Dursun Ali Erzincanlı

vanilya

Forum Ahalisi
Katılım
31 Ocak 2008
Mesajlar
388
Tepkime puanı
1
Puanları
18
Şehir:
Amasya
Ben, böyle olmamalıydım
İsmini duyunca, boynum düşmeliydi omzuma.
İçime bir ateş düşmeliydi
Ayaklarımın feri kesilmeliydi.
Kendimden geçmeliydim sonra...
Adını sayıklamalıydım, adımı unuttuğumda
Ama bunu kimse duymamalıydı,
Seni, mahşere kadar saklamalıydım.
Ben böyle olmamalıydım
Nisan akşamlarını ıslatırken yağmur
Bahar, şarkılarını söylerken karanlığa
Çalan her kapıya `sensin` diye koşmalıydım.
Ayak sesleri gelmeliydi uzaktan
Ben hep sana yormalıydım.
Gece yıldızlarını serpince göre
Seni görmek için uyumalıydım.
Şarkılar kime söylenirse söylensin
Sana diye dinlemeliydim.
Türküler dolmalıydı odama,
Ben bir selvi boylu yârdan ayrıldım deyince bir ses
Selvi boylu yâr sen olmalıydın
Kömür gözlüm ateşine düşeli
Senin için söylenmiş söz olmalıydı.
Bir mey yokluğuna ağlamalıydı delice
Bir keman, incecik çığlık olmalıydı
Ama bunu kimse bilmemeliydi,
Seni mahşere kadar saklamalıydım.
Böyle olmamalıydım,
Kelimeler Taif'i taşıyınca kulaklarıma
Daha yüzüme çarpmadan Taif rüzgarı,
Taşların izi çıkmalıydı yüzümde.
Uhud anılırken, dişlerine sızı düşmeliydi.
Haremde bir ikindi vakti
Kem gözler çevrilince sana
Ve vefasız eller uzanınca yakana
İçim daralmalı, nefesim kesilmeliydi.
Sen ötelere hazırlanırken,
Öteler senin için süslenirken,
Son kez baktığın pencerede hayal edip seni,
Perdenin son kez kapanması gibi,
Kapanmalıydı gözlerim.
Sonra içime doğru gerilip,
Seni bize lutfedenin ismini haykırıp,
'Allah(C.C.) ' deyip,
Düşmeliydim yere.
Ama bunu kimse bilmemeliydi.
Seni mahşere kadar saklamıydım.
Ve mahşer günü...
Uzaktan seni seyretsem.
Sana yakın olmak için can atsam.
Beni engelleseler,
'Sen kim yakınlık kim? ' deseler.
Ben ağlamaktan konuşamasam.
Gözlerini çevirsen bana.
'Benim cennetim bana bakan gözlerindir.'
Ve tebessüm etsen.
Ama bunu kimse görmese,
Seni ebede kadar saklasam.

Dursun Ali Erzincanlı
 

z.bed79

Yeni Üye
Katılım
7 Ocak 2009
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
FARAN DAĞLARINDA AÇAN SEVGİLİ

Faran Dağlarında Açan Sevgili
Selam sana nazlı nebi
Selam sana gözbebeği
Mevla'nın kudretiyle selam.

Selam sana nur-i dilara
Selam sana hakk habibi
Rahman'ın kudretiyle selam.

Selam sana andelib_i zişan
Selam sana muhammedi
Cebrail'in yüreğiyle selam
İbrahimce selam sana
Rahimce selam sana
Gafurca selam.

Selam sana ey yetimler padişahı
Selam sana ahmedi nefesli yar
Eyyupça selam sana
Selam sana ya habiballah
Selam sana ya nebiallah
Selam sana ya resulallah.

Ya resulallah
Sen, sevmek için istenen
Can, dudakta istenen
Sevda ikliminin en güzel mevsiminin
En güzel çiçeğisin.

Cemre gibi düştün kainatın kışına
Bahar, senin elinde doğdu
Senin elinle indi toprağa
Öyle bir sevildin ki
Candan aziz bilerek
Uğruna can verildi
Ama bu, ölüm değildi
Adını bir kez anan
Bir kez gönülden anan
Rahmetin nur kaynağı gözlerinde dirildi
Şimdi biz de seni anıyoruz
Mevla'mızın yeminleriyle anıyoruz seni
Ey faran dağları'nda açan sevgili

Fecre
On geceye
Her şeyin çiftine ve tekine
Akşamın alacakaranlığına
Kararıp bürüdüğü zaman geceye
Açılıp aydınlattığı zaman
Gündüze and olsun ki
Sen olunca sitem yok
Serzeniş yok
Eyvah yok
Alemlere ambersin
O'ndan başka ilah yok
Sen, en son peygambersin.

Beni ilk öksüz oluşun vurdu
Yetim kalışın yaraladı önce
Elden ele dolaşmıştın
Herkesin gözbebeğiydin

Ama mahzun
Ama kederli
Bir yanın arşa kadar azamet
Bir yanın ürkek

Mekke akşamları yanar
Verdiğin her nefeste
Ve gökten inen bir sesle
Allah korumasına alır.

Senin derdin allah'tı
Hüznün kederin allah
Senin dostun allah'tı
Sana en yakın allah.

Biz seni göremedik ya resulallah
Uhud dağı'nı seyrettik
Okçular tepesinden bir sabah
Bir medine sabahında
Uhud'u seyrettik
Seni göremedik
Ebu ubeyde bin cerrah sanki ordaydı
Sanki mübarek yüzüne batan miğfer halkalarını
Dişleriyle sökmek için nefes nefeseydi
Kalbi yerinden fırlayacakmış gibiydi
Seni öyle seviyordu ki
Tenine bir dikenin batması bile
O kalbi durdururdu.

Biz seni göremedik ya resulallah
Uhud'u gördük bir sabah
Malik bin sinan olamadık
Mübarek kanının, kanına karıştığı
Malik bin sinan sanki oradaydı
Ve inemedik okçular tepesinden
Sanki sen inin demeden inersek
Uhud tekrar cehenneme dönerdi.

Ey faran dağları'nda açan sevgili
Güneşe ve onun ışığına
Ardından gelmekte olan aya
Onu ortaya koyan gündüze
Onu bürüyen geceye
Göğe ve onu meydana koyana
Yere ve onu yayana and olsun ki
Sen olunca sitem yok
Serzeniş yok
Eyvah yok
Alemlere ambersin
O'ndan başka ilah yok
Sen, en son peygambersin

Vazgeçtim seni hep ötelerde aramaktan
Seni yüzyıllar öncesine hapsetmekten vazgeçtim
Mesafelerden usandım ya resulallah
Sana sesleniyorum

Alemlere rahmetsin
Seslenince yanımdasın
Burdasın
Günahkarım

Ama sen günahkarların umudusun
Temizle beni ya resulallah!
Temizle beni ya resulallah!
Temizle beni ya resulallah!

Mescid-i nebevi'de gördüm
Mübarek sözlerinden birini süsleyip duvara asmışlar:
"benim şefaatim, ümmetimden büyük günahları olanlar için."
Buyurmuşsun
İçimde her şey üşür
Rüzgar üşür
Yağmur üşür
Dua üşür
Melekler üşür
Isıtırsan bir sen ısıtırsın
Medine'ye akan nur gibi ak kalbime
Ey ban u cihan
Yorgunum
Güçsüzüm
Çaresizim
Sen çaresizlerin yardımcısısın

Yüreğimi koşturdum
Sana doğru
Çatlarcasına koşturdum
Kimseye hakkım yok
Huzurunda sana ait varlıkları dava etmem
Ben bir davalıyım
Tükendim ya resulallah
Hicretimi kabul et ya resulallah!
Hicretimi kabul et ya resulallah!
Hicretimi kabul et...
 

z.bed79

Yeni Üye
Katılım
7 Ocak 2009
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
GELSEYDİN

Gelseydin
Sevgili!
Ümmü mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmişiz gibi
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeple konuşulur; edeple susulur.
Hele biz ki bu kapının dilencileri,
El açıp beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Mediner17;ne uzak yollar olmasa
İsmin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi.
Bekliyoruz sultânım!
Rüyada olsa bile
Belki teşrif edersin diye
Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
Seni bekliyoruz.
Gelseydin,
Bizim için cennet olurdu gelişin.
Gelseydin,
Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,
"kardeşlerim" deyişini
Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
Gelseydin,
Dolaşsaydın sofralarımızı,
Bir tabak fazla görecektin,
Bir bardak, bir kaşık fazla...
Ve sofrada bir yer boş,
Baş köşe!..
Ola ki sen(a.s.m.) lutfeder gelirsin diye.
Gelseydin,
Dolaşsaydın gecelerimizi,
O "kutlu doğum" gecelerini,
Anneler görecektin.
Yeni doğmuşsun gibi,
Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,
Mışıl mışıl uyuyasın diye
Seni sabahlara kadar
Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
Sevgili!
Gelseydin,
Medine-i münevvere'den dünyaya yayılan ashabın gibi,
Eyyüb sultan gibi,
Kab bin malik gibi,
Bir fecir vaktinde,
Henüz yirmisinde yirmi beşinde,
Bırakarak yurtlarını ocaklarını,
Hedeflerine ilahi rızayı koyan,
Arkalarına bakmayı ar sayan,
Yiğitler görecektin.
Onlar senin yiğidin,
Elleri, o öpülesi elleri,
Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,
Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
Gelseydin,
Gecenin zifiri karanlığında,
Uykunun en tatlı aralığında,
Rabiatül adeviyye gibi rabbiyle başbaşa
Gençler görecektin.
Gözyaşı dökerken günahlarına,
Veysel karani'den istediğin gibi,
İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
Gelseydin,
Asr-ı saadet gibi olmasa da,
Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
Yine senin ikliminde yetişen.
Ama sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardı efendim(a.s.m.)!!!
Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek...
Hz.vahşi gibi...
Hani sen hane-i saadet'ten mescid-i nebevi'ye giderken
Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
Seni mescidin önünde bekleyen ashabı'nınsa
Bakışları yerdeydi.
Edepten göz göze gelmezlerdi.
Sende(a.s.m.) tebessüle nazar ederdin.
Mütebessim çehreni bir ebu bekir(r.a.) görürdü,
Bir de ömer(r.a.)...
Şimdi okununca ezan-ı muhammedi
Pencerelerde, kapı önlerinde,
Seni(a.s.m.) bekleyen nemli gözler var.
Gelseydin,
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
Sevgili!
Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
Bize düşen el açıp kapında beklemekti.
Sevgili!
Bekliyoruz!...

DURSUN ALİ ERZİNCANLI
 

MatmazeL

Özel Üye
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
1,304
Tepkime puanı
9
Puanları
0


Sözün Acıydı

Sözün acıydı, yolun dolambaçlı...
Yedi uzun yıl geçerek
Yedi yıl dolaştın durdun...

İçimden bir his şöyle diyor:
Ayrıl arkadaşlarından istasyonda
Sabahleyin git kente
İliklenmiş ceketinle
Bir dam ara
Ve bir arkadaşın çalarsa kapını
Aç! Haaa...Açma...
Yine de ört hislerini

Rastlarsan ana babana
İstanbul'da ya da başka bir yerde
Yürü git yabancı gibi
Yok ol köşede
Tanıma!
Sana armağanları olan şapkayla gizle yüzünü
Göster! Aaah! Gösterme, gösterme yüzünü
Yine de gizle, ört hislerini

İşte burada ye şu eti, çekinme
Git rastgele bir eve yağmur yağınca
Otur bir sandalyeye
Ama çok kalma
Şapkanı da unutma
Söylüyorum sana
Ört hislerini

Ne söylediysen bir daha söyleme
Düşüncelerini bir başkasında bulursan tanıma
Kimseye imzanı ya da resmini vermemişsen
Kimsenin yanında bullunmamış ve kimseyle konuşmamışsan
Nasıl yakalayabişlirler seni
Ört hislerini...

Dikkat! Ölümü düşündüğünde
Mezar taşın olmasın yattığın yeri belirten
Üzerinde bir yazıyla seni eleveren
Ölüm tarihiyle seni açığa çıkaran
Bir kez daha, son bir kez daha
Ört hislerini...

Sevdiğim söylüyor bensiz olamayacağını
Bu yüzden kendime dikkat ediyorum
Yolda yürürken önüme bakıyorum
Ve korkuyorum her yağmur damlasından
Sanki beni ezeceklermiş gibi...

Sen yine de bana bakma
Ne giydiğini yaz bana
Sıcak tutuyor mu?
Uyuduğun yeri yaz bana
Yumuşak mı?
Nasıl göründüğünü yaz bana
Yüzün aynı mı?
Sorulardır sana bütün verebildiğim
Ve gelen yanıtları kabullenmeliyim
Yorgunsan uzatamam elimi
Ya da açsan besleyemem
Sanki bu dünyada hiç yokmuşum
Unutmuşum gibi seni...

Sözün acıydı, yolun dolambaçlı...
Yedi uzun yıl geçerek
Yedi yıl dolaştın durdun...

Dursun Ali Erzincanlı
 

By_tr

Özel Üye
Katılım
26 May 2008
Mesajlar
1,277
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Şehir:
Ordu
[YOUTUBE]http://www.youtube.com/watch?v=JyJxoOtartw[/YOUTUBE]
40 Yaşındasın
Rahmetini umarak
Günahkar bir dille;
Allah Azze ve Celle

Ya Rasulallah,
Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden,
Kalbimizden seyrediyoruz seni.

İşte
Bir yaşındasın,
Beni Sa'd yurdundasın
Sana süt anne olmadı kadınlar
Bu yüzden dargın bulutlar
Bir damla yağmur indirmiyor
Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda
Minicik bir bulut var gökyüzünde
Sana aşık...
Ayrılmıyor başucundan
Ve insanlar yağmur duasında...
Hz.Halime kucağına alıyor seni
Yüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için
Oysa minicik bulut gökyüzünde
Sana meftun, sana kilitli...
Ve dua eden rahibin kucağındasın
Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
Kıtlığı da unutuyor, yağmuru da, duayı da
Ama sen unutmuyorsun
Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
Büyüyor, büyüyor...
Sonra nazlı, nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
Çoğusu bilmiyor seni...

Altı yaşındasın
Medine-i Münevvere yolundasın
Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen
Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
Sonra yolda, Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
Mekke'ye annesiz giriyorsun
Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
Ebu Talip bir başka seviyor

Ya Rasulallah
Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya
Kaç gece anne diye hıçkırdın
Efendim!
Senin yerine de anne dedik annemize
Senin yerine de baba dedik

Yirmi beş yaşındasın
Ve bambaşkasın
Kimse sana denk değil
Şefkat yayıyor kokun
Güven veriyor sesin
Sen Muhammed-ül Emin' sin

Otuz üç yaşındasın
Dalga dalga rahmet var

Otuz beş yaşındasın
Hadi gel bekletme yar
İniltiler çalıyor kapısını göklerin
Hadi gel bekletme yar
Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...
Hadi gel ey Yâr!
Nurdağına davet var

İşte
Kırk yaşındasın
Hira Nur dağındasın
Cibril iniyor göklerden
Ve nokta nokta her yerden salat, selam yükseliyor
Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın
Karanlık gecelerimize sabahsın
Sen Nebiyullahsın
Sen Habibullahsın
Sen Rasulullahsın

Niye incittilerki seni sultanım
Niye işkence yaptılarki sana
Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
Himayesiz kaldın diye mi
Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin
Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
Başına pislikler saçılıyor
Başlar feda o mübarek başına
Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı Âla
' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta
Bu koşan kim?
Ve cevap veriyor biri:
Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra
Velilerin anası...
Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
Sana yeryüzünde en çok benzeyen
Gülmesi sen, ağlaması sen
' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza
Niye çıkardılar ki yurdundan seni
Himayesiz kaldın diye mi
Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
Seni yetim bulup barındıranı
Seni alemlere rahmet kılanı
Onlar deli diyorlardı sana, sen susuyordun
Mecnun diyorlardı, şair diyorlardı, sen susuyordun
'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı
Sen,
Sen ' Allah! ' diyordun
Allah Azze ve Celle
Semayı haşyet kaplıyordu
Sen ' Allah! ' diyordun
Arş-ı Âla titriyordu
Bedir' de ' Allah! ' diyordun
Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
Yüz yirmi beş bin sahabi:
' Anam babam sana feda olsun ' diyordu

Ya Rasulallah
Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce
Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara
' Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi
Sen de:
' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin
Bu gün yaşayan gençler var
Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki
Ama seni onlar da çok seviyor
Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
Senden başka kimseleri yok
Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

Altmış üç yaşındasın
Refik-i Âla duasındasın
Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
Kenarları beyazdı
Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin
Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:
' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah, onu bana ver '
Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile
' Peki ' dedin o zata
Ve sen yine yamalı, eski cübbeni giydin
Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
Aynı cübbeden yine yine diktirdiler
Ama giyinmek nasip olmadı
Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:
' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki, keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler '
Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini
' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'

Sultanım!
Ey Medine minberinde ' ümmeti, ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili
Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili
Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük, bey' at ettik
Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
Duyduk, itaat ettik

Ya Rasulallah
Sen hâlâ kırk yaşındasın
Ve hâlâ ümmetinin başındasın...


Dursun Ali Erzincanlı


allah razı olsun harika bir şiir
 

asterıx

Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
545
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Teşekkürler arkadaşlar ellerinize sağlık
 

imqossibLe

Yeni Üye
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
832
Tepkime puanı
3
Puanları
0
Şehir:
Düzce
bi insan 2 saat boyunca ezberden durmaksızın siir okuyabilirmi hemde hissederek bunu basaran tek tanıdıgım insan dursun ali erzincanlı sadece ramazan programlarınnda cıksada onu beklemek bile ayrıcalık:eek::eek::eek::eek:
 

oğuz k

Yeni Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
sonuçta erzincanlı ağzına sağlık
 

MatmazeL

Özel Üye
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
1,304
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Erzincanla ne alaka çösemedim orasını :) Gerçketen başarılı yetenekli insanlardan biri Dursun Ali Erzincanlı :):)
 

asterıx

Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
545
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Sana katılıyorum şimdi baktım erzurumda doğmuş :)
 

MatmazeL

Özel Üye
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
1,304
Tepkime puanı
9
Puanları
0
:) teşekkür ederm bilgilendırdıgnız içün ben hissederek demştm bılmyodum erzurumda dogdugunu :) Öle dıyen ark erzıncanlıydı heralde :D
 

asterıx

Yeni Üye
Katılım
23 Ara 2008
Mesajlar
545
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Rica ederim.Neyse artık oda mustafa sandalla gurur duyar gerçi tarzlar farklı ama idare etsin artık
 

tülay60

Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2008
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
GİZLİCE SEVGİLİM


Rüyalar bile geceleri bekler
Gizlice görünmek için
Yüreğimdesin, saklısında içimin
Gizlice sevgilim

Kimse bilmesin üzgünlüğümü
Taşırım ölümüm gibi bu duyguyu
En gizli kuytularında ömrümün
Bir yer var gizlice sevgilimin uyuduğu

Gizlice sevgilim, yaşam kadar acı
Canımı tutuşturan özlem gibi
Özlüyorum derin yokoluşta
Gizlice sevgilimi

ATAOL BEHRAMOĞLU
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,421
Mesajlar
134,319
Kullanıcılar
90,728
Son üye
Steventiz
Üst