(Kendimi parçalara ayıramadım bende duygularımı parçalamayı denedim umarım güzel olmuştur
PARÇALI DUYGULARIM...
*Yokluk; bir tutam içten sevgi....Susuzluk; bedene işlenen her bir duygunun çatlaklığı...Duygusuzluk; anlamsızca ve düşüncesizce kullanılan her bir duygu... Ve ben; yaşamı anlamaya calışan bütün olumsuzluk ekleri... SENSE ; olumlu sanılan en büyük olumsuzluk...Ama yinede seni bana değişemem (...)
*Ufak bir yamacın kıyısında soluklanırken,bir bakış sen buldum ufaklığı yitikleştiren...Sonra uzandım daha bi tutuvardim elinden..Gözlerim başka baktı, senın dilinden konuştu...sustum,sustu.. sustu,sustum...Sessizlik yazarken bizi,biz okuyorduk suskunluğumuzu...Öylece kala kaldık yitirmemek için bizi(...)
*Sadece bu gece ağlayacağım geceye, Gündüze inat kollarında yaslayacağım başımı omzuna...Ve direneceğim güneşi görmemek için karanlıkla dolacağım...Sadece bu gece.. Seni karanlığa bırakana kadar ve güneş doğana kadar ağlayacağım (...)
*Duyacağım sesini; kayıp şehirlerde adının geçtiği her yerde...Yüreğimi avuçlarında hissedeceksin ve göreceksin seni... Nasıl bir sen oluştuğunu göreceksin.. Sendeki sene benzemeyen, bendeki benle bütünleşen sene doyacaksın...Hiç göremediğin beni o zaman daha iyi hissedeceksin, parçalara ayrılmış bedenimin bütünlüğünü o an göreceksin(...)
*Gözlerine çizdiğin benle, yüreğindeki sene sesleniyorum...! Hangisi gerçek olan, hangisi derinlere işlenip gözlerinin yüreğine ulaşan ve hangisi bilinmeyeni anlatıp ortadan kaybolan...Yitikleşen yüreği meydana getiren...gözlerimin üzerine bir çizik atan...Hangisi aslında bize yakışıp yaşanılamayan...Sen mi Ben mi yoksa (...)
*Sen bendeki seni görsen, boynun bükülür bendeki senden...
* Bu yaşamın bu saniyesine kadar hep sırtımı yaşama yasladım... Şu dakidan sonra yaşam bana yaslanmış çok mu?.. Yanlışların doğruları götürdüğü yaşamlar artık doğruların yanlışları götürdüğü yaşamlara bırakmış kendini...Al işte sen de yap (...)
* Kaybolurcasına deli öfkeme yenildim...Yorgun düşmüş bedenimle kala kaldım...Yılların yıprattığı duygularımı yitirdim...Ama yinede umutlarımla kaldım..Yaşıyorum... Yenileniyorum..Başkalaşıyorum...Tanıyorum... Ben kendimle ayaktayım benimleyim.. Yorgun, bitkin,duygusuz, anlamsız ama UMUTLU(...)
*Susmak; Dilimin kilitlenip sevdamın susuz kalması...Gücümün tek bir hücremde toplanıp, bütün hücrelerimin sende kalması...Canımı acıtan her sözünün ruhumu ele geçirmesi kendimden sıyrılıp sen olmakdan geçer...Varlığına sırtımı yaşlayıp ruhunda dinlenmek..Susmak.. Seni içimde daha iyi dinleyip öylece kalakalmak(...)
* Gün bitti, haftalar oluştu.. Haftalardan aylar ve aylardanda yıllar... Ne kaldıki bir ömrü yaşamak için yılların eskittiği yaşanmış günlerden başka.. Keşkeler var çoğu durakladığımız yerlerde,geriye dönüp iyiki yapamadığımız keşkeler... Eskittiğimiz yılların bitimindeyim şimdi ve yine KEŞKE (...)
PARÇALI DUYGULARIM...
*Yokluk; bir tutam içten sevgi....Susuzluk; bedene işlenen her bir duygunun çatlaklığı...Duygusuzluk; anlamsızca ve düşüncesizce kullanılan her bir duygu... Ve ben; yaşamı anlamaya calışan bütün olumsuzluk ekleri... SENSE ; olumlu sanılan en büyük olumsuzluk...Ama yinede seni bana değişemem (...)
*Ufak bir yamacın kıyısında soluklanırken,bir bakış sen buldum ufaklığı yitikleştiren...Sonra uzandım daha bi tutuvardim elinden..Gözlerim başka baktı, senın dilinden konuştu...sustum,sustu.. sustu,sustum...Sessizlik yazarken bizi,biz okuyorduk suskunluğumuzu...Öylece kala kaldık yitirmemek için bizi(...)
*Sadece bu gece ağlayacağım geceye, Gündüze inat kollarında yaslayacağım başımı omzuna...Ve direneceğim güneşi görmemek için karanlıkla dolacağım...Sadece bu gece.. Seni karanlığa bırakana kadar ve güneş doğana kadar ağlayacağım (...)
*Duyacağım sesini; kayıp şehirlerde adının geçtiği her yerde...Yüreğimi avuçlarında hissedeceksin ve göreceksin seni... Nasıl bir sen oluştuğunu göreceksin.. Sendeki sene benzemeyen, bendeki benle bütünleşen sene doyacaksın...Hiç göremediğin beni o zaman daha iyi hissedeceksin, parçalara ayrılmış bedenimin bütünlüğünü o an göreceksin(...)
*Gözlerine çizdiğin benle, yüreğindeki sene sesleniyorum...! Hangisi gerçek olan, hangisi derinlere işlenip gözlerinin yüreğine ulaşan ve hangisi bilinmeyeni anlatıp ortadan kaybolan...Yitikleşen yüreği meydana getiren...gözlerimin üzerine bir çizik atan...Hangisi aslında bize yakışıp yaşanılamayan...Sen mi Ben mi yoksa (...)
*Sen bendeki seni görsen, boynun bükülür bendeki senden...
* Bu yaşamın bu saniyesine kadar hep sırtımı yaşama yasladım... Şu dakidan sonra yaşam bana yaslanmış çok mu?.. Yanlışların doğruları götürdüğü yaşamlar artık doğruların yanlışları götürdüğü yaşamlara bırakmış kendini...Al işte sen de yap (...)
* Kaybolurcasına deli öfkeme yenildim...Yorgun düşmüş bedenimle kala kaldım...Yılların yıprattığı duygularımı yitirdim...Ama yinede umutlarımla kaldım..Yaşıyorum... Yenileniyorum..Başkalaşıyorum...Tanıyorum... Ben kendimle ayaktayım benimleyim.. Yorgun, bitkin,duygusuz, anlamsız ama UMUTLU(...)
*Susmak; Dilimin kilitlenip sevdamın susuz kalması...Gücümün tek bir hücremde toplanıp, bütün hücrelerimin sende kalması...Canımı acıtan her sözünün ruhumu ele geçirmesi kendimden sıyrılıp sen olmakdan geçer...Varlığına sırtımı yaşlayıp ruhunda dinlenmek..Susmak.. Seni içimde daha iyi dinleyip öylece kalakalmak(...)
* Gün bitti, haftalar oluştu.. Haftalardan aylar ve aylardanda yıllar... Ne kaldıki bir ömrü yaşamak için yılların eskittiği yaşanmış günlerden başka.. Keşkeler var çoğu durakladığımız yerlerde,geriye dönüp iyiki yapamadığımız keşkeler... Eskittiğimiz yılların bitimindeyim şimdi ve yine KEŞKE (...)