Halkla İlişkiler Yazarlığı

canselen

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
278
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İzmir
Halkla ilişkiler yazarlığı planlanmış hedeflere ulaşmak için belirlenmiş hedef kitlelerini etkilemek, ikna etmek amacıyla açık, anlaşılır, net, gerçek verilere dayanan ve etkili bir biçimde mesaj oluşturmadır. Halkla ilişkiler yazarlığı; araştırma, planlama, iletişim ve değerleme aşamalarından oluşur. Halkla ilişkiler yazarlığı çalışmaları bir organizasyon ve onun olası hedef kitlesine yönelik genellikle imaj oluşturmaya çalıştığı yöntemleri içerir ve pozitif ilişki kurmaya çalışılır. Genelde halkla ilişkilerde bilgiyi bu bağlamda kontrol edilen bilgi ve kontrol edilemeyen bilgi olarak iki kategoriye ayırabiliriz.
kontrol edilen bilgi=yer zaman stil üzerinde içerik açısından kontrol hakımıyetıne tamamen sahıp oldugumuz bilgilerdir.örneğin:kurum içi yayınlar basın makaleleri.broşürler,bedeli ödenmiş iletişim araclarını kontrol edilen araclardan sayabılırız.halkla ilişkiler faalıyetlerinin acıklamaları basın bültenleri içerik konu düzen bakımından kontrol edılebılır ancak,yer ve zaman acısından kontrol edılemeyen bilgilerdir
kontrol edılemeyen bilgiler=kurum olarak bızım elımızden cıkan ve medyanın insiyatıfıne kalan bilgi kontrol edılemeyen bılgıdır.
Halkla ilişkiler yazarları dosyalarında bu bilgiler sayesinde, kuruluşları veya hizmet verdikleri müşterileri için hem yazılı hem de sözel haber üretme tekniklerini kullanırlar. Hedef kitle ile iletişim kurarken bazı araçlardan yararlanırlar. Basın bülteni, Konuşma metni, Reklam metni, Yıllık, rapor, Personele yönelik yayınlar, Broşür, haber mektupları vb.
Halkla ilişkiler amaçlı yazılan makaleler, bültenler vb. gazetecilikte yazılanlarla benzer esaslar doğrultusunda olmasına rağmen Halkla ilişkiler yazarlığı ile gazetecilik farklıdır. Aslında Halkla ilişkiler yazarı da gazeteci de aynı yöntemleri kullanarak kitle iletişim araçlarında yayınlanmak üzere mesaj üretirler. Fakat her ikisinin de amaçları, hedef kitleleri ve iletişim kanalları açısından birbirlerinden farklıdırlar. Halkla ilişkiler yazarı olarak medyadaki hızlı değişime uymak gerekir. Halkla ilişkiler uzmanları, medyada yer alan haberlerden müşterilerinin işlerine yarayacak bilgileri ayıklayabilmeli aynı zamanda da kurum için uygun görülen medyada hizmet verdiği kurumun sesini duyurabilmelidir.
İyi bir halkla ilişkiler yazarı bir haberi dikkat çekecek şekilde hazırlayarak (yaratarak) hedef kitlesini etkileme başarısını gösterebilmelidir. Halkla ilişkilerde sürekliliği olan ve monoton hale gelen aktiviteleri renklendirerek, sıradanlığın dışına çıkarak basının ve dolayısıyla da hedef kitlenin dikkatini çekebilme becerisini göstermek gerekir. Halkla ilişkiler yazarı hedef kitlesini belirleyip ve bu kitleyi ikna edebilmek için iletişim araçlarını seçtikten sonra, ancak şu adımları izleyerek başarılı bir ikna süreci oluşturur.Hedef kitleyi iyi analiz edip en uygun zamanı seçmeli-Hareket ve uygulama kararı sırasında en uygun adımları atmalı-En uygun ikna stratejisini belirleyip, mesajını en etkili bir şekilde vermeli-Hedef kitlenin gönderilen mesaja karşı geribildirimini iyi analiz etmeli-Bu geribildirim doğrultusunda, ikna edici mesaja ek bilgiler yeniden düzenlenmeli ve mesajı yeniden kodlamalı-Amaçladığı sonuca ulaşmak için çaba göstermeli..Halkla ilişkiler yazarının dikkat etmesi gereken birinci nokta, mesajın yazma amacının doğru saptanmış olmasıdır. Bununla birlikte iyi bir araştırma da etkili yazmanın ön koşuludur.İyi bir halkla ilişkiler yazarının etkili yazma için şu araştırmaları yapması gerekir.-kişisel gözlem-mülakatlar-okuma-araştırmalar
Halkla ilişkiler mesajları ekrandaki amaçlardan bazen sadece birisine bazen de birkaç tanesine birden yönelik olabilmektedir. Bu amaçlar;--Hedef kitlemiz üzerinde, kuruluş ve ürünleri hakkında farkındalık yaratmak-Hedef kitlelere bilgi sağlamak-Hedef kitleleri belli bir amaca yönelik eğitmek-Hedef kitlenin mevcut tutumlarını, kanaatlerini veya davranış biçimlerini pekiştirmek-Hedef kitlenin tutumlarını ve kanaatlerini değiştirmek-Hedef kitlede davranış değişikliği yaratmak şeklinde sıralanabilir. Halkla ilişkiler amacıyla mesaj oluşturulurken planlama, yazım ve değerlendirme süreçleri yazarlık aşamasının çok önemli bir parçasını oluşturmaktadır.bu sürecler—planlama<problem gelıstırme ve durum saptaması-konunun arastırması-hedef kıtle analızı-degerlendırme için hedeflerin ve krıterlerın belırlenmesi-uygun medya secımı>--yazım süreci<mesaj stratejısının düzenlenmesi-mesajın yazımı>--değerlendırme süreci<<degerlendırme kanalalının avantajına göre msjın test edılmesı-programın içinde ve devamında mesajın degerlendırılmesi>>
Medya ile ilişkiler, medya kuruluşlarındaki kişi ve gruplarla mesaj alışverişi ve etkileşim içerisinde bulunulması sürecidir. Medya ile ilişkiler dediğimizde; medya kuruluşlarındaki kişi ve gruplarla mesaj alışverişi ve etkileşim içerisinde bulunulması anlamındadır. Halkla ilişkiler yazarı; mesajını iletirken, basın bültenleri, röportajlar, basın makaleleri, sponsorluk gibi araçlar aracılığı ile kurumlarının adını medyada duyurarak kurum lehine bir kamuoyu yaratmaya çalışırlar. Bu arada medyada haber ihtiyacını karşılamış olacaktır.
2,ünite:
Haber yazımı, farklı özellikleri içermesi nedeniyle, sınırlı sözcüklerle bir haber olayını anlatmaya çalışan, kendine özgü kuralları olan bir yazım türüdür.Haber, toplumu ilgilendiren bir olayı, zamanında hedef kitleye iletmektir. Bu nedenle haber yazısının toplumun genelini veya bir kısmını ilgilendirecek içerikte olması, güncel konuları içermesi ve gecikmeden hedef kitleye iletilmesi gerekmektedir.Haberin bu özellikleri çerçevesinde, birkaç paragrafta bütün olayın özetlenmesi ve her eğitim düzeyinden insanın kolayca anlayacağı şekilde yazılması gereği bulunmaktadır. Haberin aktarılacağı iletişim aracına göre yazılması ya da olaya göre bir haber yazım türü seçilmesi, olayın hedef kitle tarafından daha kolay anlaşılmasında önem taşımaktadır. Ayrıca, haberin başlık seçimi ve haberin özetinin verildiği spot yazımı da haber yazımının önemli unsurları olarak kendini göstermektedir. Habere yönelik çok çeşitli tanımlamalar yapılmıştır. Örneğin: Haber, bir olay, bir olgu üzerine edinilen, iletişim ya da yayın organlarıyla verilen bilgidir. Haber, insanları ilgilendiren zamanlı olan, fikrin, olayın, sorunun özetidir. Haber, zamanında verilen, toplumda çok sayıda kişiyi ilgilendiren ve etkileyen, bu kişilerin anlayabileceği herhangi bir olay ya da kanaattirHaber, bir olay ya da fikirle ortaya çıkar. Haber için her olay değil, ancak haber olabilme niteliğine sahip ve toplumun genelinin ilgisini çekecek olaylar haber olur.Haber, günceldir; yeni olmuş ya da tekrar oluşan olaylarla ilişkilidir. Sistematik değildir; olaylar, fikirler, sorunlar belirli bir sisteme göre seçilmez. Bir olaya, fikre ya da soruna gereksinimi vardır. Ayrıca haber, rutin olayların değil, haber değeri taşıyan olayların bir sunumudur. Haber, toplumun tümünü değil yalnızca ilgili bir kesimi de ilgilendirebilir. Böylesi bir olayda haber, ilgili kesim tarafından dikkatli bir şekilde ve tüm detayları ile algılanırken, diğer kesimler tarafından yüzeysel algılanabilmektedir. Örneğin, emekli maaşlarının, ayın 25’inde ödeneceği haberi, emekliler ve yakın çevreleri tarafından dikkatli bir şekilde okunur veya izlenirken, birçok kesim tarafından da genel hatlarıyla algılanabilir. Başka bir örnek olarak, bir otobüs kazası haberi, o otobüste olma ihtimali yüksek olan kişilerin yakınları tarafından çok farklı bir biçimde algılanırken pekçok kişi tarafından da aynı duyarlıkta algılanmayabilir. Bir olayın haber olabilmesi için bazı ölçütlerin bulunması gerekir. Aşağıda belirtilen tüm unsurların bir haberde bulunması mümkün değildir. Bir olayın haber olma ölçütleri şunlardır:--Sıklık derecesi-Yoğunluk değeri-Açıklık-Anlamlılık-Uyumluluk-Beklenmediklik-Devamlılık-Çeşitlilik
Haberler düzenleme biçimlerine göre beş bölüme ayrılmaktadır:
Olay haber-Araştırma haber-Derleme haber-Öykü haber-Bilgi haber
Halkla ilişkiler bağlamında üretilen haberlerin birçoğu bilgi haber sınıfına girmektedir. Bir olayın haber değeri taşıyabilmesi için, okur/izler kitleyi ilgilendiren, önemli, yakın çevreden, güncel, ilginç, nadir gelişen ve kitlenin heyecanını yakalayan bir konuda olmalıdır. Bir olayın haber değeri alması ve haber olarak algılanması için
etkili ilgililik,-zamanlılık,-yakınlık,-ilginçlik,-nadirlik,-önemlilik,-Heyecanlılık özelliklerinin bulunması gerekmektedir. Haberi yazan kişi(*); bir olay, fikir ya da söylem karşısında bir değerlendirme yaparak bunun bir haber olup olamayacağına karar vermelidir. Bunun için muhabirin kendine şu soruları sorması gerekir:
Bu haber, haber değeri kriterlerinin hangilerine uymaktadır?Geniş mi yoksa dar bir okuyucu kitlesine mi hitap etmektedir? Bu kitleyi ne derecede ilgilendirmektedir?Okuyucuların kişisel işleri, işyerleri, yöneticileri ve içinde yaşadıkları ortamla ilişkileri yönünden ilgilendirir mi?
Haberin önemli sonuçlar doğurma olasılığı var mı?(*) Bu kişi, muhabir olabileceği gibi basın bülteni yazarı olan halkla ilişkiler çalışanı da olabilir Haberi yazan kişi, bir olayı haber yaparken bazı ölçütleri göz önünde bulundurarak haberini yazmalıdır. Haberi yazan kişinin göz önünde bulunduracağı bu kurallar, haberin hedef kitle tarafından algılanmasında ve özgür bir kamuoyunun oluşumuna katkıda önemli bir etkiye sahiptir. Bu kurallar nitelik, denge ve objektifliktir. Haber kaynakları, kaynağına göre Birinci el kaynaklar =haberle ilgili bilgiyi olayı gözleyerek ve birincil el kaynaklardan elde edilen bılgıye dayanır.
İkinci el kaynaklar =muhabırın ulasamadıgı gözleyemedıgı olaylara ilişkin ikinci kaynaklar kaynaklardan habere ulaşmasıdır.
Birinci ve ikinci el kaynaklardan toplanan haberler dışında, haberi yazan kişinin gözlem, röportaj ve araştırma olarak sınıflandırılan haber toplama tekniklerinden de yararlanması beklenir. Haberi yazmadan önce, meydana gelmiş olayın unsurları açıkça ve kronolojik bir sıraya konulmalıdır. Bu unsurlar tam olarak anlaşılmalı, daha sonra bunlara değer biçilmeli ve doğru biçimde sıraya konulmalıdır. Olayın hikayesi, başından başlayarak, zamanı-mekanı okurun zihninde canlanacak, olay karakterlerini anlatacak şekilde bir sıra ile yazılmalıdır.Bir haber, 5N 1K olarak tanımlanan, ne, nerede, ne zaman, neden, nasıl ve kim sorularının yanıtlarını veren çeşitli yazım teknikleriyle yazılır. İnsanlar, bir olay hakkında 5N 1K’ya yanıt bulduğu taktirde olayı tam olarak kavrayabilmekte ve olaya yönelik zihninde önemli bir soru kalmamaktadır.Haber yazımında girişin de önemli bir yeri vardır. Haber girişinin amacı, okuyucunun ilgisini çekerek, haberin devamını okutmaktır. Giriş paragrafı 30 kelimeyi aşmamalıdır. Haber yazımının temel amacı, bilgileri, düşünceleri ve fikirleri kitleye aktarmaktır. Haber yazımında uygulanacak kurallar şöyle sıralanabilir:
Haberin, bir kaynağın ağzından aktarılarak yazılması yararlıdır.
Doğru, kısa ve kolayca anlaşılır olmalıdır.
Bir cümlede sadece bir fikre yer verilmelidir.
Kısa ve bilinen kelimelerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.
Yabancı kelimeler açıklanmalı, haberi okuyanlar/dinleyenler sözlüğe bakmak zorunda kalmamalıdır.Etkin fiiller kullanılmalı, mümkün olduğunca sıfat ve zarfları kullanırken dikkatli olmalıdır.
Haberle ilişkili kişiler iyice tanıtılmalıdır.Haberi yazan kişi, kendi fikirlerini habere katmamalı, 'benim, ben, bana, bizi, bizim' gibi sözleri, anlatana gönderme yaparak kullanmalıdır.Haber kaynağı mutlaka belirtilmelidir. Bazı haberlerde, haber kaynağı adının anılmasını istemeyebilir. Böyle bir durumda, kaynağın adını belirtmeden, 'yetkililerden alınan bilgiye göre...' gibi ifadelerle haber aktarılabilir.Haber yazımında fazla ve gereksiz cümleler kullanılmamalıdır.Bir haber, gazete ve dergi için başlık, spot, haber metni olarak organize edilen bir yapıda hazırlanırken, radyo ve televizyon için haberlerden çıkarılan spotlar şeklinde bir yazım tercih edilmektedir.Bir gazete için haber şu unsurlardan oluşur: Üst başlık, ana başlık, alt başlık, spot, giriş (flaş), haber gövdesi, ara başlıklar, fotoğraf altı yazıları. Bunlardan hepsinin bir haberde bulunması gerekmeyebilir. Ancak hemen bütün gazete haberleri, başlık-spot-haber metninden oluşmaktadır. Haber, bir olayın geniş bir kitle tarafından anlaşılmasını amaçladığından, bir olay, yer/zaman kısıtlılıklarını da göz önünde bulundurarak en iyi ve eksiksiz, okurun zihninde hiçbir şüphe bırakmayacak şekilde yazılması gereği bulunmaktadır. Bu amaçla, haberin yayımlanacağı tüm araçlarda uygulanmakta olan beş teknikten bahsedilebilir. Bunlar; ters piramit, düz piramit, dikdörtgen, konuşma dili ve serbest yazım teknikleridir. Haber yazısının ilk paragrafı, haber girişini, başka bir kullanım biçimiyle 'flaşı' oluşturur. Genellikle birkaç cümle ve yaklaşık 30 kelimeden oluşur.
Haberin ilk cümlesi, her zaman tutamaç görevi görmeli, ilgi çekmeli ve okura haberi okutmalıdır. Haber giriş cümleleri, değişik tekniklerle yazılabilmektedir. Bir halkla ilişkiler yazarı, basın bülteni oluştururken, kurum ya da firmasının özelliklerini ve basın bülteninin içeriğini de düşünerek, hazırladığı bülten haberine bu giriş tekniklerinden uygun olan biriyle başlaması yararlı olacaktır.-TAMAMLAYICI GİRİŞ—ÖZETLEYICI GİRİŞ-GENELLEYİCİ GİRİŞ-AYRINTILI GİRİŞ-ÖYKÜLEYICI GİRİŞ TEKNİĞİ
Haberde, grişten sonra, giriş ifadesinin açıldığı, ayrıntıların işlenmeye başladığı ve habere ilişkin diğer detayların verildiği paragraflardan oluşan bölüm, haberin gövdesini oluşturmaktadır. Halkla ilişkiler yazarlığında, oluşturulacak basın bültenlerinin, medya editörlerinin ya da muhabirlerin zorlanmadan habere dönüştürebilmeleri için, haber formatında yazılmaları uygun olmaktadır. Basın bültenleri ya yetkili kişinin ağzından konuşma metni olarak verilmekte ya da yetkilinin söyledikleri, haber yüklemleri kullanılarak haber formatında sunulmaktadır. Haber formatında hazırlanan basın bültenlerinin, medya editörleri tarafından daha az çabayla haber medyasında yer alması, bu tür bülten yazarlığını daha fazla tercih nedeni olarak ortaya çıkarmaktadır.Medya için basın bülteni hazırlamada, ekranda topluca verilmiş olan haber yazım kurallarını göz önünde bulundurmak yararlı olacaktır
3,ÜNİTE=
Basın bültenleri, kurum, kişi, olay vb. ile ilgili olarak hedef kitleyi bilgilendirmek iyi bir imaj oluşturmak amacıyla yazılır. Halkla ilişkiler yazarının en çok kullandığı araçlardan birisi olan basın bülteni, kurum ile ilgili etkinlikleri, stratejileri, düşünceleri, olayları vb. içeren haber değeri taşıyan, önemli bilgiler veren ve medyaya gönderilen yazılı metinlerdir.

Halkla ilişkiler uzmanları müşterilerinin tanıtımını yaparak onlara yardım etmektedirler, aynı zamanda da haber niteliği taşıyan olayları gazetecilere temin etmektedirler. Bu bilgileri de göndermeden önce konunun veya olayın haber değeri ile ilgili objektif karar vermelidirler. Bu kararlar şöyle özetlenebilir:Bir olayın haber değeri taşıyıp taşımadığını aşağıdaki şu soruları sorarak belirleyebiliriz.Olay, yeni ve değişik (daha önceden olmamış, benzersiz) bir olay mıdır Olay, güncel midir? (Yeni gerçekleşmiş veya gerçekleşmek üzere olan bir olay mıdır?) Olaya tanınmış isimler karışmış mıdır? (Tanınmışlık prensibi)Olayın yakın çevre ( Medyanın yayın yaptığı hedef kitle çevresi) ile ilgisi var mı?Olayın içinde insanların ilgisini çekecek (Duyguları ve merakı harekete geçirecek, zevk, nükte, acı, gurur, aşk, şehvet vb. gibi) unsurlar var mı? Olayda siyasal bir yön var mıdır? Olayda toplumsal bir yön var mıdır?Olayda çatışma unsuru var mı?Olayda bilimsel, tıbbi, ekolojik vb. bilgiler ve yenilikler var mı?
Halkla ilişkiler yazarları, yazılı basında veya radyo ve televizyonda etkili, olumlu bir sunuşla ürünleri, hizmetleri veya firmaları ile ilgili olarak önemli haberlerle (haber değeri olan) firmaya veya ürünlerine olan talebi özendirmeye, firmanın imajına olumlu katkı sağlamaya çalışırlar.Halkla ilişkiler uzmanları, hizmet verdikleri kurumun eylemlerinin haber değeri taşıyıp taşımadığı konusunda objektif davranmalıdırlar. Ancak bu şekilde objektif davrananlar medyadaki editörleri ikna etme becerisini gösterebilirler Halkla ilişkiler yazarı basın bülteni yazarken girişte 5 N 1 K Kuralını uygulayarak haberin özetini verir. Bültenin devamında ise, haberin içeriğini oluşturan konularda ilgiye göre azalan bir sıra izleyerek ters piramit yöntemini kullanır. Halkla ilişkiler yazarı yazdığı haber değeri taşıyan bültende okuyucunun dikkatini çekerek, haberin sonuna kadar okunmasını amaçlar. Bunun için de editörün haberi sondan keserek kısaltacağını düşünerek en önemli konuyu bültenin başına yerleştirerek özetler. Kuşkusuz haberinizin daha çok etki yaratmasını ve daha çok okunmasını istersiniz değil mi? Bunun için giriş, gelişme ve sonuç şeklinde yazılmamalısınız. En önemli noktaları bültenin başına yerleştirin. Sonuna geldiğinizde özetlemeyin. Çünkü editörler yazıları sondan keserler. Eğer yazınız çok uzunsa sonundan keserler ve en önemli noktanızı sona saklarsanız, bülteninizin basılma olasılığı ortadan kalkacaktır. İşte bu nedenle halkla ilişkiler yazarının en çok kullandığı haber yazım tekniği ters piramit kuralıdır. Basın bültenini yazarken girişte 5 N 1 Kuralı ve haberin devamında ise Ters Piramit Kuralı kullanılarak yazmanın yanı sıra kuşkusuz bazı önemli konulara da dikkat edilmesi gerekir.
Basın bülteni yazarken içerik, üslup ve biçim açısından tüm bu noktalara dikkat etmenin yanı sıra, cümlelerinizi ve paragraflarınızı mümkün olduğunca kısa tutmaya özen gösterin. Virgül yerine nokta koyun. Noktalama işaretlerini basit ve mümkün olduğunca az tutun. Bunun yapılmasının sebebi ise, okuyucuların uzun cümlelerin sonuna gelme ihtimalinin daha az olması ve her noktalama işaretinin onların konsantrasyonunu dağıtması ve başka konulara yönlendirmesidir. Basın Bülteni türlerini;Tek Sayfalık Basın Bültenler- Destekleyici Bilgi İçeren Basın Bültenleri-Özet Eklenmiş Teknik BültenlerKonuşma veya Rapor Metinlerini Destekleyen Özetleyici Basın Bültenleri-Açıklayıcı Ek Fotoğraf Altı BilgisiKısa Duyurular olarak sıralayabiliriz. Radyo ve televizyon için hazırlanan bültenler, yazılı basın için hazırlananlar ile benzer olmanın yanı sıra bazı farklılıklar gösterirler. Çünkü bunlar yazılı basından daha hızlı ve anlık yayınlardır. Olayları anında veya çok kısa bir süre sonra duyurabilme özelliğine sahiptirler. Radyoya gönderilen bültenler haber değeri taşımasının yanı sıra kısa (30-60 sn) anlaşılır ve konuşma dilinde yazılmış olmalı. Mesaj cümlenin ikinci yarısında verilmeli. Aynı zamanda noktalama işaretlerine dikkat ederek kısaltmalar parantez içerisinde açıklanmalı ve rakamlar da parantez içerisinde yazıyla verilmeli. Televizyon için hazırlanan bültenler görselliğe önem verilerek hazırlanmalı. Görüntüye hareketlilik getirilerek (fotoğraf, ses, müzik vb ile) akışa çekicilik kazandırılmalı. Profesyonellerin hazırladığı görüntüler metinle uyum sağlamalı ve her sahnenin süresi belirtilmeli. Basın bültenleriyle birlikte gönderilen fotoğraflar, habere görsel açıdan katkı sağlayarak metne canlılık kazandırırlar. Halkla ilişkiler yazarı fotoğrafı iyi değerlendirirse metnin okunabilirlik payı artar. Fotoğrafın kullanımının halkla ilişkiler için çok etkili bir araca dönüşmesi için, kitle veya yayın stili göz önüne alınarak çekim esnasında yaratıcı fikirlerin geliştirilmesi gerekir. İnfografikler, çizimler yoluyla karmaşık olaylara yönelik sunulan bilgiler ve açıklamalardır. İnfografikler karmaşık olayların bir bakışta anlaşılmasını sağlayarak metinleri destekler. Aynı zamanda dilsel açıdan güçlükle formüle edilebilecek bilgileri, okunabilir çizgilerle aktarırlar.
Makale, belirli bir konuda açıklayıcı, bilgilendirici, inandırıcı nitelikler taşıyan, ele alınan konunun düzeyli bir biçimde ayrıntıları ile incelendiği, kanıtlar ya da belgeler ile desteklendiği, bilimsel üslupla kaleme alınan düşünce yazılarıdır.
Makaleler işlendiği konuya göre siyasal, toplumsal, kültürel, sanatsal, bilimsel, ekonomik konularda yazılabileceği gibi, askeri, diplomatik, sağlık, doğa, spor, mühendislik, eğitim gibi uzmanlık alanlarında da yazılabilir. Halkla ilişkiler etkinliği çerçevesinde yazılan makalede, temsil edilen şirket, kurum ya da kuruluşun bir hizmetinin, ürününün ya da çalışmasının tanıtımını yapmak, bu yönde kamuoyunun dikkatini çekmek, gündem oluşturmak ve o ürün, hizmet ya da çalışmalara yönelik sosyal saygınlığı artırmak amaçlanmaktadır. Basın makaleleri günlük bir gazeteye, haftalık ya da aylık bir haber dergisine yönelik olarak hazırlanabileceği gibi, özel ilgi alanlarına yönelik, seçkin ya da sınırlı sayıda bir kitleye yönelik yayımlanmakta olan dergiler için de hazırlanabilir. Moda, doğa, sağlık, dekorasyon, ev, makyaj, cinsellik, gençlik, gezi, literatür, iş dünyası dergileri bunlara örnektir. Burada önemli olan, makalenin yayınlanacağı dergi ya da gazetenin niteliğini ve hedef kitlesini iyi bilmek gerekliliğidir. Bir halkla ilişkiler çalışması olarak hazırlanan basın makaleleri içerik açısından da çeşitlilik gösterebilir. Bunları şöyle sıralamak mümkündür:
Bilinen Bir Sorun Hakkında İşletmenin / Organizasyonun Tutumuyla İlgili Bilgi Aktaran Makaleler Araştırma İnceleme MakaleleriÜrün veya Hizmeti Kullananlara Sağladığı Yararları Konu Alan MakalelerYapılan Araştırmadan Sonra Bir Ürünü Öne Çıkartmaya Yönelik MakalelerBir Sorunu ve Nasıl Çözüldüğünü Tarihsel Kaynaklara Dayanarak Anlatan Makaleler Biyografi İçerikli MakalelerBir Tarihsel Süreci Aktaran Makaleler
Basın Makalesinin temel hedefi, ileri sürülen görüşe yönelik ikna edici ve güveni artırıcı dayanaklar ortaya koyarak, okurları, savunulan düşünce konusunda ikna etmek, etkilemek ve bilgi sahibi kılmaktır. Basın makalesini kaleme alan ister halkla ilişkiler birim ya da şirketinin bir yöneticisi ya da çalışanı olsun, ister temsil edilen kurum ya da kuruluşun bir uzmanı olsun, makalenin mutlaka belirli nitelikli taşıması gerekmektedir.Basın Makalesinin Niteliklerin ilgili düğmeye tıklayarak görebilirsiniz. Bir makalede üç ana bölüm vardır: Bunlar, diğer yazı türlerinde de olduğu gibi giriş , gelişme ve sonuç bölümleridir. Makalenin bitiminde ayrıca, yararlanılan kaynakların belirtildiği “kaynakça”da yer alır. Kaynakça’da yalnız yararlanılan kaynaklar değil, ilgilenenlere daha fazla yardımcı olmak amacıyla, konuyla ilgili yayınlara da yer verilebilir.Makalede, ara başlıklara, spotlara (önemli ve ilginç özet cümlecikleri), grafiklere ve hatta resim ya da fotoğraflara da yer verilebilir. Bunlar, makaleyi rutin bir yazı olmaktan kurtaracağı gibi okunurluk ve etki gücünü de artıran birer faktördür. Makalenin bütününde gereksiz tekrarlardan özenle kaçınılmalı, okurun elde edeceği yarar ve makalenin okurda yaratacağı inanç ve güven gözetilmelidir. Haber mektubu, halkla ilişkiler birimleri ya da yetkili kılınmış bir ekip tarafından, bir işletme, organizasyon, kurum ya da kuruluşun çalışmaları, ürünleri, hizmetleri ve etkinlikleri hakkında, tüketicilere, kamuoyuna ya da kurum içi iletişimin sağlanması amacıyla çalışanlarına yönelik bilgilendirme amaçlı hazırlanan ve dağıtılan yazılı metinlerdir.Haber mektupları, bu isimle anıldığı gibi, kimi zaman haber bültenleri ya da basın bültenleri adı ile de anılmaktadır. Düzenli aralıklarla (periyodik) hazırlanabilmesinin yanısıra yalnızca gerek duyulduğu, önemli bir ürünün ya da hizmetin piyasaya sunulduğu dönemlerde basını ve dolayısıyla kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik de hazırlanabilir.
Haber mektupları birden fazla çoğaltılıp, bir organizasyon, kurum ya da kuruluş içinde çalışanlar, yönetenler ve o kurum ya da kuruluşla ilgili kişilere organizasyon içi iletişimin ve dayanışmanın sağlanması amacıyla dağıtılabilir. Ayrıca, bir kuruluş ürettiği ürünleri satın alan tüketicilere ürünlerini ya da ürün türlerini tanıtmak amacıyla da bu bültenleri kullanabilir.
Haber mektupları, kamuoyuna ulaşmak için, medya kuruluşlarına, haber mektubunda yer verilen konulardan herhangi birini haber olarak yayınlamaları amacıyla gönderilir.
Kurum ya da kuruluş içi haberleşmenin sağlanması, çalışanların birbirinden ve çalıştıkları iş yerindeki etkinlik ve gelişmelerden haberdar olmaları amacıyla hazırlanması durumunda, kimi zaman fotokopi ya da diğer baskı yöntemleri ile çoğaltılıp çalışanlara elden dağıtılabilmesinin yanı sıra, iş yerinin ilan tahtalarına, duvar panolarına da asılabilir. Haber mektupları, basın aracılığıyla tüketiciyi haberdar etmeye yönelik bir içerik taşıyabileceği gibi, doğrudan kurum içinden haberlere yer verilmiş, o iş yeri, kurum ya da kuruluş çalışanları, üyeleri, ortakları ya da hissedarları için hazırlanmış geniş çaplı bir içeriğe de sahip olabilir.
Haber mektupları, kurum içi hedef kitleye veya kurum dışı çevrelere yönelik olabilir. Kurum içine yönelik bulunan “işgören haber mektupları”nın içeriğinde kurum çalışanlarının aidiyet duygusunu hissedebilecekleri ve içinde bulundukları yapıya ilişkin gelişmelerden bilgi sahibi olabilecekleri her tür unsura yer verilmelidir. Örgüt içine ya da dışına yönelik haber mektuplarında, örgüte ilişkin haberlere de yer verilmelidir. Bu haberler de gerek örgüt içinde ve gerekse örgüt dışında ilgi görebilmektedir. Haber mektupları, kamuoyunu bilgilendirme ve iş yeri hakkında dolaylı tanıtımın sağlanması amacıyla medya kuruluşlarına da gönderilebilir. Medya kuruluşlarına ulaştığında haber mektuplarının yayınlanması konusunda kesinlik bulunmamaktadır. Zira editörlerin önünde, aynı amaç ve yöntemle pek çok işletme, kurum ve kuruluştan gönderilmiş haber mektubu kamuoyuna ulaştırılmak üzere beklemektedir.
Editörler gelen haber mektubunun içeriğinde yer verilen konuları ya da bilgileri yayımlanabilecek kadar ilginç bulursa yayınlanmak üzere ayırır. Haber mektuplarının etkin olabilmesi, yayımlanma şansı bulabilmesi ve beklenen amaca ulaşılabilmesi için içeriğinin de önemli biçimsel özelliklere sahip olması gerekmektedir. Röportaj; gazete, dergi, radyo ya da televizyonda yayınlanmak üzere, bir popüler kişilikle, bir işletmenin önemli kabul edilen yetkilisiyle, konusunun uzmanı biriyle ya da yaşanan bir ortamı okura aktarmaya yönelik, içeriğinde haber özelliği taşıyan, bilgilendirmeye ve araştırmaya dayalı geniş kapsamlı bir yazı ya da program türüdür.Röportaj, bir kişi ile yapılabileceği gibi, bir mekan, bir durum, bir yöre, bölge, bir kurum, kuruluş ya da işletme ile oranın yaşamı, özellikleri, kültürü, işleyiş biçimi, tarihi, çalışmaları, ürün ya da hizmetlerini tanıtmaya yönelik de yapılabilir.
Röportajda, haber verme / bilgilendirmenin yanı sıra, okurlara genel bir bakış açısı, bir görüş kazandırma ve daha iyi tanıma / anlamanın sağlanması amaçlanır. Röportaj öznellik üzerine kuruludur. Genel olarak yaşananları, gerçekleri, olayları öznel bir çerçevede, örneğin bir kurumun ya da bir kişinin özelinde anlatır.Gündelik dilde sık sık karıştırılsa da röportaj ve söyleşi birbirinden farklı kavramlardır. Söyleşi, karşılıklı konuşma, görüşme ve mülakat yapmak olarak tanımlanır. Röportaj ise, konuşmaları aktarmanın yanısıra ortam, mekan tanımlamalarına ve gazetecinin izlenimlerine de yer verir. Geniş zamana yayılarak derlenip toplanmış, yazınsal ya da görsel röportajların yanısıra, oldukça ani gerçekleşen bir olayın hemen ardından belirli bir tarihsel ya da olayın gelişme sırasına göre aktarılan röportajlar da bulunmaktadır. Röportajlar halkla ilişkiler etkinliğinin önemli unsurlarından biridir. Halkla ilişkiler birim ya da şirketlerinin yöneticileri ya da onların saptadığı bir uzman tarafından bir röportaj gerçekleştirilebileceği gibi, temsil edilen şirket, kurum ya da kuruluşun bir uzmanı tarafından da halkla ilişkiler etkinliği çerçevesinde röportaj gerçekleştirilebilir.
Halkla ilişkiler etkinliği çerçevesinde gerçekleştirilen röportajda, temsil edilen işletme, kurum ya da kuruluşun bir hizmetinin, yeni ya da klasikleşmiş bir ürününün, gerçekleştirdiği çalışmaların, topluma katkısının, kurum ya da işletme kültürünün ve yaşam alanının tanıtımı yapılabilir. Böylelikle, kamuoyunun dikkati bu ürün, marka, hizmet, çalışma, yönetici kişilik ya da bir bütün olarak o işletme ya da kurumun üzerine çekilerek, pozitif bir görünüm, sosyal saygınlık, kamuoyunda daha etkin ve kalıcı tanınma sağlanmış olur.
Röportaj oldukça güçlü, önemli, etkili ve ilgi çeken bir yazı ve program türüdür. Röportajı diğer yazı ya da program türlerinden ayıran, etkili ve üstün kılan unsur, taşıdığı niteliklerdir. Canlı, coşkulu, sürükleyici, ayrıntılı, heyecan verici, etkileyici bir anlatım ve görsel unsurlar taşıması bu niteliklerinden bazılarıdır. Röportaj doğrudan olaya katılımı, ortamı, mekanı, kişiyi yaşamayı gerektirir. Dikkatle gözlemlemek, doğrudan bilgiye bizzat ulaşmak, özgün izlenimleri dolaysız, katıksız ama yalın, doğru ve etkileyici bir dil ile anlatmak, öznellik sınırları içinde kalmaya özen göstermek, röportaj tekniğinin en belirgin biçimsel özelliklerindendir.Subjektiflik, öznel görüşlerin genellenmeden ortaya dökülmesi değildir. Öznellik, yazarın röportajında kullanmak üzere bizzat yaşadığı olaylardan yaptığı bir derlemedir. Birinci tekil şahıs yani “ben” anlatımı kullanılır. Ancak, kimi yayın organlarında, kimi zaman “ben” sözcüğünün kullanılmasına bile izin verilmemektedir.
Röportajda ilk cümle çok önemlidir. Giriş okuru ya da izleyiciyi büyüleyebilmelidir. Röportaj ilk tümceden itibaren anlatmaya başlar ve tüm metnin yapısına hakim tınıyı iletir. İlk cümlenin sesi her şeye rağmen fazla yüksek çıkmamalıdır. Zira hemen çığlıkla başlayan bir kişi sesini sonradan daha fazla yükseltemez, öyküye, gerçeklere ve hakkında yazı yazdığı kişilere karşı adil davranmalıdır. Başlangıç için, şaşırtcı bir cümle, olayların kronolojik sıralaması ya da A’dan B’ye giden bir farklı yol; anlatmanın verdiği haz ve istekle soyut tanımlamalardan, grift cümlelerden ve anlaşılması zor sözcüklerden kaçınmak yeterlidir.
Röportaj bir kişi ya da birden çok kişi ile yapılabildiği gibi bir yer, bir kurum, bir yöre, bir kuruluş, bir tarihsel sürece ilişkin de gerçekleştirilebilinir. Bu nedenle içeriğinden yola çıkarak kendi içinde birden fazla türde röportaj bulunmaktadır.
Röportaj türlerini şöyle sıralamak mümkündür:
Tamamen bir haberden yola çıkarak, onu daha derinlemesine ele alarak, tüm yönleriyle inceleyen haber röportajlar.
Kişileri, onların duygu, düşünce, çalışma ve yaşamlarını konu alan röportajlar. Biyografik röportajları da bu kategoriye almak mümkündür.
Çeşitli eşyaları, ürünleri, hizmetleri konu alan röportajlar.
Bir mekanı, ortamı, işletmeyi, kurumu, kuruluşu, bunların çalışmalarını, ürünlerini, hizmet lerini, sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel yaşama katkılarını konu alan röportajlar.
Yöresel, kentsel ya da bölgesel düzeyde sınırlı bir konuyu, yaşanan bir sorunu, bir tartışma konusunu, oradaki yeni bir gelişmeyi konu alan röportajlar.
Olaylar, sorunlar ya da yaşanan gerçeklere ilişkin açıklayıcı, yorumlayıcı röportajlar.
Tarihsel bir olayı, kişiliği ya da unsuru konu alan röportajlar.
Yaşanan ilgi çekici bir macerayı, kişisel bir serüveni konu alan röportajlar.
5.ünite:
İçeriği halkla ilişkiler uzmanlarının kontrolünde olan basılı iletişim araçlarından, broşür, basın kiti, kitap, el kitapları ve kurumsal gazeteler ve dergiler, hem kurum içinde çalışanlara, hem de kurum dışında yer alan kişi ve kuruluşlara iletilir. Amaç, kurumu iç ve dış çevreye tanıtmaktır. Yazılı materyalin ifadeleri yansıtan bir fikre, açık, kolay bir anlatıma sahip olması önemlidir. Broşürler, özel bir konu ile ilgili açıklama yapma ya da geniş kitlelere bir şeyler açıklama ihtiyacı hissedildiğinde kullanılır. Broşürler, konu ile ilgili hemen hemen gerekli tüm ayrıntıları içerebilir, amaç okuyucuya bilgi vermektir. Broşür yazmaya başlamadan önce verilmesi gereken kararlar sekiz maddeli bir formülü kapsar. Bu maddeler şöyle sıralanabilir: Hedef Kitleyi Tanıyın, Formatı Belirleyin, Broşürünüzün Nasıl Kullanılacağını Öğrenin, Uzunluğuna Karar Verin, Bütün Yapılacakları Yapın, Hangi Sütunda Neyin Yer Alacağına Karar Verin, Girintili Kısa Paragraflar Kullanın, Metni Tamamlayın. Broşür yazmaya başlamadan önce alınan kararlar doğrultusunda broşür yazım aşamasına geçilir. Broşürün yazımı aşamasında dikkat edilmesi gereken noktalar şunlardır: Konsept, Geçerlik, Yazım ve Yazım Formatı. Basın kiti, bir klasör içine konmuş çok sayıda materyalden oluşur. Halkla ilişkiler amaçlı üretilir, ürün gösterimleri ya da basın toplantılarında dağıtılırlar. Kapağında, kurum ya da ürünü, kitin amacını yansıtan bir izlenim bulunur. Halkla ilişkilerde etkin olarak kullanılan araçlardan biri de kitaplardır. Kurumların bilgi toplama ve bilgiyi yayma amaçlı eylemlerinde kullanılırlar. Kurumların kuruluş yıldönümlerinde, kuruluşun tarihçesini ve kurucularını anlatan, kuruluşun sunduğu ürün ve hizmetleri tanıtan yazılardan oluşabilirler. El kitapları, kurum ya da ürünle ilgili konular ,yeni projeler ,karşılaşılan sorunlara yönelik bilgilerin bulunduğu, resimden çok yazıya ağırlık verilen yayınlardır. Eğer el kitapları kurum içine yönelik olarak hazırlanıyorsa amaç, kuruluşa yeni başlayan personele kuruluşu bütün yönleriyle tanıtmak, yeni başlayan çalışanların hak ve sorumluluklarını göstermek olacaktır. Halkla ilişkilerde bilgi aktarma ve kurumu tanıtma amaçlı kullanılan araçlardan biri de gazetelerdir. Gazeteler, başta kurum çalışanları olmak üzere, kurumun ilişki içinde olduğu kişi ve kuruluşlara ücretsiz olarak dağıtılır. Gazetelerde yer alan konular, kurumun, ekonomik, sosyal, teknik yapısı, yatırımları ve son gelişmeleri kapsar. Çalışma koşulları, doğum, ölüm, işe yeni giren ve çıkanlar, mutlu günler gibi kişisel haberlerin yanı sıra çeşitli röportajlar da yer alır. Gazeteler biçimsel olarak günlük gazete görünümündedirler. Yayımlanmaları kolay ve dergiye göre daha ekonomiktir. Dergiler, çalışanları ilgilendiren konuları, metinle, fotoğrafla ve illüstrasyonlarla vermektedir. Kurumsal dergilerin gücü bu özelliklerinden kaynaklanmaktadır. Dergiler, kolay okunabilir olmalı ve ilgili olmayan çalışanların bile dikkatini çekebilmelidir. Dergilerin daha kaliteli oluşu, daha uzun ömürlü olmalarına sebep olmaktadır.
6.ünite:
El ilanı, tek sayfalı genellikle zarf boyutunda, sayfanın tek yüzü ya da her iki yüzünün de kullanıldığı kağıtlardır. Pankartlardan daha küçük kağıtlara basılan el ilanları, daha çok reklam amacıyla kullanılır. El ilanları bilgiyi yaymanın en hızlı yoludur.
Geniş kitlelere yollanan standart mektuplara doğrudan postalama adı verilir. Doğrudan postalama, mektup, broşür, geri dönüş kartları ya da zarfları ile posta yoluyla siparişi de kapsayabilen bir yelpazeye benzetilebilir. Yıllık raporlar, halkla ilişkiler bölümü ya da halkla ilişkiler hizmeti alınan şirketin hazırlaması gereken çok önemli bir iletişim aracıdır. Aynı zamanda yıllık raporlar, kurumun ortaklarıyla finansal çevrelerde gerçekleştirdiği en pahalı yazılı sözleşmedir. Halkla ilişkilerde kullanılan basılı araçlardan bir diğeri de davetiyelerdir. Genellikle parşömen, deri, porselen, cam, ahşap veya iyi cins kartona yazılırlar. Hatırlatma notları, kısa, bilgi verici veya hatırlatıcı notlardır. Genellikle kurum içi iletişimde kullanılırlar fakat zaman zaman dış hedef kitleye ulaşmak için de yararlanılır.
7.ünite:
Halkla ilişkiler uygulamaları ve faaliyetleri arasında önemli bir araç olan reklamcılık, ikna edici iletişim biçimi olarak çok önemli üstünlüklere sahiptir. Reklamlar, işletmelerin pazarlama çalışmalarında yüksek maliyeti ve etkisi nedeniyle çok önemli karar alanlarından birini oluşturur.
Çağdaş pazarlamada önemli bir yeri olan reklam, kitle iletişim araçlarında yer ve zaman satın alınarak gerçekleştirilen iletişim çalışmalarıdır. Kitle iletişim araçlarından yer ve zaman satın alınması boyutuyla reklam, halkla ilişkiler ve duyurum çalışmalarından ayrılmaktadır. Bu özelliği ile duyurum çalışmalarına göre çok önemli bir üstünlüğe sahiptir. Bu üstünlük, reklamlarda mesaj denetiminin tam olarak reklamverende olmasıdır. İkna, bir kimsenin diğerini bilinçli bir niyetle çeşitli iletişim unsurlarını kullanarak istenilen yönde etkileme ve yönlendirmesidir. İkna mesajları, hedef aldığı kişileri arzulanan eyleme güdülerken, inançlarını, fikirlerini, tutumlarını, kanılarını ve duygu yapılarını etkileme amacını taşır. Halkla ilişkiler ve reklam gibi ikna edici iletişim biçimlerinin temel amacı tutum, düşünce ve davranış değişikliği yaratmaktır.
Reklamcılık kitle iletişim araçları aracılığıyla iletişim hedeflerine ulaşma çabasındadır. Bu nedenle kitle iletişim araçları, reklam özelindeki iletişim sürecinde temel kanallar ya da reklam ortamları olarak karşımıza çıkar. Reklam ortamı, reklam mesajını veren ile alanın buluştuğu yerdir. Reklam mesajının hedef kitleye ulaşması etkinin gerçekleşmesinde en önemli etkendir. Bu nedenle reklam hedeflerinin belirlenmesi etkilenmek istenen hedef kitlenin analizinin ardından kullanılacak araçların seçilmesi gerekir.
Halkla ilişkiler reklamların kullanılma biçimleri ve amaçları temelde şu noktalarda karşımıza çıkar.
Kurumsal imaj geliştirmek.
Kriz dönemi stratejilerinde kamuoyuna kurumun görüş ve düşüncelerini iletmek.
Açılış, yıldönümü vb. kutlamalara ilişkin duyuru.
Sosyal sorumluluk ya da benzeri bir konuda kurumun rolünü açıklamak.
Halkla ilişkilerde en sık karşılaşılan reklam kullanım biçimi kurumsal imaj reklamlarıdır. İmaj, bir dizi bilgilenme süreci sonucunda oluşan imge olarak tanımlanabilir. Kurum imajı tüketiciler başta olmak üzere tüm etkileşim gruplarının zihninde çağrışımlara bağlı olarak kurum hakkında yansıtılan algılamalardan oluşur. Kurumsal reklamcılığın temel hedefi de kurumsal imajın geliştirilmesi ve zenginleştirilmesi olarak ifade edilebilir. Reklamda yaratıcı strateji neyin nasıl söyleneceği ile ilgili temel karar alanlarını içerir. Reklamların etkili hedeflere uygun ve etkili olmasında yaratıcı strateji geliştirme süreci son derece önemlidir.
Reklamın amacı ve çözülmesi istenen iletişim sorunu yaratıcı stratejinin geliştirilmesinde dikkate alınacak en önemli noktadır. Reklam amaçları, reklamla çözülecek sorun, daha önce değinilen amaçlarla birlikte analiz edilmelidir. Reklam hedefleri, soruna yönelik olarak düşünülür. Örneğin, kurumsal imaja dair yeni görsel kimlik değişiminin müşterilere ve ilgili çevrelere benimsetilmesi sorununda hedef, yeni görsel kimliklerin hedeflenen kitlede tanınması olacaktır. Halkla ilişkiler uygulamacıları ya da uzmanlarının profesyonel reklam yazarları, ajanslar ile ilişkilerinin en temel noktası, kurum adına ajansın doğru ve sağlıklı bir şekilde yönlendirilmesi, bilgilendirilmesidir. Bu ön bilgi kurumun-markanın yaşadığı iletişim sorunun iyi analiz edilmesi, açık bir şekilde hedeflere bağlı olarak tanımlanması ile başlar.
İletişim sorunu ve reklam hedefine bağlı olarak reklam mesajının geliştirilmesinde kimi analizler ve kararların verilmesi gerekir. Bu analizler ve kararlar, reklam metin yazarlığı açısından marka-ürün reklamları ile benzerlik taşır. Reklam metni, yaratıcı stratejisinin uygulamaya dönüştürülmesi, hedef kitleye belli bir medyada sunulan ve reklam fikrinin sözcüklerle, görüntülerle anlatılmasıdır. Basılı bir medyada yayınlanacak reklamlar için bu ögeler şu başlıklar altında toplanabilir.Başlık
Ana Metin
Kapatış
Reklamveren adı, logo, slogan
Reklam mesajlarının hedeflenen kitlelere doğrudan ulaştırılma olanağı sağlayan reklam araçlarından bir tanesi de açıkhava reklamlarıdır. Açıkhava reklamcılığı, bedeli ödenerek kiralanan yerlerde sergilenen billboardlar ile bedelsiz olarak çeşitli mekanlara dağıtılan afişleri içerirReklam medyası olarak sınıflandırılan gazete/dergilerin ve afişlerin hedef kitlede umulan etkiyi gerçekleştirmesinde sözcükler kadar önemli bir diğer unsur görselliktir. Görsellik, metni tamamlayan görsel unsurla birlikte reklamın genel tasarımını içerir.
Basılı reklam tasarımına ilişkin olarak söz edilmesi gereken noktalar arasında, reklam metni ve görselliğin birbirini tamamlayıcı nitelikte olması önem taşımaktadır. Bununla birlikte sözcüklerin ve diğer metin ögelerinin okunabilirliğini, metnin mesajının tam olarak okuyucular tarafından anlaşılması gerekmektedir.
Hareketli ve sesli mesaj iletme olanağına sahip televizyon, sinema ve video yapımları iletişim açısından görme ve işitme duyularını harekete geçirici niteliktedir. İletişim mesajlarının alıcılara ulaşmasında göz (%70) ve kulak (%30) son derece önemli bir role sahiptir. Görme duyusunun bu gücü nedeniyle mesajların taşınmasında görüntüler ana kaynak iken ses öğesi de destekleyici bir role sahiptir.
Reklam filminde hedef kitleye iletilmesi istenen mesajla birlikte, televizyon medyasının özelliklerine uyarlanmış bir fikir geliştirilmesi gerekmektedir. Mesajların kışkırtıcı bir şekilde sunulması hemen her reklam işinin vazgeçilmez koşuludur. Diğer yandan televizyonun izlenme koşullarını düşünerek, sesi kapatıldığında da , göremediğimizde de mesajı ileten bir film yapmak için görsel, işitsel öğelerin çok iyi düzenlenmesi gerekmektedir. Tanıtım filmleri, kurumların geçmişi, mevcut durumu (teknolojisi, ürünleri, yeterlilikleri vb), temel niteliklerini ifade etme amacı taşıyan etkili bir sunum aracıdır. Bu filmler, kuruma ilişkin söz gelimi bir açılış töreni öncesi gösterileceği gibi, çeşitli fuar standlarında kullanabilmektedir.
Tanıtım filmlerinin televizyon reklam filmlerinden temel farkları şunlardır:
Tanıtım filmleri televizyon kanallarında yayınlanmazlar.
Süreleri televizyon reklam filmlerine göre daha uzun olmaktadır.
Bilgisel içeriği televizyon reklam filmine göre daha yoğundur.
Kurumu tüm yönleriyle tanıtma amacı taşırlar.
8.ünite:
Etkili bir sunuş yapmanın doğuştan gelen bir yetenek olduğu ve öğretilemeyeceğine ilişkin bir inancınız olabilir. Ama bu inanç yanlıştır! Eski Yunan döneminde bile bu inancın yanlış olduğuna ilişkin çalışmalar yer almaktadır. Örneğin Aristo, M.Ö. 350 yıllında yazdığı kitabında etkili bir sunuşun nasıl yapılabileceğine ilişkin ipuçları vermektedir. Heyecan, insanların kendilerini stres altında hissettikleri an ortaya çıkan doğal bir tepkidir. Stresi hissettiğimizde, psikolojik değişime bağlı olarak, mide bulantısı, baş dönmesi, terleme, ellerde ve bacaklarda kaşıntı, hızlı kalp atışı gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabilir.
Sunuş yapmak da genelde strese neden olur. Sunuş öncesinde ve süresince yukarıda sıraladıklarımıza benzer rahatsızlıklarınız ortaya çıkıyorsa, merak etmeyin, vücudunuz normal tepki veriyor demektir. Eğer bunlardan hiçbiri oluşmuyorsa, milyonda bir görülen şanslı kişilerden birisiniz anlamına gelmektedir. Hemen tüm insanlar sunuş öncesinde o ya da bu şiddette heyecanlanır. Hatta küçük bir grupta 'kendinizi gruba tanıtın' gibi küçük bir istek bile heyecanlanmaya neden olabilir. Önemli olan heyecanımızı kontrol ederek, onu sunuşun daha canlı geçmesi yönünde kullanmaktır.
Sunuş öncesinde ve sırasında oluşabilecek heyecanı kontrol edebilmek ya da yatışmasını sağlamak için uygulayabileceğimiz bazı teknikler bulunmaktadır. Nereye gideceğinizi ya da ne yapacağınızı planlamadan evden ayrılır mısınız? Kimin, sahanın neresinde oynayacağını, nasıl bir taktik izleyeceğinizi planlamadan futbol maçına başlar mısınız? Ne giyeceğinizi, nasıl gideceğinizi planlamadan apar topar çok yakın bir arkadaşınızın ya da akrabanızın düğününe gider misiniz?
Herhalde, özel durumlar dışında, çoğumuz için bu tür soruların cevabı tek kelime ile 'hayır'dır. Benzer biçimde, sunuşları da planlama yapmadan gerçekleştirmeyiz.
Planlama, sunuşa hazırlık sürecinin önemli bir aşamasıdır. Planlama aşamasında dört temel soruya cevap ararız. Bunlar:
1. Kime sunuş yapacağım?
2. Neden bu sunuşu yapacağım?
3. Neyi sunacağım?
4. Nasıl sunacağım? olarak sıralanabilir.
Bir sunuşu planlarken öncelikle dinleyici olarak katılacakları tanımaya çalışırız. Dinleyicileri ve özelliklerini tanımak neyi, neden, nasıl anlatmamız gerektiği konusunda bize ipuçları verir.
Dinleyicilerimizi tanıma sürecinde aşağıdaki dört farklı alana ilişkin bilgi toplamaya çalışırız.
Degerler-gereksınımler-sınırlılıklar-özellikler
Konuyu ne kadar iyi bilirsek bilelim, eğer düşüncelerimizi bir düzene koymadan sunuşa başlarsak kendimize güvenimiz azalır, enerjimizi sunuşa odaklayamayız ve heyecanlanabiliriz. Düşüncelerimizi ya da aktarmak istediğimiz içeriği düzenleyebilmek için farklı teknikler kullanabilirizZihnimizin görsellerle çalıştığını biliyor muydunuz? Örneğin, kalem sözcüğünü işittiğimizde, ya o an elimizde tuttuğumuz ya da bizde iz bırakmış –örneğin üniversite sınavına girişte kullandığımız, bir arkadaşımızın hediye ettiği gibi- bir kalemin şekli zihnimizde oluşur. Zihnimizin görsellerle çalışıyor olması, sunuşumuzda aktarmak istediğimiz düşünceleri dinleyicilerin daha kolay algılayabilmesi için görsel materyallerden yararlanmayı gerektirmektedir.Görsel materyalleri temelde sözel açıklamalarımızı desteklemek, pekiştirmek ve görselleştirmek; dinleyicilerin dikkatini önemli bir noktaya odaklamak ve ilgi çekmekiçin kullanırız. Görsel materyaller, tahta ya da panoya asılan basit bir çizimler, saydam, dia, elektronik görüntü ve videodaki hareketli görüntülerdir. Sunuşlarda daha önceki yıllarda daha çok tepegöz cihazı ve saydamlar, son yıllarda ise bilgisayar ve veri/görüntü yansıtıcı yardımıyla elektronik görüntüler kullanılmaktadır.
Bilgisayar yazılımları (örneğin MS PowerPoint) yardımıyla aktarmak istediğimiz sayısal verileri ilgi çekici tablolar ve grafikler haline dönüştürebiliyoruz. Hazır resimleri ya da çizimleri kullanarak kavram ve açıklamaları görselleştirebiliyoruz. Özetle bilgisayar yazılımları aktarmak istediklerimizi, tablo ya da grafik, yazılı ifade,resim ve çizim biçimlerinde elektronik görüntüye dönüştürmemize ve sunmamıza yardımcı oluyor. Görsel materyalleri yaratırken dikkat edilecek temel kural basit ve sade (kısaca BvS) olmalarına dikkat etmektir. Bir görsel materyalde çok fazla bilgi aktarılmamalıdır. Aksi durumda dinleyiciler çok çabuk sıkılabilir ve dikkatleri dağılabilir. Görsel materyalleri yaratmak kadar bunları etkili kullanmak da sunuşumuzun başarısını etkileyebilir.
Slayt, tepegöz ya da data/video yansıtma cihazının sol tarafınızda ve dinleyicilere 45 dereceli bir açıyla yerleştirilmelerini sağlayın. Görsel yardımcı araçların yanında, dinleyicilere yüzünüz dönük olarak ayakta durun. İşaret etmek istediğiniz noktaları göstermek için bir tahta ya da lazer nokta (pointer) kullanabilirsiniz. Bunları sol elinizde tutun ve gösterirken olabildiğince dinleyicilerle göz temasını kaçırmayın.Sunuşun yapıldığı salonun tamamen aydınlatılmasını sağlayın. Ekrandaki görüntülerin net görülemediği durumlarda ekrana yakın olan ışıkları söndürebilirsiniz. Ancak karanlıkta kalmamalısınız. Benzer biçimde dinleyicilerin olduğu bölümün de aydınlık kalmasına dikkat edin.Tahta ya da çevirmeli yaprak (flipchart) üzerine yazı yazmanız gerekebilir. Yazı yazarken, sırtınız dinleyicilere dönük durumda konuşmayın. Yazdıktan sonra dinleyicilerle göz temasını kurup konuşmaya başlayın. Etkili bir sunuşu gerçekleştirmenin temel koşullarından biri de görünüm ve konuşma açısından olumlu bir izlenim yaratmaktır. Görünümünüz ile dinleyicilerde olumlu bir izlenim yaratabilmek için uyulması gereken ana kural aşırılığa kaçmamaktır. Odak noktası, giydikleriniz ya da taktıklarınız değil, siz olmalısınız. Bunun için sade desenleri, takıları ve renkleri seçmelisiniz. Görünüm kadar konuşma tarzınız da olumlu bir izlenim oluşturmada önemli bir etkendir. Sunuş sırasında dinleyicilerle kurduğunuz göz teması, sesinizin tonunu kontrol edişiniz, vücut ve yüz hareketleriniz etkili bir konuşmanın gerçekleştirilmesine yardımcı olur. Göz teması kurmada dikkat edilecek temel nokta, gözlerinizi dinleyiciler üzerine gezdirmemektir. Olabildiğince bir dinleyici üzerinde odaklanmalısınız. Böylece, dinleyicinin sunuşa katılımını ve sanki onunla birebir iletişim kuruyormuşsunuz izleniminin oluşmasını sağlayabilirsiniz. Öte yandan, odaklanma, dinleyiciyi rahatsız edecek kadar uzun olmamalıdır. Dinleyiciyi sunuşa katacak uzunlukta olmalıdır. Genellikle, her dinleyici ile üç saniye göz teması kurmak yeterli olacaktır. Dinleyicilerle göz teması kurmak için belirli bir sıra ya da yöntem izlemeyin. Aksi halde dinleyiciler kendilerine ne zaman bakacağınızı kestirebilir ve o anlar dışında dikkatlerini başka noktalara yoğunlaştırabilirler. Ayrıca bir sıra izlemek doğal olmayacağı için sunuşun etkililiğini azaltacaktır. Kalabalık gruplarda, dinleyicileri bölgelere ayırarak belirli aralıklarla bu bölgeler içindeki farklı bireylerle göz teması kurmaya çalışın. Dinleyicilerle aranızdaki uzaklık nedeniyle, göz teması kurduğunuz dinleyicinin etrafındaki dinleyiciler de kendilerine baktığınızı düşüneceklerdir. Ses tonumuzun doğal olması ve karşılıklı konuşma havası yaratması sunuşumuzun etkili olmasına katkı sağlayacaktır. Öte yandan, monoton bir ses, dikkatinin kolay dağılmasına yol açabilir. Monoton ses genellikle heyecana bağlı olarak ortaya çıkan bir sorundur. Bu sorunu gidermek için heyecanı yenmek ile ilgili önerilen tekniklere başvurulması gerekir.
Normal konuşma hızından daha hızlı ya da yavaş konuşmak da sunuşun etkili olmasını engelleyebilir. Normal konuşma hızı dakikada 125 kelimedir. Ancak bazı insanlar doğuştan ya da heyecana bağlı olarak genellikle bu orandan daha hızlı konuşurlar. Konuşma hızınızı kontrol etmek için izlenebilecek bir yöntem, cümle sonlarında ara vermektir. Bu kısa aralar dinleyicilerin söylediklerinizi daha rahat algılamalarına yardımcı olacaktır. Ayrıca tüm dinleyicilerin sizi rahat duyabileceği ve rahatsız olmayacakları bir yükseklikte konuşmalısınız. Yüz ve vücut hareketleri de olumlu izlenimin oluşmasına yardımcı olur.
Yüz hareketlerinden (mimiklerden) yararlanılırken aşırıya kaçılmamasına ve doğallıktan uzaklaşılmamaya çalışılmalıdır. Konuşurken gülümsemek, kaşlarımızı çatmak gibi doğal mimikler kullanılabilir.
El ve kol hareketlerimiz de doğal ve aşırılıktan uzak olmalıdır. Aksi halde dinleyicilerin dikkati bu hareketlerde odaklanacak ve söyledikleriniz dinlenmeyecektir. Örneğin, ellerin, cepte olması, belin arka kısmında bağlanması, belin yan kısımlarına konması, ovuşturulması, kolların göğüs hizasında bağlanması gibi hareketler dikkatin dağılmasına yol açabilmektedir. Bunlardan kaçınılmalıdır.
Vücut hareketleri bir düşünceden başka bir düşünceye geçerken ya da belirli bir düşünce üzerinde vurgu yapılırken kullanıldığında daha etkili olmaktadır. Öte yandan, kaçınılması gereken bir başka hareket de vücut ağırlığının tek bacak üzerine yıkılmasıdır. Bir süre sonra bu bacak yorulacağı için ağırlık diğer bacak üzerine yıkılacak ve bu döngü devam edecektir. Bu durum dinleyicilerin dikkatini dağıtabilir. Vücut ağırlığı iki ayak üzerine dengeli dağıtılmalı ve dik durulmalıdır. Bir sunuşun etkili olmasına engel olabilecek etkenler genellikle düşüncelerin düzenlenmesi ve bunların aktarımına ilişkindir.
 

ylmzsngl

Forum Ahalisi
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
58
Tepkime puanı
1
Puanları
8
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Adana
paylaşım için teşekkürler.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst