Rıfat Ilgaz 99 Yaşında

ECRİN90

Özel Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
2,485
Tepkime puanı
4
Puanları
0
7 Mayıs 1911 yılında Kastamonu’nun Cide ilçesinde dünyaya gelen Rıfat Ilgaz 99 yaşında…

RIFAT ILGAZ’DAN GENÇLERE

“Bize kimse öneride bulunmadı. Biz çağımızın gerçeklerini arayıp bulduk.
Çağımızın gerçeklerine uygun yazınsal türler gerektiğini bulup çıkardık. Bugünün gençliği de kendi yazınsal türlerini, çeşnilerini kendisi bulup çıkarırsa daha
da sağlam bir yere, bir toprağa basmış olur. Yalnız onların bizim yaşamımız, yaşantımız doğrultusunda davranmalarını isteriz. Yani her şeye karşın, sağlığını
yitirme karşılığında bile olsa, direnebilmek, saptadığı gerçekler karşısında en biçimli uygulamayı, yazınsal uygulamayı başarabilmek, durmadan kendisini
yenilemek, böylece toplumu yenilemeyi hedef almak. Özgürlük ve bağımsızlığını yitirmeden, adına yakışan biçimde savaşmak... Biz kendimize göre şöyle diyoruz:
Sanıyoruz yanlış iş yapmadık. Acaba bizim gibi davranırlarsa gençler de yanılmazlar mı? Bütün ilerici sanatçılar önce kendilerine güvenecekler. Fikret
ne demiş? Fikret bile, yani bizden en az yirmi otuz yıl önce konuşan Fikret, ‘Hak bellediğin bir yola yalnız gideceksin.’ demiş. Kendine güvenmekten başlar.
Çevresine güvenmek, çevresindeki kişilere güvenmek, emekçilere güvenmek; çünkü emekçi en haklı, toplumun içinde. Üreten kişiye güvenmek. En haklı insan, bence
üretendir. Üretenden yana olmak. Biraz daha yüreklice konuşacak olursak ki bugün bunu bile söylemek yüreklilik istiyor, işçi sınıfından yana olmak. Onun sorunlarını sanat yoluyla dile getirmek. Sanatın olanaklarından yararlanarak işçi sınıfının bir kelimeyle buyrultusunda olmak. Onun doğrultusunda, onun verdiği görev ve ödevde yerini almak. Ama her zaman dediğimiz gibi, sanatçının
üzerine düşen en büyük iş, bu sınıfın başında bile olsa, her şeyi değiştirmek, yenilemek, daha ilerisi için hazırlamak; hatta işçi sınıfının başı olarak bile
üzerine düşen iş bu. Onun için sanatçı kendi sınıfından kopmuş kişi değildir. Kopmuş kişi olmamalıdır. Kendi sınıfının görevinde, işlerinde, işlevinde olmalıdır…”


ALİŞİM

Kasnağından fırlayan kayışa
Kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zileli’nin gitti ayakları,
Yazıldı onun da raporu:
"İhmalden!"
Gidenler gitti Alişim,
boş kaldı ceketin sağ kolu…
Hadi köyüne döndün diyelim,
tek elle sabanı kavrasan bile
sarı öküz gün görmüştür,
anlar işin iç yüzünü!
Üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün
Ağanın davarlarına geçer…
Kim görecek kepenek altında eksiğini
kapılanırsın boğazı tokluğuna.
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.
Sağ yanın yastık ister Alişim
sol yanın sevdiğini.
Ama kızlar da emektar sazın gibi
çifte kol ister saracak!
(1941)
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Son mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
17,417
Mesajlar
134,315
Kullanıcılar
90,723
Son üye
AlanDQ
Üst