Abdulhak Hâmid Üzerine...

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
ABDÜLHAK HÂMİD TARHAN(1852-1937)

Tanzimat döneminde batı tesirlerini Türk şiirine sokan şair, tiyatro yazarı ve diplomat.
5 Şubat 1851’de İstanbul’da doğdu. Babası, dedesi ve soyu ilim aleminde isim yapmış şahsiyetlerdi.
Dedesi Abdülhak Molla, İkinci Mahmud ile Abdülmecid Hanın hekimliğini yapmış, şiir ve tarihle
uğraşmıştı. Babası Hayrullah Efendi ise, meşhur bir tarihçi ve diplomattı.
Abdülhak Hâmid ilk tahsiline Evliya Hoca, Behaeddin ve Hoca Tahsin Efendi gibi özel hocaların huzurunda başladı. Özellikle Hoca Tahsin Efendinin Abdülhak Hâmid üzerindeki etkisi büyüktür Daha sonra Bebek Köşk Kapısındaki mahalle mektebi ile Rumelihisar Rüşdiyesine kısa süre devam etti. Ailesi tarafından Paris’te eğitim yapması uygun görülünce ağabeyi Nasuhi Bey ile 1863 Ağustosunda Paris’e gitti. Orada özel bir koleje başladı. Kısa zamandaFransızcasını ilerletti. 1,5 sene tahsilden sonra, yanlarına gelen babası ile İstanbul’a döndü. İstanbul’da Fransız mektebinebaşladı ve Fransızcasını ilerletmek için Babı ali’de tercüme odasına girdi. On dört yaşlarındayken,Tahran büyükelçiliğine tayin edilen babasıyla birlikte İran’a gitti ve 1,5 sene özel olarak Farsça dersleri aldı. Babasının 1867’de vefatı üzerine İstanbul’a döndü.
İstanbul’a döndükten sonra, önce Maliye mektubi, daha sonra sadaret kaleminde vazife yapan Abdülhak Hâmid, buralarda Ebüzziya Tevfik ve Recaizâde Mahmud Ekrem'le tanıştı. Sami Paşa’dan Hafız Divanı’nı okudu. Bu arada Tahran hatıralarını anlatan Macera-yı Aşk adlı ilk eserini yazdı ve meşhur Makber mersiyesini yazmasına sebeb olan Fatma Hanım'la evlendi. 1876 senesinde hariciye mesleğini seçen Abdülhak Hamid Paris Sefareti ikinci katibliğine tayin edildi ve iki buçuk sene vazife yaptı. Bu arada Fransız edebiyatını yakından tanıma fırsatını buldu. Paris dönüşü bir süre açıkta kalan Abdülhak Hâmid, 1881’de Poti, 1882’de Golos, bir sene sonra da Bombay başşehbenderliklerine tayin edildi. Bombay’da üç sene kaldı. Eşi Fatma Hanımın rahatsızlığının artması üzerine, İstanbul’a dönmek için yola çıktı ise de, Fatma Hanım Beyrut’ta vefat etti.
Abdülhak Hâmid Bombay dönüşünde Londra elçiliği başkatipliğine tayin edildi. Fakat Zeynep isimli manzum piyesi yüzünden vazifeden alındı. Bir süre boşta gezdikten sonra edebiyatla uğraşmayacağına söz vermesi üzerine, tekrar Londra’daki eski görevine gönderildi. Bu gidişinde İngiliz olan Nelly Hanım ile evlendi. 1895 senesindeLaheybüyükelçiliğine iki sene sonra tekrar Londra elçiliği müsteşarlığına tayin edildi. Hanımının rahatsızlanması üzerine, 1900’de İstanbul’a dönen Abdülhak Hamid,1906’ya kadar İstanbul’da kaldı. 1906’da Brüksel büyükelçiliğine tayin edildi. 1911’de hanımı Nelly’nin ölümü üzerine Belçikalı Lüsyen Lucienne Hanım ile evlendi. Balkan savaşları sırasında kabine tarafından azledilince İstanbul’a döndü. Maarif nezareti teklif edildi ise de kabul etmedi. Bir süre açıkta kaldıktan sonra ayan üyeliğinde bulundu. Mütareke yıllarında Viyana’ya gitti. Burada sıkıntılı günler geçirdi. Cumhuriyetin ilanından sonra anavatana döndü. 1928 senesinde İstanbul Milletvekili seçildi ve ölünceye kadar mebus olarak kaldı. Kendisine vatana üstün hizmet fonundan maaş bağlandı. Ayrıca belediye de, dayalı döşeli bir apartman dairesi verdi. 12 Nisan 1937’de İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’dadır.
Abdülhak Hâmid, Tanzimat sonrası bütün edebi ve siyasi devirleri yaşamış bir şairdir. Tanzimatı, Meşrutiyeti ve Cumhuriyet’i görmüştür. Bu devirlerdeki Tanzimat, Servet-i Fünun, Edebiyat-ı Cedide, Milli Edebiyat ve Cumhuriyet devri edebiyatlarını yakından tanıdı. Ayrıca uzun seneler doğuda ve batıda diplomat olarak bulunması her iki edebiyatı tanımasına sebep oldu. Bu sebeple Türk şiirine batıdan yeni konular, serbest düşünce ve şekiller getirdi. İlk başlarda Tanzimat ekolünün tesirinde kalmış sonra batıyı tanıyınca, klasik edebiyattan ayrılarak batı tekniği ile eser vermiştir. Edebiyatımızın yeni bir çehre kazanmasında Recaizâde Ekrem daha çok teorik yönünü işlerken, Hâmid yazdıklarıyla bunu uygulamıştır. Eserlerinde batı edebiyatından bilhassa Shakespeare ve Victor Hugo’nun tesirleri açıkça görülür. Şiirlerindeki başlıca konu romantik ve felsefi düşünceler, ölüm duyguları ve insan kaderi hakkındadır.Hâmid de,önce büyük ümitlerle sarıldığı "akl"ın kâinatın sırlarını çözmek konusundaki yetersizliğini kabul ederek,sonunda,"Tanrı" fikrine bağlanır.Şairin 1885'de ilk eşi Fatma Hanım'ı kaybetmesi,hayatının bellibaşlı olaylarından biri olduğu gibi,sanatının daha dengeli bir yöne yönelmesinde de âmil(etkili) olur ve artık şairin metafizik düşüncesinin hareket noktası ölüm ve sonucundaki ferdî ıztırab olarak eserlerinde hayat bulur.Fakat şairin asıl kullandığı temalar aşk ve tabiat olmuştur.Şiirlerinde pekçok yabancı kelime vardır. Batı yazarlarından etkilenerek yazdığı dramalar Türk tiyatrosuna felsefi düşünceyi sokmuştur.Değişimlere ve yeniliklere büyük önem vermesi ve bir anlamda bunların gerçekleşimesinde;yani edebiyatımızda bir yer edinmelerinde büyük rolü olması ve yine kendisinden sonra gelen genç edebiyatçılara yol göstermesi sebebiyle,kendisine son zamanlarda Şâir-i âzam (en büyük şair) ünvanı verilmiştir.






Abdülhak Hâmid’in eserleri iki grupta toplanmaktadır:
*Şiirleri: Makber, Ölü (1885), Kahpe (1885), Bala’dan Bir Ses (1911), Validem (1913), Yadigar-ı Harb
(1913), İlham-ı Vatan (1918), Tayflar Geçidi (1919), Garam (1919), Yabancı Dostlar (1924).
*Tiyatroları: Hamid’in tiyatroları mensur ve manzum olmak üzere iki kısımdır.
Mensur tiyatroları: Macera-ı Aşk (1873), Sabrü Sebat (1875), İçli Kız (1875), Duhter-i Hindu (1876),
Tarık yahut Endülüs’ün Fethi (1879), İbn-i Musa (1880), Finten (1898).
Manzum tiyatroları: Nesteren (1878), Tezer (1880), Eşber (1880), Sardanapal (1908), Liberte (1913).





Abdülhak Hâmid'in tiyatro türüne yönelmesinde;
*Küçük yaşlardan itibaren Paris'te bulunması ve orada pek çok tiyatro eseri hakkında incelemelerde bulunması
*Tiyatro türünü şiire daha yakın bulması
*Tiyatro türünde önemli çalışmaları bulunan ve tiyatronoun gelişimine katkıları olan Ahmet Vefik Paşa'nın akrabası olması...gibi nedenler yatmaktadır.
Abdülhak Hâmid'in yirmi civarında olan eserlerinin çoğu alegori (sembol) tarzındadır.Abdülhak Hâmid eserlerini mensur, mazmun, manzum tarzlarında,hece ve aruz vezinleri kullanarak yazmıştır.Bu da yazarın yerleşik kuralların dışına çıktığının göstergesidir. Abdülhak Hâmid'e göre tiyatro demek; dil demek olduğu için seyircinin tepkilerini gözardı ederek, tiyatroyu halk diline indirgememiş; eserlerini dağınık bir dille yazmıştır. Yazar, bu eserlerini kendisi için yazmış olduğu ve oyunlarını da isteyenin, istediği gibi oynayabileceği görüşündedir. Eserleri konu bakımından güçlüdür.

Abdülhak Hâmid'i inceleyen araştırmacılar, yazarın eserlerini konuları itibariyle dörde ayırmışlardır:
*Sosyal konulu
*Yabancı ülkeleri ele alan (egzotik)
*Tarihi konulu (Mitoloji Tarihi, İslâm Tarihi, Osmanlı Tarihi)
*Alegorik konulu

Abdülhak Hâmid'in eserlerinin başlıcaları:

* Mâcerâ-yı Aşk (1873)
Deneme niteliği taşımasından dolayı acemilikleri göze çarpar. Hayattaki komik unsurlara geniş yer ayırmıştır. Ahmet Vefik Paşa bu eseri inceledikten sonra birtakım düzeltmelerde ve Abdülhak Hâmid'e belli birtakım önerilerde bulunur. Ahmet Vefik Paşa, Abdülhak Hâmid'e eserlerinde atasözlerine de yer ayırmasını önermiş ve her zaman destek çıkmıştır.
* Sabr ü Sebat (1874)
Bu eser Ahmet Vefik Paşa'nın tavsiyelerine uygun, Türkçe atasözlerine geniş yer ayrılınan önemli eseridir.
* Duhter-i Hindû (1875)
Abdülhak Hâmid bu eserini, o zamanlar dergide görmüş olduğu Hintli bir kız resminde ilham alarak yazmıştır. Bu eserinin konusunu, dünya çapında övülen ülkelerin (İngiltere, Portekiz, İtalya...), Hindistan gibi ülkelere uygulamış oldukları sömürge politikaları (emperyalizm), zulm ve baskıları oluşturmaktadır. Eleştiri niteliği taşıyan önemli bir eseridir. Bu eserdeki egzotim, dolaylı da olsa Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu duruma da dokundurmalar yapıyor. Eserin temasını "ezen-ezilen, zâlim-mazlum, tabiat, medeniyet,iç güdüler...vb" kavramlar oluşturmaktadır.
* Liberte (-)
Osmanlı Devleti'nde gelişen birtakım siyasi gelişmelerden esinlenerek yazdığı önemli bir eseridir. Eserde Padişah Abdülhamit'in Meşrutiyet'i ilân etmesi ve 93 Harbi'ni bahane ederek ilânını geri çekmesi; Liberte'de yaşanan benzer bir olayla karşılaştırılmıştır. Hürriyet sembolünün öneminin vurgulandığı önemli bir eseridir. Eserdeki tüm kahramanlar simgeseldir. Eser 1913 yılında yayınlanabilmiştir.





* Finten (1888)
1886'da İngiltere'ye elçi olarak gitmesi ve İngilizleri yakından tanıma olanağı bulması, bu eserin doğmasında önemi büyük etkenlerdir. Dış âlemden İngiltere'nin saygın bir otoritesinin bulunduğu, sağlam bir medeniyete sahip olduğu hakkındaki kanaatlerin çürültüldüğü; aksine İngiltere'de hâlen sınıf ayrılıklarının var olduğunun vurgulandığı önemli eseridir. Eserde aynı zamanda, İngiltere'de yaşanan bu ikiyüzlülük politikaları da eleştirilmiştir.
* Eşber
Yazar esede Büyük İskender'i konu alır ve eserini yazmasının sebebini şöyle açıklamıştır: "Benim yaratılışımda baskılara ve zorbalıklara karşı daima kindarlık vardır. Bütün cihangirlari, zalimler ve zorbalar grubundan saydığım için Büyük İskender'e de o gözle baktım...O'nun cihangir azametiyle eğlenmek için bu eseri yazdım."
* Târık Yahut Endülüs'ün Fethi
Bu eserine yazar, Târık bin Ziyad'ın İspanya'yı fethetme vazifesini, Endülüs Emevî Devleti'nin kuruluşunu ve yıkılışını anlatmıştır. Bu eserde Türk kahramanları yüceltilmiş; dolayısıyla da Abdülhak Hâmid'in İslâm dünyasındaki saygınlığı bir kat daha artmıştır.

Bu eserlerinin dışında İlhan, Hakan, Turhan adlı Türk tarihini konu alan; Nesteren, İçli Kız adında eserleri de mevcuttur.
Hâmid'in tarih konulu piyesler yazma özelliği, romantik tiyatro ile Fransız tiyatro eserlerinin arasında kalmasından dolayı kendisine daha farklı bir yol bulma çabalarından doğmuştur. Etkilendiği yazarlar arasında Racine, Corneille ve Shakespeare gibi önemli isimler vardır.
 

KatreiAsk

Özel Üye
Katılım
1 Şub 2010
Mesajlar
530
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Çorum
emeğine sağlık bilgiler için teşekkür ederim canım ;)
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst