Ahlak felsefesi

*selman*

Yeni Üye
Katılım
4 Nis 2009
Mesajlar
111
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Şehir:
Adana
AHLAK FELSEFESİ

Ahlak felsefesinin konusu insanının kişisel yada toplumsal yaşamdaki eylemleri ve bu eylemlerin dayandığı ilkelerdir.

Bireyin bir halkın, bir toplumsal sınıfın, bir çağın yaşamına egemen olan inanç ve tasarımlar topluluğuna ahlak (Moral) denir.

Ahlak Felsefesinin Temel Kavramları:

İyi, kötü, özgürlük, sorumluluk, erdem, vicdan, ahlak yasası, ahlaki karar, ahlaki eylem v.b. ahlak felsefesinin başlıca kavramlarıdır.

Ahlak Felsefesinin Temel Problemleri:

1- En yüksek iyi problemi: Temelde insan davranışlarının yöneldiği bir gaye,en yüksek iyi var mıdır?)

2- Doğru eylem problemi: İnsan davranışlarını temelde hangi ölçülere göre doğru olabileceği.

3- Özgürlük problemi:İnsanın yaptığı seçimlerde özgür olup olmadığı problemidir. Temelde iki görüşle şekillenir. İnsanın özgür olduğunu savunanlar; özgür olmadığını savunanlar.

4- Evrensel bir ahlak yasasının olup olmadığı problemi.

a-) Evrensel Ahlak Yasasının Olmadığını Savunanlar:

Haz Ahlakı (Hedonizm): Ahlaki eylemin amacını hazda gören ahlak felsefesine denir. Aristippos, Epiküros başlıca Haz Ahlakı temsilcileridir.

Faydacılık: Faydacılık ahlaki eylemi sonucuna göre değerlendiren bir anlayıştır. Ahlaki eylemin birinci amacı olarak faydayı gören bireyci bir felsefedir.

Bencilik (Egoizm): Bencilik (Egoizm) genel anlamıyla insanın tüm eylemlerinin “ben düşkünlüğü” ile belirlendiğini, bütün eylemlerinin kendini koruma iç güdüsünden ve ben sevgisinden kaynaklandığını ileri süren bir ahlak görüşüdür. Temsilcisi T. Hobbes dir.

Anarşizm (Baş Tanımazlık): İnsanların birey olmasını engelleyen her türlü otoriteye karşı çıkar. Devlet otoritesi gibi ahlak kuralları da insan özgürlüğünü kısıtlayan kurallardır. Anarşizme göre önemli olan tek şey bireyin hak ve özgürlükleridir. Başlıca temsilcileri Proudhon, Stirner,

F. Nietzsche (Nihilizm): Varolan görüşlere, değerlere, düzene karşı hiçbir ilke tanımayan bir anlayış taşır. Nietzsche ahlak dışı bir felsefe kurma girişiminde bulunur. Akıl yerine iradeyi, toplum yerine bireyi üstün tutar.

J. P. Sartre (Varoluşçuluk): Sartre’nin ahlak görüşü “varoluş özden önce gelir” önermesini eksen alır. İnsan diğer varlıklardan farklı olarak özü gerçekleşmemiş bir varlıktır. İnsan özgürce seçimleriyle kendi kendisini gerçekleştirecek, özünü oluşturacak varlıktır. (İnsan ne isterse o olur.)

b-) Evrensel Ahlak Yasasının Varlığını Kabul Edenler:

Bu görüşü benimseyen düşünürler, iki temel görüş çerçevesinde evrensel ahlak yasasını açıklamaktadırlar.

Bazı düşünürlere göre ahlaki yasalar, nesnel olarak insanın dışında, ondan bağımsız bir biçimde vardır. Bu evrensel ahlak yasasını nesnel (objektif) temelde açıklamaktır. (Bu görüşü savunanlar evrensel ahlak yasasını bir doğa yasası gibi insandan bağımsız olarak kabul ederler.)

Bazı düşünürler ise ahlaki yasaların insanın doğasıyla ve koşullarıyla ilgili olduğunu ve varlığını insandan, onun öznel yaşamından aldığını savunan görüşler ileri sürerler. Bu da evrensel ahlak yasasını öznel (sübjektif) temelde açıklamaktır.

1- Evrensel Ahlak Yasasının Varlığını Öznel Temelde Açıklayanlar:

Bu görüş içerisinde sayabileceğimiz başlıca düşünürler: J. Bentham, J. S. Mill, H. Bergson dur.

Bentham ve Mill’e göre insan doğası gereği acıdan kaçınır, hazza yönelir ve mutlu olmak isteğindedir. Kişinin mutlu olabilmesi ise çevresindeki insanların mutlu olmasına bağlıdır. Bu nedenle olabildiğince çok insanın yararına olanın seçilmesi doğru bir eylemde bulunmaktır. Bu düşünürlere göre ahlaki yasa yalnız tek insan için değil, herkes için faydalı olanın istenmesiyle belirlenecektir.

Bergson’a göre ise doğru eylemin ölçütü sezgidir. İnsan kendisinde var olan sezgi gücü ile iyi ve kötü eylemleri ayırabilecektir. Bergson “kendi sezgine uygun olan davranışı seçki, herkes için doğru ve ahlaki olanı gerçekleştirmiş olasın” düşüncesiyle hareket etmektedir.

2- Evrensel Ahlak Yasasının Varlığını Nesnel (Objektif) Temelde Açıklayanlar:

Bu görüşü temsil eden başlıca düşünürler arasında Socrates, E. Kant, Platon (Eflatun), Farabi, Spinoza sayılabilir.

Socrates’e göre en yüksek iyi bilgidir. Onun ahlak anlayışının temelinde “bilgi erdemdir” iddiası bulunur. Platon’a göre iyi idesi iyi olan her şeyin iyi olmasını sağlayan şeydir. O halde bu dünyada gerçekleştirilen her iyi eylem ideler dünyasındaki iyi idesine uyduğu için iyidir. Bundan dolayı gerçek mutluluk idelerin bilgisine sahip olmaktır. Farabi’ye göre erdemlerin en üstünü bilgidir. İnsana en yüksek mutluluğu sağlayan bilgi ise tanrının bilgisidir. Spinoza’a göre doğa yasası ile evrensel ahlak yasası aynı şeydir. Doğa yasasını bilmek tanrıyı bilmektir. Spinoz’a için iyi doğa yasasına uyma, evrensel ahlak yasasına uyma, tanrıya ulaşma, erdemli olma, güçlü olma, kendini koruma duygusu hep aynı şeydir.

Ahlak anlayışına yeni bir bakış açısı kazandıran ünlü Alman filozofu Kant’tır. Kant ahlakın temeline ödev duygusunu yerleştirir. Ona göre ahlakta amaç mutluluk olamaz. Çünkü mutluluk çok değişken ve öznel bir terimdir. Ona göre bir eylem bir histen yada bir eğilimden dolayı değil de bir ödev duygusundan dolayı gerçekleştirilmişse ahlaki bir eylem olabilir. Kant bir eylemin ahlaki değerini sonucunda değil de eyleme karar verme aşamasında kabul etmektedir.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst