Max Adler (1873-1937)

Garbino

Özel Üye
Katılım
2 Kas 2007
Mesajlar
1,268
Tepkime puanı
7
Puanları
0
Şehir:
Samsun
(d. 05.01.1873, Viyana - ö. 28.06.1937, aynı yer)

Avusturyalı düşünür ve siyaset adamıdır.

Avusturya Marksizminin kurucularından ve Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'nin sol kanat temsilcilerindendir. 15 Ocak 1873'te Viyana'da doğmuştur. 1896'da hukuk öğrenimini bitirmiştir. 1904-1922 arasında Marx-Studien dergisinin editörlüğünü yapmıştır.

Aynı dönemde Der Kampf dergisinde makaleler yazdı. 1907'de Karl Renner ile birlikte "Viyana Sosyoloji Topluluğu"nu kurdu. 1920-1923 arasında Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'nin milletvekili olarak parlamentoda bulundu. 1934'te Viyana Üniversitesinde sosyoloji dersleri vermeye başladı. 28 Haziran 1937'de Viyana'da öldü.

Adler, "Avusturya Marksizmi" olarak bilinen ve 1904'ten sonra Karl Renner, Rudolf Hilferding ve Otto Bauer tarafından kurulan okulun felsefi kuramcısıdır. Sosyalist düşünce tarihinde, tarihsel maddeciliğin "revizyonu" denemelerinin yoğunlaştığı ve felsefeye yeni bir ilginin doğmaya başladığı bir dönemde Adler, Marksizm'in ekonomik determinizm temeline dayanan yorumlarına karşı çıkmış, tarihsel maddeciliği Yeni-Kantçı felsefeyle bağdaştırmaya çalışmıştır.

Marx'ın öğretisini, yaşadığı dönemin sosyal, ekonomik ve siyasal koşullarına uyarlamak isterken ve Marxizm'in değişmeye açık bir sentez olduğunu ileri sürerken, bireylerin düşünsel etkinliğini ön plana çıkaran görüşlerin savunuculuğunu yapmıştır. Adler, "Kausalitaet und Teleologie im Streite um die Wissenschaft" (Bilim Tartışmasında Nedensellik ve Teleoloji) adlı ilk kitabını 1904'te yayımladı. Kant'ın "sentetik a priori" adını verdiği, insan zihnine ilişkin mutlak sınırları toplumsal düzeyde ele alan Adler, insan zihninin toplumsal koşullar tarafından belirlendiğini ileri sürmüş ve bunun yol açtığı sınırlara "sosyal a priori" adını vermiştir. Adler'e göre, insan zihni toplum tarafından sunulan verileri seçerken özgür olmakla birlikte, çevre ve koşullar insanın bilgi ve eyleme ilişkin tercihlerini sınırlandırmaktadır.

Bu bağlamda, insan zihninin kendi dışındaki "tarafsız" bir veriler bütününü dolaysız bir nesnellik içinde edinmesi mümkün değildir, insan zihni edilgen bir algılayıcı olmakla kalmaz, yöneldiği dışsal gerçeği biçimlendirir de. Bu görüşlerden yola çıkan Adler, Lenin ve Kautsky'nin tarihsel maddecilik anlayışını eleştirmiş, bu yaklaşımın bireyi ekonomik güçlerin basit bir aracı durumuna indirgediğini ileri sürmüştür. Adler'e göre, Marx insan duygu ve düşüncelerini maddenin dolaysız bir yansıması olarak ele almamış, zihnin maddeden görece bağımsız işleyişini de vurgulamıştır. Marx, insanı fiziksel ve fizyolojik süreçler tarafından belirlenen bir makine olarak tanımlayan kaba maddeci yaklaşımlara karşı çıkmış ve sorunu zihin ile madde, birey ile toplum arasındaki diyalektik bir ilişki olarak ele almıştır.

Adler'e göre, toplum, maddi güçlerin bütünlüğü ile düşünsel-ruhsal çabaların birliğinden oluşmaktadır. İnsan pratiği aynı zamanda felsefi ideallerin gerçekleştirilmesine de hizmet etmektedir. Bu bağlamda, bilim ile ahlak, toplumsal yasaların belirleyiciliği ile amaçlanan idealler, tarihsel maddecilik ile felsefe arasında aşılmaz uçurumlar yoktur. Adler, Marx'ın gençlik döneminde yazmış oldu-ğu "Zur Kritik der Hegeyschen Rechtsphilosophie" (Hegerin Hukuk Felsefesinin Eleştirisi) adlı kitabında "Hümanist Marxizm" olarak adlandırılabilecek bir anlayışı doğrulayan kanıtlar olduğunu ileri sürmüştür. Lukacs'ın Marx'ın gençlik dönemindeki yazılarını Hegelci bir yaklaşımla yorumlaması gibi, Adler de Marx'ın bu dönemindeki yazılarını Kantçı bir bakış açısıyla yeniden değerlendirmiştir. Kişiliğin yaratıcı bütünselliğini insanın en yüce amacı olarak nitelendiren Yeni-Kantçı felsefeden yola çıkan Adler, daha zengin bir bireyselliğe ulaşmış sosyalist insanın oluş-turulması gerektiğini savunmuştur. Bir siyaset adamı olarak Adler, 1888'de Victor Adler tarafından kurulan ve içinde farklı siyasal eğilimleri barındıran Avusturya Sosyal Demokrat Partisi'nin sol kanadında yer almıştır.

Mücadelesini esas olarak genel oy hakkının elde edilmesi ve parlamenter yoldan iktidara gelinmesi çizgisinde sürdüren Avusturya Sosyal Demokrat Partisi içinde proletarya diktatörlüğünü ve işçi konseylerini savunmuştur. Bununla birlikte, Adler'in Avusturya Sosyal Demokrat Hareketi içindeki düşünsel etkinliği, esas olarak siyasal mücadele düzeyinde değil, felsefi düzeyde olmuştur.

ESERLERİ

- Kausalitaet und Teleologie im Streite um die Wissenschaft, 1904, ("Bilim Tartışmasında Nedensel-lik ve Teleoloji*)
- Marx als Denker, 1908, ("Bir Düşünür Olarak Marx’’)
- Das Soziologische in Kant's Erkenntnis kritiky 1925, ("Kant'ınBilgi Eleştirisinde Sosyolojik Öğeler")
- Das Raetsel der Gesellschafu 1935, (Toplumun Gizemi)

KAYNAK

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi; Anadolu Yayıncılık; İstanbul; 1983

Ek Bilgiler

Avusturyalı marksist hukukçu, sosyolog ve sosyalist teorisyen. Viyana Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Otto Bauer'le birlikte Avusturya Marksizmi'nin en önemli teorisyenlerinden biri.

Max Adler yeni-kantçılığın etkisi altında Karl Marx'ın düşüncelerini Immanuel Kant'ın felsefesiyle bir araya getirmeye çalıştı. Özellikle Ernst Mach'ın felsefesinden etkilenerek bir sosyalbilimsel kuram olarak Marksizmin epistemolojik temellerini kurmaya çalıştı. "Yeni İnsan" kavramıyla şekillenen bir yaşam ve kültür felsefesi geliştirmeye çalıştı. I. Dünya Savaşı'ndan itibaren Avusturya Sosyaldemokrat Partisi'nin sol kanadında yer alan Adler, işçi konseyleri hareketini desteklemiştir.

1896'da doktorasını vererek avukat olan Adler, 1920'deki doçentlik tezinden sonra Viyana Üniversitesi'nde sosyoloji ve sosyal felsefe kürsüsünde çalışmaya başladı. 1920-1923 yılları arasında sosyal demokrat partiden parlamenter olarak parlamentoda bulundu. Halk eğitimiyle ilgilendi. 1904-1925 yılları arasında Rudolf Hilferding'le birlikte Avusturya Marksizmi'nin teorik yayını Marx-Studien dergisini çıkardı. 1927'den itibaren yayınlanmaya başlayan Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nin sol kanat yayın organı Der Klassenkampf dergisine katkıda bulundu.

Bunlar dışında; en önemli çalışmaları; devrim, I. Dünya Savaşı sonrası işçi sınıfı içindeki değişiklikler, aydınlar, hukuk ve devlet (özellikle Kelsen'in "arı hukuk teorisi" eleştirisi) üzerine yaptığı incelemelerdir.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,726
Son üye
LeonUO
Üst