Okul.Oncesi
Okul Öncesi Öğretmeni
- Katılım
- 25 Şub 2008
- Mesajlar
- 374
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 0
- Bölüm:
- Okul Öncesi Öğretmenliği
- Şehir:
- Mersin
küçük alicik
bir küçücük alicik varmış,
çok akıllı bir çocukmuş,
akıllı dediysek höt deyince oturan, het deyince kalkanlardan değil.
bildiğimiz akıllı yani
aklını kullanan, yaratıcı,
alicik okula başlamış.
evi okula çok uzakmış,
alicik yoruluyormuş okuldan eve evden okula giden mesafede.
bir gün yeni bir yol denemeye karar vermiş.
daha çok yorulmuş.
bir başka gün bir başka yol denemiş,
yine yorulmuş.
ama aklına koymuş alicik en kestirme yolu bulmayı.
en nihayeti kestirme yolu bulmuş.
artık o yolu kullanıyor ve daha az yoruluyormuş.
alicik yine güneşli bir sabah bulduğu kestirme yoldan okuluna varmış.
öğretmeni resim yapacaklarını söylemiş.
alicik mutluluktan havalara uçmuş,
resim yapmayı pek bir severmiş.
öğretmeni bir bulut çizeceklerini söylemiş.
alicik mavi bulut yerine pembe bir bulut yapmış.
öğretmeni bulutun pembe olamayacağını söylemiş.
alicik biliyormuş, bulutun mavi olacağını.
ama o pembe görmekten zevk alıyormuş.
öğretmeni elinde bir kağıtla masaya gelmiş,
hadi bakalım demiş;
şimdi bir çiçek çizeceğiz.
ve hazırladığı resmi masaya bırakmış.
alicik rengarenk bir çiçek çizmiş.
renkleri öğretmenin çiçeğinin renklerine hiç benzememiş.
öğretmeni uyarmuş.
alicik onun gibi çizmiş yeni çiçeğini.
kırmızı yapraklı yeşil saplı...
gel zaman git zaman alicik öğrenmiş öğretmenini takip etmeyi.
onun gibi davranmayı, onun gibi düşünmeyi.
yeni bir şey yapmak artık hayalmiş.
gün olmuş alicik ve ailesi taşınmışlar.
yeni bir okula gitmiş alicik yeni mahallesinde.
kestirme yol bulmadan hemde.
öğretmeni bir gün resim yapacağız demiş.
alicik çok sevinmiş.
ne yapacaklarını sormuş.
istediğini demiş öğretmeni.
istediğimiz renk mi? demiş alicik şaşkın.
evet demiş hepiniz aynı renkle yapsanız sizi nasıl tanırım.
ve alicik bir çiçek resmi yapmış.
kırmızı yapraklı yeşil saplı...
bir küçücük alicik varmış,
çok akıllı bir çocukmuş,
akıllı dediysek höt deyince oturan, het deyince kalkanlardan değil.
bildiğimiz akıllı yani
aklını kullanan, yaratıcı,
alicik okula başlamış.
evi okula çok uzakmış,
alicik yoruluyormuş okuldan eve evden okula giden mesafede.
bir gün yeni bir yol denemeye karar vermiş.
daha çok yorulmuş.
bir başka gün bir başka yol denemiş,
yine yorulmuş.
ama aklına koymuş alicik en kestirme yolu bulmayı.
en nihayeti kestirme yolu bulmuş.
artık o yolu kullanıyor ve daha az yoruluyormuş.
alicik yine güneşli bir sabah bulduğu kestirme yoldan okuluna varmış.
öğretmeni resim yapacaklarını söylemiş.
alicik mutluluktan havalara uçmuş,
resim yapmayı pek bir severmiş.
öğretmeni bir bulut çizeceklerini söylemiş.
alicik mavi bulut yerine pembe bir bulut yapmış.
öğretmeni bulutun pembe olamayacağını söylemiş.
alicik biliyormuş, bulutun mavi olacağını.
ama o pembe görmekten zevk alıyormuş.
öğretmeni elinde bir kağıtla masaya gelmiş,
hadi bakalım demiş;
şimdi bir çiçek çizeceğiz.
ve hazırladığı resmi masaya bırakmış.
alicik rengarenk bir çiçek çizmiş.
renkleri öğretmenin çiçeğinin renklerine hiç benzememiş.
öğretmeni uyarmuş.
alicik onun gibi çizmiş yeni çiçeğini.
kırmızı yapraklı yeşil saplı...
gel zaman git zaman alicik öğrenmiş öğretmenini takip etmeyi.
onun gibi davranmayı, onun gibi düşünmeyi.
yeni bir şey yapmak artık hayalmiş.
gün olmuş alicik ve ailesi taşınmışlar.
yeni bir okula gitmiş alicik yeni mahallesinde.
kestirme yol bulmadan hemde.
öğretmeni bir gün resim yapacağız demiş.
alicik çok sevinmiş.
ne yapacaklarını sormuş.
istediğini demiş öğretmeni.
istediğimiz renk mi? demiş alicik şaşkın.
evet demiş hepiniz aynı renkle yapsanız sizi nasıl tanırım.
ve alicik bir çiçek resmi yapmış.
kırmızı yapraklı yeşil saplı...