dişlerin çürümesine neden olan etkenler…

canselen

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
278
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İzmir
İşte dişlerin çürümesine neden olan etkenler…


Diş Hekimi Mehmet Kazandı, kişilerin farkında olmadan yaptıkları hatalardan kurtularak daha sağlıklı dişlere sahip olabileceklerini söyledi.

1- Sürekli kahve molası gün boyu kahve, çay içme ve atıştırma alışkanlığı, ağızda asit salgılayan bakterileri aktive ederek bu bakterilerin diş yüzeyinde yaşamasına ve dişleri çürütmesine neden olur. Çay ve kahve şekersiz tüketilmeli ya da bu içeceklerin yerine süt ve süt ürünleri tercih edilmeli.

2- Sigara kullanımı Sigara içmek ağız kuruluğundan ağız kokusuna, dişlerin sararmasına hatta ağız kanserine kadar birçok hastalığa sebep olabilir.

3- Diş ipinin önemi Sadece diş fırçalamak ağız temizliğinde tek başına yeterli değildir. Diş fırçasının ulaşamadığı diş araları diş ipi kullanılarak temizlenebilir.

4- Diş fırçalama Ağız sağlığının en önemli bakımı dişleri fırçalamaktır. Dişler her yaşta, günde en az iki kez fırçalanmalıdır. Diş fırçası üç aylık periyotlarla yenilenmeli, dişler fırçalanırken fırça kuru olmalıdır.

5- Yemek dışında tüketilen tatlı tatlıların yemek öğünleri içerisinde tüketilmesi diş sağlığı için önemlidir.

6- Su ihtiyacı Yemek yedikten sonra diş için yapılacak en iyi şey su veya süt içmektir. Yemek sonrası içilen bir bardak su, yemek parçalarını ağızdan uzaklaştırır ve ağızdaki asidik ortamı nötrler. Ayrıca süt içmek dişte kalsiyum oluşumunu artırır.

7- Çiğnenemeyen tatlılar: Sakız, yapışkanlı tatlılar ve kuruyemişten mümkün olduğunca uzak durulmalı. Yenildiği takdirde ise dişlerden arınıdırma işlemi titizlikle yapılmalıdır.

8- Meyve ve sebzeden kaçmayın Meyve ve sebzelerin içerdiği vitaminler dişetleri için çok önemlidir. Ayrıca elma gibi sert meyve ve sebzelerin ısırılarak tüketilmesi, ön dişlerde mekanik temizliği sağlar.

9- Şekersiz sakızı tercih edin Sakız çiğnemek gibi bir alışkanlığınız varsa şekersiz sakızları tercih edin. Çünkü tükürük akışını hızlandırıp, ağzın temizlenmesine yardımcı olur.
 

canselen

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
278
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İzmir
Bruksizm (diş Gıcırdatma)

Sorunlar, acılar, öfkeler, kontrol altına alamadığımız duygular, uykularımızda bizi ele veriyor. Diş gıcırdatması, bu hallerin dışa vurulmasında en yaygın olanı...
Tıpta Bruksizm diye anılan diş gıcırdatma alışkanlığı psikolojik kökenli bir sorun. Tedavinin ihmal edilmesi halinde rahatsızlık, dişlerde ve çene eklemlerinde sorunlara neden oluyor.

İstanbul Üniversitesi (İÜ) Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mine Nayır, sorunlar, acılar, öfkeler ve kontrol altına alınamayan duyguların uykuda kendini ele verdiğini belirterek, tıpta Bruksizm diye anılan diş gıcırdatmasının, bu hallerin dışa vurulmasında en yaygını olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Nayır, diş gıcırdatmasının daha çok gece uykuda meydana geldiğine işaret ederek, şunları söyledi:

Artık bir yaşam biçimi haline gelmiş olan ekonomik ve sosyal sorunlar, bireysel hayatlarımızda yarattığımız bunalımlar, uykularımızda oranı gittikçe yükselen diş gıcırdatması halinde geri dönüyor. Sorunlar, acılar, öfkeler, kontrol altına alamadığımız duygular, uykularımızda bizi ele veriyor. Diş gıcırdatması, bu hallerin dışa vurulmasında en yaygın olanı.

İHMAL EDİLİYOR

Bunun bir alışkanlık halinde yerleşmesinden sonra değiştirilmesi çok zor bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Nayır, araştırmaların özellikle dişlerin bu rahatsızlığın kurbanı olduğunu gösterdiğini vurguladı.

Prof. Dr. Nayır, Tıpta bruksizm diye anılan diş gıcırdatma alışkanlığı, psikolojik kökenli bir sorun. Tedavi edilebilir bir durum olmasına rağmen, ihmal edilmesi halinde dişlerde ve çene eklemlerinde hayli sorunlara neden oluyor dedi.

Diş gıcırdatmanın fiziksel sıkıntı ve sorunların yanı sıra kişiyi psikolojik olarak etkileyebildiğini anlatan Prof. Dr. Mine Nayır, erken dönemde tedavinin önemine dikkati çekti. Splint veya gece plağı diye adlandırılan ve geceleri uyumadan önce dişlerin çiğneyici yüzeyleri üzerine geçirilen bir plakla tedavide başarılı sonuçlar elde edildiğini dile getiren Prof. Dr. Nayır, tedavide hasta eğitiminin de önemine değindi.
 

canselen

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
278
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İzmir
Diş beyazlatma

BEYAZLATMA ( Bleaching )

Beyazlatma işlemi nedir ve nasıl yapılır ?
Beyazlatma, dişlerin yapısında bulunan ( yani içine sinmiş ) renklenmeleri ortadan kaldırma işlemidir.
Bunun, klinikte hekim tarafından yapılan ve dişlerin yüzeylerine yapışan bakteri plakları ve diş taşı temizliği ile karıştırılmaması gerekir.
Zaten beyazlatmanın başarılı olabilmesi için öncelikle hekim tarafından diştaşı temizliği yapılmalıdır.
Günümüzde Klinikte uygulanan ve Evde uygulanan tarzda iki çeşit beyazlatma vardır.
Kliniğimizde yaptığımız beyazlatma işleminde sonuç hemen alınmaktadır.
Evde yapılan beyazlatma işleminde ise dişlerin tüm yüzeylerinin temizliğinden sonra, ağızdan alınan ölçülere göre
( kişiye özel olarak ) laboratuvarda saydam plastik bir taşıyıcı kalıp ( plak ) hazırlanır.
İyi üretilmiş bir plakta diş beyazlatma jeli için özel yerler ayrılmıştır.
Beyazlatmada kullanılan özel ilaçlar set halinde şırıngalarda sunulur ve taşıyıcı kalıpta hazırlanmış olan bu özel yerlere sıkılarak ağıza uygulanır. Günde ortalama 6-8 saat ( tercihen uykuda ) takılır.

Ortalama birkaç günde başlayan farklılaşma ile bir hafta içinde en az 2-3 ton beyazlaşma elde edilir.
Dişlerinizde daha önce yapılmış olan dolgular ve kaplamalar bu sekilde beyazlatılamazlar, renkleri aynı kalır...

Beyazlatma işlemi herkese uygulanabilir mi ?
Hemen herkese beyazlatma tedavisi uygulanabilir.
Ancak hamile ya da emziren anneler ile çocuklarda yeterli araştırmalar olmadığından kliniğimizde bu hastalara beyazlatma tedavisi uygulanmamaktadır.
Yaklasik %10 luk bir hasta grubunda başarı elde edilemeyebilir.
Bu nedenle beyazlatma hizmeti veren tecrübeli bir diş hekiminin fikrini sormak faydalı olacaktır.
Neden bazı insanların dişleri gri ya da koyu sarı renkli ?
Dis rengi aynı göz ya da ten rengi gibi kişiden kişiye farklılık gösterir.
Diş rengini etkileyen bir çok faktör vardır.
Bunlar : Kalıtımsal etkenler, dış etkenlerin ( çay, kahve, sigara gibi ) boyaması , gelişim çağında alınan antibiyotik ya da florür nedeni ile, yaşlılıkla, beslenme tarzı ile, dişe gelen bir darbe nedeni ile olabilir.
Dişler beyazlatmadan sonra eski haline geri döner mi ?
Beyazlatma tedavisi uygulanan hastalarin %75'inde geri dönüş görülmemektedir. Ancak değisim olduğunu söyleyen %25'lik grupta 6 ayda bir yalnızca bir gece uygulama yaparak, ilk uygulama sonrası ortaya çıkan beyazlık tekrar elde edilmektedir.
Tedavi süresince nelere dikkat etmek gerekir ?
Beyazlatma işlemi süresince, eğer sigara içiyorsanız taşıyıcı kap-kalıp ağzınızda iken sigara içmemeniz gerekir.
Ayrıca dişlerde renkleşmelere yol açabilen gıdalar ( çay-kahve, kolalı içecekler vb... gibi ) alınmamalıdır.
Tedavi sırasında en sık görülebilen problem olan hassasiyet gelişen ilaçlar sayesinde oldukça azalmıştır.
Hastaların %5 – 15'inde görülebilen hassasiyet en çok soğukta kamaşmalar olarak tarif edilmektedir, ayrıca dil ve dudakta kabarmalar görülebilir.
Ancak, bir kaç gün içinde ortadan kalkar.
Beyazlatma işlemi zararsız mıdır ?
Kliniğimizde uyguladığımız beyazlatma ajanlarının hiçbir kalıcı zarara yol açmadığı çeşitli çalışmalarla kanıtlanmıştır .
Ancak daha yüksek konsantrasyonlar - özellikle hassasiyet açısından - dikkatle kullanılmalıdır.
 

canselen

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
278
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İzmir
Hamilelikte Diş Sağlığı

Diş kayıpları büyük çoğunlukla diş çürüklerinin ve periodontal ( dişeti) hastalıklarının sonucudur, gebeliğin değil. Diş çürüklerinin sebebi, diş minelerinin sürekli olarak asit ataklarına maruz kalmasıdır. Bunun başlangıcı da dişler üzerinde bakteri içeren plağın oluşumudur. Plaktaki bu bakteriler, çoğu yiyecek ve içecekte bulunan şeker ve nişastayı zararlı asitlere dönüştürürler.
Plak dişetlerine zarar verebilir; kızarmalara, hassasiyetlere ve kanamaya yatkınlaşmasına neden olur. “Gingivitis” adı verilen bu durum ilerleyen zamanlarda daha ciddi dişeti hastalıklarına sebep olabilir. Önceden sağlıklı dişetlerine sahip olan kadınlar gebelikle beraber dişetlerinin şişkin iltihaplı ve kanamalı hale geldiklerini fark edebilirler. Bu durum, bazen “gebelik gingivitisi” diye adlandırılır ve hormon seviyelerinin değişmesine bağlı olarak ortaya çıkar. Fakat, yine de dişeti hastalıklarının ana sebebi plaktır, hormon seviyeleri değildir.


Gülümsemenizi koruyun
İyi bir ağız hijyeni hem anne hem bebek için çok önemlidir. Birçok ciddi araştırma periodontitis denilen ciddi dişeti hastalıklarının erken doğumlara ve düşük doğum ağırlığına sebep olduğunu desteklemektedir.

Diş-dişeti sınırındaki temizliğin birçok çürük ve dişeti hastalığının önlenmesinde önemi büyüktür. Gebeliğin 2. ve 3. periyodunun başlarında daha sık temizlikler gingivitis oluşumunu engelleyecektir.

Florlu diş macunu ile dişlerin günde 2 kez fırçalanması ve diş aralarının diş ipi ve diş arası ajanları ile temizlenmesi gerekmektedir. Bunun da ötesinde eğer, plak kontrolüne ihtiyacınız varsa dişhekiminiz size antimikrobiyal gargaralar önerecektir.


Diş hekimi ziyaretleri

Gebeliğiniz esnasında düzenli diş kontrollerinizi ihmal etmeyiniz. Acil olmayan müdaheleler gebelik döneminde güvenle yerine getirilebilmektedir. Gebeliğinizin ilk 3 ayında çok dikkatli olmanız gerekmektedir. Eğer, düşük yapmış iseniz , düşük yapma riskiniz varsa veya farklı birtakım sağlık sorunlarınız varsa dişhekiminizin size gebelik sonrası için tavsiyeleri olacaktır.



Sizin rahatlığınız için müdahele öncesi ve sonrasında kullanılabilen bazı ilaçlar ve anestezik maddeler mevcuttur. Durumunuz hakkında da kullanabileceğiniz ilaçlar konusunda dişhekiminizi bilgilendiriniz. Doktorunuz kullanabileceğiniz bazı ilaçlarla (ağrı kesici, antibiyotik,vb.) ilgili dişhekiminizle görüşecektir. Böylece, gebelik ve diş müdahelesi sırasında güvende olabilirsiniz.



Ağız içindeki müdahele veya bebeğin doğumundan sonrasına ertelenemeyecek bir acil müdahele esnasında röntgene ihtiyaç duyulabilir. Diş röntgenlerindeki radyasyon oldukça düşüktür. Kullanılacak kurşun önlük ile karın bölgesinin X-ışınlarına maruz kalmasını engelleyecektir.







gebelik durumunuz veya böyle bir şüpheniz varsa
sağlığınızda bir değişiklik olursa
ilaçlarınız değiştiyse
doktorunuzun farklı yönde birtakım tavsiyeleri varsa







diş hekiminizi bilgilendiriniz.Bu doktorunuzun sizin için en iyi müdahaleyi seçmesine,size gerekli zamanı ayırmasına, tedavinizi değiştirmesine,sizin ve ihtiyaçlarınıza en uygun olan ve bebeğinizin güvende olacağı tedaviye karar vermesinde yardımcı olacaktır.
 

canselen

Özel Üye
Katılım
7 Nis 2008
Mesajlar
278
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İzmir
Dişsel (dental) Travma

Spor yaralanmaları, trafik, bisiklet kazaları, şiddet, düşme, çarpma sonucu bireylerin ağız bölgelerine gelen darbe sonucu özellikle üst ön keser dişlerde kırılmalar, yerinden oynamalar hatta tamamen yerinden çıkmalar meydana gelebilir. Böyle durumlarda kişilerin acilen diş hekimine başvurması gerekir.



Dişlerin köklerinde dişe canlılık veren sinirler (pulpa) bulunur. Eğer diş kırığı sinirin bulunduğu bölgeye kadar ilerlememişse, dişte herhangi bir sallanma veya renk değişimi mevcut değilse, hekimin yaptığı canlılık testi pozitif sonuç veriyorsa ve ayrıca, röntgenle muayenede herhangi bir kök veya çene kemiği kırığına rastlanmamışsa dişin sinir yapısı zarar görmemiş demektir. Böyle bir durumda kanal tedavisine ihtiyaç duyulmadan diş rengine uyumlu bir ışıklı kompozit dolgu ile kırık bölge restore edilir ve hasta 2. hafta, 1., 6. ay ve 1 yıl sonunda kontrollere çağırılır. Çünkü bazı durumlarda travma görmüş dişler tedavi sırasında canlı olmasına rağmen tedavi sonrası canlılıklarını kaybederek iltihaplanırlar. Bu durumda da erken teşhis önemlidir ve dişe kanal tedavisi uygulanması gerekir.



Travmaya uğramış diş canlılığını kaybetmişse kanal tedavisini takiben ışıklı kompozit dolgu ile restorasyonu gerçekleştirilir. Eğer dişte bir sallanma mevcutsa restorasyonu takiben splintleme (dişi yandaki komşu dişlere sabitleme) işlemi yapılmalı ve sallantı kaybolana kadar ağızda tutulmalıdır. Hasta kontrollere çağırılmalıdır.


Travmaya uğramış dişlerden en ciddi olanı yerinden çıkan dişlerdir. Diş hemen bulunmalı, hastanın ağız içinde kanayan bölgesi steril gazlı bezle tampon edilmeli ama asla çok bastırılmamalı veya sıkılmamalıdır. Bulunan diş serum fizyolojik içine konularak acilen diş hekimine başvurulmalıdır. Serum fizyolojik bulmak mümkün değilse ılık süt, temiz içme suyu veya en kötü durumda çıkan diş kişinin veya hasta küçük yaşta ise annesinin ağzının içine konularak tükürükte tutulmalıdır. Eğer diş kökünün bütünlüğü korunmuş zarar görmemişse hekim tarafından hızlı bir şekilde dişe dışarıda kanal tedavisi yapılıp ağız içerisindeki yerine yerleştirilip splintleme işlemi yapılır. Bundan sonra hasta rutin kontrollere gelerek dişine bir kuvvet veya darbe gelmemesine dikkat etmelidir. Gerekirse hastaya ağız koruyucu bir plak ta doktor tarafından hazırlanabilir. Ancak bu tedavinin her vakada başarılı sonuç veremeyeceğini göz önünde bulundurarak hastayı bilgilendirmek gerekir.
 

harun_73

Özel Üye
Katılım
23 Nis 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
1
Puanları
18
neden diş eti sağlığıyla ilgili bilgililer yok
:(
 

gözen

Özel Üye
Katılım
23 Şub 2009
Mesajlar
503
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Şehir:
Malatya
bilgilendirme için teşekürler canselen..
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,726
Son üye
LeonUO
Üst