunu (TTK), Vergi Usul Kanunu (VUK) ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri’nce (GKGMİ) belirlenmiştir.

1. Türk Ticaret Kanunu’na Göre Değerleme: Kanun şahıs işletmelerini ve şirketlerini, değerleme ölçülerinde genellikle serbest bırakılmıştır. TTK’ya göre genel kural, varlığın maliyet ve piyasa değerlerinden büyük olanının seçilmesidir. Anonim şirketlerde ise asgari değer, özellikle duran varlıklar en çok maliyet değeriyle değerlenir.
2. Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine Göre (GKGMİ) Değerleme: Türk Ticaret Kanunu’yla paralellik göstermektedir. GKGMİ’ye göre değerleme şu esasa göre yapılır:
• Maliyet fiyatıyla değerleme
• Maliyet fiyatı ile piyasa fiyatından düşük olan ile değerleme
3. Vergi Usul Kanunu’na Göre Değerleme: Kanunda da açıkça belirtildiği gibi değerleme, vergi matrahını hesaplamak amacıyla işletmedeki iktisadi değerlerin takdir ve tespitidir.
VUK’a Göre Değerlemede Kullanılan Ölçüler
a. Maliyet Bedeli: İktisadi varlığın elde edilmesi veya değerinin arttırılmasıyla ilgili ödemeler ve bu ödemelere bağlı tüm giderlerin toplamı maliyet olarak kabul edilir.
Maliyet bedeli uygulanan varlıklar şunlardır:
• Maddi duran varlıklar
• Maddi olmayan duran varlıklar
• Ticari mallar
• Üretilen tarımsal ve zirai ürünler
b. Borsa Rayici: Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsası ile Ticaret Borsası’na kayıtlı iktisadi kıymetlerin değerleme gününden önceki son işlem gününde borsadaki işlemlerinin ortalama değeridir. Kısaca borsa rayici, iktisadi varlığın borsada oluşan değerini ifade eder. Ülkemizde, yabancı paralar borsası olmadığından, yabancı paralar Maliye Bakanlığı’nın kurları ile değerlendirilir.
c. Tasarruf Değeri (Peşin Değer): İktisadi varlığın sahibi için değerleme gününde arz ettiği gerçek değerdir. Senetli alacaklar ve senetli borçlar bu değerlemeye tabiidir.
d. Mukayyet (Kayıtlı) Değer: İktisadi varlığın muhasebe kayıtlarında görülen değeridir. Senetsiz alacaklar ve borçlar, gelecek yıla ait gelir ve giderler, kuruluş ve örgütlenme giderleri ile şerefiye kayıtlı (mukayyet) değerleriyle değerlendirilir.
e. İtibari (Nominal) Değer: Her türlü senetlerle, hisse senedi ve tahvillerin üzerinde yazılı olan değer itibari (nominal) değerdir. Kasa mevcudu ve çıkarılmış tahviller itibari değerle değerlenir.
f. Rayiç Bedeli (Vergi Değeri): İktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım–satım değeridir. Bina ve araziler için söz konusudur. Ancak uygulamada (bilançoda) bunlar duran varlıklar grubunda ele alındığından “maliyet” bedeli ile değerlendirilir.
g. Emsal Bedeli: Gerçek değeri bilinmeyen veya olmayan bir varlığın değerleme gününde emsaline (benzerine) göre alacağı değerdir.

Emsal bedeliyle değerleme yapılırken sırası bozulmadan şu üç sıraya uyulur:

1. Ortalama fiyat esası: Emsal olarak kullanılacak diğer varlığın bulunulan ayda veya daha önceki aylarda miktar ve tutar olarak ortalama satış fiyatı hesaplanır.
2. Maliyet bedeli esası: Emsal bedeli bulunacak malın, maliyet bedeli biliniyorsa, toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave edilerek emsal bedel bulunur.
3. Takdir esası: İlk 2 aşamada bedel tayin edilmemişse; takdir komisyonunun verdiği değer emsal bedeli kabul edilir.

Emsal bedeli genellikle değer kaybeden “ticari mallar” için uygulanır.

ÖRNEK SORU
Vergi Usul Kanunu (VUK)’na göre maddi duran varlıklar hangi bedelle aktifleştirilir?
A) Maliyet bedeli
B) Tasarruf değeri
C) Mukayyet değer
D) Rayiç bedel
E) Emsal bedeli

ÇÖZÜM: Bu soru türünün sınavlarda çıkma ihtimali oldukça yüksektir. Seçenekleri sondan başlayarak inceleyelim:
• E seçeneğindeki emsal bedel, gerçek değeri bilinmeyen bir varlığın değerleme gününde emsaline (benzerine) göre değerinin belirlenmesidir. Soruda “emsal” ya da değeri bilinmeyen bir varlıktan söz edilmediği için doğru cevap olamaz.
• D seçeneğindeki rayiç bedel, iktisadi kıymetin değerleme günündeki normal alım–satım değeridir. Rayiç bedel, bina ve araziler için söz konusudur fakat uygulamada bunlar duran varlıklar grubunda ele alındığından “maliyet” bedeli ile değerlendirilir. Dolayısıyla cevap bu seçenek de değildir.
• C seçeneğindeki mukayyet (kayıtlı) değer, iktisadi varlığın muhasebe kayıtlarında görülen değeridir ve bu değerlemeyle senetsiz alacaklar ve borçlar, gelecek yıla ait gelir ve giderler, kuruluş ve örgütlenme giderleri ile şerefiye değerlendirilir.
• B seçeneğindeki tasarruf değeri, iktisadi varlığın sahibi için değerleme gününde arz ettiği gerçek değerdir. Senetli alacaklar ve senetli borçlar bu değerlemeye tabiidir. Dolayısıyla bu seçenek de cevap olamaz.
• A seçeneğindeki maliyet bedeli, iktisadi varlığın elde edilmesi veya değerinin arttırılmasıyla ilgili tüm giderleri kapsar. Maliyet bedeli uygulanan varlıklar şunlardır:
• Maddi duran varlıklar
• Maddi olmayan duran varlıklar
• Ticari mallar
• Üretilen tarımsal ve zirai ürünler,
Sorudaki maddi duran varlıların aktifleştirilmesi (değerlemesi) maliyet bedeli esas alınarak yapıldığı için doğru cevap bu seçenektir.
Doğru cevap (A) seçeneğidir.

ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi maliyet bedeli ile değerlenmez?
A) Maddi duran varlıklar
B) Maddi olmayan duran varlıklar
C) Ticari mallar
D) Üretilen tarımsal ve zirai ürünler
E) Bankadaki ticari mevduat

ÇÖZÜM: Yukarıda bu sorunun da açıklaması olabilecek ayrıntılı açıklama verilmiştir. Tekrardan hatırlanacak olursa; maddi ve maddi olmayan duran varlıklar, ticari mallar ve üretilen tarımsal ve zirai ürünler maliyet bedeli esas alınarak değerlenir. Bankadaki ticari mevduatın değerlenmesinde ise, uygulamada mukayyet (kayıtlı değer) ölçüsü kullanılır. Bankalardaki yabancı paralar ise Maliye Bakanlığı’nın ilan ettiği kurla değerlenir.
Doğru cevap (E) seçeneğidir.

KÂR SAPTAMASI İLE İLGİLİ YAKLAŞIMLAR
Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu’ndaki değerleme ile ilgili farklılık iki ayrı kâr tanımı ortaya çıkarmaktadır:
a. Ticari Kâr: Türk Ticaret Kanunu ile aynı paralelde olan ve muhasebe ilkelerine göre saptanan kârdır. Kâr, üçüncü kişilerin hakkını korumak açısından ele alınır.
b. Mali Kâr: Vergi Usul Kanunları’na uyularak saptanan kârdır. Bu yöntemde kâr vergilendirme yönünden ele alınır.
Kârın nasıl saptanacağına dair iki farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar özsermaye karşılaştırması ile gelir ve giderlerin karşılaştırılması ile bulunan kârlardır. Özsermaye karşılaştırması ile kârın bulunmasına bilanço yaklaşımı, gelir ve giderlerin karşılaştırılması ile kârın bulunmasına ise gelir tablosu yaklaşımı adı verilir.
A) Özsermaye Karşılaştırmasıyla
Kârın Saptanması
Bu yöntemde kâr şu şeklide hesaplanır:
• İşletmeden çekilen değerler ticari kazanca eklenir
• İşletmeye ilave edilen değerler ise çıkartılır

Kâr = (Dönemsonu Özsermaye – Dönembaşı Özsermaye) + İşletmeden Çekilenler – İşletmeye Eklenenler
Özsermaye = Net Varlıklar – Borçlar

B) Hasılat (Gelir) ve Giderlerin Karşılaştırılmasıyla Kârın Saptanması
Bu yöntemde kâr, işletmenin dönem gelirlerinin dönem giderlerini aşan kısmıdır ve şu şeklide hesaplanır:
Kâr = Hasılat (Gelir) – Gider
Gelirler; ana faaliyet (mal ve hizmet satışı) ve yan faaliyetlerden (kira, faiz) oluşur. Gelirler özsermayede bir artış meydana getirir ve ana faaliyetten doğan gelirler ve ana faaliyet dışından doğan gelirler olmak üzere ikiye ayrılır.
Giderler; genel anlamda satışların maliyeti, faaliyet giderleri ve faaliyet dışı giderlerdir. Giderler özsermayede azalış meydana getirir.
Tahakkuk ilkesi gereğince tahsili veya ödemesi yapılmamış da olsa, hasılat ve giderler dönemin faaliyet sonucunun tespitinde gerçekleşmiş gibi gösterilir.

ÖRNEK SORU
İşletmenin sattığı ticari mallardan elde ettiği hasılat (gelir) 15.000 YTL, satılan ticari mallarının maliyeti 8.000 YTL, ticari malları 5.000 YTL, satıştan iadeleri 2.000 ve satış iskontoları 1.000 YTL ise brüt satış kâr veya zararı kaç YTL’dir?
A) 1.000 YTL Kâr
B) 1.000 YTL Zarar
C) 4.000 YTL Kâr
D) 7.000 YTL Zarar
E) 9.000 YTL Kâr

ÇÖZÜM: Gelir ve giderlerin karşılaştırılarak kârın bulunmasına yönelik (çünkü soruda sermayeden bahsedilmemekte) olan bu soruda dönem gelirlerinden dönem giderleri çıkarılarak kâr ya da zarara ulaşılacaktır. Önce gelirlere bakalım: İşletmenin tek geliri 15.000 YTL tutarındaki satış geliridir. Bu gelirlerden giderleri düşmemiz gerekecektir. İşletmenin giderleri ise; satılan ticari malların maliyeti olan 8.000 YTL, satıştan iadeleri olan 2.000 YTL ve satış iskontoları olan 1.000 YTL’dir. İşletmenin bu giderlerinin toplamı: 8.000+2.000+1.000= 11.000 YTL’dir. İşletmenin kâr ya da zararı, toplam gelirler ile toplam giderler arasındaki farktır:
Kâr/Zarar = Gelirler – Giderler = 15.000 – 11.000
Toplam gelir toplam giderden büyük olduğu için Kâr = 4.000 YTL
Soruda verilen 5.000 YTL’lik ticari mallar gelire ya da gidere ilave edilecek bir unsur olmadığı için kullanılmayacaktır. Sorularda bu tür fazladan verilerin bulunacağını gözden kaçırmamalısınız.
Doğru cevap (C) seçeneğidir.

ÖRNEK SORU
Ticari kârı 50 YTL, kanunen kabul edilmeyen giderleri 10 YTL ve vergiden muaf gelirleri 5 YTL ise işletmenin mali kârı kaç YTL’dir?
A) 5.000 YTL
B) 15.000 YTL
C) 40.000 YTL
D) 55.000 YTL
E) 60.000 YTL

ÇÖZÜM: Mali kâr vergilendirme yönünden ele alınır ve sorudaki ticari kâra kanunen kabul edilmeyen giderler vergiden düşülemeyeceği için kâra eklenecek, vergiden muaf gelirler ise ticari kârdan düşülecektir.
Mali Kâr = Ticari Kâr + Kanunen Kabul Edilmeyen Giderler – Vergiden Muaf Gelirler
Mali Kâr = 50 + 10 – 5 = 55 YTL
Doğru cevap (D) seçeneğidir.

SINAVA YÖNELİK DEĞERLENDİRMELER
• Muhasebe içi ve muhasebe dışı envanterin tanımları
• Muhasebe içi envanterin aşamaları
• Envanter türleri
• Maliyet bedeline göre değerlenen varlıklar
• VUK’a göre değerlemede kullanılan ölçüler (hem bu ölçülerin tanımları, hem de verilen bir iktisadi varlığın hangi değerleme ölçüsüne göre değerlemeye tabi tutulacağı)
• Ticari ve mali kâr tanımları
• Kârın özsermaye karşılaştırması ve gelir-gider karşılaştırması ile nasıl saptandığının hesaplanmasına yönelik problem
 

ROSEŞAH

Özel Üye
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
454
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Kayseri
Paylaşım için teşekkürler.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst