iclal Aydın

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Seni seviyordum

Sana uzak kentlerden birinde
Zamanın bir yerinde
Seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri

Seni seviyordum ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan
Kulağının arkasına düşüşü ve burnun
Herkesten başkaydı işte
Güldüğün zaman yukarıya bakardın
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı
Ne güzeldiler
Sen bilmiyordun ben seni seviyordum
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu çoğalarak
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi
Herşeyi erteleyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyor
Ve bazen, tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk
Ufuk çizgisi maviydi, günbatımı hep turuncu
Ve kırmızıydı bütün karanfiller

Ben seni seviyordum sen bilmiyordun
Sevinçlerim oluyordun ara sıra
Sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun
Bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yağmurlar yağdı serin haziran akşamları
Derken birgün uzaktan gördüm seni
Saçların bana inat başın herşeye meydan okuyarak
İşte yine aynı
Kalbimi acıttın her zamanki gibi
Değiştik sanıyordum. ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri
Kimbilir
Yada boşver
Bilme en iyisi
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Masallar

Daha uyanmamalıydık masallardan.Ne zaman bitti o eşsiz ormanlar, yollar? ne zaman ayrıldı yolları şehzade ile ipek kızın? ve ne zaman vazgeçti yakışıklı prens yüzyıl uyuyan güzeli uyandırmaktan? Ne zaman yoruldu aladdin lambasını ovmaktan? iyilik perileri, sevimli cinler şimdi neredeler? Daha uyanmamalıydık...Masallar hep o renkte ve aynı inandırıcılıkta kalmalıydı kalbimizde.Bir şey oldu, bir yerlerde.Büyüdük mü küstük mü birşeylere ne; inanmaz olduk masallara.Dinlemez olduk ve anlatmadık bir daha.Belki anlatılacak masalımız kalmadı, çabuk yordu hayat bizi.Oysa ne güzeldi küllerinden yeniden doğan Anka kuşu, Kaf dağının ardındaki o gizemli ülke, lal bir oba uşağı ile güzeller güzeli bey kızının başkaldıran sevdası.Nasıl özlüyoruz geçmişi...Neden özler ki insan? Hele birde mutsuz bir çocuksanız...Çocuktuk çünkü.İnanıyorduk.Köprüler geçmemiş, aldatmamış, aldatılmamış, bedeller ödememiş, ayrılık ve hasret mektupları okumamıştık.Ve dizlerimizi kanatmamıştı henüz hayat.İnanıyorduk, duruyduk, saftık, çocuktuk.Şimdi anlatacak bir masalımız bile yok, bir köşesine sığınacak...

İclal Aydın
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Kar

Karlı bir akşamdı ankara'da;
Son kez elele yürümüştük,
Bitmesin istediğimiz yola.
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
Yazarsın bana demiştin.
Bende yazarım sana sık sık.
Ağlıyordum....
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun,
Anlıyordum....
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim,
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedin,
Kelebekleri kitap arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir, yolla bana,
Kitaplarım sana emanet,
İncitme kimseyi, kin büyütme kalbinde...
Beni bekle...
Yol bitti, gidiyordun artık;
Sokakta gördüklerimi, filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum, kelebeklerine dokunmadım,
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, akşam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam...
Nasıl olsa bulacaktır diye, her görüşümde aynı sesle seslendim
Uçak, babama selam söyle!
Beni kötü rüyalardan uyandıran sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi, otuz yaşım bitti,
Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım,
Kin büyütmedim kalbimde....
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde.
Uçak, babama selam söyle!
Uçak, babama selam söyle!
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Saklambaç Oyunu

Küçük bir çocuktu gece,
Beraber büyüdüğümüz,
Birlikte, hiç dokunmadan birbirimize / ama hep elele...
Bilir misiniz, gündüzden kaçardık biz
Biz kaçardık o kovalardıhiç usanmadan / çocukluk işte.
Saklambaç oyunu...
Taş duvarlardan geçtik, sürgülü kapılardan
Yeraltına indik bazen, hiç korkmazdı gece!
İnsanlar vardı, çırılçıplak insanlar
Soyunmuşlar mıydı yoksa hiç giyinmemişler mi,
asla bilemediğimiz...
yüzlerini hiç seçemediğimiz irili ufaklı insancıklar.
biz oyalanırken onlarla,
gündüzü fark ettiğimiz muhteşem zamanlar geçti.
oyun devam ediyordu / saklambaç oyunu...
tekrar kaçmaya başlardık, gündüz kovalardı.
her yerde bizi aradı bir umutla /biz gündüzün hiç dokunmadığı,
saklambaç arkadaşlarıydık fakat...
fakat neden geceyi seçtim ben, yada neden o beni?
neden gündüzün bir kere bile olsun bize dokunmasına izin vermedi gece?
ah!...
nasılda unutuverdim kuralı zaten ne gece bana,
nede ben geceye /hiç dokunmamıştım ki, dokunmamalıydık.
derken hiç fark etmediğimiz zaman yakaladı bizi
büyümüştük...
gündüz gece ve ben /büyüdük çünkü zaman dokundu bize,
kuralları bozan zaman...
saklambaç oyunu...
oysa ikisini de çok sevmiştim,
geceyi ve gündüzü
belki geceyi biraz daha fazla...
ilk dostumdu benim /geceyle birlikte doğdum ben ve birlikte büyüdüm.
sonra, yine bir karanlıkta terk etti gece beni
bir çift karanlık göze bıraktı gündüzden kaçırarak.
ah!...
saklambaç oyunu
bir çift göz, bir çift göz dokundu bana
tıpkı gündüz gibi, ama gözleriyle
belki de, hiç oynanmamalıydı bu oyun
anladım ki, bir saklambaç oyununa kurban ettik herşeyi
ve bilmeden herşeyi nasılda yitiriverdik
artık geceyi hiç özlemiyorum
gecenin kendisiyim ben
gündüzü görebilmeyi ümit eden
ve onun elinden tutup bir daha ayrılmamayı düşleyen gece
meğer, kendimi terk etmişim ben
zormuş gece olmak gündüzlü sevdalardan geçe kalmak
derler ya, zaman tüm acıların tek ilacı diye
hani bir saklambaç oyununda bize dokunan ve bizi büyüten zaman
oyunun kuralıymış
önce bizi büyütür,sonra acılarımızı küçültürmüş
bu yüzden dokunmuş bize
şimdi, saklambaç oyunundan geriye bir tek zaman kaldı yadigar
başka bir saklambaç oyunundan dönmesini beklediğim zaman.
zaman...
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
Zor Günler

Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına kızdığım oldu zamanında
ama inandığımda...
Ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı.
Bu şarkının ardında sen...
Bu kapının ardında ise benden önce söylenmiş sözler vardı.
Seçtiğimiz hayatlar mı bunlar seçtiklerimiz mi?
Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı...
Seçtiklerimiz evet...
Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli
Senin aşkınsa bir dönem ödevi...
Bir şarkı tuttum sevgilim
Bir kapı açtım ikimize
İkimiz çokmuşuz meğer bu resme.
Kapatmadan bu kapıyı yine de...
Bu yaralar bereler sanadır bileler.
Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden...
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bir tek
benim de kanattıklarım vardı elbet.
Gezdiğim kumlar ve geçtiğim yollar hala gölgemi taşıyorlar.
Hani demiştim ya en başında...
Ne ayrılıklar, ne aşklar, ne başlangıçlar diye...
Yani demem o ki;
Çok zor günler geçirdim vaktiyle...
Bu şarkı sadece benimdi sevgilim
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize.
Yazmışsın ya "O'nu sevebileceğimi düşünmüştüm" diye...
İşte o günden beri belki de bu yüzden sadece
Bu yaralar bereler sanaydı...
Bileler göreler aşkımı...
Şahidim Gökkubbe...
 

ayseen

Özel Üye
Katılım
9 Nis 2008
Mesajlar
326
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Çorum
emeğine sağlık bende çok severim iclal aydının şiirlerini.
 

güldeste

Yeni Üye
Katılım
29 Ağu 2008
Mesajlar
427
Tepkime puanı
5
Puanları
0
Şehir:
Ordu
Buda benden olsun....



Ne Olacak Halim

Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini,
Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi
Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala,
Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim,
Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler.
En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin?
Şimdi düşlediklerimin neresindesin...
Dedim ya.
Bu ikimizin hikayesi...
Islandımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı,
Bizi buluşturan kaldırımları,
İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum.
Ben unutmadım diye
Hatırlıyormusun sonunu değiştirmediğimiz filmleri
Hayatın gerceğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği
Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği,
Büyürken vazgectiklerimizi yada vazgeçittirdikleri seyleri,
Ne Olacak Halim...
Çabuk mu büyüdük dersin
Biliyorum..
NE Olacak Halim...
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir.
Neleri bırakmış olacağım birde,
Ne aşkları
Ne başlangıçları
Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi.
Biliyormusun...
Tek sorum var kendimle şimdi

Ahhh
Ne Olacak Şimdi Halim....

İclal Aydın
 

BURCU

Çok Özel Üye
Katılım
9 Mar 2008
Mesajlar
1,059
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
tşkler:) hep böyle bi şiirle eşlik ederseniz çok mutlu olurum. Teşekkürler
 

hayali

Yeni Üye
Katılım
24 Nis 2010
Mesajlar
237
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Mersin
Hastane Önünde İncir Ağacı

Çocukluğumun yokluk yıllarıydı
Herşey için uzun uzun beklediğimiz yıllar,
Karanlıkta otururduk geceleri
Mum ışığında anlatırlardı
Acıklı hayat hikayelerini
İki elim yanaklarımda
Usul usul ağlardım yalnız kalmış gurbet gelinlerine
Çocuk kalbim dua ederdi
Türkülerle evimize gelen geçmişlerine
Annemin sesinden dinlemiştim bunlardan birini
İsmi neydi acaba hastane önündeki ağaca ağlayanın?
Fikriye mi, yoksa Kiraz mı, Hacer mi, Fidan mı?
Neydi çare bulunmaz hastalığı,
Neden kimse yoktu, neden kendi omuzladı,
Baş tabibin ona fısıldadığı acıyı?
Yoktu bu sorularımın cevabı
Belli ki kendiyle bir başına kalmış
İnce ince yakmıştı bu ağıdı...

Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım.
Dilini ve yönlerini bilmediğim bir ülkede
Metroların rüzgarlarrında anladım
Hasretten de ölünebileceğini
Ve gördüğüm her boş alana
Eksiksiz çizebileceğimi, özlediğim her bir şeyi
Beni yabancı sayarken,
Aslında bana yabancıların yüzlerinde tanıdım
Kendimle bir başıma kalmayı...
Çocukken bir tek ince hastalıktan ölünür sanırdım
Hasretten de ölünürmüş, anladım...
 

ROSEŞAH

Özel Üye
Katılım
7 Kas 2009
Mesajlar
454
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Kayseri
Her biri ayrı güzel emeğine sağlık teşekkürler:)
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,724
Son üye
Glassdfl
Üst