Kolay ve Kalıcı Öğrenme...

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Ne hoş değil mi? Hem kolay öğreneceğiz hem de bunlar kalıcı olacak yani sınavda falan aklımıza rahat rahat gelecek. Sen de meraklandın değil mi?

Kolay öğrenme nasıl gerçekleşir?

Şimdi bu sorunun cevabını arayalım...

Başarılı olmak için kazanılması gereken üç davranış vardır:

Düşünme alışkanlığını kazanmak

Öğrenci, sorunlarının çözüm yollarını kendi düşünmelidir. Gerek sınavlara hazırlık sürecinde gerekse yaşamda kişiye büyük katkılar sağlayacaktır böyle bir davranış. Kişinin kendine güvenini geliştirecektir. İş yapabilme kabiliyetini olumlu yönde etkileyecektir. Büyükler sadece bir kılavuzdur.

Anne baba ve öğretmenler deniz feneri gibidir. Ancak denizde giden öğrencidir. Asıl işi o yapmalıdır. Tabii bunu yaparken uyarılara kulak vermeyi ihmal etmemelidir.

Burada öğretmenlere düşen görevler de vardır. Öğrencinin düşünmesi için ona yol açmalıdır. Öğrencinin yerine düşünülürse öğrencinin düşünme yeteneği gelişmez.

Okuma alışkanlığını kazanmak

Sözcük olmadan düşünmek imkansızdır. Sözcük bilgisi düşünce ve zekayı geliştirir. Bu yüzden bizler sözcük hazinemizi geliştirici çalışmalar yapmalı, bol bol kitap okumalıyız.

Yapılan bilimsel araştırmalar sözcük bilgisinin önemini bize kanıtlamaktadır. Stevens Teknoloji Enstitüsü profesörlerinden Dr. Johnson O’cannor , işletmecilik alanında idare amiri olmak üzere ders gören 100 gence “kişinin kelime hazinesini ölçen” bir test uyguluyor. Beş yıl sonra yapılan araştırmalarda , test puanları ilk yüzde ona giren öğrencilerin tamamının idare amirliklerine yükseldiği ; puanı aşağı yüzde yirmi beşe dahil geçlerin hiçbirinin idare amiri olamadıkları ortaya çıkmıştır.

Hayatta başarılı olmak istiyorsanız kelime bilgisini artırınız. Göreceksiniz ki zekanız daha iyi işleyecek , kişiliğiniz renklenecek, hayatta daha başarılı olacaksınız. Çünkü kelime bilgisi artıkça insanın düşünme yeteneği ve zekası da artmaktadır. Çok okuyan sınavlarda çıkabilecek soruları da daha kolay çözerler.

Kendi kendine iş yapabilme alışkanlığını kazanmak

Bir öğrenci, gerek sınavlarda gerekse hayatta başarılı olmak istiyorsa kendi başına davranma yeteneğini edinmelidir. Ders çalışırken hep başkalarından yardım beklememelidir. Aksi taktirde öğrenmesi gerekenleri tam olarak öğrenemeyecektir. Aile ve öğretmenler, öğrenciye yol gösterici olmalıdır. Ne aile ve öğretmenler bu sınırdan taviz vermelidir ne de öğrenciler bundan daha fazlasını talep etmelidir.

Bisiklet sürenleri kırk yıl izleseniz, kendiniz bizzat bisikletin üstüne binip onu sürmeyi öğrenmeye çalışmadıktan sonra kesinlikle bisiklet sürmeyi öğrenemezsiniz. Sınavlara hazırlanırken karşılaşılacak sorunların aşılmasında büyüklerden sadece yardım isteyiniz, ancak sorunlarınızı onların çözmesini istemeyiniz.
Ödevlerini hep başkalarına yaptıran bir öğrenci sınavlarda ne kadar başarılı olabilir ki?

Anne ayı, yavrusuna, balık tutmayı nasıl öğretir? 5-6 aylık yavru ayı, anneyle birlikte suya girer, anne ayı balık yakalar, birlikte yerler. Birkaç hafta sonra, anne ayı yakaladığı balığı sıkarak öldürür ve ağzından düşürür! Yavru ayı bu balığı yakalar! Bu oyun haftalarca sürer. Anne ayının suya düşürdüğü balık, her defasında biraz daha canlıdır. 5-10 saniye zaman bulsa iyice canlanıp kaçabilir. Ama yavru ayı buna fırsat vermez. Aylar sonra, anne ayının elinden düşürdüğü balık tam canlıdır. Yine de kaçamaz... Çünkü yavru ayı da artık usta bir balıkçı olmuştur. Anne ayı bunu görür. Artık yavrusuna balık vermez. Aç bırakır. Hatta bitkisel besinler ya da başkalarının artıklarıyla beslenmesini engeller. Yavru aç kalır. Balık yakalar.

Bir Çin atasözü şöyle der: “Bana söylersen unuturum, gösterirsen yarısını unuturum, yaptırırsan hiç unutmam”.
Burada anne baba ve öğretmenlere da görev düşmektedir. Öğrencinin görevlerin yapmamalı ona sadece yol göstermelidirler. Örneğin bir kelimenin anlamını soran öğrenciye kelimenin anlamını söylemek yerine sözlük tavsiye edilmeli, bir problemi soran öğrenciye sorunun çözümünü yapmak yerine çözüm sadece yöntemini göstermeli, bir konuda bilgi almak isteyen öğrenciye bilgi vermek yerine bilgiyi nerede bulacağını göstermelidir. Kısacası öğrenmeyi öğretmeli ki öğrenci hayat boyu kendi kendine öğrenmeyi gerçekleştirebilsin.

Bu davranışları edindikten sonra takip edilecek yöntemler:

Yaşayarak öğrenme

Ezberleme ile öğrenme gerçekleşmez. Kalıcı öğrenme içim öğrenme sürecinin içinde olmak gerekir. Bir problemin çözümü ezberlenirse o problem çözülür belki ama benzeri farklı bir problem çözülemez hatta belli bir süre sonra çözümü ezberlene problem vb. çözülemez çünkü unutma olur. Öyleyse bizzat çözüm yolları üzerinde çalışılmalı, ezberden uzak durulmalı.


Burada dikkat edilecek bir husus da sevilen ders ve konuların yanında sevilmeyen (sevilmeyen ders olmamalı aslında) ders ve konulara da çalışılmalıdır öğrencilerin bir çoğu hep sevdikleri derslere çalışarak kendilerini yanıltıyor ve böylece çalışma eylemini gerçekleştirdiğini zannederek rahatlamaya çalışıyor. Oysa sevilen ders ve konular genelde bilinen ders ve konulardır. Öğrenme bilinmeyenin hafızaya alınması ise sevilmeyen ders ve konuların üzerinde yoğunlaşmak başarı için şarttır.

Atalarımız, bir şey hiç uygulanmasını yapmadan, yalnızca nasıl yapıldığını görmeyle öğrenilmez anlamına gelen; “Bakmakla öğrenilseydi kediler kasap olurdu.” atasözünü sözlüklerimize kazandırarak buraya kadar anlattığımız konuları en güzel şekilde özetlemişlerdir.

Alıştırma Çalışmaları


Başarılı olmak için çok alıştırma yapmak gerekir. Çok örnek çözmek gerekir. Alıştırma yapmak konunun bütün yönlerinin kavranılmasını da sağlar.

Yardım isteme


Gerek çalışma esnasında gerekse alıştırma yaparken anlaşılmayan yerler not alınmalı daha sonra da bu yerler bir bilene sorulmalı. Aileden biri, tanıdık biri, grup arkadaşlarından biri yardım almak için yeterli olabilir.

Grup çalışması


Öğrenci için ten başına ders çalışmak sıkıcı olabilir. Ayrıca öğrenci bilmediği sormak ihtiyacı duyduğu konuları öğrenmek için yanında her zaman bir öğretmen bulamayabilir. Bununla birlikte, bilinen bir şeyin başkasına anlatılması en etkili öğrenme yöntemlerindendir. Çünkü böyle bir çalışma yöntemi unutmayı engeller. Bütün bunları gerçekleştirmenin tek yolu grup çalışmasıdır. Dersleri iyi olan ve anlaşabileceğiniz 3-5 arkadaşla bir araya gelinerek böyle bir çalışma yapılabilir. Herkes birbirinden faydalanmış olur. herkes en iyi bildiğini bir diğerine anlatır.

Bir gün sormuşlar bilginlerden birine: “Ben kendime yeterim diyenlerle yardımlaşma başarıyı artırır diyenler arasında ne fark vardır?diye sormuşlar. Bakın göstereyim demiş, bilgin. Önce ben kendime yeterim diyenleri çağırarak onlara bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da bir metre boyunda kaşıklar. Bilgin bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz diye bir de şart koymuş. Peki demişler ve önlerindeki çorbaları içmeye teşebbüs etmişler Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına. En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan Bunun üzerine şimdi demiş bilgin, yardımlaşmanın gereğine inananları çağıralım yemeğe. “Buyrun” deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, sonra karşısındaki kardeşine uzatarak içirmiş. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan. İşte demiş bilgin, kim ki gerçek sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafindan doyurulacaktır şüphesiz ...

Kendini düşünen, her şeyi ben kendim yapabilirim diyen, başkalarıyla bir şeyleri paylaşma ihtiyacı hissetmeyenlerin hayatta başarılı olma şansları yoktur, olsa bile mutlu olma şansları hiç yoktur. Paylaşan, birbirine yardımcı olan kişiler hem başarılı hem de mutlu olurlar .Grup çalışması paylaşmanın, yardımlaşmanın en güzel örneklerinden biridir. Grup çalışmasına katılan öğrencilerin başarılı olma şansları da diğerlerinden daha yüksektir.


Tekrar Çalışması

Belli bir süre sonra, önceden öğrenilenler unutulur. Unutulmanın engellenmesi tekrarla mümkündür. Özellikle sözel derslerde unutma çabuk olur. Bunun için belirli aralıklarla tekrar bu derslerde çok gereklidir. Sınıfta öğrenilen ders eve gelindiğinde tekrar edilirse hafızaya alma daha da kolaylaşır, öğrenilenlerin unutulması zorlaşır. Sözel derslerde bu işe ek olarak bir de ön hazırlık faydalı olacaktır. Sınıfta görülecek ders önceden okunarak sınıfa gidilme şeklinde olur bu ön hazırlık. Bol bol test çözülerek de tekrar yapılabilir. Burada dikkat edilecek nokta, sorularla tekrar yapıldığından dolayı, eğer bilinemeyen, çözülemeyen soru olursa yardım alınarak bilgi eksikliğinin giderilmesi yoluna gitmeyi ihmal etmemektir.

Değerlendirme Yapmak

Yapılan çalışmalar değerlendirilmelidir. Ne kadar çalışılmalıydı, ne kadar çalışıldı? Ne kadar yanlış var? Kaç boş var? Yetersizlik hissedilen konular neler? Eksikliklerin nasıl giderilmesi gerekir? Hatalara en aza indirmek için neler yapılmalı? Başarılı olmak için daha neler yapılabilir? Değerlendirme çalışmalarında bu soruların cevapları aranmalıdır. Bu değerlendirme, kişinin eksiklerini giderip tam öğrenmeyi gerçekleştirmek bakımından çok önemlidir.

Ne yapıyorsanız başarıya ulaşma adına yapıyorsunuz. Yani kendiniz, kendi geleceğiniz için... Konuyu Sang H. Kim’in çok anlamlı ve ders alınması gereken güzel bir sözüyle tamamlayalım:

“Başarı size gelmez, siz ona gideceksiniz!”
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst