Bazı şeyler aşkla izah edilir

merveg

Özel Üye
Katılım
14 Ocak 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Şehir:
Adana
Bazı şeyler aşkla izah edilir


Tahrip olan hayatı yeniden inşa edebilmek, telef olan insanı yeniden kazanabilmek, mutlak hakikatin göstergeleri olan vahyi ve varlığı zihinde tahrif etmemek için, hakikatin insan zihnine bağımlı olmaması şarttır.



Bu tamam: Bir değeri nesneleştirmek, onu istismara ve tüketime açmaktır. İnsan, vahiy, ve hayat ölçeğinde düşündüğümüzde, bu değerlerin nesneleştirilmesinin nasıl bir istismara yol açtığını hep birlikte yaşıyor, görüyoruz.

Nesneleştirilmiş bir insan telef, nesneleştirilmiş bir vahiy tahrif, nesneleştirilmiş bir hayat tahrip edilmeye açık hale gelmiştir. Bundan kaçınmak, ancak bütüncül bir hayat tasavvuruyla mümkündür.

Her şey tasavvurda/tasavvurla başlar. Tasavvur, insanın algılayabildiği soyut ve somut her bir şeyin insan zihnindeki karşılığıdır. Hayat tasavvuru ise, insanın hayatına yön veren 'istikamet açısı'dır. İşte bu nedenle, hayatı inşa tasavvuru inşadan geçer. İmha olmuş bir tasavvurla yeni bir hayat inşa edilemez. Tahrif olmuş bir tasavvur vahiy gibi mutlak hakikate atıf olan değerleri bile tahrif eder.

Tasavvur hem dilin, hem de fiilin anarahmidir. İnsan dilinin, 'eşya'nın tasavvura yansıyan gölgelerini kodlamaya yarayan bir göstergeler sistemi olduğu gibi, insanın tüm yapıp etmeleri de tasavvurundan bağımsız gerçekleşmez. Bir insanın tasavvurunu, ancak kavramlara yüklediği anlamlardan çıkarabilir, davranışlarını oluşturan temel koordinatları sadece bu yöntemle çözebilirsiniz.

Tasavvurun eylemi ne derece belirleyici olduğunun örneklerini hepimiz her gün yaşıyoruz. Şu politik arenaya bakınız. Aslında normalde bir şeye pozitif tavır alması beklenen biri, onun tam zıddı olan negatif tavır alınca, onun eylemini korku, kaygı ya da çıkar ilişkilerinin belirlediğine kanaat getiriyorsunuz. Bir şeyin "üzerine yürümek"le, bir şeyden "kaçmak" arasında, o şeyin insan zihnindeki tasavvuru birinci derecede etkilidir. Korku, işte bunun için insanın değer sistemini dumura uğratır.

Tahrip olan hayatı yeniden inşa edebilmek, telef olan insanı yeniden kazanabilmek, mutlak hakikatin göstergeleri olan vahyi ve varlığı zihinde tahrif etmemek için, hakikatin insan zihnine bağımlı olmaması şarttır. Değilse, mutlak hakikatten söz etmenin anlamı olmayacaktır. İnsan zihni, hakikate anlamını veren değil, daha çok okuyan, anlamaya çalışan ve yorumlayan yanıyla öne çıkmalıdır. O zaman insan haddini bilmiş olur. ...


alıntı
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,726
Son üye
LeonUO
Üst