Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Yönetim Kurulu Başkanı Enver Yücel, dünya üzerindeki tüm sınavların cevap anahtarlarında bir algoritma bulunduğunu belirterek, ''Yanlışlık, hata, acemilik, basına verilen kitapçıkların cevap anahtarlarının doğruları aynı yerde bırakılarak dağılmasıdır. Eğer basına orijinali dağıtılsaydı hiçbir tartışma çıkmayacaktı'' dedi.
Yücel, Beyoğlu Ceylan İnter Continental'de gerçekleştirilen basın toplantısında, TÖDER'in YGS kitapçıklarında yaptığı teknik çalışmaların sonuçlarını açıkladı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in, iddialar karşısındaki süreci iyi yönetemediğini ifade eden Yücel, ''Çünkü, açıklamalarında şüpheleri biraz daha artıracak beyanlarda bulunmuştur. ÖSYM Başkanımız, eğer bu açıklamayı bir teknisyene, bir algoritmacıya, bir test uzmanına yaptırmış olsaydı, böyle bir problem olmayacak, günler bu şüphelerle geçmeyecekti'' diye konuştu.
Öğrencilere dağıtılan bütün kitapçıkların, teknik ekipleri tarafından incelendiğini kaydeden Yücel, şunları söyledi:
''Öğrencilere verilen kitapçıkların aynısı olmasa bile, dijital ortamdaki bütün kitapçıklara ulaşılmış ve hepsi teknik ekibimiz tarafından açılmıştır. 950 üyemiz, gerekli inceleme ve araştırmaları yapmış, binlerce kitabı incelemiş, tartışmıştır. Basına verilen kitapçıkla, 1,7 milyon öğrencinin kitapçığı aynı değildir. Sınavlardaki cevap anahtarlarının çembersel dönüşümle yani bir algoritmayla şifresel olarak yapılması gerektiği, bunun bir sınavda zorunlu olduğu, algoritmasız cevaplamanın olamayacağı bir teknik heyetle birlikte açıklansaydı; bu konu öğrenci ve velileri bu kadar tedirgin, gündemi de bu kadar meşgul etmeyecekti.''
-''ALGORİTMA ZORUNLULUK''-
Enver Yücel, algoritmasız hazırlanan cevap anahtarlarında, bir sürü hatanın olabileceğini belirterek, ''Cevap anahtarlarının, çembersel dönüşüm olmaksızın gelişigüzel yapılması, ölçme ve değerlendirme uzmanlarının söylediklerine göre mümkün değil. Çünkü bu durumda, bazı kitapçıkların cevap anahtarları aynı olacak, bazılarında da cevap şıkları alt alta 10 tane A, 20 tane C şıkkı şeklinde gelecek, cevap anahtarlarında da orantısız dağılım olacaktır. Dolayısıyla, algoritma uygalanıyor olması tüm sınavlar için bir zorunluluktur'' dedi.
Algoritmanın değil, algoritma sisteminin, sızrılıp sızdırılmadığının tartışılması ve ispatlanması gerektiğini ifade eden Yücel, şöyle konuştu:
''Bu konu, yargının işidir. Eğer bir ipucu tespit edilirse zaten yargıya gidecektir. O zaman da herkes yargının söylemlerine uyacaktır. 1 milyon 750 bin kitapçık kişiye özel kitapçıktır. Öğrencilerimizin hangi okulda, hangi sırada, hangi kitapçıkla sınava girecekleri önceden bellidir. Biz TÖDER olarak bunu abartılmış buluyoruz. Bu, akıllara şu kuşkuyu getirmiştir. 'Kimin, hangi kitapla sınava gireceği önceden biliniyor ise acaba o öğrenci kayrılabilir mi?' Tabii ki kayrılabilir. Biz diyoruz ki 1 milyon 750 bin kitapçığı ayrı ayrı yapmaya gerek yoktur. Geçmiş yıllarda olduğu gibi 10-20 değişik kitapçıktan daha fazla olmasına gerek yok ve kitapçıklar, öğrencilere sınav salonlarına girdikleri zaman gelişigüzel dağıtılmalıdır. Öğrencinin hangi kitapçıkla sınava gireceğini merkez önceden bilmemelidir.''
Yücel, savcılığın bir an önce açıklama yapması gerektiğini kaydederek, ''Yargı, somut bir şey bulana kadar sınavı iptal ettirecek herhangi bir şey söz konusu değildir. Öğrenciler, ikinci sınava hazırlanmalıdırlar. Bundan sonraki sınavlarda öğrencilerimiz maalesef bir şifre arayacaklardır. 'Acaba buradaki algoritmayı ben bulabilir miyim, acaba hangi şifreye göre cevaplar sıralanmıştır' şeklinde bir düşünceye sahip olacaklardır. Öğrencilerimiz böyle bir düşünce içine girmesinler. Zaten o algoritmayı bulmak için sınav süresi yetmez, 1-2 gün gerekir'' diye konuştu.
Dünya üzerindeki tüm sınavların cevap anahtarlarında bir algoritma olduğunu belirten Yücel, şunları söyledi:
Dünya üzerindeki tüm sınavların cevap anahtarlarında bir algoritma olduğunu belirten Yücel, şunları söyledi:
''Bütün konu ilk gün başladı. ÖSYM Başkanımız bilgiyi eksik verdi. Bu algoritma sadece bu sınavda değil, bundan önce yapılan sınavlarda da vardı. Ancak yakın bir süre önce KPSS'de de bir olumsuzlukla karşılaşıldığı için bütün kamuoyu, 'Acaba bunda da bir şey var mıdır' kuşkusuyla meseleye yaklaşmıştır. Dünyadaki bütün sınavlarda bir düzenek vardır, olmaması mümkün değildir. Soru yazmak, soruların cevap anahtarını oluşturmak, zorluk derecesini belirlemek uzmanlık işidir. Bunu gelişigüzel yapamazsınız. Yanlışlık, hata, acemilik, basına verilen kitapçıkların cevap anahtarlarının doğruları aynı yerde bırakılarak dağılmasıdır. Eğer basına orijinali dağıtılsaydı hiçbir tartışma çıkmayacaktı. Bu kadar da basit. Bu kadar abartılacak bir konu değil.''
TÖDER Başkanı Yücel, şöyle devam etti:
''Türkiye, 40 yıldır sınav yapıyor. Bundan 30 sene önce de sorular çalındı. Dünyadaki her sınavda kopya çekme temayülleri vardır. ÖSYM'nin bugüne kadar yaptığı işler, dünyada örnek gösterilebilecek sınav organizasyonlarıdır. Böyle bir sorun ortaya çıktığı için ÖSYM, şeffaflıktan vazgeçmemeli, hatta daha da daha da şeffaf olarak, sınavlardan sonra soru kitapçıklarını tüm basın kuruluşlarıyla paylaşmalı.''
Yücel, Beyoğlu Ceylan İnter Continental'de gerçekleştirilen basın toplantısında, TÖDER'in YGS kitapçıklarında yaptığı teknik çalışmaların sonuçlarını açıkladı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in, iddialar karşısındaki süreci iyi yönetemediğini ifade eden Yücel, ''Çünkü, açıklamalarında şüpheleri biraz daha artıracak beyanlarda bulunmuştur. ÖSYM Başkanımız, eğer bu açıklamayı bir teknisyene, bir algoritmacıya, bir test uzmanına yaptırmış olsaydı, böyle bir problem olmayacak, günler bu şüphelerle geçmeyecekti'' diye konuştu.
Öğrencilere dağıtılan bütün kitapçıkların, teknik ekipleri tarafından incelendiğini kaydeden Yücel, şunları söyledi:
''Öğrencilere verilen kitapçıkların aynısı olmasa bile, dijital ortamdaki bütün kitapçıklara ulaşılmış ve hepsi teknik ekibimiz tarafından açılmıştır. 950 üyemiz, gerekli inceleme ve araştırmaları yapmış, binlerce kitabı incelemiş, tartışmıştır. Basına verilen kitapçıkla, 1,7 milyon öğrencinin kitapçığı aynı değildir. Sınavlardaki cevap anahtarlarının çembersel dönüşümle yani bir algoritmayla şifresel olarak yapılması gerektiği, bunun bir sınavda zorunlu olduğu, algoritmasız cevaplamanın olamayacağı bir teknik heyetle birlikte açıklansaydı; bu konu öğrenci ve velileri bu kadar tedirgin, gündemi de bu kadar meşgul etmeyecekti.''
