Kin..

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Tıraş olurken yüzünü iyice inceledi. Yaşlandığını hissediyordu artık. Oysa daha kırk beşine bile gelmemişti. Bu lanet olası ülkeden nefret ediyordu. Burada geçirdiği son sekiz ay neredeyse beş yıl gibi gelmişti ona. BM barış gücünde görev yapıyordu. Somali ve Filistin’de de görev yapmıştı ama hiçbir yerde burada yani Ruanda’da karşılaştıklarını görmemişti.

Aynaya doğru iyice eğildi. Gözlerinin altındaki kırışıklıklar artmıştı son günlerde. Geceleri nöbetçi sayısını arttırmak zorunda kalmışlardı. Bu Hutu savaşçıları günden güne azgınlaşıyorlardı. Korkarım kısa süre sonra onlarla karşılaşmak zorunda kalabiliriz demişti emrindeki askerlerine. Aslında böyle bir şeyin olmaması için de dua ediyordu doğrusu. Bölgede küçük bir karakolları vardı ve sadece on kişi ile olanları gözlemek dışında bir şey yapmıyorlardı. En yakın BM gücü kendilerinden üçyüz kilometre uzaktaydı. Acil durum çağrısı vermek zorunda kalmamayı umuyordu bu yüzden.

6 Nisan’daki uçak kazasında sonra başlamıştı her şey. Devlet başkanı Habdayimana’yı taşıyan uçak yere çakıldığında bunu Tutsi’lerin düzenlediklerini öne sürerek aylardan beri düşündükleri eylem planlarını uygulamaya koymuşlardı. Zaten uzun zamandır bunun için hazırlandıkları belliydi. Bunun hakkında istihbarat almışlardı. İşbaşındaki Hutu hükümetinin olacaklara göz yumması ise bir Afrika geleneğiydi adeta. Bu kıtada geçirdiği uzun yıllar boyunca sayısız katliama tanıklık etmişti. En berbatlarını Somali’de yaşadığını düşünüyordu ama o buraları görmeden önceydi.

—Kahretsin! Diye fısıldadı. Kulak hizasında yanağının üst kısmında ince bir çizik oluşmuştu aniden. Sonra kırmızılık aşağıya süzüldü yavaşça. Yüzünü yıkamaya çalıştı ip gibi akan suda. Son günlerde depodaki suyu idareli kullanmaları gerektiğinden ihtiyatlı davranıyorlardı. Sonra Morgan yandaki havluya uzanarak sildi yüzünü. Bir yandan da söyleniyordu.
—Nefret ediyorum buradan nefret ediyorum… Buradaki görev süresi iki ay sonra doluyordu. Bir daha Afrika’ya ayak basmak mı? Tanrı korusun diye söylendi. Tam o sırada iki el silah sesi duyuldu şehrin güney yönünden. Aceleyle üniformasını giyerek banyodan çıktı. Kenar mahallelerin oradan gelen bir uğultu duyuluyordu. “Yine başladılar” diye geçirdi içinden.

Yıllardır fişledikleri Tutsi ve ılımlı Hutu’ların evlerini basıyorlardı. Hükümet tarafından gizlice getirtilen 10 centlik satırları kullanıyorlardı bunun için. Yüzlerce Hutu savaşçısı bir oluyor ve listedekileri teker teker temizliyorlardı. Evde kimin olup olmadığına bile bakmıyorlardı çoğu zaman. Fişlenen evdi ve evin içindeki herkes düşmandı onların gözünde. Çoluk çocuk genç yaşlı dinlemiyorlardı. Sadece kadınlar çocukları ve kocalarından daha fazla yaşama şansını buluyorlardı. O da sadece tecavüz süresi kadar…

O vahşet sahnelerinden birine daha iki gün önce tanıklık etmişti. Karakolun hemen karşısında kovaladığı bir adamı yakalayan Hutu genci gözlerinin önünde işlemişti cinayeti. Adamı yere yıktığında diğerleri de gelmişler ve çevrelerinde halka oluşturmuşlardı. Karakolun bahçesine kadar çıkmış ve olanları bir film izler gibi izlemeye başlamıştı. O an sanki büyülenmiş gibiydi. Donup kalmıştı. Yerdeki adam elli yaşlarında olmalıydı. Saçları kırlaşmaya başlamıştı. Ağlıyor ve af diliyordu anlamadığı bir dilde. Ellerini kaldırıyor ve vurmaması için yalvarıyordu elinde satır tutan delikanlıya. Diğerleri teşvik ediyorlardı genci. Delikanlı ne yapacağına karar verememiş gibiydi. Sonra bir an Morgan’la gözgöze geldi. Gözlerini dikti bahçede şaşkın bir vaziyette duran beyaz yabancıya. Sonra nefretle gözlerini kıstı ve aniden olduğu yerde dönerek elindeki satırı ayaklarına kapanmakta olan adamın kafasına olanca gücüyle vurdu. Satırın kafatasına çarpma sesi Morgan’ın olduğu yerden bile rahatlıkla duyulabilmişti. Satır yarısına kadar yaşlı zencinin kafatasına gömüldüğünde çevresindeki gençlerin kahkahaları doldurmuştu caddeyi. Yerdeki zencinin vücudu kasılarak titremeye başladığında delikanlı satırı yerinden çıkarmaya çalıştı. Ama öylesine gömülmüştü ki yerinden kıpırdatamamıştı bile. İki eliyle asılması bile sonucu değiştirmemişti. Sonra öfaaale yerdeki cesedi tekmelemeye başladı genç Hutu. Çevredekilerin kahkahaları gittikçe artıyordu. Çocukla alay ediyor olmalıydılar. Birkaç dakika uğraştıktan sonra satırı yerinden çıkaran delikanlı hala onları izlemekte olan Morgan’a dönerek elindeki satırı sallamıştı o anlamadığı dilde bir şeyler söyleyerek…

Aytunç
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst