Yanlış Kullanımlar

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Ayrı yazılması gereken “da” ve “de”leri ayrı yazan öğrenci bulduğumda 100 veresim geliyor. Bir haftadır sınav kağıtlarıyla boğuşmaktayım. Türkçeyi son birkaç yılda öğrenmiş yabancı öğrencilerle bizimkiler arasında hiçbir fark yok. Sanırsınız ki bizimkiler de hiç Türkçe dersi görmemişler, daha dün öğrenmişler Türkçeyi. “Tabii” diye bir sözcük kalmadı; bütün “tabii”ler “tabi” oldu. “Buda” diye başlayan bir tümcenin “Buda” ile hiçbir ilişkisi yok, “bu da” denmeye çalışılıyor. “Bende” diyen kölelikle, “oda” diyen evin bir bölümüyle ilgili bir şey söylemeyi aklının ucundan bile geçirmiyor. “Ben de”, “o da” demeye çalışıyorlar. “Ya da”yı, ağızbirliği etmiş gibi “yada” diye yazıyorlar, “bir de” yerine “bide” yazdıklarında ne yazdıklarının farkında değiller. Türkiye’nin parıltılı gençleri bunlar; çeşitli illerdeki en güzel okulları, Anadolu liselerini, Fen liselerini bitirip gelmişler. “Yapıcaz, gelicem” gibi yazılışları söylemiyorum bile. “İddia” diye bir sözcük, salt değişiklik olsun diye “İddaa” biçiminde yazılmışsa gençlere kızmaya o kadar da hakkımız yok sanki. Kral TV’de bir şarkının adı “Banane” diye yazılmıştı. “Banana” falan değil, “Bana ne?” demek istiyorlar oysa. TURKCELL, yeni hizmetini “Nebu Çalan?” diye sunmuyor mu? “Nebu” nedir, bir çalgı türü mü?

Daha önce, çok satan gazetelerimizden birinde rastladığımda, “Yok artık! Daha neler! Bu kadarı da olmaz.” demiş; ama savunmanın “matbaa hatası”, “dizgi yanlışı” gibi, artık pek de geçerli olmayan bahanelerle kolayca yapılabileceğini düşündüğüm için susmuştum. Çünkü bir fotoğrafın altında yazıyordu: “Kamelyanın altında saatlerce sohbet ettiler.” Kamelya ağaç büyüklüğünde bir ağaç olmadığına göre, altına girmek zor; altında, sohbet etmek için saatlerce oturmak ise olanaksızdı. Kaldı ki fotoğrafta neyin altında sohbet ettikleri de apaçık görünüyordu. Bu, kamelya değildi elbette, bir “kameriye”ydi. Hani bahçelerimiz vardı eskiden, bahçelerimizde yazın oturulmak üzere yapılmış, kafesli, kubbeli, süslü çardaklar vardı. Kameriye o. Geçen gün de bahçe araç gereci satan bir yerde gördüm. Boy boy kameriyeler sıralanmış anayolun kıyısına, birinin üstüne de kocaman bir levha asılmış: “İTHAL KAMELYALAR”. Orada sattıklarının gerçekten kamelya fidanı olmasını ne kadar isterdim!

ODTÜ’den Burçin İçdem, çocuk kitaplarında bile “aşçı” yerine “ahçı” yazdığından yakınıyor. “Aş”ın yemek demek olduğunu unuttu mu Türkler; “aşçı”nın da “yemek yapan” anlamına geldiğini? Ha, bu kişi yemek yaparken çok “ah” çekiyorsa aynı zamanda “ahçı” da olabilir mi? O kadarını bilemem. Bu daha çok, kimlere ve ne pişirdiğine bağlı.



Feyza Hepçilingirler / Yıldızların Suya Döküldüğü
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,726
Son üye
LeonUO
Üst