/...YiyeLim, GüzeLLeşeLim - Kadın ve Diyet

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Gaz sorunu can sıkıcı bir problemdir. Ancak, yediklerinize dikkat ederek bunun üstesinden gelebilirsiniz.Mayo Clinic Health Letter’ın Ocak sayısında yayımlanan bir çalışmada, şişkinliğe neden olan bazı yiyecekler şu şekilde sıralanıyor.Süt ürünleri.Süt ürünlerinin içinde bulunan laktoz, gaz oluşumunun başlıca nedenlerinden biridir. Laktoz içermeyen süt ürünleri bu konuda yardımcı olabilir. Ayrıca, yoğurt veya eski peynir, süt ürünlerinden rahatsız olan pek çok kişide problem oluşturmuyor.Bazı sebzeler Soğan, turp, lahana, kereviz, havuç, brüksel lahanası, brokoli, karnabahar, ve kuru fasulye gibi sebzelerin içinde bulunan bazı karbonhidratlar, gaz üretimine neden olabiliyor. Simetikon içeren ürünler bu konuda çözüm olabilir.

Aşırı meyve şekeri
Kuru erik, kuru üzüm, muz, elma, kayısı, veya kuru erik, üzüm ve elmadan yapılan meyve suları, gaza neden olabilir.

Aşırı lif
Öncelikle yüksek oranda lif içeren yiyeceklerin tüketimine son verip, daha sonra aşamalı olarak bu gıda maddelerini diyetinize ekleyerek, bedeninizin lifli yiyecekler konusunda tolerans gösterdiği en son miktarı bulabilirsiniz.

Bazı tatlandırıcılarŞeker içermeyen çikolataların ve şekerlemelerin yapımında kullanılan, sorbitol, mannitol, ve ksilitol gibi tatlandırıcılar, bazı kişilerde ishale neden olabilir.

Yağlı yiyecekler
Yağda kızartılmış yiyecekler, yağlı etler ve bazı soslar şişkinliğe neden olabilir.

Asitli ve içkili içecekler
Bu tür içeceklerden uzak durmak, gaz üretiminin azalmasına yardımcı olabilir.
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Yaza Hazırlık Diyeti

1. gün
Kahvaltı
Şekersiz bitki çayı, iki adet ızgara sosis, bir dilim light ekmek, birer adet domates ve salatalık

Ara öğün
150 gram meyve

Öğle
Bir adet yağsız karnıyarık, üç yemek kaşığı pilav, bir kase cacık, salata

Ara öğün
İki top istediğiniz çeşit dondurma

Akşam yemeği
200 gram derisiz tavuk eti, beş kaşık bezelye havuç garni, bir dilim light ekmek ve salata

Gece
150 gram meyve

2. gün
Kahvaltı
Şekersiz çay, bir adet yumurta ve 30 gram sucuklu hazırlanmış yumurta, bir dilim light ekmek ve salata

Ara öğün
150 gram meyve

Öğle
İki dilim kavun veya karpuz, 80 gram beyazpeynir ve bir tabak yeşil salata

Ara öğün
Bir avuç fındık veya ceviz

Akşam
İki adet yumurta, iki adet haşlanmış patatesle hazırlanmış patates salatası, 150 gram light yoğurt

Gece
150 gram meyve

3. gün
Kahvaltı
Bir bardak şekersiz süt, iki yemek kaşığı müsli, 300 gram taze meyve veya salata

Ara öğün
150 gram meyve

Öğle
120 gram ızgara köfte, dört kaşık fasulye piyazı, bir dilim light ekmek ve turşu

Ara öğün
Üç adet kuru kayısı veya kuru erik

Akşam
İki adet biber dolma, iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynirli börek, 150 gram light yoğurt ve salata

Gece
150 gram meyve

4. gün
Kahvaltı
Şekersiz bitki çayı, menemen (bir yumurtayla yapılmış), bir dilim light ekmek, birer adet domates ve salatalık

Ara öğün
150 gram meyve

Öğle
İki adet hamburger köfte, üç - dört dilim kızarmış patates, bir bardak ayran ve salata

Ara öğün
150 gram meyve

Akşam
İstenilen çeşit balık, bir kibrit kutusu büyüklüğünde helva ve salata

Gece
150 gram meyve

5. gün
Kahvaltı
Şekersiz bitki çayı, 30 gram beyazpeynir, iki ince dilim light ekmek, bir domates ve bir adet salatalık

Ara öğün
150 gram meyve (muz hariç)

Öğle
300 gram light yoğurt, bir tabak az yağlı patlıcan salatası, bir dilim light ekmek ve salata

Ara öğün
Bir dilim light ekmek, 20 gram kaşarpeyniri

Akşam
190 gram ızgara köfte, yarım haşlanmış patates ve salata

Gece
150 gram meyve

6.gün
Kahvaltı
Şekersiz kuşburnu çayı, bir porsiyon peynirli omlet (bir yumurtayla yapılmış), bir dilim light ekmek ve salata

Ara öğün
Bir bardak şekersiz limonata, dört adet diyet bisküvi

Öğle
İki adet karışık tost (yağsız), bir adet portakal ve salata

Ara öğün
Yarım haşlanmış mısır

Akşam
100 gram ızgara biftek, dört yemek kaşığı zeytinyağlı taze fasulye, bir dilim light ekmek ve salata

Gece
150 gram meyve
7. gün
Kahvaltı
Bir bardak portakal suyu, bir adet yağsız tost ve salata

Ara öğün
150 gram meyve

Öğle
Bir kase mercimek çorbası, bir porsiyon tavuk şiş, bir tabak az yağlı salata

Ara öğün
150 gram meyve

Akşam
Bir tabak kıymalı ıspanak yemeği (100 gram kıymayla hazırlanmış), iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynirli börek, bir kase cacık ve salata

Gece
150 gram meyve
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Göbek eriten diyet

Pek çok kişi yazın hala istediği formda olamamaktan şikayetçi. Bazı kişiler biraz zayıfladıysa bile istediği yerlerden (göbek, bel, basen) incelememekten yakınıyor. Normal diyet programlarında kişiler zayıflasa bile çoğu kişide daha çok yüz bölgesi inceliyor. Ama aşırı yağlı bölgelerde pek incelme olmuyor.

Sizlere 3 haftada, özellikle göbek-bel bölgesinden incelmeyi de sağlayacak özel bir program vereceğim. Ancak öncelikle şu noktayı vurgulayayım: Sadece diyetle bölgesel zayıflama tam olmaz. Beraberinde özel egzersiz ve bazı özel bitkisel mönüler gerekir. Bu programı 3 hafta uygulayın, 21'inci günün sonunda müthiş incelmeyi hayretle göreceksiniz.

Mekik hareketi
Dizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde tabanları yeri gösterirken iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı, sık sık ve kesik kesik hareketlerle karnımız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapıyoruz. Bu hareket özellikle karın bölgesindeki kasları kuvvetlendirir, yağ dokusunu harekete geçirir ve yağların yanmasına yardımcı olur.

Sopalı hareket
Bu harekette de bir sopayı ense kökümüze alıp iki elimizi geçiriyoruz. Ayaklarımızı yere sağlam basıp süratli bir şekilde sağa ve sola doğru daha çok kalçadan yukarısını hızlı bir şekilde döndürerek birkaç dakikada bu hareketleri yapıyoruz. Bu haraket karnın yan tarafındaki kasların şekillenmesi ve göbeğin erimesini sağlar.

Bel kasları için mekik
Bir taraftaki kolumuzu, bükülmüş olan diğer taraftaki dizimize doğru hafifçe, sık sık ve seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışıyoruz. Bu hareketi de birkaç dakika dayanabildiğimiz kadar yapmaya gayret ediyoruz. Daha sonra diğer taraftaki ayağımızı ve kolumuzu değiştiriyoruz. Bu hareket karnın yan tarafına doğru olan kasları çalıştırmak için yararlıdır.

Haftanın tek günleri bunları yiyin

Kalkar kalkmaz: 1 bardak ılık ballı limonlu su (içine yarım tatlı kaşığı bal, 10 damla limon konacak).

Sabah sporu: 35 - 40 dakika tempolu yürüyüş yapın. Bol ter atmaya gayret edin. Ardından fotoğraftaki gibi 15-20 dakika spor.

Duş: Ham ipek kese veya kabak lifi ile 5 dakika fırçalar gibi göbek, basen, popo, bel sertçe fırçalanacak. 5 dakika kadar susam yağı, kekik yağı, biberiye yağı, melisa yağı ile aynı bölgeye masaj yapılacak.

Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma, 1 adet sert şeftali

Ara: 2 parmak taze dil peyniri yiyebilirsiniz.

Öğle: 1 porsiyon ızgara tavuk (derişiz), bol rokalı yeşil salata (taze soğanlı).

Ara(saat 15.00): 3-4 yulaflı bisküvi

Ara(saat 17.30): 1 adet yeşil elma.

Akşam: 4-5 kaşık zeytinyağlı fasulye (az yağlı), 1 dilim tam ekmek, mevsim salatası.

Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı ılık light süt. 3-4 fincan rezene çayı, yeşil çay, mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışım çayı içilecek.

Yasaklar
* Kolalı, şekerli içecekler

* Kızartma

* Hayvansal katı yağlar (tereyağı, kaymak, yağlı şarküteriler, yumurtanın sarısı, yağlı süt ürünleri, yağlı etler, tavuk - balık derisi, tam yağlı süt)

* Alkol (özellikle bira)

* Beyaz un,

* Beyaz şeker

* Doğum kontrol hapları

* Aşırı gündüz uykusu

* Çikolata

* Yağlı çerezler

* Cips

Zayıflatıcı çayı elinizden düşürmeyin
Bir su bardağı için 1-2 adet avakado yaprağı, 1 çay kaşığı yeşil çay, küçük bir tutam kiraz sapı ve mısır püskülü, 1 çay kaşığı rezene tohumu sadece 1-2 dakika kaynatılacak ve hafifçe fokurdadıktan sonra 3-4 dakika demlenmeye bırakılacak. Sonrasında şeker veya tatlandırıcı eklenmeyecek sadece çok ince bir dilim limonla içilecek. Yemeklerden biraz sonra da içebilirsiniz. Akşam mümkün olduğunca erken yenilecek. Sabah ise erken kalkmak önemli çünkü erken kalktığınızda ****bolizma hızlanır, sabah sporu ise vücudu canlandırır, harekete geçirir.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/..."Niye kilo veremiyorum?"

"Niye kilo veremiyorum?"

Kilo vermek için elinizden geleni yapıyor ve hala kilo veremiyorsanız, bir yerlerde yanlış giden bir şeyler var demektir.


Sonu gelmeyen haftalar boyunca sadece salata ve meyve yiyerek kilo vermeye çalışıp başarılı olamadıysanız, yalnız değilsiniz. Bu aslında herkesin yaşadığı bir problem. Hatta bazılarımız bunun sonucunda o kadar üzülüyoruz ki, tüm kilo verme planlarımızdan vazgeçmeye karar verebiliyoruz.
İşte 10 klasik diyet hatası ve bunlardan kaçınma yöntemleri:
Kısa vadeli düşünmek
Kilo vermede başarılı olmanın tek yolu bunu, yaşam tarzınızda yapacağınız bir değişiklik olarak görmektir. Kısa bir dönem boyunca aç kalmayı diyet olarak algılayanların elde edeceği tek şey, kısa zamanda diyeti bırakmak olacaktır. Çünkü zor gelecektir. Bu nedenle de sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı uygulamak en iyisidir. Çoğu diyetisyen kadınların, günde 1300-1500 kalori alması gerektiğini belirtiyor. Eğer örneğin 1000 ya da altı kalorilik bir diyet uygulamaya kalkarsanız, sürekli aç kalmaktan ötürü o diyeti bırakmanız çok muhtemeldir. Üstelik dengeli bir diyetle pek çok farklı besinden de faydalanabilirsiniz.

Ünlülerin diyetlerini takip etmek
Jennifer Aniston gibi görünme fikri çekici gelebilir ama pek çok diyetisyen, bu sene çok moda olan ünlülerin diyetlerini eleştiriyor. Jennifer Aniston ve Geri Halliwell'in favori diyetler olan Atkins diyeti şüphesiz işe yarıyor. Ancak bu diyet, alınan karbonhidratı ciddi şekilde kıstığı ve proteini artırdığı için ideal olmaktan uzak. Çünkü karbonhidratlar dengeli beslenmenin önemli bir parçası ve bol protein-az karbonhidratlı beslenme vücudun kalsiyum kaybetmesine neden oluyor. Ünlülerin yaptığı çoğu diyet, belli bir besin ya da besin grubunu programın dışında tutmaya yönelik olduğundan, bağlı kalınmaları ve başarılı olunması zor diyetlerdir. Bunun yerine hem karbonhidrat, hem de protein içeren az yağlı bir diyet tercih edilmelidir.

Yedikleriniz konusunda kendinizi aldatmak
Diyetinizi harfiyen uyguladığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Ancak eğer hala kilo vermiyorsanız, o zaman yedikleriniz konusunda kendinizi kandırıyor olabilirsiniz. Örneğin çayın yanında yediğiniz o 2 tane bisküviyi, ya da doğum günü partisinde elinize tutuşturulan pastayı, ağzınıza attığınız bir avuç fıstığı, ya da yerdiğiniz grissinileri saymayı unutuyorsunuzdur belki, ya da kendinizden bile saklıyorsunuzdur. Ama bunlar biriktikçe kilo verememenizin sebebi olup çıkıveririler. Eğer kilo verememekten şikayet ediyorsanız, bir beslenme günlüğü tutun ve yiyip içtiğiniz her şeyi yazın. Haftanın sonunda, eğer dürüstçe her yiyip içtiğinizi yazdıysanız, niye kilo veremediğinizi göreceksiniz.

Egzersizi programınızın dışında bırakmak
Pek çok insan zayıflamak istediğinde, aldığı kalori miktarını azaltıyor ama egzersizi bu programa dahil etmeyi düşünmüyor. Tabii ki egzersiz olmadan kilo verebilirsiniz. Ama egzersiz metabolizmanızı hızlandıracağından, sadece diyetle vereceğinizden fazla kaloriyi yakabilirsiniz. Bir çoğumuz haftada bir kez aerobik bir egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak metabolizmayı hızlı tutmanın en iyi yolu günde 20-30 dakikayı egzersize ayırmak. Yapabilecekleriniz arasında ise, asansör yerine merdiveni kullanmak, toplu taşıma araçlarından erken inmek ve eve/işe yürümek, bisiklete binmek yer alıyor. Tabii seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Uzaktan kumandayı kullanmak yerine yerinizden kalkıp kanalı değiştirmek bile haftada fazladan 200 kalori demektir.
Bir çoğumuz haftada bir kez aerobik bir egzersiz yapmanın yeterli olduğunu düşünüyor. Ancak metabolizmayı hızlı tutmanın en iyi yolu günde 20-30 dakikayı egzersize ayırmak. Yapabilecekleriniz arasında ise, asansör yerine merdiveni kullanmak, toplu taşıma araçlarından erken inmek ve eve/işe yürümek, bisiklete binmek yer alıyor. Tabii seçenekleri çoğaltabilirsiniz. Uzaktan kumandayı kullanmak yerine yerinizden kalkıp kanalı değiştirmek bile haftada fazladan 200 kalori demektir.


Bazı besinleri tamamen liste dışı tutmak
Çoğumuzun kafasında diyet, çok sevdiğimiz çikolata, kızartma vb gibi bazı besinleri kesinlikle yememekle eş değer.Ancak eğer uzun vadeli bir diyet yapmak istiyorsanız, sevdiğiniz besinleri hiç yemeden o diyete devam edebilmeniz mümkün değil. Aslında işin hilesi şu: Sevdiğiniz besinlerden ufak bir porsiyonu arada bir yemek. Eğer diyetinize sadıksanız ve kilo veriyorsanız, haftada bir kendinize sevdiğiniz bir besinden bir porsiyon yeme hakkı tanıyın.

Öğün atlamak
Diyettesiniz. Diyelim ki bugün o kadar meşguldünüz ki, kahvaltı ya da öğle yemeğini yiyecek vaktiniz bile olmadı. Belki o öğünün yememiş olmanın kilo verme çabalarınıza katkıda bulunacağını düşünebilirsiniz. Bu durumda sadece kendinizi aldattığınızı belirtmeme izin verin. Öğün atladığımızda, kan şekeri seviyesi düşer. Bu da, tatlı besinlere olan ihtiyacı artırır. Bunun anlamı da, günün ileriki saatlerinde canınızın tatlı çekmesi demektir. Eğer kaçırdığınız öğünü yeseydiniz, yiyeceğiniz tatlıdan çok daha az bir kalori alacaktınız. Araştırmalar, kahvaltı etmeyenlerin, günün ileriki saatlerinde daha çok kalori aldıklarını kanıtlıyor.

Düşük kalorili besinlerin hep sağlıklı olduğunu düşünmek
En sık yapılan hatalardan biri de, düşük kalorili gıdaların sağlıklı gıdalar olduğunu düşünmek. Çünkü çoğu sağlıklı besin aslında oldukça kalorilidir. Örneğin zeytinyağı, fındık gibi yemişler, ya da peynir, içerdiği yüksek miktardaki kaloriye oranla sağlıklı besinlerdir. Burada önemli olan bunları sınırlı miktarda tüketebilmeyi öğrenmektir. Örneğin sadece tek bir çorba kaşığı zeytinyağında 100 kalori vardır, veya bir avuç fıstıkta 150 kalori vardır ve bunun 13 gramı yağdır. Diğer bir sıkça yapılan hata da, tavuğu derisiyle yemektir. Sevilen bir diyet yemeği olarak ün yapan tavuğun tüm yağı derisindedir ve tavuğu bu deriyle yemek demek 3 katı fazla kalori almak demektir. Salata sosları ve mayonezli sandviçler de diğer riskli besinlerdendir.

Büyük porsiyonlar
Porsiyon ölçmek insanı diyetten soğutan bir başka konu. Buradaki problem şu: Diyet birkaç hafta sıkı sıkıya uygulandıktan sonra, diyeti yapan kişi porsiyonların miktarını artık bildiğinden emin olarak, buna eskisi kadar özen göstermemeye başlıyor. Tabii bu arada, porsiyon miktarı farkına varılmadan giderek artıyor. Bunun önüne geçmek için, markette alışverişinizi yaparken, ihtiyaç duyduğunuzdan fazlasını satın almayın. Eğer ekmeği kalın dilimlemek gibi bir eğiliminiz varsa, o zaman da tost ekmeği alın. Biz evde öyle yapıyoruz.

İçeceklerin de kalori içerdiğini unutmak
Sağlıklı bir şekilde beslenip, abur cubura itibar etmiyor olabilirsiniz ama özellikle sodalı içecek ve meyve sularından tüketip, kremalı kahve içip, kahve ve çaya şeker kokuyorsanız, kilo vermede gene problem yaşayacaksınız demektir. Örneğin şöyle bol çikolatalı nefis bir cappucino’nun size getirisi 120 kalori ve 8 gram yağ. Ancak çikolatalı yerine tarçınlı içmeniz, yağ oranını hemen hemen sıfıra indirirken, kaloriyi de 60'a düşürüyor. Alkollü ve gazlı içecekler de cappucino'dan beter kalorili. Alkol hem yağ kadar kalori içeriyor, hem yağ gibi enerji sağlamaıyor, hem de iştahı açıyor. Bu nedenle alkol alımını haftada 1-2 kez sınırlayıp, şaraba dönmekte fayda var. Örneğin şarabı da maden suyuyla karıştırıp kalorisini azaltabilirsiniz.

Çok sık tartılmak
Diyetin en zevkli kısmı, tartıldığınızda ibrenin sola doğru kaydığını görmektir. Ancak bunu abartarak sık tartılmak kilo kaybını zorlaştırır. Çoğu kadının kilosu, vücuttaki su tutulmalarından dolayı iner çıkar. Bu nedenle zaman zaman kilo almadıkları halde, almış gibi hissederek endişelenirler. Bu da işi zorlaştırır. Başarılı bir diyette kilo kaybı yavaş ve daha kalıcıdır. Ayrıca kas kütlenizin artması da yanıltıcı olabilir. Çünkü kas, yağdan ağırdır. Bu nedenle haftada bir kez günün aynı saatlerinde tartılmak faydalı olacaktır
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/... KiLo Vermek Sizin İçin ÖnemLimi

Kİlo Vermek Sİzİn İÇİn Çok Önemlİ Mİ? Hepimiz yaşamımız boyunca hep MUTLU ve SAĞLIKLI olmak isteriz.
Evet, insan mutluluğu ile SAĞLIK arasında çok büyük bir bağ vardır. SAĞLIKSIZ yaşam içinde mutlu olmak, çok zor bir olgudur. Ancak, bu gerçeği hemen hemen hepimiz kabul etmemize rağmen, bir başka gerçek hep gözümüzden kaçar;
Genelde hepimiz "bırakın sağlıklı olmak için bir çaba harcamayı, SAĞLIĞIN doğal olarak bizim bedenimizde olmasını bekleriz."
Oysaki BİZ, yaşamda en ufacık bir olay için bile ÇABA sarf etmek zorunda olan BİZ, kendi sağlığımızın daha iyiye gitmesi için İÇTEN ve DIŞTAN nasıl beslenmemiz gerektiğini hiç düşünmeyiz, hiç uygulamayız.
Arızalanan arabanın tamirciye götürülmesi gibi, hastalandıktan sonra kendimizi hatırlar ve kendimizi tamire çalışırız.

Sağlıklı Beslenme, bedenimizin büyüme, gelişme ve günlük işlevlerinin sürekliliğinin sağlanabilmesi maksadıyla gerekli olan besin öğelerinin yeterli miktarlarda alınmasıdır.

Doğa, bizlerin sağlıklı beslenmesi için inanılmaz yararlar sağlayan canlılarla doludur. "Onları yeterli verimlilikte kullanmak" ve "beslenmemiz için en etkili hale getirmek" ise bilim adamlarının sürekli üzerinde çalıştığı bir alandır.
Canlı organizmaların temelini hücreler meydana getirir. Hücrelerin temelini ise protein'ler; Proteinleri ise amino asit denilen daha küçük moleküller oluşturur. Kısacası, hücrelerimizin gelişimi proteinlere bağlıdır.
İşte bu sebeple, Bilim Adamlarının bu konudaki araştırmaları çok değerlidir. Kendimiz için sağlıklı beslenmeyi düşünürken vücudumuzun protein ihtiyacına da ayrı bir önem vermemiz gerekir. Bizim programlarımızda bu husus, kişisel yaşam tarzınıza göre protein alımınızı, size özel hale getirmemizle olur.
Bugün biliyoruz ki protein; sağlık, yaş ve kilo durumumuza göre her zaman belirli miktarlarda almamız gereken en temel besin maddesidir.
Bebek bekleyen hamile veya emzikli bayanlara, bebeklere, çocuklara, hastalara ve hastalıktan yeni kurtulmuşlara protein açısından zengin gıdalar yemeleri önerilir. Protein açısından yetersiz beslenen bebeklerin ve çocukların, bedenen ve zihnen büyümeleri, hastaların kendilerini toparlayarak iyileşmeleri oldukça güç olur.
Sağlıklı beslenmek için, yaşam tarzımıza göre günlük almamız gereken besin öğeleri ile birlikte; kendimize özel, kişisel protein ihtiyacımızı da mutlaka karşılamamız gerekmektedir.
Bununla birlikte sağlıklı beslenme için lif alımı ve su tüketiminiz de çok önemlidir. Bugün biliyoruz ki lif sindirim sisteminize çok büyük yararlar sağlar. Yeterli miktarda su alımı ile lif etkisi birleşince, yediklerinizi daha rahat sindirebilirsiniz. Buna bağlı olarak da Lif, cilt dokusu ve renginin iyileşmesine, saçların parlamasına, tırnakların güçlenmesine ve formda kalmaya da yardımcı olur.
Öte yandan, vitamin ve minerallerin dengeli ve uygun oranlarda alımı da sağlıklı beslenme için çok önemlidir. Vitamin ve minerallerin özellikle antioksidan olarak büyük etkileri vardır. Ayrıca vücudun sağlık açısından çok büyük etkilere sahip NO (Nitrik Oksit) ve serbest radikal oranlarına etkileri vardır.
Genel sağlığınıza en büyük olumlu katkılardan biri, şüphesiz ki kilo kontrolü ile sağlanır. Şişman (obez) olan veya kilo problemi yaşayan kişilere bakıldığında, obeziteye veya kilo problemine bağlı bir çok rahatsızlıktan şikayet ettikleri görülür. Ayrıca, oluşan rahatsızlıkların yanında yenilerinin de tetiklenmesi ve oluşması olasıdır. Bu nedenle rahatsızlıklar çıkmadan, doğru ve dengeli beslenmek, sağlıklı yaşam için altın kural gibidir. Kilo kontrolü, çoğunlukla sadece alınan kalorinin harcanan kaloriye denk olması gibi algılanmaktadır. Oysa ki kalorinin kontrolü ile birlikte, vücudun ihtiyaç duyduğu besin öğelerinin doğru miktarlarda, dengeli ve düzenli alımı da kilo kontrolünde çok önemlidir. Bu sağlandığı taktirde, aslında sağlıklı ve dengeli beslenmek için gerekli adımlar yerine getirilmiş olur. Bu da genel sağlığın düzelmesine olumlu katkı sağlar.

Günümüzde;
- Hızlı yaşam koşulları,
- Hırçın ve yıpratıcı çevre şartları,
- Stres,
- Yoğun fiziksel çalışma,
- Yoğun zihinsel yorgunluk,
- Yediğimiz besinlerin üretilme ve saklanma koşulları,
- Yemeklerin pişirilme tarzları,
- Yemek yeme miktarlarımız,
sağlığımızı etkileyen önemli sıkıntıların doğmasının nedeni olabilmektedirler. Onlarla mücadele ise ancak, ihtiyacımız olan besinleri doğru miktarda ve dengeli olarak almakla mümkündür. Bizim sunduğumuz özel gıda takviyeleri sayesinde, bu beslenme artık çok basittir


Sağlıklı Beslenme İçin Öneriler:
- Yavaş yemek yiyin,
- Lokmalarınızı iyi çiğneyin,
- Az ve sık yemek yiyin,
- Yağ seçiminde doymamış yağları seçin,
- Günde en az 8 bardak su için,
- Sebze ve Meyveyi bol bol tüketin,
- Kepekli ürünler yiyin,
- Balık yemeyi düzenli hale getirin,
- Tuz tüketiminizi azaltın,
- Cildinizi nemlendirin,
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...İştah Kesen YiyecekLer

İştah kesen yiyecekler


Tok tutan ve iştah kapatıcı etkisi kanıtlanan özel besinleri yiyerek, rejim yapmadan zayıflayabilirsiniz.




Diyet yapmanın en zor yanı, sevdiğiniz pek çok yiyecekten vazgeçmek zorunda kalıp, üstüne bir de iştahınızla baş etmek zorunda kalmanız. Özellikle iştah kapatıcı etkisi olduğu kanıtlanan özel besinleri rejim yapmadan zayıflamak için denemenizi öneriyoruz. Bu besinlerin vücut üzerindeki etkileri, içeriklerindeki bazı maddeler ve görevleri şöyle sıralanıyor:

Karbonhidratlar: Kepek, buğday gibi tahıl ürünlerinde, sebze ve meyvelerde bulunur. İçeriğindeki lifler, sindirim sistemini harekete geçirir. Özellikle kompleks karbonhidratlar insanı tok tutar.

Triptofan: Vücutta serotonin oluşmasında ve hücrelere taşınmasında önemli bir görev alır. Serotonin de iştah hissini azaltır. Özellikle muz, avokado, yulaf ve peynirde bulunur.

Krom: Vücuttaki insülin dengesini korur. Kan şekerinin düşmesi açlığa yol açar. Krom ihtiyacınızı karşılamak için fındık, ceviz gibi kabuklu yemişler, brokoli ve tahıl ürünleri yiyebilirsiniz.

Albümin: Can sıkıntısını giderir ve iştahı kapatır. Bu protein, triptofan oluşturarak beyne taşır ve serotonin üretimini artırır. Bezelye, fıstık ve fasulyede bulunur.

Fruktoz: Meyvelerden elde edilen doğal şekerdir. Kan şekeri dengesini kesinlikle etkilemez. Ayrıca yemek sonrası tatlı ihtiyacı duymanızı engeller. Çilek ve bal, fruktozun ana kaynağıdır.

İyot: Tiroit hormonlarının yapımı için gereklidir. Açlık duygusunun gelişmesini engeller. Balık, iyotlu tuz ve soğan, iyot açısından oldukça zengindir.

Tok tutan öneriler

- Karnabaharı ve brokoliyi hafifçe haşlayıp yoğurtla tatlandırın. Bu karışım lif açısından zengin olduğundan, sizi uzun süre tok tutar.

- Salatalığı iyice yıkayın ve kabuklarıyla birlikte ince dilimler halinde kesip üzerine bol bol dereotu serpin. Kalorisi yok denilecek kadar az olan bu sebze oldukça tok tutucudur.

- 250 gr mor eriği biraz tarçınla haşlayın. Bu meyve fruktoz açısından oldukça zengin olmakla birlikte tatlı ihtiyacınızı da karşılayacaktır.
200 gr ananası incecik doğrayın ve süzgeçten geçirin. İçine 100 gr kefir ve taze nane ekleyin. Ananasın içindeki enzimler, protein sindirimini hızlandırdığından oldukça doyurucudur.

- Öğünler arasında acıktığınızda kuru erik yiyin. Kuru erik kan şekerinin düşmesini engeller. Ancak fazla abartmayın. Bir kuru erikte 8 kalori var.

- Bir demet maydanozu blendırdan geçirip sebze suyuyla karıştırın. Bir iki damla acı biber sosu ekleyin ve için. Bu içecek yağ yakımını kolaylaştırır.

- Kırmızı elmayı ince dilimler halinde kesip 1 çay kaşığı kıyılmış ceviz ve yarım çay kaşığı yonca balıyla karıştırın. Bu karışım hem doyurucudur hem de bağırsakları çalıştırır.

- Kahvaltıda armudu rendeleyin ve yulafa katın. Bu karışıma biraz da yoğurt ekleyin. Armudun içeriğindeki fruktoz uzun süre açlık hissetmemenizi sağlar.

- Günü canlı geçirmek için kendinize yulaf ezmesi hazırlayıp içine kuru meyveler katın. Bu, karbonhidrat ihtiyacınızı karşılayacaktır.
Portakal ve 50 gr ıspanak yaprağından oluşan bir salata hazırlayın. Salatayı 50 gr yağsız yoğurt, bir tutam tuz ve karabiberden oluşan bir sosla tatlandırın..​
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/... En BesLeyici 5 Sebze ve Mmeyve"

En besleyici 5 sebze ve meyve"
Doktorlara göre deli gibi sebze ve meyve yememiz lazım. Biz size en yararlılarını söyleyelim de, işiniz kolaylaşsın!


Doktorlar, gazeteler, televizyonlar, sürekli taze besinlerle beslenin, sebze, meyve yiyin diye kulağımızın dibinde davul çalıyorlar. Eh biz de anlaksız, anlayışsız değiliz, Amerikalıların peşinden 'Hurra!' diyerek, sağlıklı hayata doğru yelken açıyor, taze meyve ve sebzelerden sebepleniyoruz. Yiyoruz, yiyoruz da, bu yediklerimizin hangisi gerçekten bizi tıka basa vitamin ve mineralle dolduran ve küçük atom karıncalar olmamızı sağlayan besinler acaba?

Aşağıdaki en yararlı sebze ve meyveler listesi, içerdikleri lif, beta-karoten, fitokemikal (bitkilerde bulunan ve hastalıklarla savaşan doğal kimyasallar), vitamin ve minerallere göre hazırlanmıştır.

En yararlı 5 meyve:
Karpuz: Tam bir C vitamini deposudur. Ayrıca karotenoid (beta-karotenin de üyesi olduğu, bitki ve hayvanlarda bulunan yeşil ve sarı pigmentler ki hastalıklara karşı etkili oldukları biliniyor.) ve yüksek miktarda lif içeren karpuzun kalorisi de düşüktür.

Papaya: Bizim pek tanımadığımız tropikal bir meyve olan papaya da yüksek miktarda C vitamini, karotenoid, lif ve potasyum içerir.

Portakal: C vitamini ve folat içerir. Aynı zamanda, sadece suyunu içmek yerine, meyveyi de yerseniz, içinde bulunan liften de faydalanmış olursunuz.

Greyfurt: Gene bolca C vitamini, karotenoid, kolesterol düşüren cinsten lif, pektin (bazı ham meyvalarda bulunan jelatinli bir madde) ve pek çok fitokemikal vardır.

Kayısı: Zengin bir beta-karoten kaynağıdır. Bol miktarda potasyum, lif ve bir miktar da C vitamini içerir. Kuru kayısıda C vitamini bulunmaz, ancak iyi bir demir kaynağıdır.

En yararlı 5 sebze:
Ispanak: İçinde sanıldığından daha az demir olduğu için işe yaramaz olduğunu zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Ispanak, zengin bir beta-karoten kaynağıdır. Aynı zamanda, C vitamini, folat, demir, potasyum ve kalsiyum içerir.
Tatlı patates: Bolca potasyum içerir. Ayrıca C vitamini, beta-karoten ve lif de içerikleri arasındadır.

Lahana: Beta-karoten, C vitamini, folat, kalsiyum ve lif içerir.

Havuç: Bol miktarda beta-karoten ve lif içerir.

Kırmızı dolmalık biber: Tam bir C vitamini kaynağı olan tatlı kırmızı biberde aynı zamanda beta-karoten ve lif de vardır.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...YiyeLim, GüzeLLeşeLim

"Yiyelim, güzelleşelim"
Güzelliğiniz için kozmetiğe başvurmadan önce bir de besinleri deneyin. Hem sağlıklı olun, hem de güzelleşin.


Doğru beslenmeyle hem daha sağlıklı bir vücuda sahip olmanız, hem de güzelleşmeniz mümkün.
Beslenme uzmanları, meyve ve sebze, et ve balık, hububat ve süt ürünlerinden oluşan doğal ve doğru bir karışımla vücudun daha dirençli ve daha güzel olacağını ifade ederken, güzellik faktörü olan besinleri şu şekilde sıralıyor:

Düzgün bir cilt: Her gün bir miktar ayçiçeği çekirdeği veya kabak çekirdeği yiyin. Bu çekirdekler esas halinde element olan çinko içerirler. Vücutta çinko eksikliği ise derinin daha çabuk buruşmasına yol açar. Ayrıca sabah ve akşam kivi yiyin. Bu meyvenin içerdiği C vitamini dolaşımını harekete geçirir ve bunun sonucu olarak deri daha iyi beslenir. Yumuşak bir cilt için A vitamini de önemlidir. Bu vitamin balıkyağında fazla miktarda vardır. Üç ayda bir, iki haftalık bir kür yapın.

Parlak gür saç: Haftada dört yumurta yiyin. Yumurtada saça parlaklık kazandıran bol miktarda kükürt vardır. Bol protein içeren besinler (et, balık, kümes hayvanları, peynir) salatayla birlikte yendiğinde saç gür olur. Çünkü saçın yüzde 97'si protein maddesi olan keratinden oluşuyor.

Parlak gözler: Haftada üç kere az bir miktar bitkisel yağla pişirdiğiniz havuç yiyin. Havuçtaki A ve E vitaminleri görmeyi kuvvetlendirir, gözlere parlaklık kazandırır. Kepek, çavdar ekmekleri içerdikleri selen elementinden dolayı gözleri hastalık mikroplarından korur.

Kuvvetli tırnaklar: Her gün yoğurt yiyin. Yoğurtta tırnakların oluşumu için önemli olan protein vardır. Toz jelatin de bu etkiyi fazlalaştırır. Kırılan tırnaklara karşı ceviz ve yer fıstığı yiyin. Her ikisi de tırnakları sertleştiren biotin içerir.

Sağlıklı dişler: Günde iki kere 150 gram yağsız peynir yiyin. Peynirdeki kalsiyum dişetini kuvvetlendirir, dişleri sağlamlaştırır. Ayrıca balık ve kümes hayvanları da dişlerin sağlam olması açısından önemlidir. Bunlarda dişleri sertleştiren fosfor vardır.

Gergin göğüsler: Günde iki kere öğünler arasında bir bardak ananas suyu için. Ananasın içerdiği bol miktardaki bromelain enzimi dokuları gerginleştirir. Sabahları kahvaltıdan önce bir çorba kaşığı bitkisel yağ, hücreleri zararlı maddelerden ve serbest radikallerden korur, sizi gençleştirir.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Vücudu Güzel Gösteren Dar Kıyafetler, Sizin İçin Bir Tehlike Oluşturabilir

Vücudu Güzel Gösteren Dar Kıyafetler, Sizin İçin Bir Tehlike Oluşturabilir Dar giyinmeyin
Vücudu güzel gösteren dar kıyafetler, sizin için bir tehlike oluşturabilir.

10.08.2007 14:05
Havaların ısınması ve güneşin etkisini daha fazla göstermesi, cilt hastalıklarının görülme sıklığının da artmasına sebep oluyor. Deri Hastalıkları Uzmanı Dr. Tuğba Türker, sıcak havalarda en sık görülen ve en kolay oluşabilen cilt hastalıklarının başında, isilik ve mantar hastalıklarının geldiğini belirtti.

Yaz aylarında giyilen dar kıyafetlerin ciltte karıncalanma ya da kaşıntı hissi veren su kabarcığı benzeri döküntüler (isilik) olmasını ortaya çıkardığını ifade eden Türker, "Derideki küçük ter bezi kanallarının tıkanmasıyla oluşan isilik, en çok alın, yanak kenarı, göz kapağı, gövdenin üst yarısı, giysilerin sıktığı yerler ve iç çamaşırlarının lastik yerlerinde görülüyor. İsilik, aşırı nemlendirici kullanımı ve dar giysilerin tercih edilmesinden kaynaklanıyor. İsiliği önlemek için, yaşadığınız ortamı serinletin, sentetik içeriği olmayan pamuklu iç çamaşırı ve çorapları tercih edin, yoğun içerikli nemlendiricilerden uzak durun, çok dar giysileri tercih etmeyin, her gün ılık suyla duş alın" dedi.

MANTAR HASTALIĞI NEMİ SEVİYOR

Mantar hastalığının kişiden kişiye temasla kolay bulaşabilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Türker, "Mantar hastalıkları deride yerleştiği yere göre değişik görünümlerde karşımıza çıkıyor. Özelikle ayak parmak araları, kasık ve koltuk altı gibi kıvrım bölgeleri mantarın sıklıkla yerleştiği bölgeler. Ayrıca saçlı deride, gövdede, el ve ayak tırnaklarında da mantar hastalığı sıkça görülüyor. Ayakların devamlı kapalı kalması ve nemin uzaklaşamaması mantar hastalığının en çok ayaklarda ortaya çıkmasına sebep oluyor. Mantarı önlemek için ıslandıktan sonra hemen kurulanmak çok önemli. Banyo, duş, deniz ve havuzdan sonra nemli kalmayın, kurulanın, başkasına ait terlik, ayakkabı, havlu, şort, çorap gibi eşyaları kullanmayın, ıslak zeminde çıplak ayakla gezmeyin. Mantar oluşumu durumunda ise, bölgenin sürekli temiz tutulması gerekiyor. Mantarı yok etmek için etkili kremler, pudralar ve mantar spreyleri bulunuyor. Mantar hastalığının tedavisi uzun sürmesinden dolayı doktorların önerdiği ilaçlar düzenli şekilde kullanılmalı" şeklinde konuştu.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Diyete BaşLamadan Önce...

Diyete başlamadan önce...



Fazlalıklarınızdan şikayetçisiniz ama nereden başlayacağınızı bilmiyorsunuz. Size yadım edebiliriz!


Enerji besinler vasıtası ile alınır ve bedensel faaliyetler ile de harcanır. Eğer aldığımız enerji miktarı harcadığımızdan fazla ise artık enerji vücutta yağ olarak depolanacaktır.

Depolama işlemini durdurmanın yolu; ya alınan enerji miktarını harcanan miktara düşürmek (kalori kısıtlaması) ya da harcanan enerji miktarını alınan miktara yükseltmek (egzersiz) olacaktır.

Eğer alınan miktarı ihtiyaç duyulanın da altına düşürürsek vücutta depolanan yağları tekrar enerjiye çevirebiliriz. Burada asıl önemli olan; ne kadar azaltacağız? Gerek bedensel gerekse ruhsal sağlığımızı bozmadan amacımıza nasıl ulaşacağız? Bu soruların cevabı "yapacağınız diyetin size özel olması" olacaktır. Bunun için de yaş, cinsiyet, boy, kilo ve hareketlilik durumunuza uygun günlük kalori gereksiniminiz belirlenmelidir.

Belirlenen kalori miktarı ile protein, karbonhidrat ve yağ dengesi de göz önünde bulundurularak diyet programı hazırlanması doğru olacaktır.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Kahve KadınLarın Hafızasına İyi GeLiyor..

Kahve kadınların hafızasına iyi geliyor Fransa ve Portekiz'de yapılan bir araştırmada, kahvenin 65 yaşının üzerindeki kadınların hafızalarını koruyucu etkisinin olduğu belirlendi.


Fransız Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırmalar Enstitüsü'nün (Inserm) Lizbon Üniversitesi ile ortaklaşa yaptığı araştırmada, günde en az üç fincan kahve veya 6 fincan çayın, günde sadece bir fincan veya daha az içenlerle kıyaslandığında hafızayı koruyucu etkisi bulunduğu ortaya çıktı.


65 ve daha yaşlı 4 bin 197 kadın ve 2 bin 820 erkeğin kafein tüketimi ile hafıza, dil ve mantık yürütme gibi "tanımaya değin" entellektüel peroformansları arasındaki ilişkinin, 4 yıl boyunca elde edilen veriler ve bir istatistik modeli oluşturularak değerlendirildiği araştırmada, kafeinin sadece kadınlarda hafızayı koruyucu etkisi olduğu tespit edildi.


Inserm'den Karen Ritchie, araştırmanın kafeinin kadınların beyin fonksiyonu üzerinde koruyucu bir etkisinin bulunduğunu açıkça gösterdiğini belirterek, kafeinin neden sadece kadınların hafızasını koruyucu bir etkisi bulunduğunu anlamaya çalıştıklarını kaydetti.


Ritchie, kafeinin erkek ve kadınların metabolizmalarında farklı etkilere yol açabilmesi veya hormonal bir etkileşimin bu farkı yaratmış olabileceğini belirtirken, kafein temelinde bir tedavinin yararlı olup olmayacağını anlamak için öncelikle biyolojik mekanizmayı aydınlatmak gerektiğine işaret etti.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...KadınLar ALkoLü SeviyorLar..

Kadınlar alkolü seviyor

Alkol tedavisi için doktora başvuran kadınların oranı iki katına yükseldi.


Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Anatolia Bağımlılık Tedavi Kliniği Şefi Doç. Dr. Ayhan Kalyoncu, son 10 yılda tedavi için başvuran kadın hasta sayısının 2 katına yükseldiği ve bunların yüzde 45'ini ev kadınlarının oluşturduğunu söyledi.

Doç. Dr. Kalyoncu, kadınlar, özellikle de ev kadınları arasında alkol kullanımının arttığına dikkat çekti.

Tedaviye başvuranlar arasında 35-45 yaş grubunun daha fazla olduğunu belirten Doç. Dr. Kalyoncu, ''Hastane bünyesinde 1995 yılında Alkol Tedavi Kliniği'ni açtımız zaman tedavi için müracaat eden hastaların 10'da 1'ini kadınlar oluşturmaktaydı. Son 2.5 senelik verilerde bu oranda ciddi değişim söz konusu. Şimdi 5 erkeğe karşılık 1 hastayı kadınlar oluşturuyor" dedi.

Son 10 senede tedaviye başvuran kadınların sayısı 2 katına kadar yükseldiğine dikkat çeken Kalyoncu, "Bunların yüzde 45'ini ev kadınları oluşturuyor. Kanaatimize göre, bunda ev kadınlarının alkole geçmişte olduğundan çok daha kolay ulaşabilir olması önemli bir etmen'' ifadesini kullandı.

Ev kadınlarının kendi aralarında çay, pasta ve kahve eşliğinde düzenledikleri günlerin artık dış mekanlarda alkol alınan toplantılar haline dönmeye başladığını kaydeden Kalyoncu, ''Bunun yanı sıra ev kadınlarının eğitim düzeyi hızlı yükseliyor ve üniversite mezunu insanlar ev kadını oluyor. Bu, kadının yaşamsal tatmininde çok önemli bir engel. Kadınlar birkaç nesil önce günlerini iş yaparak geçirirken, günümüzde özellikle büyük kentlerde yaşayanlar yemek dahil temizliği bile yardımcılarına yaptırıyor. Kendisi de öğlen arkadaşlarıyla bir yerde buluşarak o mekanda birkaç kadeh içki alıyor'' diye konuştu.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...BayanLara ÖzeL Mucize GıdaLar

Bayanlara özel mucize gıdalar İçeriğinde bulunan bileşenlerle kadınları birçok rahatsızlıtan koruyan gıdalar yavaş yavaş gün yüzüne çıkıyor.İşte bu gıdalardan bazıları...



Her geçen gün farklı besinlerin farklı faydaları ön plana çıkıyor. Uzmanlar kadınlara uzun ömür vadeden muzice gıdaları da saptadı.
Yapılan son çalışmalar, bayanlarda sıklığı giderek artan göğüs ve kist kanseri risklerini bazı fonksiyonel gıdalarla önlenebileceğini ortaya çıkardı. North Carolina Üniversitesiínde 2900 bayan üzerinde yapılan çalışmada flavanol denen fonksiyonel bileşen içeren gıdaların post menopozal göğüs kanseri riskini yüzde 45 azalttığı gözlendi. Sebze, meyveler çayda bulunan flavanolların hücrelere zarar veren oksitlenmenin önüne geçerek, kötü huylu hücrelerin çoğalmasını engellemeye yardımcı olduğu belirtildi.
SOFRADAN EKSİK ETMEYİN
Siyah ve yeşil çay Brokoli Enginar Karalahana Pırasa Soya filizi Kırmızı elma Mor lahana Kırmızı üzüm Nar Sarı dolmalık biber
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...KiLoLarınız Artık Tarih OLuyor..

Kilolarınız artık tarih oluyor! Kilo vermek sizin için imkansız görünüyorsa bu konuda kendinizi başarısız hissediyor iseniz artık bu duygularınıza ve kilolarınıza veda etmenin zamanı geldi.





Açlık duygunuzu bastırarak, fazla kilolardan kurtulabilirsiniz.
Bunun için sadece yemeğin ortasında 20 dakika ara vermeniz yeterli Birçok kişi yemek yerken kendini kontrol edemediğinden yakınır. Bunun için de çok fazla kilo alır.
Oysa, beyninizi kontrol ederek, açlık hissinizi ortadan kaldırmak mümkün! Nasıl mı?.. Etik Diyet Danışmanlık 'ın sahibi Beslenme Uzmanı Turgay Köse, beyninizi kandırmanın yollarını anlattı:
"Beyindeki açlık ve tokluk merkezlerini ilgilendiren iki hormon var. Açıktığımızda hormanlarımız 20 ile 30 dakikada bir beyne mesaj yolluyor.
Bu mesajların her birinin 30 dakika etki süresi var ve bu 30 dakikalık sürede ihtiyacınız olandan fazlasını yemenize yol açıyor.
Eğer kişi biraz yemek yer, 20 dakika kadar beklerse leptin hormonu beyne tokluk mesajı yollayarak, fazla yenilmesine engel oluyor."
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...ZayıfLamak Konusunda Ne Kadar BiLinçLisiniz..

Zayıflamak konusunda ne kadar bilinçli siniz? Birçoğumuz hayatımızın belli dönemlerin de zayıflama gayretine girmişizdir.Peki bu konu da bize yardımcı olan veya hevesimizi yarım bıraktıran gıdaları ne kadar tanıyoruz?





Bir türlü doymak bilmiyorsanız masanızı donattığınız yiyeceklere bir göz atın... Belki de seçiminizi yanlış yapıyorsunuzdur. Çünkü bazı yiyecekler sizi kurt gibi acıktırırken bazıları uzun süre tok tutar. Peki hangi yiyecekler acıktırır, hangileri iştah kapatır?
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...İdeaL Vücut İçin İddiaLı Bir Yazı

deal vücut için iddialı bir yazı Kilo sorununuz varsa bu konuda tüm çabalarınız sonuçsuz kaldı ise, size kararlılıkla devam ettiğiniz taktirde hayalinizde ki vücut ölçülerine götürecek öneriler.


Kilo vermek ve vücudunuzu forma sokmak isteyen birçok kadının en büyük sorunu zaman. Özellikle spor salonuna gitmek için zaman çoğunlukla kısıtlı kalıyor.
Ancak bazı özel egzersizlerle kendi evinizde de istediğiniz forma kavuşabilirsiniz. Bunun için kendinize birkaç haftalık zaman tanımanız ve tabii ki egzersizleri aksatmadan devam etmeniz önemli. Burada vereceğimiz egzersizlere başlamanız oldukça kolay.
Çünkü evinizde, sizin uygun gördüğünüz herhangi bir odada rahatlıkla uygulayabilirsiniz. Bu programı düzenli bir şekilde uyguladığınızda, diğer sporlardan elde edeceğiniz başarının fazlasını sağlayabilirsiniz. Ayrıca bunlarla sadece vücudunuzu forma sokmakla kalmayıp, aynı zamanda zinde ve sağlıklı da olursunuz.
Bütün antrenmanlarda olduğu gibi, burada da egzersizlere ısınma hareketleriyle başlamanız gerekiyor. Böylelikle hem kaslarınızı ısıtarak diğer aşamalara hazırlar, hem de sonradan oluşabilecek istenmeyen kas ağrılarının önüne geçersiniz.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Kötü BesLenenLer, Dikkat!

Yaşlanmanın en önemli etkenlerinden biri beslenme..
Modern hayatın getirdiği kötü beslenme alışkanlıkları dışında, stres ve olumsuz dış etkilerden korunmak için vücut kendini savunacak besin ögelerine ihtiyaç duyuyor. Konuyla ilgili sorularımıza cevap bulmak için Beslenme Danışmanı ve Diyetisyen Emine Şahin'le görüştük.

- Besin takviyeleri neden önemli?

Teknolojinin de gelişmesiyle birlikte özellikle son yıllarda beslenme alışkanlıkları giderek daha da kötüleşti. Fast-food türü tek yönlü beslenmenin artması, hareketsiz bir yaşam tarzı, aşırı stres gibi nedenlerden dolayı çeşitli hastalıklarda büyük artış görülmeye başlandı. Bu nedenle modern yaşam tarzından kaynaklanan bu tür hastalıkların önüne geçebilmek için gerekli besin takviyelerini uygun olan zamanlarda ve miktarlarda kullanmak son derece büyük önem kazandı.

- Beslenme ve anti-aging arasında nasıl bir ilişki var?

Özellikle büyük şehirlerde insanlar, hava kirliliği, egzoz, aşırı yoğunluk, stres, kötü beslenme alışkanlıkları gibi nedenlerle yaşlanma sürecini daha hızlı yaşıyorlar. Bu olumsuz süreci yavaşlatabilmek için serbest radikaller adı verilen ve yaşlanma sürecini hızlandıran zararlı etkenlere karşı vücudumuzu savunacak besin ögelerine ihtiyacımız var. Bu besin maddeleri arasında anti-aging özellikleri olan selenyum, E vitamini, C vitamini, beta karoten, esansiyel yağ asitleri gibi esansiyel vitamin ve mineraller olarak saymak mümkün.

- Besin takviyeleri gerçekten etkili mi?

Besin takviyeleri uygun zamanda ve ihtiyacı olan kişiler tarafından kullanıldığında gerçekten etkili olmaktadır. Üstelik besin takviyeleri ile ilgili yapılmış ve yayınlanmış binlerce ciddi klinik çalışma mevcut. Sonuç olarak, bütün ürünlerin etkinlikleri klinik olarak kanıtlanmış.

- Ciltteki yaşlanmanın önlenebilmesi için kullanılan tabletler gerçekten etkili mi?

Son yıllarda yapılan çalışmalar, cilt yaşlanmasının kalıtımsal özellikler, serbest radikaller, yaşam tarzı, yanlış beslenme gibi nedenlerden etkilendiğini ortaya koyuyor. Uygun besin takviyeleri sağlandığında serbest radikaller ve beslenmeye bağlı olumsuz değişikliklerin önlenebileceği ya da geciktirilebileceği düşünülüyor.

- 35 yaş üzerinde mutlaka kullanılması önerilen besin takviyeleri hangileri?

Özellikle kanserden korunmak için seleno precise, kalp-damar sağlığının korunması için biomega-3 ve Q10, vücudu serbest radikallerden korumak ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için bio-antioksidant... Ayrıca ciltteki yaşlanma belirtilerinin geciktirilmesi ve eklem sağlığı için glukozamin sülfat alımı önemli. Bunlara ek olarak da osteoporozdan korunmak için kondroitin sülfat kalsiyum, D vitamini ve K vitamini takviyeleri özellikle 35 yaş ve üzerinde oldukça fazla önem kazanıyor
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Kilo ALmak Göğüs Kanseri Riskini Arttırıyor ..

Genetik yatkınlık, kansorojen madde tüketmenin yanı sıra kilo almak da kanseri tetikliyor. Kilo almak göğüs kanserine yakalanma riskini yüzde 50 oranında arttırıyor.

İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre yaşınıza ve boyunuza göre sağlıklı olandan daha ağır olmanız özellikle de kiloyu menopozdan sonra almanız tehlikeyi artırıyor. Uzmanlar alınan kiloların geri verilmesinin riski azalttığını belirtirken özellikle karın bölgesindeki yağ oranının fazla olmasının hastalığı tetiklediğini kaydettiler. ABD'nin Marylanda bölgesinde bulunan Kanser Enstitüsü'nde 2 bin 111 kadın üzerinde araştırma yapıldı. Uzmanlar araştırmaya katılan kadınlardan orta yaş döneminde 15-20 kilo alanların göğüs kanserine yakalandığını ya da birçoğunun risk altında bulunduğunu saptadı. Uzmanlar özellikle menopoz döneminde göğüs kanserine yakalanma riskinin arttığına dikkat çekerken, bunun ostorojen hormonunun artmasıyla ilgili olduğunu kaydettileri. Manchester Üniversitesi'nde daha önce yapılan bir araştırmada 30-50 yaş arasında 5 kilo veren kadınların gögüs kanserine yakalanma riskinin yüzde 40 oranında azaldığını saptamıştı.
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Diyer KrizLeriyLe Başa Çıkmanın YoLLarı..

Diyet krizleriyle başa çıkmanın yolları Her defasında iradene yenik düşüp, diyette olmana rağmen önüne gelen pasta ve böreklere hayır diyemiyorsan, kriz anlarıyla başa çıkma yöntemlerini öğrenmen şart!

İşte diyetle ilgili en kritik 10 an:

Taze çay ve kızarmış ekmek kokusuyla uyandığın an...

Bu ikili, her ne kadar en masum kahvaltı menüsü olarak tanımlansa da, yanında tercih ettiklerin bu durumu değiştirebilir. Sabah kalktığında mis gibi kokan kızarmış ekmek ve çay, bir süre sonra reçelli ve yağlı ekmeklere dönüşebilir. Sence de diyet yapmaya karar verdiğin bir güne böyle başlamak, daha maç başlamadan yenilgiyi kabul etmek olmaz mı?
 

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
/...Yaşamak İçin Ye.. / 6 Haftada 9 KiLo VeR..

YAŞAMAK İÇİN YE... 6 HAFTADA 9 KİLO

"Eğer bu diyete kendinizi tam olarak adarsanız etkili olacağından hiç kuşkum yok"
Dr. Mehmet Öz

Giriş
Artık çocuklarımla oynayamıyordum; yorgunluğum dayanılmazdı. Gittikçe daha hasta oluyordum ki Dr.Furhmanın konuşmasını duydum. 27 kilo verdim ve üç senedir 57 kiloyum. Dr. Furhman hayatımı kurtardı. Ergenlik çağındaki üç oğlum ve kızım elde ettiğim sonuçlara şahit oldular. Aynı planı uygulamaya başlayarak aynı zamanda sağlıklarında da çok olumlu değişiklikler yaşadılar. Artık alerjileri ya da sindirim sorunları yok.
Lynne Bush

Dr Furhman görmeye gitmem konusunda ısrar ettiği için kızım Geriye teşekkür borçluyum. Bana yardım edebilecek biri vasa o kişinin Dr. Furhman olduğunu söylüyordu. Haklı çıktı. 25 yıl ensülin kullandıktan sonra, birkaç gün içinde ensülin kullanmayı tamamen bıraktım. Harika bir hastaydım ve Dr. Furhmanın söylediklerini aynen yaptım; sonuç buna değdi. 30 kilo verdikten sonra iki yıldır hiç bir ilaç kullanmıyorum. Bütün bunları ona borçluyum.
Gerardo Petito

Yaşamak için ye, açık, doğru ve faydalı. "eger kilo vermek istiyorsanız yada bu sağlığınız için gerekliyse, hayatınızın geri kalanı boyunca ince ve sağlıklı olmak için yapmanız gerekenleri bu kitaptan öğrenebilirsiniz"

John Robbins, The Food Revolution'un yazarı

Çeşitli hastalıkları beslenme ve doğal yöntemlerle iyileştirme uzmanı olan ABD'li doktor Joel Fuhrman, aşırı beslendiğimiz halde yetersiz beslendiğimizi, yiyecekleri sonradan besinlerle zengilenleştirmenin ise yetersizliğe çare olmadığının altını çizerek, "Bu samandan ev yapmaya benzer" diyen besin uzmanlarından...

Ünlü doktor Joel Fuhrman'ın Prestij Yayınları’ndan çıkan “Yaşamak İçin Ye” adlı kitabında hem kalp, tansiyon, şeker ve kanserle savaşan hem de 6 haftada 9 kilo verdiren diyet programını açıklıyor.

Türkiye'nin sağlık ve diyet konusundaki uzman isimlerinden Dr. Mehmet Öz de bu programı onaylayan isimler arasında. Öz, "Eğer bu diyete kendinizi adarsanız etkili olacağından hiç kuşkum yok. Hayatı kilo vermesine bağlı olan hastalarım olduğunda Dr. Joel Fuhrma'a yönlendiriyorum" diyor....

Doktor Joel Fuhrman'ın önerisi: Yaşamak için ye...

Fuhrman, Türkiye de de Prestij yayınevinden piyasaya çıkan ve ünlü kalp cerrahı Mehmet Öz ün önsözünü yazdığı Yaşamak İçin Ye adlı kitabında, aşırı beslenmenin kalp, tansiyon, diyabet, kanser dahil pek çok hastalığa neden olduğunu vurgularken, sağlıklı beslenmek ve fazla kilolarından kurtulmak isteyenlere altı haftada en az 9 kilo zayıflamayı sağlayan beslenme programı öneriyor.


310 sayfalık kitap 10 bölümden oluşuyor. Bu rejimi denemek isteyenlere yönelik tavsiyemiz ise kitabı sonuncu bölümden okumaya başlamaları. Çünkü sonuncu bölüm bu diyet hakkında merak edilen ve sık sorulan sorulara verilen cevaplara ayrılmış. Çünkü malumunuz bir diyet rejimine başlamadan önce bilinmesi gereken şey, "Yapılması gerekenlerden çok, yapılmaması gerekenlerdir"

kitabın künyesi
Prestij yayınları
Yaşamak İçin Ye / Joel Fuhrman,
Önsöz : Dr.Mehmet Öz
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst