Aöf Eleştiri Tarihi Dersi / ÜNİTE-8 / Soru-Cevap Şeklinde Notlar

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Aöf Eleştiri Tarihi Dersi / ÜNİTE-8 / Soru-Cevap Şeklinde Notlar


1960 SONRASI TÜRK EDEBYATINDA ELEŞTİRİ
* 1960 sonrası edebiyatımızı 1980’e kadar ayrı; 1980-1990 arasını ayrı ve 1990 sonrasını da ayrı düşünmek gerekir. 1960-1980 arasının yoğun politik ve ideolojik görünümüne karşılık, 1980 sonrası politik bir anlayışı sergiler. 1990 sonrası ise tümüyle yepyeni bir dünya görüşünü; postmodern bir edebiyat yönelimini sergiler. Dolayısıyla edebiyat eleştirisi de bu değişim, dönüşüm veya daha doğru bir ifadeyle kırılmalara göre şekil alır.

Eleştirmenler ve Eleştiri Anlayışları
* 1960 sonrasında edebiyatımızda edebi eleştiriyi Öznel-izlenimci Eleştiri, Nesnel Eleştiri, Akademik Eleştiri, Toplumcu Gerçekçi-Marksist Eleştiri; 1980 sonrasında Yapısalcı Eleştiri, Göstergebilimsel Eleştiri, Dilbilimsel Eleştiri; 1990 sonrasında ise Postmodern Eleştiri şeklinde gruplandırabiliriz.

*Bir kısmı 1960 öncesinde de yazmakla birlikte Suut Kemal Yetkin, Memet Fuat, Yaşar Nabi, Cemal Süreya, Muzaffer Erdost gibi isimler, öznel-izlenimci bir anlayışta bu dönemde eleştiri yazmaya devam ederler. Asım Bezirci, Hüseyin Cöntürk, Tahir Alangu, Cevdet Kudret, Vedat Günyol, Metin And, Nurullah Berk gibi isimler nesnel eleştiriyi; Fethi Naci, Attila ilhan, Ahmet Oktay gibi isimler ise Toplumcu gerçekçi-Marksist bir eleştiriyi; Mehmet Kaplan, Adnan Benk, Berna Moran gibi isimler ise akademik kriterlere bağlı olarak bir eleştiri anlayışını oturtmaya çalışmışlardır

* 1980 sonrasında ise yine akademik çevrelere mensup olan Tahsin Yücel,Mehmet Rifat, Berke Vardar, Akşit Göktürk, Şerif Aktaş, Doğan Aksan gibi isimler metin merkezli bir anlayışa dayanan yapısalcı eleştiriyi, göstergebilimsel eleştiriyi ve dilbilimsel eleştiriyi uygulamaya başlamışlardır.

Öznel-İzlenimci Eleştiriyi Devam Ettirenler

*Öznel-izlenimci eleştiri, eleştirmenin, eser karşısında beğenisine, duygu ve düşünce dünyasına göre tavır aldığı, genel eleştiri ilkelerinin değil, kişisel zevklerin ön plana çıktığı eleştiri anlayışıdır.

*Bunlardan birisi olan Memet Fuat (1926-2002), eleştirmenliğe de Ataç’ın yazdığı tarzda bir eleştirmen olma isteğiyle girmiş ve hayatının sonuna kadar da bu alanda pek çok eser vermiştir. Fakat Ataç’a göre eleştirilerinde daha hoşgörülü ve zaman zaman da denemeyle karışık yazmıştır.
*Şu cümleler eleştiri anlayısını dile getirir niteliktedir: “Benim eleştirideki temel yaklaşımım, anlamaya çalışmak, ayrıntılara dikkat etmek, beğenmediğimi batırmamaktır diyebilirim. Kolay beğenmem ama emeğe saygı gösteririm.(...) Benim düşünce dünyam Marksçı dünya görüşü üzerinde yükselir. Temel öyle atılmış. Deneme yazarlığının sorulara kapılıp gitme yöntemiyle ne kadar uzaklara düşsem de o temelden büsbütün kopamam.”

*Edebiyatımızda 1960 sonrasında öznel eleştiri yazıları yazan bir önemli eleştirmen Doğan Hızlan (1937- )’dır. Sanat ve kültür alanında pek çok eleştiri yazısı bulunan Hızlan, aslında nesnel denilen eleştirinin de öznel eleştirinin bir kamuflajı olduğu düşüncesini taşır. Ona göre her eserin eleştirel ölçütü kendi tutarlılığı içinde başka olabilir; kurumlaşan estetik yargıları uygulamaktan kaçmak gerekir.

* Hızlan’ın eleştiri ile ilgili görüşlerinin yer aldığı yazılar için kitabı inceleyiniz

*Öznel eleştirinin önemli bir diğer ismi Füsun Akatlı (1944-2010) olmuştur.1983 yılına kadar üniversitede dersler de veren Akatlı, kurumlaşmanın klikleşmeyi getireceğini düşündüğünden eleştirinin de kurumsal olmamasından yanadır. Akatlı’ya göre bir eleştirmen kendi edebiyat anlayışına yakın bulduğu kimselerin eserlerini inceler ve olumlu ya da olumsuz görüşlerini kendi edebiyat anlayışı doğrultusunda verir

*Pek çok kitabı bulunmakla birlikte Tenha Yolun Ortasında (1995) Öykülerde Dünyalar Eleştiri Yazıları (1998) Zamanı Yaşatan Roman Zamana Direnen Şiir Roman ve Şiir Üzerine Eleştirel Denemeler (1998)Kırmızı Gagalı Pelikan-(Kırk Yıldan Kırk Sesleniş) (2010) gibi kitaplarında eleştirilerine yer verir

*izlenimci-öznel eleştiriyi devam ettirenler arasına Marksist vurguları da dikkat çeken II. Yeni içerisinde şairliğiyle ön plana çıkan Cemal Süreya (1931-1990) ile Turgut Uyar (1927-1985)’ı ve Adnan Binyazar (1934- )’la Rauf Mutluay (1925-1995)’›, Muzaffer Erdost (1932- )’u da katabiliriz

*Cevdet Kudret’in “benim bir eser üzerine yazmam için ya çok sevmem ya da çok kızmam gerekir” sözünden hareketle onu öznel eleştirmenler grubunda değerlendiren Nurullah Çetin’e karşılık(Çetin, 2003: 171) 1951-1960 arasındaki eleştiri faaliyeti ile ilgili bir doktora tezi hazırlayan Hüseyin Özçelebi “Daha çok kızdığı ya da sevdiği bir eser üzerine yazması, onu öznel bir eleştirmen yapar; ama o, yapmış olduğu değerlendirmelerle, karşılaştırmalarla, alıntılarla nesnelliğin sınırlarında gezinir. Okuduğu bir yapıtla ilgili bilgileri hemen kabullenmez. Bilimsel bir kuşkuculukla verili olanı/söylenileni sorgular, araştırır, yanlış veya eksik bir şey varsa onu ortaya koyar.” (Özçelebi, 2006,71) diyerek onun aslında bir nesnel eleştiri anlayışını uyguladığını söyler

* Cemil Meriç, Enis Batur, Murat Belge, Ahmet İnam ve daha da arttırılabilecek pek çok akademisyen, yazar, şair, felsefeci, tarihçinin de eleştiri yazıları bulunmaktadır.

Nesnel Eleştiriyi Uygulamaya Çalışanlar

*1960 sonrasında Hüseyin Cöntürk (1918-2003) önemli bir isim olarak karşımıza çıkmaktadır. Eleştiri yaşamına 1955-1957 yılları arasında çeşitli edebiyat dergilerinde yazdığı yazılarla başlayan Hüseyin Cöntürk, eleştiri alanında Eleştirmeden Önce (1958), Çağının şairi (1960), Turgut Uyar (1961-AsımBezirci’nin Edip Cansever incelemesi ile birlikte), Günlerin Getirdiği Götürdüğü (1962-Asım Bezirci ile birlikte), Behçet Necatigil ve Edip Cansever Üstüne(1964) adlı eserlerini yayımlamıştır. Bunların yanı sıra dergilerde kalmış bazı yazıları kendisinin ölümünden sonra Çağının Eleştirisi adlı iki ciltlik eserde bir araya getirilmiştir. Cöntürk’ün eleştirmenlikteki önemli bir özelliği, önce kuramını ortaya koyması ve sonra eleştirisini yazmasıdır

*Edebi metni kendi bütünlüğü içinde kabul eden Cöntürk, “Bizce asıl önemli olan metindir. Onun çözümlenmesinde semantik, dilbilim ve gramerden, yaşamakta olduğumuz dilden, edebiyat yapıtlarından, kültürü yapan her şeyden yararlanırız. Yararlanabilirsek yazarn kişisel durumlarndan da yararlanırz, ama bunlar çokluk metne dönük olmadıklarından bizi ilgilendirmez.” (Cöntürk, 2006: 66) görüşündedir

*Cumhuriyetten Sonra Hikâye ve Roman (3 cilt, 1959-1965) isimli eseriyle edebiyatımızda tanınan Tahir Alangu (1916-1973), incelemelerinde nesnel bir anlayışı uygulamaya çalışan bir başka edebiyat araştırmacısı ve eleştirmendir

*Nesnel eleştiri yazma çabası içerisinde olan bir başka eleştirmen Vedat Günyol(1911-2004)’dur. Vedat Günyol, daha çok öykü ve roman eleştirileriyle tanınmıştır.

*Türk tiyatro edebiyatı üzerine pek çok kitabı da bulunan Metin And (1927-2008)’ı; daha çok sanat alanında yazdığı eleştirileri bulunan ve aynı zamanda Türk resminde “D Grubu” adı verilen ve resimde izlenimciliğe karşı çıkan ressamlar grubunu kuran Nurullah Berk (1906-1982)’i de katabiliriz.

Akademik Eleştiri Yazanlar
* 1939-1960 arasında eleştiri başlığı altında yer verdiğimiz ve eleştiri görüşlerini aktardığımız Mehmet Kaplan (1915-1986), İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yıllarca edebiyat dersleri vermiş bir akademisyendir. 1960 sonrasında da Tanpınar’ın Şiir Dünyası (1963); Şiir TahlilleriII (Cumhuriyet Devri Türk Şiiri) (1965); Hikâye Tahlilleri (1979); Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar I (1979); Türk Edebiyatı Üzerinde AraştırmalarII (1987); Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar III: Tip Tahlilleri (1985) gib ieserlerinde akademik teknik ve yöntemlerin ışığnda daha çok metin merkezli incelemeler, araştırmalar ve eleştirel makaleler yazmıştır. Yanı sıra Nesillerin Ruhu(1967); Büyük Türkiye Rüyası (1969); Edebiyatımızın İçinden (1976); Türk Milletinin Kültürel Değerleri (1977); Oğuz Kağan Destanı (1979) isimli eserlerinde de deneme, inceleme ve eleştirel yazılarına yer verir.

* Batı Dilleri ve Edebiyatları bölümlerinde yetişen akademisyen eleştirmenlerin başında ise Berna Moran (1921-1993) gelmektedir.Edebiyat Kuramları ve Eleştiri adlı eseriyle akademik çevrelerde büyük ilgi görmüş daha sonra Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış(1983) adlı inceleme serisine de almıştır.

*Akşit Göktürk (1934-1988) ise edebiyat eleştirmeni, yazar ve dilbilimci olarak tanınmıştır. Edebiyatta Ada (1973), Okuma Uğraşı (1979), Çeviri, Dillerin Dili(1986) gibi eserleri de bulunan Akşit Göktürk, Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Ingiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde akademisyen olarak bulunur.

*Batılı Filoloji bölümlerinde yetişen Berna Moran, Adnan Benk, Akşit Göktürk gibi isimlere Istanbul Üniversitesi’nde Fransız Dili ve Edebiyatı üzerine akademik çalışmalarıyla tanınan Tahsin Yücel (1933- )’i de eklemek gerekir

*Fransız filolojisinde göstergebilim ve dilbilime dayanan eleştirileriyle tanınan bir diğer dikkat çeken isim Mehmet Rifat Güzelşen’dir

Toplumcu Gerçekçi-Marksist Eleştirmenler

*Bu çerçevede ilk akla gelenlerden birisi Asım Bezirci (1928-1993)’dir. Nesnel bir eleştiri yapmak niyetiyle Ataç’ın eleştiri anlayışına karşı çıkarak eleştirmenliğe başlayan Bezirci, daha sonraki uygulamalarında toplumcu-gerçekçi bir eleştiri anlayışını uyguladığı için Toplumcu Gerçekçi-Marksist Eleştirmenler başlığı altında ele alınmıştır.


HAZIRLAYAN: Seda ÖZBAY

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst