Akşamdan kalma adam, büyük bir başağrısı ile sabah uyanmış.
Zorlukla gözlerini açıp yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.
Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor.
Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş.
Aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;
Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe
çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum".
Kalkıp giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş.
Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor.
Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor.
Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
-Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu sarhoş olarak eve geldiğinde.
Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam, şaşırmış vaziyette:
-Anlayamadım.
O zaman niye her şey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
- Onu mu soruyorsun!?
Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp, pantalonunu çıkarmaya çalıştığında,
"Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım" dedin.
.........................................................................
Hakikaten okuyunca gülmemek elde değil ama bu fıkrayı gerçek yaşamdan bir kesit olarak düşünürsek durum nasıl olur bilemiyorum.
Kadınlar sarhoş bir kocanın söylediği tek bir cümleden mutlu olabiliyor.
Bir kadın nasıl olur da gecenin bir yarısı körkütük, sarhoş bir vaziyette eve gelinmesini, üstüne üstlük adamın bir de kusmasını nasıl görmezden gelebilir??? Aslına bakarsanız böyle bir şeyi aklım almıyor değil. Her ne kadar fıkra demiş olsak da gerçeğe çok yakın bence ama bu konudan uzun uzun bahsedip de fıkranın büyüsünü bozmak, sizleri de karamsar düşünmeye zorlamak istemem. Adam ne de olsa aldatmamış değil mi ama???
Biz kadınlar hakikaten garip yaratıklarız...
Zorlukla gözlerini açıp yerinden doğrularak, şöyle bir etrafına bakınmış.
Komodinin üstünde bir bardak su ve iki aspirin duruyor.
Yatağın ayakucundaki sandalyede elbiseleri temiz ve ütülenmiş.
Aspirinleri içerken, komodindeki not dikkatini çekmiş;
Sevgilim, günaydın. Kahvaltın mutfakta. Ben alışverişe
çıkıyorum, erken dönerim. Seni seviyorum".
Kalkıp giyinmiş ve kahvaltı için mutfağa gitmiş.
Bakmış oğlu oturmuş, kahvaltı ediyor.
Masada da kendi servisi ve gazeteleri duruyor.
Oturmuş, kahvaltısına başlamış ve oğluna sormuş;
Evlat, dün gece ne oldu, biliyor musun?
-Evet, dün gece saat 3'ü geçiyordu sarhoş olarak eve geldiğinde.
Önce koridordaki sandalyeyi devirdin, ardından kustun, daha sonra da odanın kapısına kafanı çarptın, bir gözün morardı.
Adam, şaşırmış vaziyette:
-Anlayamadım.
O zaman niye her şey temiz, kahvaltı hazır ve gazetem alınmış?
- Onu mu soruyorsun!?
Annem seni sürükleyerek yatak odasına götürüp, pantalonunu çıkarmaya çalıştığında,
"Bayan, beni yalnız bırakın, ben evli bir adamım" dedin.
.........................................................................
Hakikaten okuyunca gülmemek elde değil ama bu fıkrayı gerçek yaşamdan bir kesit olarak düşünürsek durum nasıl olur bilemiyorum.
Kadınlar sarhoş bir kocanın söylediği tek bir cümleden mutlu olabiliyor.
Bir kadın nasıl olur da gecenin bir yarısı körkütük, sarhoş bir vaziyette eve gelinmesini, üstüne üstlük adamın bir de kusmasını nasıl görmezden gelebilir??? Aslına bakarsanız böyle bir şeyi aklım almıyor değil. Her ne kadar fıkra demiş olsak da gerçeğe çok yakın bence ama bu konudan uzun uzun bahsedip de fıkranın büyüsünü bozmak, sizleri de karamsar düşünmeye zorlamak istemem. Adam ne de olsa aldatmamış değil mi ama???
Biz kadınlar hakikaten garip yaratıklarız...