Kamu Maliyesi – ünite 1

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
KAMU KESİMİNİN KAPSAMI
Günlük hayatta yürütülen ekonomik faaliyetler genel ekonomi içerisinde, devlet ve özel kesim tarafından yerine getirilmektedir.
Kamu tarafından yürütülen ekonomik faaliyetler bölünemez veya yarı bölünebilir mal ve hizmetlerin üretimine yöneliktir. Bu tür kamusal mal ve hizmetlerin üretiminde, özel kesimde olduğu gibi temel harekete geçirici unsur kâr değil, sosyal ve siyasi tercihlerdir.
II. Dünya Savaşı sonrasında artan kamu harcamaları, kamu ekonomisinin boyutlarını da artırmıştır.
Artan kamu harcamaları ile birlikte piyasa aksaklıklarındaki artış, kamu kesiminin önemini artırmıştır. Piyasa aksaklıklarında yaşanan en büyük sorun, özel firmaların çok düşük maliyetlerle üretim gerçekleştirdiği dışsallığın bulunduğu alanlarda görülmektedir. Dışsallık, tüketim ve üretimde ortaya çıkan, bir firma ya da bireyin gerçekleştirdiği ekonomik faaliyetten başka birey ya da firmaların da yararlanması ya da zarar görmesidir. Bu fiyatlara yansıtılmamakta ancak, kişi ve firma refahı üzerinde etkide bulunan faaliyetlerdir.
Bu ve buna benzer olumsuzluklar devletin ekonomideki yerinin ne olması gerektiğine yönelik tartışmaların temel noktasını oluşturmaktadır. Klasik iktisatçıların devletin ekonomiye müdahale etmemesi görüşü yerini Musgrave’in kamunun yeni fonksiyonlarını şu şekilde sıraladığı bir yapıya dönüşmüştür:
• Gelirin yeniden dağılımı
• Kaynak dağılımında etkinliğin sağlanması
• Ekonomik istikrarın sağlanması
Kamu ekonomisinin genel ekonomi içerisindeki yerinin ne olacağı aşağıdaki görüşler çerçevesinde tarihsel süreç içerisinde açıklanmaktadır:
1. Merkantilizm
Devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiği ilk olarak 17. yüzyılda ortaya atılan Merkantilizm’le başlamaktadır. Temel düşünceleri toplumun zenginliği olan Merkantilistler’e göre zenginliğin ölçüsü toplumun sahip olduğu altın ve gümüşlerdir. Bu zenginliğe ulaşmak için ihracatın ithalattan daha büyük olması gerekmektedir. Bu politikaya göre altın ve gümüş stokunu artıracak ihracat teşvik edilmeli, altın ve gümüş çıkışına neden olacak ithalat ise sınırlandırılmalıdır.
2. Fizyokrasi
Ekonomiye devletin müdahale etmesine karşı olan fizyokratlar maliye biliminin doğuşuna öncülük etmişlerdir. Fizyokratlar liberal ekonominin öncüleridir ve toplumsal hayatı yöneten “doğal düzen”in bozulmaması için devlet müdahalesinin mümkün olduğu kadar düşük düzeyde olmasını savunmaktadırlar. Devletin aşırı harcamaları nedeniyle borçlanmaya başvurmaması gerektiğini öne süren fizyokratlara göre harcamalar “tek ve dolaysız vergi” ile karşılanmalıdır. Fizyokratlar’a göre zenginliğin temel kaynağı, toprak ve buna bağlı olarak da tarım sektörüdür.

ÖRNEK SORU
Toplumun zenginliğini sahip olunan altın ve gümüş miktarı ile ölçen yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Monetaristler
B) Fizyokratlar
C) Klasik iktisatçılar
D) Keynesyenler
E) Merkantilistler

ÇÖZÜM: Toplumun zenginliğini sahip olunan altın ve gümüşler miktarı ile ölçenler Merkantilistler’dir. Merkantilistler’e göre bu zenginliğe ulaşmak için ihracatın ithalattan daha büyük olması gerekmektedir. Merkantilistler’in önemli görüşlerinden biri de yukarıdakilere bağlı olarak ekonomik ulusçuluk ve ekonomik korumacılıktır.

Doğru cevap (E) seçeneğidir.

3. Klasik Liberal Görüş
Bu görüşe göre, devletin ekonomiye müdahalesi olmamalı ve ekonomik yapı piyasa tarafından düzenlenmelidir.
Bu görüşün önemli temsilcilerinden biri olan Adam Smith’in temel ekonomik yaklaşımı “laissez-faire” (Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler) kavramıyla ifade edilebilir. A. Smith’e göre devlet savunma, adalet ve yürütme fonksiyonları dışında ekonomiye müdahale etmemelidir. Ancak yine de A. Smith’e göre, özel girişimin çekici görmediği alanlarda devletin faaliyette bulunması gerekmektedir.
Smith’e göre ulusal savunma, adalet ve diplomatik hizmetler (toplumun birinci derecedeki ihtiyaçları) ile eğitim, sağlık ve bayındırlık hizmetlerinin (toplumun ikinci derecedeki ihtiyaçları) devlet tarafından yerine getirilmesi gerekir.
Klasik liberal görüş ve klasik maliyecilere göre, kamu harcamaları mümkün olduğu kadar düşük olmalıdır. Bu görüşün bir uzantısı denk bütçe kavramıdır. Denk bütçe, devletin bütçe harcamalarının bütçe gelirlerine eşit olmasıdır. Bu da mümkün olduğu kadar az harcama ve yine mümkün olduğu kadar az vergi geliriyle sağlanmaya çalışılacaktır.

4. Keynesyen Görüş
Liberal ekonomik görüşün aksine Keynesyen görüş, devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiğini savunur. 1929 Dünya Bunalımı’nın da etkisiyle Keynesyen politikalar bütün ülkelerde geniş uygulama alanı bulmuştur.
Liberal görüşte ön plana çıkarılan para politikası Keynesyen görüşte yerini maliye politikasına bırakmıştır. Bu, kamu kesiminin ekonomideki payının artması anlamına da gelmektedir.
Piyasadaki aksaklıkların çözümünde liberal görüşün öne sürdüğü dengeyi sağlayıcı unsur olan “görünmez el”, Keynesyen politikada dengeyi sağlayıcı unsur olarak “devlet müdahalesi”ne dönüşmüştür.

ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi Klasik liberal görüşün savunduğu fikirlerden biri değildir?
A) Laissez-faire
B) Denk bütçe
C) Görünmez el
D) Devlet müdahalesi
E) Para politikası
ÇÖZÜM: Klasik liberal görüşün temeli, ekonomide devlet müdahalesinin olmaması üzerine kurulmuştur. Devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiği fikri Keynes’e aittir. Klasik liberal görüşü savunanlara göre ekonomiye devlet müdahalesi olmadan ekonomi “görünmez el” aracılığıyla dengeye gelecektir. Seçeneklerde verilen “Laissez-faire, Denk bütçe, Görünmez el ve Para politikası” Klasik liberal görüşün fikirleri arasındadır. Bu tür sorularda temel olarak çelişkili seçenekleri yakaladığınızda çözüm daha kolay olacaktır. Bu soruda da “görünmez el” ve “laissez-faire” temelde “devlet müdahalesi”nin alternatifidir. Bu iki seçenek birlikte doğru olamayacağı için doğru seçenek bunların alternatifi olan seçenek olacaktır.

Doğru cevap (D) seçeneğidir.

TÜRKİYE’DE KAMU KESİMİ
Kamu kesiminin ekonomi içerisinde payı, kamu gelirleri ve kamu harcamalarının Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) içindeki oranlarına bakılarak tespit edilebilir. 1980’li yıllarda kamu harcamalarının GSMH içindeki ortalama payı %23 düzeyinde iken 2005 yılında bu oran %30’u geçmiştir. Benzer şekilde kamu gelirlerinin 1980’li yıllarda GSMH içindeki payı ortalama %20 düzeyinde iken, 2005 yılında bu oran %22’nin üzerine çıkmıştır.
Ülkemizde kamu kesimi; konsolide bütçe, KİT’ler (Kamu İktisadi Teşebbüsleri), sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar ve döner sermayeden oluşmaktadır. Aşağıda kamu kesimini oluşturan unsurlar açıklanmıştır:

1. Konsolide Bütçe
Genel bütçe (devlet bütçesi) ile katma bütçenin toplamından hazine ve devlet katkısının çıkarılmasıyla elde edilen bütçeye konsolide bütçe denir.
Genel bütçe, tam kamusal mal ve hizmet üreten kuruluşlar ile yasama, yürütme ve yargı hizmetleri, iç ve dış güvenlik ve diploması hizmetlerini yerine getiren kuruluşların, merkezi devlet teşkilatının bütçelerinden oluşur. Katma bütçe ise, özel geliri olan ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olan kuruluşların bütçelerinden oluşur.
Ülkemizde konsolide bütçe, kamu kesimi içerisinde %90’a yakın bir paya sahiptir.
Ülkemizde konsolide bütçe harcamaları, bütçe gelirlerinden fazladır.
Konsolide Bütçe Harcamaları: İdari-fonksiyonel ve ekonomik ayırım olarak iki grupta incelenebilir.
• İdari-Fonksiyonel Ayrıma Göre; Konsolide bütçe harcamaları; genel hizmetler, sosyal hizmetler, savunma, adalet, emniyet, tarım-orman-köy ve su işleri, bayındırlık, ulaştırma, karayolları, madencilik, eğitim, sağlık, kültür ve turizm ile borç faizlerinden oluşur.
• Ekonomik Ayırıma Göre; konsolide bütçe harcamaları; cari, yatırım ve transfer harcamalarından oluşur.
Cari harcama: Kamu yatırım harcamaları ile kurulmuş üretim birimlerinin etkin ve verimli çalışabilmesi için yapılan harcamalardır.
Yatırım harcamaları: Kamu kesiminin yatırımları için yapılan harcamalardır.
Transfer harcamaları: Gelir dağılımını düzelteme ve fırsat eşitliği sağlama amacıyla nakdi ve ayni olarak bireylere ve firmalara yapılan karşılıksız kaynak aktarımıdır.


ÖRNEK SORU
Aşağıdakilerden hangisi konsolide bütçe harcamalarının idari-fonksiyonel ayırımında bulunmaz?
A) Borç faizleri
B) Tarım-orman-köy ve su işleri
C) İç ve dış güvenlik hizmetleri
D) Sosyal hizmetler
E) Yatırım harcamaları
ÇÖZÜM: Konsolide bütçe harcamaları, idari-fonksiyonel ve ekonomik ayırım olarak iki grupta incelenir. İdari-fonksiyonel ayırımda 15 farklı harcama sınıfı belirtilmiştir. Ekonomik ayırım ise yatırım, cari ve transfer harcamaları olarak üç sınıfta toplanmaktadır. İdari-fonksiyonel ayırımın nelerden oluştuğunu akılda tutmak yerine sadece üç harcama türünün belirtildiği ekonomik ayırımı oluşturan yatırım, cari ve transfer harcamalarını akılda tutmak daha büyük kolaylık olacaktır. O zaman soruda aramamız gereken bu üç harcama (yatırım, cari ve transfer) türünden biri olacaktır ki o da E seçeneğinde bulunmaktadır.

Doğru cevap (E) seçeneğidir.

Konsolide bütçe gelirleri; vergi ve vergi dışı normal gelirler olarak iki grupta toplanabilir. Ülkemizde vergi gelirleri, konsolide bütçe gelirleri içerisinde yaklaşık %80’lik bir paya sahiptir. Bu oranın yüksekliği, ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesinde önemli bir kriterdir. Ancak vergi gelirlerinin içinde dolaysız vergilerin hangi düzeyde olduğuna bakmak, karşılaştırmada daha doğru bir sonuç verecektir. Gelişmiş ülkelerde vergi gelirlerinin çok büyük bir kısmını dolaysız vergiler oluştururken, ülkemizde dolaysız vergi gelirlerinin toplam vergi gelirleri içindeki payı %50’den düşüktür.

2. Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT’ler)
Kamu İktisadi Teşebbüsü (KİT), devletin piyasada mal ve hizmet üreten işletmeleridir.
Devletin ekonomik alanda mal ve hizmet üreten birimler kurması, sosyal devlet anlayışının bir uzantısıdır.
Ancak ülkemizde son yıllarda uygulanan özelleştirme faaliyetleriyle birlikte, devletin ekonomik alandan çekildiği görülmektedir. KİT’lere yapılan transferler konsolide bütçe harcamaları içinde %1 civarına gerilemiştir.

3. Mahalli İdareler
Ülkemizde mahalli idareler; belediyeler, il özel idareleri ve köylerden oluşur. Mahalli idareler, ülke geneli için değil yerel düzeyde mal ve hizmet üreten birimlerdir.
Mahalli idarelerin gelir kaynakları, kendi gelirleri ve bütçeden aldıkları vergi paylarıdır. Kendi gelirleri çoğu zaman yetersiz kalan mahalli idarelere bütçeden yapılan transferler %10’un üzerindedir.
4. Sosyal Güvenlik Kuruluşları
Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, kişileri kontrolleri dışında uğradıkları zararlardan kurtarmak ve bu zararları azaltmak için kurulmuş kamu kuruluşları sosyal güvenlik kurumları olarak adlandırılır. Ülkemizde Emekli Sandığı, Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar adı altında faaliyet gösteren üç sosyal güvenlik kuruluşu bulunmaktadır. Bunların “Genel Sağlık Sigortası” olarak tek bir kurum olarak yapılandırılmasına çalışılmaktadır.
Sosyal güvenlik kuruluşlarının temel gelir kaynakları toplandıkları primler olsa da son yıllarda bu primler giderleri karşılayamaz noktaya gelmiştir. Dolayısıyla da bütçeden her yıl büyük tutarlarda kaynak transferi yapılmaktadır. Sosyal güvenlik kuruluşlarının bütçeden aldıkları pay son yıllarda %10’a yaklaşmıştır.
5. Fonlar
Ekonomik, sosyal ve kültürel amaçlar için ayrılan ve gerektiğinde kullanılmak üzere tutulan paralara fon denir. Ülkemizde çok çeşitli fonlar bulunmaktadır. Ancak bu fonların sayısı son yıllarda azaltılmıştır. Son düzenlemeyle ülkemizde; Savunma Sanayi Destekleme Fonu, Tanıtma Fonu, Sosyal Yardımlaşmayı ve Dayanışmayı Teşvik Fonu, Özelleştirme Fonu ve Tasarruf Mevduatı ve Sigorta Fonu olmak üzere 5 adet fon faaliyetine devam etmektedir.
6. Döner Sermayeler
Döner sermayeli işletmeler, genel ve katma bütçeli kuruluşların kamu hizmetleri yanında ticari, sınai, kültürel ve tarımsal nitelikte hizmet yapabilmeleri için kamu kuruluşları bünyesinde kurulan özel işletme niteliğindeki kuruluşlardır.
Bu işletmelerin giderleri gelirlerinden fazla olduğu için her yıl konsolide bütçeden transfer yapılmaktadır.
SINAVA YÖNELİK DEĞERLENDİRMELER

• Merkantilistler ve Fiyokratlar’a göre zenginliğin kaynağı
• Klasik ve Keynesyen görüşlerin temel ilkeleri
• Konsolide bütçe harcamalarının ayırımı
• Konsolide bütçe, fonlar veya döner sermayeli kuruluşların tanımları
 

hado19

Yeni Üye
Katılım
16 May 2008
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
Çok yararlı bilgiler emeğiniz için teşekkürler
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst