Dil Yarası

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Doktora duyduğunuz minneti ifade etmek istiyorsanız
'Onun yüzünden iyi oldum' diyemezsiniz, doktorun sayesinde sağlığınıza kavuştuğunuzu söyleyebilirsiniz.
'Kaza yapma şansınız yüksek olduğundan' da bahsedemezsiniz. Çünkü kaza şans değil, belki de insanın hayatına mal olabilecek bir talihsizliktir.
Aynı şekilde 'kalecinin gole izin vermediğini' veya herhangi bir şölenin 'iki yıldan beri geleneksel olarak' yapılageldiğini söylemek de hem Türk Dili'ne, dolayısıyla Türk Milleti'ne saygısızlıktır, hem de misli görülmemiş bir cehalet göstergesidir. Çünkü topun ağlarla buluşması izne tabi değildir. Kaleci ancak, gole mani olabilir veya olamaz.
Herhangi bir gelenek üç-beş yılda oluşmayacağına göre, bu minik rakamları telaffuz ettikten sonra 'geleneksel' kelimesi kullanılamaz ama 'bu sene
645'incisi icra edilecek olan geleneksel Kırkpınar güreşlerinden' bahsedilebilir.
Benzeri yanlışlıklara daha çok, soyunup dökündükleri için televizyon kanallarına yerleştirilen kenarın dilberlerinde rastlıyoruz.
Fakat aşağıda sıralayacağım dil cinayetleri, Türkçeyi öğrenmeden ekranlara demir atan varoş yosmaları tarafından değil, bir kısmı ödül sahibi olan yazarlar ve Türkiye'yi yönettiklerini zanneden siyasi esnaf tarafından, üstelik her gün işlenmektedir.
Efendim Türkçe konuşmak başka, Türkçeyi bilmek başkadır.
Şayet, Türkçeyi biliyorsanız, Bakanlar Kurulu toplantısının, öğle yemeğinin, pazar alışverişinin, çay sohbetinin gerçekleştirildiğinden bahsedemezsiniz. Çünkü bu son derece güçlü kelime ayın fethi gibi, Türk Birliği'nin kurulması gibi hayal zannedilen emel veya beklentilerin vukuunu bildirmek için kullanılabilir. Dolayısıyla 'basın toplantısının gerçekleştirildiğini' yazamazsınız.
Tenkit kelimesi olumsuz bir mana ihtiva ettiği için 'olumlu tenkitten' de bahsedemezsiniz.
'Çok kafa adam' diyemezsiniz.
'Acayip güzel' diyemezsiniz.
'Korkunç muhteşem' diyemezsiniz.
Konuşurken, sanki matematik dersi veriyormuş gibi 'artı' diyemezsiniz.
'Ayıpsın' diyemezsiniz.
Alolaşamazsınız. Saplama yapamazsınız.
Bakın Gazi ne diyor:
- 'Türk Dili, Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Milleti geçirdiği sayısız sarsıntıların içinde ahlakının, erdemlerinin, gelenek ve göreneklerinin, hatıralarının, kısaca kendi milliyetini oluşturan her şeyin diliyle korunduğunu görüyor. Türk Dili, Türk Milleti'nin yüreğidir, hafızasıdır.'
Evet. Böyle buyurmuş Gazi.
Bir şey daha buyurmuş. 1930'da Sadri Maksudi Arsal'ın 'Türk Dili İçin' isimli eserine yazdığı kitabede, bakınız dil ile milli mevcudiyet arasındaki bağı nasıl izah ediyor:
- Milli his ile milli dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk Dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.
Kurtaramazsak?
Kurtaramazsak boyunduruk vururlar bize!
Öyleyse konuşurken de, yazarken de dikkat etmeliyiz.




15.04.2006

NECDET SEVİNÇ
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,724
Son üye
Glassdfl
Üst