-''ALGORİTMA ZORUNLULUK''-
Enver Yücel, algoritmasız hazırlanan cevap anahtarlarında, bir sürü hatanın olabileceğini belirterek, ''Cevap anahtarlarının, çembersel dönüşüm olmaksızın gelişigüzel yapılması, ölçme ve değerlendirme uzmanlarının söylediklerine göre mümkün değil. Çünkü bu durumda, bazı kitapçıkların cevap anahtarları aynı olacak, bazılarında da cevap şıkları alt alta 10 tane A, 20 tane C şıkkı şeklinde gelecek, cevap anahtarlarında da orantısız dağılım olacaktır. Dolayısıyla, algoritma uygalanıyor olması tüm sınavlar için bir zorunluluktur'' dedi.
Algoritmanın değil, algoritma sisteminin, sızrılıp sızdırılmadığının tartışılması ve ispatlanması gerektiğini ifade eden Yücel, şöyle konuştu:
''Bu konu, yargının işidir. Eğer bir ipucu tespit edilirse zaten yargıya gidecektir. O zaman da herkes yargının söylemlerine uyacaktır. 1 milyon 750 bin kitapçık kişiye özel kitapçıktır. Öğrencilerimizin hangi okulda, hangi sırada, hangi kitapçıkla sınava girecekleri önceden bellidir. Biz TÖDER olarak bunu abartılmış buluyoruz. Bu, akıllara şu kuşkuyu getirmiştir. 'Kimin, hangi kitapla sınava gireceği önceden biliniyor ise acaba o öğrenci kayrılabilir mi?' Tabii ki kayrılabilir. Biz diyoruz ki 1 milyon 750 bin kitapçığı ayrı ayrı yapmaya gerek yoktur. Geçmiş yıllarda olduğu gibi 10-20 değişik kitapçıktan daha fazla olmasına gerek yok ve kitapçıklar, öğrencilere sınav salonlarına girdikleri zaman gelişigüzel dağıtılmalıdır. Öğrencinin hangi kitapçıkla sınava gireceğini merkez önceden bilmemelidir.''
Yücel, savcılığın bir an önce açıklama yapması gerektiğini kaydederek, ''Yargı, somut bir şey bulana kadar sınavı iptal ettirecek herhangi bir şey söz konusu değildir. Öğrenciler, ikinci sınava hazırlanmalıdırlar. Bundan sonraki sınavlarda öğrencilerimiz maalesef bir şifre arayacaklardır. 'Acaba buradaki algoritmayı ben bulabilir miyim, acaba hangi şifreye göre cevaplar sıralanmıştır' şeklinde bir düşünceye sahip olacaklardır. Öğrencilerimiz böyle bir düşünce içine girmesinler. Zaten o algoritmayı bulmak için sınav süresi yetmez, 1-2 gün gerekir'' diye konuştu.
Dünya üzerindeki tüm sınavların cevap anahtarlarında bir algoritma olduğunu belirten Yücel, şunları söyledi:
Dünya üzerindeki tüm sınavların cevap anahtarlarında bir algoritma olduğunu belirten Yücel, şunları söyledi:
''Bütün konu ilk gün başladı. ÖSYM Başkanımız bilgiyi eksik verdi. Bu algoritma sadece bu sınavda değil, bundan önce yapılan sınavlarda da vardı. Ancak yakın bir süre önce KPSS'de de bir olumsuzlukla karşılaşıldığı için bütün kamuoyu, 'Acaba bunda da bir şey var mıdır' kuşkusuyla meseleye yaklaşmıştır. Dünyadaki bütün sınavlarda bir düzenek vardır, olmaması mümkün değildir. Soru yazmak, soruların cevap anahtarını oluşturmak, zorluk derecesini belirlemek uzmanlık işidir. Bunu gelişigüzel yapamazsınız. Yanlışlık, hata, acemilik, basına verilen kitapçıkların cevap anahtarlarının doğruları aynı yerde bırakılarak dağılmasıdır. Eğer basına orijinali dağıtılsaydı hiçbir tartışma çıkmayacaktı. Bu kadar da basit. Bu kadar abartılacak bir konu değil.''
TÖDER Başkanı Yücel, şöyle devam etti:
''Türkiye, 40 yıldır sınav yapıyor. Bundan 30 sene önce de sorular çalındı. Dünyadaki her sınavda kopya çekme temayülleri vardır. ÖSYM'nin bugüne kadar yaptığı işler, dünyada örnek gösterilebilecek sınav organizasyonlarıdır. Böyle bir sorun ortaya çıktığı için ÖSYM, şeffaflıktan vazgeçmemeli, hatta daha da daha da şeffaf olarak, sınavlardan sonra soru kitapçıklarını tüm basın kuruluşlarıyla paylaşmalı.''