M.Akif ERSOY Şiirleri

By_tr

Özel Üye
Katılım
26 May 2008
Mesajlar
1,277
Tepkime puanı
6
Puanları
0
Şehir:
Ordu
Bülbül ( Asıl Metin)

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
Nihayet bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden çıkmak isterken sular zaten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
Bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
Muhitin hali "insaniyet"in timsalidir sandım;
Dönüp maziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
Taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
Zalâmın sinesinden fışkıran memdûd bir feryad.
O müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
Ki vadiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
Ne muhrik nağmeler, ya Rab, ne mevcamevc demlerdi:
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, güya Sur-ı mahşerdi!
-Eşin var âşiyanın var, baharın var ki beklerdin.
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
O zümrüt tahta kondun, bir semavi saltanat kurdun,
Cihanın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
Bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
Gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!
Hazansız bir zemin isterse, şayet ruh-ı serbâzın,
Ufuklar, bu'd-i mutlaklar bütün mahkûm-ı pervâzın.
Değil bir kayda, sığmazsın kanatlandın mı eb'ada
Hayatın en muhayyel gayedir âhrara dünyada.
Neden öyleyse matemlerle eyyâmın perişandır,
Niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşandır?
Hayır matem senin hakkın değil, matem benim hakkım;
Asırlar var ki aydınlık nedir hiç bilmez afakım.
Teselliden nasibim yok, hazan ağlar baharımda
Bugün bir hanumansız serseriyim öz diyarımda.
Ne hüsrandır ki: Şark'ın ben vefâsız, kansız evlâdı,
Serapa Garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
Hayalimden geçerken şimdi, fikrim herc ü merc oldu,
Salahaddin-i Eyyubi'lerin, Fatih'lerin yurdu.
Ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde Osman'ın;
Ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı Mevlâ'nın!
Ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
O kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
Çökük bir kubbe kalsın ma'bedinden Yıldırım Hân'ın;
Şenâatlerle çiğnensin muazzam Kabri Orhan'ın!
Ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
Sürünsün şimdi milyonlarca me'vâsız kalan dindaş!
Yıkılmış hânmânlar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslâm'ın harem-gâhında nâ-mahrem...
Benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!

Bülbül ( Günümüz Türkçesi İle)

Bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
Sonunda bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
Şehirden çıkmak isterken sular zaten kararmıştı;
Pek ıssız bir karanlık sonradan vadiyi sarmıştı.
Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün varlıklar sessiz....
Bu büyüyü bozmuyor bir kez.
Buranın hali, insanlığın halidir sandım;
Dönüp geçmişe baktım, ne ayrılıklar, neler andım!
Taşarken beynimden, binlerce anı,
Gecenin göğsünden yayılan feryad,
O büyülü susuşu, birdenbire coşturdu:
Ki vadiden bütün, yer yer, ağlayışlar duyuldu
Ne dokunaklı nağmeler,Ya Rab, ne ürperten anlardı:
Ağaçlar, taşlar ürpermişti, sanki Mahşer'in çağrısıydı
-Eşin var, yuvan var, baharın var ki beklerdin.
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
O zümrüt tahta kondun, bir göksel saltanar kurdun,
Bütün dünya çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
Bugün bir yemyeşil vadi, yarın gül bahçeleri,
Gezersin yuvan şen, için şen, bütün dünyan şen!
İsterse solmayan bir zemin, senin ruhu
Ufuklar, sonsuz uzaklıkları mahkum eder kanatların,
Sen ki kayda sığmazsın, kanatlandın mı uzaklara
Hayatın en güzel hayaldir, esirler diyarında
Neden öyleyse yas tutarak, günlerin tükenmede?
Niçin bir damlacık göğsünde, denizler çalkalanıyor?
Hayır yas senin değil, yas benim hakkım;
Yüzyıllar var ki, aydınlık görmedi benim ufuklarım.
Kimse gideremez derdimi. Baharda bile sonbahardayım.
Bugün yersiz yurtsuz serseriyim, öz yurdumda.
Ne acıdır ki: Doğunun ben vefasız, kansız evlad
Batılı olma hayaline çiğnettim, gerçek atalarımı!
Hayalimden geçerken şimdi, kafam allak bullak yine,
Salahaddin Eyyübilerin, Fatihlerin yurdu.
Ne beladır ki, kilise çanları inlesin beyninde Osman'ın;
Ezan sussun, gökten silinsin çağrısı Mevla'nın!
Ne acıdır ki: koca bir maci hayal olsun!
O güç, o kuvvet harap olsun, toz toprak olsun
Çökmüş bir kubbe kalsın camisinden Yıldırım Han'ın;
Düşman ayağıyla çiğnensin, büyük mezarı Orhan'ın!
Ne büyük yıkılış ki, dinin yurdu devrilip taş taş,
Sürünrün şimdi milyonlarca yurtsuz kalan dindaş!
Yıkılmış ocalar yerde işkenceyle kıvransın;
Serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerde doğransın!
Dolaşsın, sonra, İslam'ın yurdunda, İslam'ın düşmanları,
Benim hakkım, bülbül sus, senin hakkın değil yas!
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst