Ben araştırması...

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Ben neyim/kimim?

Ben ne?

Bu araştırmayı yaparken başlangıç noktamız şu olacak;
"Gözlenen gözleyen olamaz."

Tıpkı göz kendisini göremez bıçak kendisini kesemez parmak kendisini işaret edemez gibi.

Gözün gördüğü aynadaki aksidir. Bıçağı esnek yapsak da kendisini kesmesini sağlasak kesebildiği yer kesen yer olmayacaktır. Parmak esnek olsa ve kendini işaret etmeye çalışsa işaret edebildiği kısmı işaret edebilen kısmı olmayacaktır.

Böylelikle gözlemleyebildiğimiz hiçbir şey 'ben' olamaz.

Başlangıçta onu kullanabildiğimiz için beden bize ben olarak görünür.

Ama ben bedenimi gözlemleyebiliyorum. Öyleyse ben o olamam. Ona kumanda edebiliyor olmam o olmamı gerektirmez. Bir otomobilin içine girip ona da kumanda edebiliyorum ama araba değilim.

Aslında araç kullanırken insan iyi kullanabilmek/konsantre olabilmek için 'farkında olmadan' aracın sınırlarını kendi sınırları gibi algılar. Bilardo oynarken bir ıstakaya dönüşür. Veya bir bilgisayar oyunu oynarken ekrandaki karakterle özdeşleşir. Veya bir film seyrederken sahnedeki karakterlerden biri olur film boyunca.

Bu özdeşleşme bilinçsizce olur. Ama özdeşleşmeden kurtulmak bilinçli çaba gerektirir.

Gözlemlemek sizi gözlemlediğiniz şeyden 'soyar'. Birşey gözlemleyebiliyorsanız ona 'dıştan' bakabiliyorsunuz demektir. O halde nasıl o olabilirsiniz?

Peki ben'in beden olmadığını anladıktan sonra şu soruyu sorabilirim? Ben enerji miyim?

Madem maddesel olan beden değilim belki de o beden üzerinde gezinen/akan bir enerjiyim. Ona canlılık veren enerjiyim.

Ancak enerjimizin az veya çok olduğu zamanlara bakarsak bundan bağımsız 'kendindeki' enerjiyi gözleyen bir 'ben'in varlığı ortaya çıkar. Kendinizi güçlü ya da zayıf hissederken 'ben' hep oradadır. Ve değişen enerjinizi gözlemleyebildiğinize göre 'ben' enerji de olamaz.

Daha sonra sıra zihine gelir. Madem madde ve enerji değilim o halde zihnin kendisi olabilir miyim? Bir düşünce bir duygu olabilir miyim?

Ancak sessiz bir şekilde oturursanız zihninizden geçip giden düşünceleri ve bunların yarattığı duyguları gözlemlemek mümkün olur. Zihninizi gözlemleyebilirsiniz. Öyleyse 'ben' zihin de olamam.

Zaten gözlemleyebildiğim herşey değişmeyen bir gözlem noktasına (bir sabit referansa) ihtiyaç duymaktadır.

Eğer 'ben' gözlemlenen şeyden ayrı olmasaydı bu sabit referans varolmazdı. Gözlemlenen herşey görecedir bu görecelik de 'ben'e göredir. 'Ben' sabit yerinde durmalı ki şeyler de gözlenebilmeye devam edebilsin.

İşte bu bir 'şey' olmayan şey (yani ben) diğer tüm şeylerin kılığına bürünerek karşımıza çıkabiliyor gibi. Tüm elbiseleriyle. Bir 'şey' olmadığı halde bir 'şey'miş gibi şeylerle özdeşleşiyor onlar oluyor. Hiçbir'şey' değil ama her'şey' ve herhangibir'şey'.

Not: Yazıdaki 'şey' terimi isim bulmakta zorlandığımız belli bir şeyin yerine geçen 'şey' değildir. Herşeyin yerine geçebilen tüm şeyler kümesini (madde/enerji/olay/olgu/durum/duygu/düşünce vs) kapsayandolayısıyla bunlardan belli biri olamayan bir 'şey'dir. Yani yerine konabilecek başka bir 'şey' yoktur.

Farklı bir dikkat durumu var. Beden olmadığını hissetme. O zaman bedeniniz size yabancı bir nesne gibi gözükmeye başlıyor. Diğer insanlara bakıyorsunuz ve bedenle özdeşleşmiş garip yaratıklar gibi gözüküyorlar.
İki bacağı iki kolu olan garip bir tür. Sanki insan değilmişsiniz bu türü ilk kez görmüşsünüz gibi saatlerce bakabilirsiniz.
Kendinize bakıyorsunuz aynasız. Kafadan altı gözüküyor. Gözüken organların kontrolü elinizde. Birşey düşünüyorsunuz istiyorsunuz ve bir el oradan harekete geçiyor. Gözleyen nerede. Gözükmüyor.
Gözleyeni görmek için aynaya bakıyorsunuz. Aynada bir yüz var alışık olduğunuzu düşündüğünüz. Size "ben senim" der gibi bakıyor. Bir an için beden olmadığınızı düşünerek bakın ona. Bu sefer anlamsız ve hatta korkulu yabansı bakmaya başlayacak. Çıkan sonuç; bunu bilmekten korkuyorsunuz/korkuyor.
Bahsettiğim farklı dikkat durumu hint felsefelerinde 'gözlemci' olarak geçiyor. Gurdjieff'in 'kendini hatırlama uygulaması' (veya çift yönlü dikkati) ile gözlemci konumu ve aynı zamanda beden olmadığını varsayma/hissetme dikkati aynı/benzer dikkat konumları olarak gözüküyor gözüme. Hepsi aynı 'farklı dikkat durumu'na geçiriyor. Uyku ve uyanık olma dışında yeni bir bilinç durumu. Hatırlayınca düşündüm de Maharaj'ın "Ben'im" uygulaması da aynı bilinç durumu gibi.
Gurdjieff buna 'subjektif bilinç'/üçüncü durum demişti (yüksek duygu merkezi dediği 6. merkezle ilintili). Ve objektif bilince (dördüncü bilinç yüksek düşünce dediği 7. merkez) geçmek için bu bilince uzun süre nüfuz etmeyi önşart olarak sürmüştü.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst