Uygarlik tarihi genel notlar

BospHoruS

Özel Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
639
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
İstanbul
1.ROMA UYGARLIGI:

Roma Uygarligi, Roma Cumhuriyeti ve Roma Imparatorlugu olarak iki kisimda incelenmistir. Birinci kisimda cumhuriyet devri siyasal gelismeler, sosyo-ekonomik yapi, kültür, sanat ve edebiyatta ilerlemeler incelenmistir. Ikinci kisimda imparatorluk dönemi siyasal gelismeler, sosyo-ekonomik yapi, kültür, sanat ve edebiyat gelismeleri anlatilmistir. Her iki kismin sonunda ise cumhuriyet dönemini sona erdiren nedenler ve Imparatorlugun çöküs nedenleri açiklanmistir.

2.RÖNESANS VE REFORM:

Orta çaglarda Avrupa insani bir gruba, bir topluluga bagli olarak yasiyordu. Bu bir derebeyinin malikanesi, bir lonca, ve her seyden önemlisi evrensel kilisenin temsil ettigi dinsel topluluk olabilirdi. Bu düzen geçen ünitede ve bu ünitede açikladigimiz nedenlerden dolayi yavas yavas degismeye basladi. Avrupa insani bir grubun üyesi olmak yerine daha önce birey oldugunun bilincine varmaya basladi. Bu bilinçlenme onu öbür dünya degil bu dünyadaki çikarlarini aramaya, bu amaçla girisimde bulunmaya zorladi. Rönesans’in getirdigi bireyci, girisimci, laik dünya bakis açisi ilk olarak Italya'da ortaya çikti.
Uygarlik tarihi açisindan Italyan Rönesans’inin önemi onun hümanizm felsefesidir. Ilk baslarda hümanizm Eski Yunan ve Roma edebiyat ve felsefesini canlandirma biçiminde ortaya çikti. Daha sonralari hümanizm eskiyi taklit ötesinde daha özgün düsünce biçimine girdi. Hümanizmin özü onun insan seref ve haysiyetine verdigi önemde ve insani evrenin merkezi olarak görmesinde yatar.
Re formasyon hareketi, kuzey Avrupa Rönesanssinin Hiristiyan kilisesine karsi dogurdugu tepkilerin dogal bir sonucu olarak ortaya çikmistir. Kuzey Avrupa hümanistleri kilisenin uygulamalarini elestirmis ve dinde reform yapilmasini istemislerdir. Luther'in Kilise ile mücadeleye girisi Calvin'in de etkisiyle reform hareketini hizlandirmistir. Protestan mezhebinin kurulmasi sonucunda Protestanlik Avrupa'da bir orman yangini gibi hizla yayilmis, bu da Katolik kilisesini kendi içinde yeni reformlara ve düzenlemelere zorlamistir. Sonuçta kilise ve din toplum içindeki eski otoritesini ve itibarini oldukça yitirmis ve modern çagin laik toplum siyaset ve kültür yapilanmasi önündeki engel büyük ölçüde kalkmistir

[hide]
3.ESKI ÖN ASYA VE MISIR UYGARLIKLARI:
Mezopotamya'da ilk uygarlik Sümerler tarafindan getirilmis, onlari Sümerlerin uygarligini benimseyen Akadlar, Babilliler, Asurlular izlemistir. Mezopotamya'da birbiri ardina gelisen bu uygarliklarin modern dünyamiza yaptiklari önemli katkilar ana hatlariyla belirtilmistir.
Ikinci olarak bu bölümde Ön Asya’nin bir parçasi olan Anadolu uygarliklarindan en önemlisi ve en eskisi olan Hitit uygarligi modern dünyamiza yaptigi katkilar açisindan incelenmistir.
Üçüncü olarak bu bölümde Nil nehrinin verimli yataklarinda serpilip gelisen eski Misir uygarligi ana hatlariyla incelenmis ve bu uygarligin insanlik tarihine yaptigi kültürel katkilar özetlenmistir. Son olarak Pers uygarligi ve Fenikeliler de kisaca ve ayrica uygarlik tarihine yaptiklari katkilar açisindan incelenmistir
4.ORTAÇAGLAR:
Hiristiyan Kilisesi idari ve hukuk sistemiyle doldurularak, tüm Avrupa'nin sosyal siyasal ve ekonomik hayatina hakim olmustur. Kilise bu islevlerini yerine getirebilmek için ayrintili bir doktrin ve kati bir ruhban sinifi hiyerarsisi de gelistirmistir. Kilise içinde realizm nominalizm gibi felsefi sorunlar tartisilmis, Thomas Aguinas gibi felsefeciler iman ile aklin uzlastirilmasi için büyük çabalar sarf etmislerdir. 1300'lerde açilan önemli üniversitelerde Arapça yazili bilimsel ve felsefi metinler okutulmus, Avrupali düsünürler bu metinler sayesinde Eski Yunan felsefeleri ve özellikle Plato ve Aristoteles ile tanismislardir. 14 üncü ve 15 inci yüzyillarda evrensel kilise liderliginde birlesik Avrupa ideali ve düsüncesi sarsilmaya basladi. Ingiltere ve Fransa arasinda Yüzyil savaslari sonunda ulusal merkezi devlet düsüncesi artarken Fransa'da mutlak monarsi düsüncesi hakim oldu. Ortaçag sonlari ulus devlet olusumuna sahne oldu. Arap-Islam uygarligi, Avrupa Uygarligi ile olan iliskiler açisindan bakildiginda, önemli bir konumda görülür. Abbasi hanedani (750-1260) döneminde Arap-Islam devleti, Avrupa Afrika ve Asya'ya uzanan uygarligin zirvesinde bir imparatorluk görünümünü arz ediyordu. Islam uygarligi, Avrupa en karanlik çaginda yasarken, bilim, felsefe ve edebiyat dallarinda çok önemli düsünürler yaratmistir. Bu düsünürlerin ortaçag Avrupa sina etkileri Avrupa'nin ortaçag karanligindan çikip Rönesans'a geçisini büyük ölçüde kolaylastirmistir.

5. XIX. Yüzyil: Aydinlanmaya ve Sanayi Devrimine Tepkiler, Diger Akimlar:
19 ucu yüzyil Avrupa’sinda ortaya çikan ve bir önceki yüzyilin gelismelerine karsi tutucu ilimli, ya da radikal tepki ve gelismeleri inceledik. Bunlardan ilki Akil Çagi'na ve onun temsil ettigi degerler sistemine bir tepki olan Romantizmdir. Romantizm edebiyat ve sanatta bir baska akimla, Milliyetçilik ile de birlesmistir. 19ncu yüzyilda, bir önceki yüzyila tutucu bir tür tepki de Liberalizm olmustur. Bu akim, Aydinlanma düsüncelerinin somutlastirilmasi ve yasama geçirilmesi olarak ta ifade edilebilir. Bu ünitede ikinci olarak Sanayi devrimine ve liberalizme karsi ortaya çikan radikal tepkiler ve düsünceler incelenmistir. Bunlar Sosyalizm ve Komünizmdir. Üçüncü olarak Darvincilik ve Sosyal Darvincilik düsüncesinin etkileri ve sonuçlari toplumsal ekonomik ve siyasal düzeyde irdelenmistir. Son olarak sosyal Darvinciligin uluslar arasi düzeyde uygulamasi olan Emperyalizm ve sonuçlari incelenmistir.

6.AKIL ÇAGI-AYDINLANMA:
Akil çagi Bati uygarliginin en güçlü ve verimli dönemlerinden birisidir. Descartes ve Newton, bilimsel yöntemin ve düsüncenin temelini bu çagin baslangicinda atarlar. Doga bilimlerinin bilimsel temele oturtulmasi, ve yeni doga bilimlerinin kurulmasi bu döneme rastlar. Ayrica insani konu alan insanbilimleri ya da sosyal bilimlerin baslangici da Aydinlanma döneminde olmustur. Descartes’in matematik yönteminin akla uygulanmasi insanbilimlerinin olusumunu kolaylastirmistir. 17nci yüzyilin ortalarindan baslayarak bilimde ve bilimsel yöntemde gelismeler kültür dünyasina da yansimaya baslamistir. Ortaçagin düsün ve iklimi yerini rasyonel ve laik düsünce ortamina birakmaya basladi. Aydinlanma döneminde edebiyat ve sanat alaninda da, diger alanlardakine paralel olarak önemli gelismeler olmustur. Edebiyatta 18nci yüzyil "düzyazi çagi" olarak bilinir. Rasyonalizmin etkisi roman ve tiyatro eserlerinde açik bir biçimde gözlenebilir. Barok sanat ve müzik 17nci yüzyilda zirveye ulasmis 18nci yüzyilda yerini Neokla*** tarza birakmistir.


7.AMERIKAN,FRANSIZ DEVRIMLERI VE SANAYI DEVRIMI:
Aydinlanma çaginin temel düsünceleri tarihte ilk kez, (Ingiltere disinda)Amerikan ve Fransiz devrimleri ile birlikte yasama geçirilmistir. Amerikan devrimi, Fransizlara, bu düsünceler çerçevesinde özgür ve dengeli bir biçimde isleyen bir hükümet örnegini göstermistir. Ancak Fransiz devrimcilerinin ve devriminin asiriligi, Fransiz halkinin tepkisine ve dolayisiyla da Napolyon’un iktidarina yol açmistir. Napolyon dönemi ise, Fransiz devriminin ve Akil çaginin düsüncelerinin bütün Avrupa'ya yayilmasi sonucunu dogurmustur.
Sanayi devrimi, buharli enerjisi, fabrikalari ve birçok yeni buluslari ile uygarlik tarihinin en önemli gelismelerinden birisini olusturur. Sanayi devriminin sonucu olan orta sinifin ekonomik ve sosyal açidan yükselisi, fabrika kentlerinin büyümesi ve gelismesi, bu yüzden genelde nüfusun ve özelde kent nüfusunun hizli artisi Bati dünyasinin çehresini kisa sürede degistirmis ve eski rejimin yerlesik düzenini ve degerler sistemini kökünden bozmustur.

8. XX. YÜZYIL: SAVAS VE BARIS:
20 inci yüzyildaki iki dünya savasinin nedenleri ve sonuçlari, toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel açilardan incelenmistir. Birinci Dünya Savasini hazirlayan siyasal ve ekonomik nedenler, Ikinci Sanayi Devriminin ortaya çikardigi bazi etmenler yaninda, Milliyetçilik ve Emperyalizm çerçevesinde irdelenmistir. Ikinci Dünya Savasi öncesi siyasal ve ekonomik gelismeler, savasi hazirlayan etmenler olarak belirmis, dünya ekonomik buhrani, diger faktörlerin de katkisiyla Avrupa'da diktatörlüklerin olusmasini saglamistir. Son olarak bu ünitede Ikinci Dünya Savasi sonrasi Avrupa'da, Amerika'da ve öteki bölgelerde ortaya çikan durum açiklanmis, baris çabalari ve Birlesmis Milletler örgütünün kurulus ve amaçlari özetlenmistir. Yirminci yüzyilin son çeyreginde ortaya çikan ve son yarim yüzyilin karamsar düsünce iklimini geçmiste birakan gelismeler, "Yeni Rönesans" basligi altinda irdelenmistir.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst