Ferdi ve Şürekası - Halit Ziya Uşaklıgil

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
KİTABIN ADI : FERDİ VE ŞÜREKASI
KİTABIN YAZARI : HALİT ZİYA UŞAKLIGİL
KİTABIN YAYIN EVİ : İNKILAP VE AKA
BASIM YILI : 1984
KİTABIN KONUSU
Zengin kızın fakir gence aşkının trajedik sonu.
KİTABIN ÖZETİ
İsmail Tayfur Ferdi ve Ortakları Ticaretevi’nde veznedâr olarak çalışmaktadır.Bir gün Ferdi Efendi İsmail Tayfur’u yanına çağırıp onun çok çalıştığını bahane edip kârın % 0.5’ini alcağını söyler.
İsmail Tayfur bu durumdan şüphelenir ve bu konuyu şirketin emektar veznedârı ve rahmetli babasının dostu Hasan Tahsin Efendi’ye açar. Hasan Tahsin Efendi bunun Ferdi Efendi’nin kızı Hacer’in ona olan ilgisinden kaynaklandığını söyler.Gerçekten de Hacer çocukken şirkete geldiğinde İsmail Tayfur’a farklı yaklaşmıştır.Hatta birgün İsmail Tayfur’un hesap defterinin arasına güller doldurmuştur.

Hacer artık şirkete gitmesi yasaklanınca tüm duygularını hâtıra defterine yazmaya başlar fakat bir gün eve geç gelince babası odasına çıkar ve Hacer’in hâtıra defterini okur.Hacer gelince de Ferdi Efendi niye kendisinin haberi olmadığını ve kendisini İsmail Tayfur’la evlendireceğini söyler.İşte maaş zammının sebebi budur.
Bir gün İsmail Tayfur’un annesi Besime Hanım ve babasının getirdiği kimsesiz Saniha evdeyken Hacer’in öğretmeni eve gelir.Besime Hanım’a Hacer’le İsmail Tayfur’un birbirlerini sevdiğini ve nişan hazırlıklarına başlamaları gerektiğini ballandıra ballandıra anlatır ve “gençlerin bundan haberdâr olmamaları gerektiğini” ekler.
Aslında Saniha ile İsmail Tayfur habersizce birbirlerini sevmektedirler.Fakat Saniha bu nişan haberini duyunca yıkılır.İsmail Tayfur’un tüm çabalarına rağmen –Saniha’nın da inadıyla- Hacer’le evlenirler.Fakat aralarındaki ilişkinin eskisinden farkı yoktur. Bir gece Hacer uyandığında İsmail Tayfur’u yanında göremez ve heyecanlanır. İsmail Tayfur’u aramaya çıkar ve onu Saniha’yla konuşurken görür şaşırır ve üzülür.Odaya gelir ve İsmail Tayfur geldiğinde Hacer onu suçlar kapıyı kilitler ve yatağı ateşe verir. İsmail Tayfur anahtarı zorla alır kapıyı açar.Bu sırada Hacer’in elbisesi tutuşmuştur Hacer’î yakalar ve evden çıkarlar.Evin her tarafı tutuşmuş ve tüm ev halkı bahçeye çıkmıştır. İsmail Tayfur’da Hacer’î getirir ve yere bırakır. Hacer ölene dek bekler ve öldüğünde gülmeye başlar.
İsmail Tayfur artık tamamen delirmişti ve sadece gülüyordu. Ferdi Efendi’de bu olaylara çok üzülmüş ve İsmail Tayfur’a maaş bağlamıştı. Hasan Tahsin Efendi ara sıra onu ziyaret ediyordu ama hâlinde bir değişiklik hissetmiyordu.
KİTABIN ANA FİKRİ
Bir zenginlik hayalinin her zaman mutlu sonla bitmemesi trajediyle sonuçlanabilmesi.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Hayatın nasıl olursa olsun hiçbir zaman toz pembe olmadığının ve kolay yoldan amaçlarımıza ulaşmaya çalışmanın bazen kötü neticeler doğurabileceğini anlatan bir eserdir.
YAZAR HAKKINDA BİLGİ
Halit Ziya’nın ailesi Uşak’tan İzmir’e göçerek “Uşşakizadeler” diye anılmaya başlayan zengin bir ailedir. Bu aile işleri çok gelişince İstanbul’a da bir şube açtı ve bu şubeyi sermayesiyle birlikte oğul Hacı Halil Efendi’ye verdi. Halit Ziya Hacı Halil Efendi’nin üçüncü çocuğu olarak 1866’da İstanbul’da doğdu.
İstanbul’da Askerî Rüştiye’ye giden Halit Ziya babasının işleri kötü gitmeye başlayınca annesiyle birlikte İzmir’e dedesinin yanına gönderildi. Öğrenimini İzmir Rüşdiyesi’nde sürdürdü (1878). Bu arada babasının işlerini düzene koyup İzmir’e gelişi ve yeni bir işyeri açışıyla sığıntı olma düşüncesini de zihninden atan Halit Ziya ikinci bir okula hazırlık için Frenk Mahallesi’nin Alioti bölümündeki Auguste de Jaba adlı avukatın emrine verildi.
Halit Ziya babasının kâtibi olarak işe başladı bu iş edebiyat merakıyla pek bağdaşmadığından yeni iş tavsiyelerini dikkate aldı ancak İstanbul’da hariciyeci olmak için yaptığı başvuru sonuçsuz kaldı. İzmir’e dönüşünde rüştiye öğretmenliğine başladı ve akabinde Osmanlı Bankası’na girdi.
İstanbul’da Reji Genel Müdürlüğü’nün başkâtiplik teklifini kabul ederek İzmir’den ayrıldı (1893). Reji’deki çalışma günlerinde Servet-i Fünun’a da katılarak edebi faaliyetlerini yoğunlaştıran Halit Ziya Meşrutiyet’ten sonra bir süre Darülfünun Edebiyat Fakültesi’nde Batı Edebiyatı okuttu. Sonra Mabeyn Başkâtibi oldu (1909). Buradan ayrıldıktan sonra memuriyete dönmeyen ve tüm zamanlarını edebiyata veren Halit Ziya 23 Mayıs 1945 tarihinde İstanbul’da öldü
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,726
Son üye
LeonUO
Üst