jack london

seher

Özel Üye
Katılım
25 Şub 2010
Mesajlar
1,645
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Şehir:
Mardin

Jack London (12 Ocak 1876, San Francisco - 22 Kasım 1916, Kaliforniya), ABD'li roman yazarı.
Vahşetin Çağrısı ve elliden fazla kitabın yazarı olan Amerikalı yazar. Dünya ticari dergi romanının öncüsü ve yazarlıktan yüksek gelir elde etme başarısını amaçlayan ilk Amerikalılardandır.

Ailesi
Jack London, babası William Henry Chaney tarafından 11 yaşındayken terk edildi. Spiritüalist bir müzik öğretmeni olan annesi Flora Wellman tarafından Kaliforniya Oakland'da yetiştirildi. Flora hasta olduğundan Jack çocukluğuna değin eski bir köle olan Virginia Prentiss tarafından büyütüldü ki o büyüyene kadar onun annesi gibi olmuştur. 1876'nın sonlarına doğru Flora, kısmen engelli bir Amerikan İç Savaşı gazisi John London ile evlendi. Aile Oakland'a yerleşmeden önce Jack'in ilkokulu okuduğu San Fransisco Bay Area'ya geçti. Ailesi işçi sınıfından olsa da London'ın daha sonraki yazılarında iddia ettiği kadar yardıma muhtaç halde değillerdi.
Biyografi yazarı Clarice Stasz ve diğer bazıları, Jack London'ın babasının astrolog William Chaney olduğuna inanmaktadırlar. 1906 depremini izleyen büyük yangınlar sebebiyle San Fransisco'nun çoğu resmi kayıtı yok olduğundan Wellman ile Chaney'nin yasal olarak evli olup olmadıkları bilinmemektedir (Aynı nedenle doğum belgesinde hangi adın yazılı olduğu da bilinmiyor). Stasz Chaney'nin anılarında Jack London'ın annesi Flora Wellman'dan karısı olarak söz ettiğini belirtmekte ve Flora'nın bir reklamda kendisini Florence Wellman Chaney olarak takdim ettiğini kaynak göstermektedir. 1898'de Wellman Georgia'ya taşınmıştır.

İlk Yılları
Jack London San Francisco'daki 3. ve Brannan sokakları yakınında doğdu. Doğduğu ev 1906 San Francisco depremi sırasında çıkan yangında tamamen yandı, ve buraya Kaliforniya Tarih Kurumu tarafından 1953 yılında bir tabela yerleştirildi. London esasen kendi kendini eğitmiştir. Kendisini yerel kütüphanede çoğunlukla kitap okuyarak eğitmiştir. 1885 senesinde Ouida'nın Victoria dönemine ait olan ve eğitimsiz bir İtalyan köylü çocuğunun opera bestecisi olarak ün kazanmasını anlatan uzun romanı Signa'yı bulup okumuştur. Bu romanı kendi yazınsal arzusunun tohumu olarak örnek aldı.
Önemli bir olay 1886’da Oakland Yerel Kütüphanesi’nin cana yakın kütüphanecisi Ina Coolbrith’ı (sonraları Kaliforniya’nın ilk şairlik ödülünü kazanmış ve San Fransisko edebiyat topluluğunun önemli bir şahsı olmuştur) keşfetmesi olmuştur.
London 1889 yılında Hickmott konserve fabrikasında 12 ile 18 saatleri arasında çalışmaya başladı. Bu ağır iş koşullarından kurtulmak için siyahî sütannesi Virginia Prentiss’den borç para alarak French Frank adındaki bir istiridye korsanından Cümbüş (Razzle-Dazzle) isimli küçük yelkenliyi satın aldı ve kendiside bir istiridye korsanı oldu. John Barleycorn'da French Frank’ın eşi Mamie’yi çalmakla suçlanmaktadır. Birkaç ay sonra yelkenlisi tamir edilemeyecek düzeyde zarar gördü. Bu olaydan sonra yasal tarafa geçti ve Kaliforniya Balık Devriyesinin bir üyesi oldu.
1893 yılında Japonya sahil sınırlarındaki Sophia Sutherland fok balığı avlama uskunasına katıldı. Döndüğü zaman ülkesi 93 Paniği’nin ve Oakland’daki işçi karışıklıklarının etkisi altındaydı. Hint keneviri fabrikasındaki ve bir sokak-banliyö enerji fabrikasındaki ağır iş şartlarından sonra Kelly’nin ordusuna katıldı ve serserilik yaşantısına başladı.
1894 yılında 30 gününü Erie vilayetindeki Buffalo hapishanesinde geçirdi. Yol isimli çalışmasında şunları yazdı:
"Erkeklerin taciz edilmesi Erie vilayet hapishanesinin “açıklanamayan” korkularından sadece birisidir. “Açıklanamayan” diyorum fakat dürüst olmak gerekirse “düşünülemez” demeliyim. Onları görene kadar benim için düşünülemezdi ve ben dünya tarzımda ve insanlığın asimile olmasındaki korkunç derinliğinde korkak bir tavuk değildim. Erie vilayet hapishanesinde dibe ulaşmak derin yaralar açabilirdi fakat bunları temizledim ve kolayca sıyrıldım. Sonrasında şakayla karışık olarak olayların perde arkasını orada bulunduğum sürece gördüm."
Serserilik ve denizcilik zamanındaki deneyimlerinden sonra Oakland'a döndü ve birçok makale bağışladığı Aegis isimli yüksek okul dergisinin çıkarıldığı Oakland yüksek okuluna katıldı. Yayınlanan ilk eseri "Japon kıyılarının kasırgası", denizcilik deneyimlerinin bir meyvesidir.
Jack London umutsuzca Kaliforniya Üniversitesi'ne katılmayı istedi ve 1896 yılında yoğun bir yaz dönemi ders çalışmasından sonra başardı; fakat maddi zorluklar yüzünden 1897 yılında ayrılmak zorunda kaldı ve bu yüzden hiçbir zaman mezun olamadı. Kingman "Jack'in öğrenci yayınlarına makale yazmış olduğuna dair hiçbir kaydı bulunmamaktadır".
Şair George Sterling ile Oakland'ın Lake Merritt bölgesinde kiralık villasında yaşarken tanışan London ve Sterling zamanla birbirlerinin en iyi arkadaşı oldular. 1902'de Sterling London'a California Piedmont'daki kendi evinin yakınlarında bir ev bulması konusunda yardımcı oldu. London, mektuplarında karga burnu ve klasik karakteri nedeniyle Sterling'e "Greek" diye hitap etmiştir ve bunları "Wolf" adıyla imzalamıştır. Sonradan London Sterling'i; otobiyografik eseri Martin Eden'de Russ Brissenden karakteriyle, "Ay Vadisi"nde ise Mark Hall karakteriyle betimleyecekti.
Daha sonraki yaşamında London geniş kapsamlı şahsi kütüphanesine kendini adadı.London 15.000 ciltlik bu kütüphaneye "Benim Ticaret Araçlarım" derdi."
 

seher

Özel Üye
Katılım
25 Şub 2010
Mesajlar
1,645
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Şehir:
Mardin
Jack London Kitapları
Açlar Ordusu
Âdemden Önce
Alaska Kid
Alın Teri
Altta Kalanlar
Atalarının Tanrısı
Ateş Yakmak
Ay Vadisi (The Walley of the Moon) (1913)
Beyaz Diş
Beyaz Sessizlik
Buck'ın Maceraları
Büyük Serüven
Can Yoldaşı
Cinayet Şirketi
Dehşet Ülkesi
Demir Ökçe
Demiryolu Serserileri
Deniz Kurdu
Direniş
Doğu Yakası (Uçurum İnsanları)
Dönek
Düş Ülkelerine Yolculuk
Güneş Çocuğu
Halk Avcısı
İstiridye Korsanları
Japon Kıyılarında Dehşet
John Barleycorn (Alkollü Anılar - İntihar olarak da bilinir.)
Kaptan David Grief
Kıyametten Sonra
Kız Kar ve Kan
Kızıl Veba (The Scarlet Plague), (1912)
Kurt Dölü
Martin Eden
Meksikalı Devrimci
Midas'ın Müritleri
Ormandan Gelen Ses
Seçme Öyküler
Sevgili Jerry
Sevginin Katıksızı
Şampiyon
Tanrılar ve Köpekler
Uçurum İnsanları
Uzak Diyarlarda
Vahşetin Çağrısı (The Call of the Wild), (1903)
Yanan Gün
Yanan Günışığı
Yıldızlar Korsanı
Yol

Eserlerinden bazılarının kısa özeti
Vahşetin Çağrısı
Buck, Californi'da lüks bir konakta dünyaya gelir. Fakat konaktaki bahçıvanlardan biri tarafından soğuk Kuzey'de kızak köpeği olarak kullanılmak üzere satılır. O sıralar, Klondike Altınına Hücum" zamanıdır. Buck gibi yeteri derecede güçlenmiş köpeklere çok ihtiyaç duyulmaktadır. Fakat Buck, korkudan boyun eğen değil; güçlü ve meydan okuyan bir hayvandır. O, uygarlıktan kaçırılır ve kurt sürülerine liderlik ederek, Kuzey'in efsanesi haline gelir.

Deniz Kurdu
Fırtına sonucu gemisi batan Van Heyden kendine geldiğinde kendini başka bir gemide bulur. Bu gemi bir avcı gemisidir. Hayatında sıkıntı çekmemiş maddi zorluk yaşamamış yazar olan Van Heyden gemide hiç bilmediği bir hayatı öğrenmeye başlar. Kitap gemide

Yaşanan olayları Van Heyden'in gemide çalışanlar ve özellikle kaptanla olan ilişkisini ve onunla aynı kaderi paylaşan bir kadınla yaşadığı aşkı ve onunla birlikte gemiden kaçmaya çalışmalarını anlatır. Eser baş kahraman olan Van Heyden'in ağzından anlatılır. Fakat kitabın ismi "Kurt" lakaplı kaptan Larsen'den gelir. Kitap sürükleyici ve etkileyici olmakla beraber herkesin anlayabileceği yani sade bir dille yazılmıştır.

Beyaz Diş
Kuzeyin ormanlarında yaşam kavgası... Açlık ve hayatta kalma çabası... Beyaz Diş, bir kurt kırması; damarlarında hem kurt hem de köpek kanı taşıyor. Ormanda yapayalnız, hayatta kalmaya çalışıyor. Bir gün, o ana dek yaşadığı mağaranın duvarını geçip hayata atılıyor ve her şeyi en baştan keşfetmeye koyuluyor. Vahşî doğanın çetin şartları, yaratılışındaki sertliği gün geçtikçe daha çok besliyor. Ve sonunda Beyaz Diş, amansız bir kurt oluyor. Derken efendiyi, yani insanı tanıyor.

Usta yazar Jack London, Beyaz Diş'te bir kurt ve ona "sahip çıkan" farklı efendiler üzerinden evcilleşmenin imkânını sorguluyor.

Demir Ökçe
Eserlerinde doğanın karşı konulamaz gücünü alt etme ve hayatta kalabilme mücadelesini romantik bir yaklaşımla ele alan Jack London, Demir Ökçe'de sınıf mücadelesini konu alır. Genç bir iyi aile kızı, sınıfsal konumuna karşın, sosyalist bir lidere âşık olur ve yaşadığı bu ilişki süresince kapitalizmin toplumda yarattığı yıkımları ve işçi sınıfının günlük yaşama mücadelesini keşfeder. Bu romantik fonda London Amerikan işçi sınıfının çok iyi bir resmini çizer. Kitap 1907'de yazılmış olmasına karşın,1914 ve 1918 yılları arasında geçer. Demir Ökçe, çarpıcı imgeleri, belli başlı diyalogları ile oldukça sert bir üslupla kaleme alınmıştır. Kitap, güncelliğini ve önemini hâlâ koruyor
 

eebru

Özel Üye
Katılım
30 May 2010
Mesajlar
653
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Şehir:
Malatya
Martin Eden
bu kitabına hayranım
 

seher

Özel Üye
Katılım
25 Şub 2010
Mesajlar
1,645
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Şehir:
Mardin
beğendiğim bir yazar kendisi
 

SIRMA

Yeni Üye
Katılım
19 Eyl 2010
Mesajlar
208
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bölüm:
Türk Dili ve Edebiyatı
Şehir:
Adıyaman
bende okumuştum ama yıllar önceydi farklı bir tarzı var..hata bana bira z ağır gelmişti ..belkide çok eskilerden olmasından kaynaklıdır...
 

SIRMA

Yeni Üye
Katılım
19 Eyl 2010
Mesajlar
208
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bölüm:
Türk Dili ve Edebiyatı
Şehir:
Adıyaman
emeğine sağlık tşk.ler
 

seher

Özel Üye
Katılım
25 Şub 2010
Mesajlar
1,645
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Şehir:
Mardin
rica ederim
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst