Şeker düşüklüğü depresyona yol açıyor

ogrenci_84

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
158
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Adana
Kan şekerinin düşük olması sinirlilik, alınganlık hatta depresyona dahi neden olabiliyor.

Kan şekerinin düşük olması sinirlilik, alınganlık hatta depresyona dahi neden olabiliyor. Şeker düşüklüğünün tedavisi gecikirse beyne glukoz akışı yavaşlıyor ve ağır tablolar oluşuyor

Sabah uyanınca acıkmıyor, öğlen yemeğini hafif almanıza rağmen uyuma ihtiyacı hissediyor, hatta geceleri bile kalkıp atıştırma ihtiyacı duyuyorsanız dikkat! Sorununuz, çarpıntı, soğuk terleme, ellerde titreme, nabız ve kan basıncı artışı, bulantı, sıkıntı ve açlık hissiyle belirti veren hipoglisemi olabilir. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Diyabet Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. İlhan Satman, hipoglisemi (şeker düşüklüğü) nedeniyle depresyon, sinirlilik, alınganlık gibi psikolojik sorunlar olabileceğine dikkat çekiyor.
Hipogliseminin nedeni nedir?
Gereğinden fazla insülin veya ilaç almanız, insülin veya ilaçtan sonra yemeğinizi geciktirmeniz, yemeniz gereken öğünü atlamanız, yemekte gerektiğinden az karbonhidratlı besin (tahıl ürünleri, süt ürünleri, meyve) almanız, normalden fazla egzersiz yapmanız, insülin kullanıyorsanız insülin injeksiyonu yaptığınız uzvu egzersizde kullanmanız (örneğin koluna insülin yaptıktan hemen sonra yüzmek), başka bir hastalığın ortaya çıkması en sık rastlanan hipoglisemi nedenleridir.
Şeker düştüğünde ne yapılmalı?
Hemen kan şekerinizi ölçün. Kan şekeriniz 70 mg/dl'nin altındaysa hemen şekerli bir sıvı alın (1 bardak meyve suyu veya 4 adet kesmeşekerli su gibi). 10 dakika sonra şekeriniz hâlâ düzelmediyse 4 adet daha kesmeşekeri alın. Buna rağmen hâlâ şekeriniz yükselmediyse hemen en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
Şeker aldıktan sonra kan şekeriniz 80 mg/dl'nin üstünde ise ve ana yemek için öğün zamanınız yakınsa hemen yemek yiyin veya yemeğe yarım saatten fazla bir süre varsa bir ara öğün alın. Her hipoglisemi atağı düzeldikten sonra bu durumun nedenlerini araştırın ve doktorunuza danışarak gerekli önlemleri alın.
Hipogliseminin altında yatan faktörler neler?
Tip 2 diyabetin gelişim sürecinde karaciğer seviyesindeki insülin direnci, aşırı miktarda glukoz üretimine yol açar, kana daha fazla miktarda glukoz verilir. Kas ve yağ dokularındaki insülin direnci ise glukozun bu dokular tarafından daha az kullanılmasına ve sonuçta kanda glukozun daha fazla artmasına neden olur. Süreç içinde pankreastan insülin salgılanması da azalır ve diyabet açığa çıkar.
Hipoglisemide belirtiler, beyin hücrelerine gerekli olan ana enerji kaynağı şekerin (glukozu) yeteri kadar temin edememesi sonucu ortaya çıkıyor.


Beyni etkilerse sorun büyüyor
Vücudumuzun tüm organları işlevlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Enerji kaynağı ise glukozdur. Ancak kanda glukoz miktarının yeterli olmadığı durumlarda hayati organlara enerji akışını sağlamak üzere bazı organlarımız glukoz harcamalarını kısarlar. Organ ve dokularımızın glukozu enerji olarak kullanmaları belirli bir hiyerarşik düzen içinde gerçekleşir. Sadece beyin otonom bir şekilde glukoz harcama yetisine sahiptir.
İşte insülin direncinin geliştiği, ama henüz diyabetin açığa çıkmadığı yıllarda aşırı insülin salgısına bağlı olarak 'hipoglisemi atakları' ortaya çıkabilir. Bu ataklar adrenerjik uyarılarla hemen fark edilip hemen tedavi edildiğinde kişi kısa sürede düzelir. Hipogliseminin tedavi edilmesinde gecikme olursa, nadir de olsa beyin glukoz akışının azalmasına bağlı daha ağır hipoglisemi belirtileri görülebilir.
Hipogliseminin belirtileri nelerdir?
Adrenerjik (nörojenik) belirtiler: Solukluk, çarpıntı, soğuk terleme, ellerde titreme, nabız basıncı artışı, kan basıncı artışı, bulantı, sıkıntı ve açlık hissi.
Nöroglikopenik belirtiler: Baş ağrısı, davranış değişikliği, bilinç değişiklikleri, bulanık görme, uyuşmalar, soğukluk, kasılmalar, felç, konuşma bozukluğu ve koma halidir.
Günlük işleri yapmada, bedensel ve ruhsal enerjiyi korumada kan şekeri büyük bir rol oynuyor. Özellikle beyin, vücutta temel enerji kaynağı olan glukoz eksildiğinde, tepki göstermeye başlıyor. Hafif-orta derecedeki hipogliseminin çoğu kez gözden kaçan, sizin de kolayca fark edemeyeceğiniz belirtileri beyin fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesi sonucu ortaya çıkabiliyor. Bu etkilenme sonucu oluşan belirtiler arasında depresyon, sinirlilik, alınganlık gibi psikolojik sorunlar yer alıyor.


Yaşlılarda ağır tablo
Depresyonlu hastalarda kan şekeri düşüklüğünün sık görülmesi de, bu hastalıkla kan şekerinin ilişkili olduğunu gösteriyor. Gereksiz alınganlık, öfke krizleri, hırçınlık ve huzursuzluğun nedeni aslında ruhsal bir rahatsızlıktan değil, aşırı insülin salgısına bağlı olarak kan şekerinin düşmesinden kaynaklanabiliyor. Hipogliseminin bilinç ve bellek üzerinde yaşlılarda oluşturduğu hasar daha ağır seyrediyor. Bellek fonksiyonları zaten sorunlu olabilen ileri yaştaki kişilerde hipoglisemi atağı, geriye dönüşümü olmayan bilinç bozukluklarına yol açabiliyor.


Akşam saatlerinde gelen tatlı krizlerine dikkat!
Reaktif hipoglisemi belirtileri nelerdir?
'Reaktif hipoglisemi' krizlerinin en önemli özelliği bu belirtilerin sabah açken değil de, özellikle şeker ve unlu mamullerden (çabuk emilen karbonhidratlardan) zengin bir öğünden üç - dört saat sonra ortaya çıkmasıdır. Hipogliseminin bir başka önemli işareti de, akşam saatlerinde ortaya çıkan tatlı krizleri. Bu yakınmalara çoğu kez yemeklerden sonra başlayan soğuk terleme, çarpıntı, el titremesi, aşırı acıkma ve bulantı hissi eşlik ediyor.


Atakları önleyebilirsiniz
Hipoglisemi belirtileri kişiden kişiye değişmesine rağmen çoğunlukla benzer. Bu belirtiler aynı kişide pek değişmeden devam eder. Bu belirtileri tanırsanız, artık şiddetli bir hipoglisemi ortaya çıkmadan gereken önlemleri almayı öğrenebilirsiniz. Örneğin gizli şekeriniz nedeniyle 'hipoglisemi' başladığında derhal 10 gr. kadar karbonhidrat içeren çabuk emilebilir şekerli bir gıda alın. 2 küp ya da 1 yemek kaşığı şeker, kan şekerinizin normal seviyeye gelmesinde büyük oranda işe yarıyor. Ayrıca bir bardak meyve suyu, bir bardak şekerli su da faydalı oluyor. Çikolata, dondurma gibi gıdalar yağ içerdiğinden emilimleri hızlı olmaz ve hipogliseminin düzelmesi gecikir. Aksi halde kan
şekeri, bilinciniz kaybetmeye neden olabilecek kadar düşebilir. Kısa sürede etkili olan besinin ardından, daha uzun sürede etkili olan posa oranı yüksek (lifli) besinleri tüketmeniz, kan şekeri seviyenizin tekrar düşmemesi için çok önemli. Yarım bardak süt, yarım su bardağı meyveli yoğurt, sandviç, bisküvi ve süt, meyve, bir bardak kahvaltı gevreği daha uzun süre etkili olan besin ve içeceklerden.
10 gr glukoz eşdeğeri gıdalar:
1 küçük su bardağı portakal suyu
1/2 su bardağı üzüm suyu
1 yemek kaşığı toz şeker
2 adet kesme şeker
3 çay kaşığı bal
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,723
Son üye
AlanDQ
Üst