Aöf Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri 10.Ünite Ders Notları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Aöf Cumhuriyet Dönemi Türk Nesri 10.Ünite Ders Notları



RÖPORTAJ : Röportaj Türünün Tanımı ve Özellikleri
v “Röportaj”, Fransızca “reportage” sözcüğünden dilimize geçmiştir. Kelimenin kökeni Latincede “toplamak, getirmek” anlamlarında kullanılan “reportare” şiline dayanmaktadır.
v Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük’te; “1. Konusu bir soruşturma, araştırma olan gazete veya dergi yazısı; 2. Radyo ve televizyon habercisinin araştırma ve soruşturma sonucunda hazırlamış olduğu program, mülâkat” şeklinde tanımlanmaktadır. Genel olarak gazete ve dergilerde yayınlanan, öğretici niteliği ağır basan röportajların çok yönlü ve değişik anlatım olanaklarından yararlanılarak oluşturulması onu sıradan gazete ve dergi yazısı olmaktan çıkarmış, yazınsal bir tür haline getirmiştir.
v Gezip görmeye, incelemeye, soruşturmaya, ilgililerle görüşüp konuşmaya dayanan röportajın bu özelliklerinden dolayı diğer yazı türleriyle hatta öykü, roman ve tiyatro türleriyle sıkı bir ilişki içinde olduğu söylenebilir.
v Romanda, öyküde, oyunda bir yaşam gerçeğinden yola çıkılır. Ancak yazar bu gerçeği değiştirebilir, ona yeni boyutlar, yorumlar katabilir. Röportajda ise bu yoktur. Röportaj yalnızca bize yaşam gerçeğini, olayları ya da sorunları göstermekle kalmaz, bunların arkasında yatan nedenleri, yönlendirici etkilerini de gösterir. Bu durum röportajı haberden ayıran temel bir özellik olarak da ifade edilebilir
v Haber yazısından farklı olarak röportajda yazar kendi kişisel görüşlerini dile getirirken aynı zamanda okuru da yönlendirmeye çalışır.
v Düşünsel bir planlamaya göre yazılan röportajlarda yazar anlattıklarının doğruluğunu; konuşma, bilgi toplama ve fotoğraflarla destekler; anlattıklarını bir mantık çerçevesine oturtur. Anlatılanlar bir öncekiyle çelişmez.
v Röportajın inandırıcılığı gerçeklere dayanmasıyla doğrudan ilişkilidir. Röportaj yazarı, konusunun gerektirdiğ ine göre resimlerden, fotoğraflardan, öteki yazılı anlatım türlerinden yararlanarak inandırıcılığını artırır, okuyucuyu gerçeklerle yüz yüze getirir.
v Resimler, fotoğraşar, inandırıcılık açısından röportajların en güçlü dayanakları durumundadır. Bu yönüyle röportajların belgesel değerlerinin her geçen gün daha da arttığı söylenebilir.
v Röportajın etkisi değişik anlatım biçimlerini özgürce kullanmasından gelir. Somut bir toplum gerçeği ya da sorunu dile getirilirken o konuda yazılmış bir şiirden, söylenmiş bir türküden, yakılmış bir ağıttan yararlanılır.

v Ayrıca, öykülemeyle bir likte açıklamaya, açıklamayla birlikte betimlemeye de röportajda yer verildiği görülür. Bilimsel veriler, araştırmaların sonuçlarını yansıtan anketler, gerektikçe öyküleme, açıklama, tartışma ve betimleme röportajın içine sindirilerek verilir. Böylece tekdüzelikten uzaklaşılır ve röportaja bir gerçeklik kazandırılmış olur.

v Yaşatarak öğretme, okuyucuyu yaşamla, yaşamın özüyle karşı karşıya getirme röportajların başlıca özelliklerinden biri olarak gösterilebilir. Bu, bir bakıma öykülerin, romanların, oyunların da belirleyici özelliğidir. Röportaj, gazeteciliğin önemli bir dalıdır. Ne bir roman, ne bir öykü ne de bir oyundur. Bilgiyi, haberi, gerçeği açık, yalın, çarpıcı bir dille okura ileten, okuyucuyu sıkmadan, kendini okutan, gücünü, inandırıcılığını belgelerden alan, okuyucuyu belgelerin de ötesine geçiren bir yazı türüdür.
v Röportajlar tanıtma özelliği gösterdikleri gibi ele aldıkları konu üzerinde bilgi de verirler. Yalnız bu bilgi, makalede olduğu gibi katı bir ciddiyet havası içinde sıralanmaz. Bazen bir sohbet, bazen bir konuşma, bazen de küçük açıklamalar halinde verilebilir. Ancak olabildiğince canlılık kaygısı güdülür. Okuyucunun, röportajı okurken konuyu bütün boyutlarıyla yaşamasına özen gösterilir.
v Röportaj hem gezi yazılarının hem de makalenin özelliklerini taşır. Makale gibi dayandığı sağlam bir düşünce, bir tez vardır. Yazar sorunu yerinde inceleyerek, gezip görerek, ilgili kişilerle konuşarak, fotoğraf ve belgelerle destekleyerek okuyucunun bilgisine sunar.
v Röportajlarda her yazar kendi üslubuna göre renkli bir anlatım ve plan kullanı r. Anlatım tarzı konuya göre değişebilir. Okuru yoran gereksiz betimlemelerden, uzun cümlelerden kaçınılır, daha çok kısa cümlelerden oluşan günlük konuşma dili benimsenir. Röportajın anlatım ve yansıtım olanakları yüzünden öteki öğretici boyutlu yazılara göre daha zengindir.
Röportaj Çeşitleri :
v Röportajlar; izlenen yöntem, ele alınan konu, tanıtılan kişiler, uzunluk ve sunuş tarzı açısından çeşitlere ayrılmaktadır.
v Yöntem açısından röportajlar:Yazarın izlediği yöntem açısından röportajları n “konuşmaya dayalı” ve“belgesel” olmak üzere ikiye ayrıldığı görülmektedir. Konuşmaya dayalı röportaj, geleneksel görüşme yöntemiyle yapılır. Bir gazetecinin ünlü bir devlet adamına, bir sanatçıya veya bir sporcuya sorduğu sorulara aldığı cevaplara dayanarak yazdığı röportajlar bu gruba girmektedir. Sözlü ve yazılı kaynaklardan yararlanılarak, inceleme, araştırmalara dayanılarak oluşturulan röportajlar ise belgesel röportaj adını almaktadır.
v Ele alınan konu ve görüşülen kişilere göre röportajlar: Bu kapsamda röportajlar
v edebî röportaj, siyasal röportaj, sağlık röportajı, spor röportajı şeklinde çeşitlere ayrılmaktadır
v Şair ve yazarlarımızın yaşayış ve kişilik özelliklerini, sanat görüşlerini daha iyi anlamamıza olanak tanıyan röportajlara edebî röportajadı verilmektedir.
v Sağlık konularını ele alan röportajlara sağlık röportajı, siyasi konuları ele alan, devlet yönetiminde bulunan kişilerle yapılan görüşmelere dayanan röportajlar da siyasal röportajolarak anılmaktadır.
v Uzunluğuna göre röportajlar:Röportajların uzunluk kısalık açısından da ayrı değerlendirildikleri görülmektedir. Belirli bir konuyu ele alan ve tek yazı çerçevesinde sunulan röportajlar tek röportajolarak adlandırılmaktadır.
v Bu tür röportajlara gazete ve sanat dergilerinde sıkça rastlanmaktadır. Bir konuyu kapsamlı biçimde, değişik yönleriyle ele alan ve inceleyen röportajlara dizi röportajdenilmektedir. Olayları yerinde incelemeye ve çok sayıda kişilerle ilişki kurulup görüşmelere dayandırılan röportajlar bu gruba girmektedir. Bu röportajların yayımının günlerce sürdüğü görülmektedir.
v Anlatım tarzına göre röportajlar:Yazarın anlatım tarzına uygun olarak röportajların öyküsel vekurgusal olarak değişik isimlerle anıldığı görülmektedir.
v Kişilerin bir öykü havası içinde ele alındığı, konuşturulduğu, sorunlara parmak basıldığı röportajlaröyküsel röportajadını almaktadır. Öykülemenin çok sınırlı kaldığı, anlatımda yazarın çok az araya girdiği, ses alma makinesinin kalemin yerini tuttuğu, bu özelliğiyle yaşamdan canlı bir kesit özelliği gösteren röportajlara kurgusal röportajadı verilmektedir.
v Bu tür röportajlarda yazar, ele aldığı konuyu, konuya karışan kişilerin konuşmalarıyla biçimlendirir. Ses alma makinesinde kayıtları yazı-ya dökerken eklemelere gitmeden, anlatılanların yerlerini değiştirme gibi (başa, ortaya, sona alma şeklinde) kurgusal değişiklikler yapar. Bu tür röportajlarda tutanak havasının olduğu söylenebilir. Anlatım daha doğaldır. Üzerinde uzun uzun düşünülmüş cümleler yoktur.
v Bunu Fikret Otyam’ın Kara Sevdam Anadolum adlı eserinden alınan bir metinde görmek mümkündür.
v Sunuş tarzına göre röportajlar:Giriş bölümünün sürpriz, şaşırtıcı bir paragraf olduğu, en son söylenmesi gereken kelimelerin en başta söylendiği röportajlar Amerikan röportajıolarak adlandırılır. Yazarın konuyu işlerken kendini ön plana aldığı, “ben” eksenli röportajlar da Alman röportajı olarak sunuş tarzına göre röportajlar arasında yer almaktadır.
v Röportajlarla biyograş türü birbiriyle karşılaştırıldığında, röportajda anlatılan kişinin konuşmalarına yer verilirken biyograşde bu olmayabilir. Genelde röportajlar yaşayan sanatçılarla yapılır. Her iki tür de belgelere dayandırılır. Ancak biyograşlerde hayatı yazılan kişi hakkında yorum yapılmaz. Röportajlarda ise kişisel yorum vardır.
v Gezi yazılarıyla gezi röportajları arasındaki temel fark, gezi yazılarında yazarın ilgisini çeken yönler dile getirilirken gezi röportajlarında sorunsallık ağır basmaktadır
v Bu durumu Fikret Otyam’ın Karasevdam Anadolum adlı eserinden alınan metinde daha ayrıntılı görmek mümkün.
v ÖNEMLİ: Bir bölgeyi değişik yönleriyle (folklor, kültürü, sanayi durumu, yemekleri, vb)tanıtmak amacıyla yazılan ve dizi biçiminde yayımlanan röportajlar da vardır. Bunlara bölgesel röportajdenir.
v ÖNEMLİ: Kimi yazarların gezi yazılarının özel bir biçimini gezi röportajı olarak adlandırdıkları
v görülmektedir. Bu tür röportajlara gezi röportajlarıadı verilmektedir.
v ÖNEMLİ : Röportajda bütün anlatım biçimlerinden (açıklama, öyküleme, tartışma, betimleme) yararlanmak mümkündür. Okuyucuya konunun önemini kavratabilmek için örnekleme, karşılaştırma, tanıkgösterme gibi nesnel verilerden yararlanılır.
v ÖNEMLİ : Çok yönlü anlatım olanaklarının kullanılabilmesi, röportajı diğer düşünce yazılarından daha zengin kılar. Uzunluğu çoğu zaman makaleden fazladır.
Türk Edebiyatında Röportaj Türünün Gelişimi
v Diğer toplumların kültürlerinde köklerinin gezi-izlenim türündeki kitaplara dayandırılması gibi, Türk kültüründe de röportaj geleneğinin ilk örneklerini Osmanlı döneminde yazılmış seyahatnamelere kadar uzatmak mümkündür.
v Türk denizcisi Seydi Ali Reis (1498-1563), komuta ettiği Osmanlı donanmasının kötü hava koşulları nedeniyle güzergahında yaşadığı zorunlu değişiklikler sonrasında Hindistan, Afganistan, Irak ve iran’dan geçerek istanbul’a geldiğinde, yaşadıklarını, gördüğü şehirleri, karşılaştığı ilginç olayları ve çektiği zorluklarıMirat’ül Memalik (Ülkelerin Aynası) adlı eserinde anlatır. Seydi Ali Reis, Türkçe yazılmış ilk gezi kitabı olarak kabul edilen bu eserini Edirne’de Kanuni Sultan Süleyman’a sunar.
v Bunun yanında Evliya Çelebi’nin (1611-1648) Seyahatname’si Türk yazın dünyası nın ilk röportajörneği olarak kabul edilmektedir. Ünlü gezginin dolaşıp gördüğü yerlerdeki toplumsal yaşantılara dair bilgileri içeren yazıları röportaj türünün özelliklerini taşır.
v Röportaj; başlangıçta mülâkat sözcüğünün anlamı içinde, herhangi bir alanda tanınmış bir kişiye sorular sorma, yanıtlar alma şeklinde anlaşılmıştır.
v Ruşen Eşref Ünaydın’ın çeşitli sanatçılarla yaptığı konuşmaları içeren eseri Diyorlar ki, mülâkat biçimindeki röportajcılığın ilk örnekleri arasında yer almaktadır. Hikmet Feridun Es’in Bugün de Diyorlar ki (1932), Mustafa Baydar’ın Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar (1960), Gavsi Ozansoy’un 40 Yıl Sonra Diyorlar ki (1962), Yaşar Nabi’nin Edebiyatçı larımız Konuşuyor (1976) adlı eserleri bu kullanımın diğer örnekleri arasında yer almaktadır.
v Edebiyatımızda röportaj türünün ilk örneklerini Diyorlar ki ve Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülâkat adlı eserleriyle Ruşen Eşref Ünaydın vermiştir.
v Ruşen Eşref, Diyorlar ki adlı eserinde edebiyat ve gazetecilik alanlarında tanınmış on sekiz kişiyle yaptığı görüşmeleri bir yazı dizisi haline getirmiştir. Bu yazıları n bir bölümünü 1916 yılında Servet-i Fünun ve Türk Yurdu dergilerinde, bir bölümünü de 1917-1918 yıllarında Vakit gazetesinde yayımlamıştır. Başlangıçta Edebî Ziyaretler ve Mülâkatlar adı altında yayımlanan bu röportajlar 1918 yılında toplu halde Diyorlar ki adını taşıyan bir kitapta çıkmıştır.
v Mustafa Kemal’i Türkiye’ye ve dünyaya tanıtan ilk röportaj olarak değerlendirilen Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal’le Mülâkat adını taşıyan eser, Ruşen Eşref’in bu türde verdiği ikinci önemli eserdir.
v Mustafa Kemal ile yapılan görüşmeyi içeren eser 1939 yılında kitap halinde yayımlanmıştır.
v Tanınmış yazarlarla yapılan görüşmelere dayalı röportaj türündeki eserlere daha sonraki yıllarda yenilerinin eklendiği görülmektedir.
v Hikmet Feridun Es’in Bugün de Diyorlar ki , Mustafa Baydar’ın Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar,
v Gavsi Ozansoy’un 40 Yıl Sonra Diyorlar ki, Mehmet Seyda’nın Edebiyat Dostları ,
v Yaşar Nabi Nayır’ın (1908-1981) Edebiyatçı larımız Konuşuyor
v Hikmet Çetinkaya’nın Yılların Tanığı Üç Yazar (1986) adlı eserleri bu türün örnekleri arasında sayılabilir.
v Cumhuriyetin ilk yıllarında yabancı ülkeleri gezip gören yazarların bu gezilerdeki
v gözlem ve izlenimlerini röportaj türünde yayımladıkları görülmektedir.
v F.Rıfkı Atay’ın Faşist Roma, Kemalist Tiran, Kaybolmuş Makedonya (1930), Moskova-
v Roma (1932), Yılmaz Çetiner’in Bilinmeyen Arnavutluk (1966) ve El Fateh (1968), Abdi ipekçi’nin Dünyanın Dört Bucağından (1972), Fikret Otyam’ın Ne Biçim Amerika, Ne Biçim Rusya (1970) adlı eserleri yine bu türün örnekleri arasında yer almaktadır.
v 1950’li yıllardan sonra bu türde verilen eserlerin sayısının artış gösterdiği, konu olarak da daha çok ülke sorunlarına, toplumsal ve kültürel ağırlık verildiği gözlenmektedir.
v Sait Faik Abasıyanık’ın adliye muhabiri olarak çalıştığı yıllarda gerçekleştirdiği röportajlar da yine bu dönemde Mahkeme Kapısı (1956) adı ile yayımlanır.
v 1960 askeri darbesinden sonra toplumsal sorunları dile getiren röportajlar gazetelerde daha geniş yer alır. Bu genel eğilimi ortaya koyacak en iyi örnek Milliyet gazetesinin 1962’de açtığı “Bir Yurt Gerçeği” konulu röportaj yarışmasıdır. Eğitim, kadı n hakları, insan emeğinin sömürülmesi, ağa baskısı gibi sorunların somutluk kazandığı röportajlar arasından birinciliği Dursun Akçam’ın Analarımız”adlı röportajı kazanır. Anadolu kadınının yaşadığı çağ dışı koşulları sergileyen bu röportaj ile Akçam, ülkemizdeki kadın sömürüsü sorununa dikkat çeker.
v Bu türün önemli temsilcileri ve eserleri şunlardır:
v Cevat Fehmi Başkut, Geceleri Bizi Kimler Bekliyor.
v Sait Faik Abasıyanık, Mahkeme Kapısı .
v Nemci Onur, Çanakkale Savaşları ve şehitler Abidesi, Çadır Tiyatrosu (1966)
o Fikret Otyam, Doğudan Gezi Notları , Bir Karış Toprak için , Oy Fırat Asi Fırat
v Tahir Kutsi Makal, iç Göç, Acı Yol
v Yaşar Kemal, Peri Bacaları, Bu Diyar Baştan Başa (1964)
v Hikmet Çetinkaya, Toprak Bizim Canımız (1973)
v Yılmaz Çetiner, Bir Yudum Çay için (1968)
v Nurulah Berk, Ustalarla Konuşmalar (1971)
MÜLÂKAT : Mülâkat Türünün Tanımı ve Özellikleri
v Arapça bir kelime olan mülâkat; “karşılıklı buluşmak, görüşmekanlamına gelmektedir. Herhangi bir konuda bir kimse ile karşılıklı yapılan konuşmadır. Kendi uzmanlık alanlarında tanınmış kişilerle hayatları, çalışmaları, eserleri ya da istenilen herhangi bir konuda sorulu cevaplı olarak karşılıklı konuşmaların yazıya geçirilmesidir. Toplumu ilgilendiren herhangi bir konu hakkında ilgili uzmanlarla veya ünlü kişilerle yapılan görüşmeleri içeren yazılardır.
v Soru-cevap temeline dayalı olan mülâkatlar, röportaj türünün başlangıcı sayılabilir; ancak onun kadar esnek olduğu söylenemez. Mülâkat yazarının konuşulanları herhangi bir değişiklik yapmadan yayınlama zorunluluğu vardır. Mülâkat, ciddi bir ön hazırlık gerektirir.
v Muzaffer izgü ile yapılan konuşmadan seçilmiş bir parça, mülâkatı daha iyi anlama; yapısını ve havasını kavramada yardımcı olacaktır.
Türk Edebiyatında Mülâkat Türünün Gelişimi
v Röportaj ve mülâkatın anlamının başlangıçta birbirinin içine geçmiş olduğu görülmektedir.
v Röportaj türü mülâkat sözcüğünün anlamı içinde düşünülmüş, herhangi bir alanda tanınmış, ün yapmış kişiye sorular sorma, cevap alma şeklinde anlaşılmıştır. Bu düşünce mülâkat biçiminde röportaj türünün gelişimine de zemin hazırlamıştır.
v Başlangıçta mülâkat ile birlikte anılan röportaj, günümüzde mülâkat ve gezi yazı sından ayrılmış, gazeteciliğin önemli bir araştırma, haber verme, bilgilendirme etkinliğ i olarak yerini almıştır.
v Ruşen Eşref Ünaydın’ın, aralarında Abdülhak Hamit, Halit Ziya, Mehmet Emin, Halide Edip gibi ünlü yazar ve şairlerle yaptığı Diyorlar ki adını verdiği konuşmalar mülâkat biçimindeki röportajcılığın ilk örnekleri arasında yer almaktadır
v Mülâkat türünün belli başlı temsilcileri ve eserleri şunlardır:
v -Ruşen Eşref Ünaydın; Anafartalar Kumandanı Mustafa Kemal ile Mülâkat,
v Edebi Ziyaretler ve Mülakatlar
v Hikmet Feridun Es, Bugün de Diyorlar ki
v Mustafa Baydar, Edebiyatçılarımız Ne Diyorlar
v Gavsi Ozansoy, Edebiyatımızda Dünküler mi Bugünküler mi Daha Kuvvetli, 40 Yıl Sonra Diyorlar ki, Beş Kuşak Konuşuyor
v Yaşar Nabi, Edebiyatçılarımız Konuşuyor
v Sermet Sami Uysal, Yahya Kemal’le Sohbetler
v Tahir Kutsi, iç Göç
v Halil Aytekin, Doğuda Kıtlık Vardı
v Abdi ipekçi, Liderler Diyor ki
v Yaşar Kemal, Çukurova Yana Yana, Peri Bacaları, Bu Diyar Baştan Başa, Bir Bulut Kaynıyor
v Nurullah Berk, Ustalarla Konuşmalar
v Fikret Otyam, Ha Bu Diyar, Doğudan Gezi Notları, Harran-Hoyrat Irıp ve Mayın, Uy Babo, Topraksızlar, Hû Dost, Bir Karış Toprak için, Oy Fırat Asi Fırat, Can Pazarı, Vay Kurban, Hayvanlar ve insanlar, Gide Gide
v Necmi Onur, Mezarlarında Yaşayanlar, Telsiz Duvaksız Anadolu
v Hikmet Çetinkaya, Toprak Bizim Canımız
v Yaşar Nabi Nayır, Edebiyatçılarımız Konuşuyor
v Fikret Otyam, Naci Sadullah, Yaşar Kemal, Kemal Tahir, şahap Balcıoğlu, Aziz Nesin, Nevzat Üstün, Mustafa Ekmekçi, Yahya Benekay, Mete Akyol, Halit Çapın, Necmi Onur, Fakir Baykurt, Sait Faik, Vasfiye Özkoçak, Füsun Özbilgen, Leyla Umar, Nuriye Akman, Uğur Dündar, Ayşe Arman, Fehmi Koru, Yazgülü Aldoğan, Hüsamettin Aslan ise gazatelerde bu türde çalışmaları yayımlanan isimler arasında yer almaktadır.

HAZIRLAYAN : ÖZKAN YURTSEVER

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst