yaşama dair güzel şeyler

delgeç

Yeni Üye
Katılım
23 Ocak 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Bursa
"Eski zamanların birinde bir adam hayatın anlamının ne olduğuna takmış kafayı… Bulduğu hiç bir cevap ona yeterli gelmemiş ve başkalarına sormaya karar vermiş… Ama aldığı cevaplar da ona yetmemiş. Fakat mutlaka bir cevabı olmalı diyormuş. Herkese bunu sormaya karar vermiş...Köy, kasaba, ülke dolaşmış bu arada zamanda durmuyor tabi ki... Tam umudunu yitirmişken bir köyde konuştuğu insanlar ona:

”Şu karşı ki dağları görüyor musun, orada yaşlı bir bilge yaşar, istersen ona git belki o sana aradığın cevabı verebilir" demişler.

Çok zorlu bir yolculuk sonunda bilgenin yaşadığı eve ulaşmış adam. Kapıdan içeri girmiş ve bilgeye hayatın anlamının ne olduğunu sormuş... Bilge sana bunun cevabını söylerim ama önce bir sınavdan geçmen gerekiyor demiş. Bilge bir çay kaşığı vermiş adamın eline ve içine de silme bir şekilde zeytinyağı doldurmuş. “Simdi çık ve bahçede bir tur at tekrar buraya gel... Yalnız dikkat et kaşıktaki zeytinyağı eksilmesin eğer bir damla eksilirse kaybedersin”.

Adam gözü çay kaşığında bahçeyi turlayıp gelmiş. Bilge bakmış:

” Evet, demiş kaşıkta yağ eksilmemiş, peki bahçe nasıldı? Adam şaşkın...

”Ama demiş ben kaşıktan başka bir yere bakamadım ki“.
Şimdi tekrar bahçeyi dolaşıyorsun kaşık yine elinde olacak ama bahçeyi inceleyip gel, demiş bilge... Adam tekrar bahçeye çıkmış gördüğü güzelliklerden büyülenmiş muhteşem bir bahçedeymiş çünkü ... Geri geldiğinde bilge, adama bahçenin nasıl olduğunu sorunca gördüğü güzelliklerden büyülendiğini anlatmış adam. Bilge gülümsemiş , “ama kaşıkta hiç yağ kalmamış” demiş ve eklemiş:

"Hayat senin bakışınla anlam kazanır. Sadece bir noktayı görürsen hayatın akıp gider sen farkına varmazsın... Ya da görebileceğin tüm güzelliklerin tam ortasında hayatı yaşarsın; akıp giden zamanın anlam kazanır..."
"Hayatının anlamı senin bakış açında gizlidir"

:p
 

delgeç

Yeni Üye
Katılım
23 Ocak 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Bursa
Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkar, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin kendisine çarpması ile yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış.

Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın Sağlık birimine ulaaştırmışlar.
Hemşireler, adamcağızın yarasına pansuman yapmışlar, ama
'biraz Beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya sakatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler.
Yaşlı bey huzursuzlanmış,
'acelesi olduğunu istemediğini' söylemiş.
Hemşireler merakla acelesinin sebebini sormuş.
Adamcağız da
'karım huzur evinde kalıyor her sabah onunla kahvaltı etmeye giderim, geç kalmak istemiyorum' demiş.
'Karınızın, siz gecikince merak edeceğini düşünüyorsunuz herhalde' demiş hemşire. Adam üzgün bir ifade ile
'ne yazık ki karım Alzheimer hastası ve benim kim olduğumu bilmiyor' demiş.
Hemşireler hayretle
'madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden hergün onunla kahvaltı yapmak için koştuyorsunuz' demişler. Adam buruk bir sesle
'ama ben onun kim olduğunu biliyorum' demiş.
:confused:
 

delgeç

Yeni Üye
Katılım
23 Ocak 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Bursa
şu dünya da en acı şey yalnız kalmak
insanı en kötü ceza şekli yalnızlık olmalı
acı veriyor gerçekden
insanlar bu yüzden intihar ediyorlar ya sıkıntılarını,dertlerini paylaşamadıkların dan bunalıma giriyorlar
çünkü o yük onlara ağar geliyor binevi insanlar dertleri paylaşıyorlar omuzluyorlar her ne kadar farkına varmasalarda
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst