208 Yıl Önceki İlk Ziyaret

Garbino

Özel Üye
Katılım
2 Kas 2007
Mesajlar
1,268
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Şehir:
Samsun
ABD’den Türkiye’ye ilk askeri ziyaret, Osmanlı Devleti’ne bağlı Garp Ocakları’nın zorlamasıyla yapılmıştı. Akdeniz’de ABD gemilerini zaptederek ABD ticaretine büyük darbe vuran Cezayir Dayısı, kendisine vergi getiren ABD askeri gemisinin kaptanını, hiç istememesine rağmen metazori yani zorla gemiye yüklediği hediyelerle, bağlı bulunduğu Osmanlı Padişahı’na göndermişti.

Cezayİr’de askeri gücünü Türk denizcilerin oluşturduğu, Osmanlı Devleti’ne bağlı Garp Ocakları, 1800’e doğru Akdeniz ülkeleriyle ticaret yapan genç Amerika Birleşik Devletleri’nin başına bela olmuştu. İspanya’nın Cadiz limanına gitmekte olan kaptan İsaac Stevensen idaresindeki Maria adlı Amerikan gemisi 1785’in 25 Temmuz’unda Garp Ocakları’na bağlı Türk denizciler tarafından zaptedildi. Bundan 5 gün sonra da kaptan Richard O’Brien komutasındaki Dolphin adlı gemi de ele geçirildi. Her iki gemide toplam 21 kişi vardı. Cezayir’e götürülen esir Amerikalılar, mesleklerine ve uğraşlarına göre çalıştırılmaya başlandı. Sabah 09.00’dan akşam 16.00’ya kadar demirci, marangoz veya inşaatlarda amele olarak kullanılıyorlardı.

1801’de ABD Başkanı olacak o dönemdeki Paris Büyükelçisi Thomas Jefferson’un girişimiyle, Cezayir’e bir heyet gönderildi. Cezayir Dayısı Mehmed Paşa, ABD’lilerin her esir için 200 dolarlık teklifini kabul etmedi ve kaptanlar için 6 bin, her gemici için de 400 dolar fidye istedi. Amerika da bunu kabul etmedi.


Gözü pekler

Esirlerin kurtarılması meselesini Amerikan Kongresi ancak 1790’da görüşebildi. Bu günlerde Dışişleri Bakanı olan Jefferson, tecrübelerini raporla Kongre’ye sundu. Jefferson, raporunda Türk denizcilerinin gözü pek ve atılgan insanlar olduklarını ve gemilerini düşman gemilerine bindirerek yakından savaştıklarını da kaydetti. Kongre, meselenin çözümünde Başkan George Washington’a tam yetki verdi. Nihayet 20 Şubat 1792’de senatodan yılda yüz bin doları geçmemek üzere Cezayir, Tunus, Trablusgarp ile barış yapılması ve esirler için de azami 40 bin dolar verilmesi hususunda Başkanın meseleyi halletmesine dair bir karar çıktı. Garp Ocağı ABD’nin teklifini kabul etmedi ve Türk denizciler, 5 Ekim 1793’te Cebelitarık Boğazı’nı geçerek Atlas Okyanusu’na açıldı ve alarm durumunda olmalarına karşın 11 Amerikan ticaret gemisini ele geçirmeyi başardı. Bu gemilerde 105 denizci vardı. Ülkenin ticaretini durma noktasına getiren olay, büyük yankı buldu.

Altı gemilik filo

ABD Kongresi, ticaret gemilerini korumak için 27 Mart 1794’te altı gemilik bir filo oluşturması için başkana yetki verdi. Bir yıl sonra gemiler hazırdı. Ancak genç Amerikan filosunun kendine güveni olmasa gerek, Cezayir’le antlaşma yapıldı. Bu antlaşmaya göre, ABD barış ve gerek tutsakların fidyesi olmak üzere iki milyon 274 bin Meksika doları ödemeye razı oldu. Bunun dışında her yıl bu ocağa 12 bin Cezayir altını vermeyi de kabul etti. Bu antlaşmanın orijinal metni Türkçe’dir. Antlaşma 1812’ye dek yürürlükte kaldı.
Mecburen gidiyoruz

1800 yılı eylül ayında Amerikan hükümetine ait George Washington gemisi Cezayir’e geldi. Gemi Cezayir’e vergi getirmişti. Dayı, bağlı olduğu Osmanlı Padişahı’na bir jest yapmak istedi. Gemi kaptanı William Bainbridge idi. Dayı geminin, kendi elçilik heyetini İstanbul’a götürmesini istedi. Kaptan ve konsolos buna yetkileri olmadığını anlatmak istedilerse de başaramadılar. Dayı ısrarcıydı. Hatta Amerikalılar’a kendi sözünü yerine getirene kadar gemideki bayrağı indirmelerini ve kendi bayrağını çekmesini emretti. Amerikalılar çaresiz kaldılar, hükümetlerine "İstanbul’a gitmeye mecbur kaldık" dediler.

Gemi hediye taşıdı

17 Ekim’de yola çıkan Amerikan gemisi, 11 Kasım’da İstanbul limanına girdi. Gemiyle Cezayir elçilik heyeti Padişah’a şu armağanları getirmişti: "100 zenci köle, 60 cariye, 4 at, 150 koyun, 25 sığır, 4 arslan, 4 kaplan, 4 ****lop, 12 papağan, ayrıca elmaslar ve para." Amerikalılar bu armağanların bir milyon değerinde olduğunu hesaplamışlardı. Bu tarihlerde bütün Cezayir Ocağı’ndaki öz Türkler’in sayısı 14 bindi. Kuloğulları (Türk babadan ve yerli anadan olanlar) topluluğundan ise herhangi bir savaş halinde atlı ve yaya olmak üzere 60 bin kişi çıkıyordu.

Marştaki izler

Amerikalılar, 1801’de Trablusgarp hakimi Karamanlı Yusuf Paşa’yla savaşa tutuştu. Savaşın nedeni Yusuf Paşa’nın kendisine verilen vergi miktarının artırılmasını istemesiydi. Savaş dört yıl sürdü. 1803’ün yazında daha önce İstanbul’a giden kaptan olan William Bainbridge esir düştü. 1804’ün şubatında Stephan Decature komutasındaki bir Amerikan gemisi, iki gemiye baskın yaptı ve göğüs göğüse çarpışmalar sonucu, bu gemileri ele geçirmeyi başadı. Bu küçük gibi görünen başarı, Stephan Decatur’u ulusal bir kahraman yapmaya yetti. Bundan başka Tunus’taki Amerikan Konsolosu William Eaton, 8 Amerikan deniz piyadesi ve dokuz yüz Arabı alarak Derne’ye baskın yaptı ve kaleye Amerikan bayrağı çekti. Bu küçük zaferler, Amerika’da büyük yankı yaptı. Zafer anısına Boston şehrinde bir sokağa Derne ismi verildi. Bunun dışında Amerikan deniz piyadelerinin marşı da bu zafere vurgu yapar. Bugünde söylenen bu marşın ilk dört mısrası şöyledir:

"From the Halls of Montezuma/ to the Shores of Tripoli/We fight our country’s battles/On the land as on the sea..."

Bu mısraların Türkçesi ise şöyle:

"Montezuma’nın dehlizlerinden Tripoli kıyılarına kadar, ülkemiz için hem karada hem de denizde savaştık..."
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,724
Son üye
Glassdfl
Üst