Osmanlıda Komutanlık Yapan Kadınlar

Garbino

Özel Üye
Katılım
2 Kas 2007
Mesajlar
1,268
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Şehir:
Samsun
İlk kez müverrih Âşık Paşazâde’nin “Tevârih-i Âli Osman” (Osmanlı Tarihi) isimli eserinde andığı ve tarihçi Fuad Köprülü’nün tahlil ettiği dört zümrenin Osmanlı oluşumunda aktif rol aldığı biliniyor…
Bunu dilerseniz, Âşık Paşazâde’nin kendi ifadesinden okuyalım…
Müverrih diyor ki: “Hem bu Rûmda dört tayfa vardur kim, müsafirler içinde anılur: Biri Gâziyân-ı Rûm, biri Ahıyan-ı Rûm ve biri Abdalaân-ı Rûm ve biri Bacıyân-ı Rûm’dur. İmdi Hacı Bektaş Sultan bunlarun içinden Bacıyan-ı Rumu ihtiyar etdi kim, o Hatun Anadır.
Anı kız edindi.” (s. 238-39)
Özetle: Anadolu’nun anavatan olmasında dört zümrenin önemli rolü var:
1. Gaziyan-ı Rûm; (Anadolu askerleri=silahlı kuvvetler)
2. Ahiyan-ı Rûm; (Anadolu kardeşleri)
3. Abdalaân-ı Rûm; (Horasan Erenleri=Yürek adamlar)
4. Bacıyân-ı Rûm. (Anadolu kadınları)
Anadolu Selçukluları zamanında, Türkmen erkekler tarafından kurulan “Ahiyân-ı Rûm” isimli “Ahilik Teşkilâtı”nın yanı sıra, Paşazâde’nin “Bâciyân-ı Rûm” dediği kadın oluşumu, daha sonra devre dışı bırakılan kadınlarımızın, Anadolu’daki oluşun tamamlanmasında gösterdiği performans ve etkinlik, ibretle üzerinde durulmaya değerdir.

“Kadın kimliği”nin sağlam zemini dindir
Ama önce “Kadın kimliği”ni sağlam bir zemine oturtmak gerekiyor. Kuşkusuz o zemin dindir.
İlâhî kitabımız, “kadın”ın, “erkek”le birlikte cennette var edildiğini söylüyor ki, erkeğin birkaç saat, ya da birkaç gün (birkaç ay yahut yıl) önce yaratılmış olmak dışında bir imtiyazı yok…
Erkeğin kadından bir süre önce yaratılmış olması ise, asla sorgulanamaz İlâhî bir tercihtir. Bu tercihte belki asıl vurgulanmak istenen, erkeğin kadına ihtiyacıdır. Çünkü Hz. Âdem Cennet’te mutlu olamamış, bir “eş=arkadaş” istemiştir.
Başka bir deyişle “kadın”a ihtiyaç duymuştur. Bir bakıma kadınsız bir cennet bile düşünememiştir.
Kısacası Hz. Havva (kadın), bir yarım kalmışlığı (erkeğin yarım yamalaklığını) bütünleme isteğinin ürünüdür.
Yaratıcı Kudret, böyle murad etmiştir.
Öte yandan, İslâm dininin başlangıcında da kadın unsuru en ön saftadır. Peygamberimizden (s.a.v.) sonraki ilk Müslüman, Hz. Hatice’dir. Bu muhteşem kadın, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü bir dönemde, iş kadını olarak kendini kabul ettirebilmiş, sevdalandığı insana (Efendimize) evlenme teklif edebilecek kadar da cesur ve mert davranabilmiştir.

Silahlı ve savaşçı kadın teşkilatı
Peygamber-i Âlişan, peygamberlik müjdesini alır almaz akrabalarından herhangi bir erkeğe değil, sadece Hz. Hatice’ye sırrını açmıştır. Onunla bütünlenerek güçlenmiş, moral bulmuş, onun desteği ile peygamberliğini açıklamıştır.
Hayatın ve dinin başlangıcında nasıl kadın önderler varsa, ilk Müslüman-Türk unsurların Anadolu’ya girişinde de kadın önderler vardır.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst