16.-19. Yüzyıllar Türk Dili 5.Ünite Ders Notları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
16.-19. Yüzyıllar Türk Dili 5.Ünite Ders Notları


KELİME GRUPLARI

Tekrar Grupları
1) Aynen Tekrarlar
Kelime tekrarına dayanan aynen tekrarlar cümle içinde işlev bakımından niteleme sıfatı veya yer, zaman ve tarz zarfları olarak görev yaparlar.gölcük gölcük , diyâr diyâr , gürûh gürûh , gerü gerü , mevc mevc , fevc fevc , çifte çifte , Tavla tavla , Zorba zorba , Sâf sâf , Deste deste , fitil fitil ..Ses taklidi veya –a/e ekli ulaçların tekrarı tarz ve süreç gösteren zarf görevindedirler = > dir dir ditredi , par par parlayup , ede ede .

2) Eş ve Yakın Anlamlı Tekrarlar
Eğer bir kaçın kanadup ceng ideydin evim barkım harâb olurdu .. Feryâd figânları evce peyveste oldu. Yemîn billah verüp.. Hakîr dahi sâhib‑i hâneyi kayd bendden halâs edüp…İşsiz güçsüz âdemler…

Eş anlamlı tekrar grubu; Farsçada olduğu gibi u/ü/vu/vü bağlacıyla bağlaç grubu görünüşlüdür ama işlev bakımından tekrar grubudur. Bu türden tekrarlar çok fazladır ve Osmanlıcanın çok önemli stilistik özelliklerinden birisidir.Osmanlı ve Azerbaycan bölgesi nesir dilinde eş ve yakın anlamlı ikilemeler yaygındır :âdâb ü âyin, ahz ü girift, ayş ü işret, derk ü iz’ân, ezâ vü cefâ, fehm ü idrâk, hüner ü ma’rifet, hiddet ü gazab, dîn ü mezheb, hadd ü hesâb, hiss ü idrâk, ihsân ve inâyet, îmâ ve işâret, ketb ü tahrîr, ta’rîf ü tafsîl, resm ü tesâvir, savt ü sadâ, sayd ü şikâr, sefîl ü sergerdân, seyr ü temâşâ, ta’accübü tahayyür, tefekkür ü endîşe, zer’ ü hars,

Zıt Anlamlı Tekrarlar; Kıçı başı nâ-ma’lûm tekne gibi bir gûne turfe kayıklardır.Şeb rûz cemâ’at‑i kesîreden hâlî değildir.Cânib‑i şimâle cümle hayyâl‑ı küheylân atlı asker ile ol gün ol géce ılgar edüp…

Bağlama Grubu; Ammâ bu Dilâver Paşa dahi şecî’ ve gâzî‑i yektâ idi.Böyle bir kûh‑ı azîm ve yaylağ‑ı kadîm Deşan dağıdırKarayazıcı ve Sa’îd Arab ve Kalenderoğlu nâmân celâlîler…


Sıfat Tamlaması; Farsça terkip yapısı içinde sıfat tamlamaları yaygındır.Andan aşağı bu kûh‑ı bâlânın dibinde…Cümle a’yân-ı kibâr ile ehl‑i esnâf‑ı sığâr hedâyâların arz edüp geldiler.


İYELİK GRUBU VE İSİM TAMLAMASI

İyelik Grubu => senüŋ destiŋde, anlaruŋ lisânı.. Benüm oğlum, benüm diyârımda bir ejdehâ peydâ olup, senüŋ kerîmelerüŋ ol böcüğün gıdâsı olmadan…
Belirtili İsim Tamlaması => Nehr‑i Araz’uŋ cânib‑i kıblesi umûmen kılâ’ büldânları… Hakîr bu ma’sûmu görüp âlem‑i hayretde kalup gulâmuŋ babasına eyitdim “Ey peder! Bu ma’sûmuŋ vâlidesi sağ mıdır?” dedim.
Belirtisiz İsim Tamlaması => Umûmen kılâ’ u büldânları Azerbaycân hudûdı add olunur. Hâlâ eyâlet‑i Kars’da sancak beği tahtıdır. Altı kahve dükkânı vardır. Bu mahal dahi Kal’acık hâkinde yüz hâneli ve bir câmi’li Etrâk köyidür.



Farsça terkipler Türkçe isim tamlamalarıyla birlikte çok yaygın kullanılır ; Bu kal’a‑i Kağızmân dahi Araz’uŋ karşu kıble tarafında olmağıla Azerbaycân hududundadır.

Aitlik Grubu => Avlonya ile Delvinye mâbeynindeki .. Dukad dağlarında sâkin olurlar. Ve cemî’î Anadolu ve Rûmeli câniblerindeki eyâletlere kapucubaşılar gidüp . Birleşik İsim => Kara Haydaroğlu, Evliyâ Çelebi, Karaca Ahmed, Süleymân Hân Câmi’i, Murâd‑ı Sâlis Câmi’i, Abdurrahmân bin Ali ibn Ahmed el-Bistâmî.Birleşik Kelime Olarak Birleşik İsimler => Kızılırmak, Beğbâzârı, Nallıhân, Hasankal’ası…


BİRLEŞİK FİİLLER


İsim ile fiilden oluşanlar: => Şâd eyledi, ziyâret eyleyecek, selâm verdi, aleyk alup, mahrûm koma, karâr etdiğimizde, güzer edemeyüp….Fiil ile fiil olarak: => Ol gice Sultân Mustafâ dahi merhûm olunmuş bulundu. . Hikmet‑i Hudâ âsitâneye ulaklar gitdiği gice bir kuru sovuk oldu kim cümle asker‑i.. İslâm ka’r‑ı zemîne gire yazdılar.

Unvan Grubu;
Ağa, beğ/bey, devletlü/devletli, efendi, han, hazretleri, paşa gibi unvanlar ve hitap ifadeleri genel olarak isimlerden sonra gelir. ; Varvar Alî Paşa, Kara Sefer Paşa, Azîz hazretleri, Koca Mevlevî Vezîr, Destârî Murtazâ

Derviş, mevlâ ve şeyh gibi unvanlar isimlerden önce kullanılır. ; Mevlâ Kemâleddîn eş-şehîr Bakara Dede, Şeyh Hazret‑i Abdâl Mûsâ, Derviş Mehmed.

Din büyükleri, padişah ve dini kitaplar için Farsça terkip yapısında hazret-i unvan olarak yaygın kullanılır. ; Hazret‑i Risâlet-penâh, Hazret‑i Kur’ân‑ı Azîm, Hazret‑i Alî, Hazret‑i Mesîh,

Ünlem Grubu;
Bre çağırma, haykırma, kızgınlık, dikkat çekmek ve hitap için kullanılır.Bre oğullar!, Bre gâzîler!, Bre ev ıssı!, Bre hey hacı baba!, Bre hey kardaşlar!,


Hey, behey hitaplarda ve dikkat çekmek amacıyla söylenir.Hey ömrlerimin varı!, Hey beğim!, Hey demirayak paşa!, Hey kurbân!, Behey..

Ey, hey ünlemleri hitaplarda ve çağırmalarda kullanılır.Ey peder! Ey imdi baba!, Ey ümmet-i Muhammed!, Ey imdi yiğit!, Ey Kayser‑zemîn

Yâ ünlemi din ve devlet büyüklerine hitapta kullanılır.Yâ Hayy!, Yâ Kayyûm!, Yâ Hızr-i İlyâs!, Himâye yâ Er Sultân!, Yâ sultânım!

Gör, bak, baka a ünlemleri ricada bulunmak, dikkat çekmek, uyarmak ve konuyu vurgulamak için kullanılır.Bak a cânım hacı baba!, Bak a Yıldırım!, Bak a Yûsuf!, Bak a Paşa!, Bak a ümmet‑i

Amân, hay, sakın, vay, ay vay edatları, uyarı, can sıkıntısı, hoşnutsuzluk bildirir.Amân ey ümmet‑i Muhammed, amân!, Sakın avretine deme!, Sakın Evliyâ Çelebi!,


Aşağıdaki ünlemler kızgınlık, tehdit, saygı, merak gibi çeşitli duygusal durumları ifadede kullanılır.Hay hay gidi Defterdâroğlu , Mehemmed Paşa!, Vallahi hacı baba!, Vallahi Evliyâ Çelebi!, Vallahi Sultânım!

Sayı Grubu => Yüz altmış, üç yüz, yüz bin, bin iki yüz, üç kerre yüz bin,

Edat Grubu = > ki (kim) edatı diğer edat ve isim soylu kelimelerle birlikte zarf görevli kalıplaşmış edat grupları yapar:çün ki: o vakit ki, dolayıdır kihakkâ ki: Doğrusu, gerçekten dehâlâ ki: Şu anda, şu ana dekhâşâ ki: Haşa, asla, Allah korusunkaçan kim: ne zaman kitâ ki: o vakit ki, ne zaman ki

Son Çekim Edatı Grubu => berü / beri , dek / tâ…dek , doğru / toğru , içün , gayri , gerü , gibi , göre , ve , içre , ile , kadar , mâ’adâ (-dan başka) , nâşî (-dan dolayı) , sıra , soŋra , öte , ötürü , taşra , üzre
Azerbaycan bölgesi eserlerinde teg, tegi, kimi, kimin (gibi) ve sarı (doğru) edatları yaygın kullanılır. Menüm teg (benim gibi), senüŋ kimi (senin gibi).
İsnat GrubuVe sekiz aded üstü açık kaynak ılıcalar vardır.Başı serâmed çam ağaçlarına berâber başı büyük,Üsti bir tahta örtülü kasr‑ı âlîdir.
Datif GrubuBizim sandalımıza yakın…Merkez Efendi türbesi cenbinde kendülere mahsûs türbelerinde medfûndur.Okka bir akçeye üzüm ve okkası iki akçeye Nâzlı incîrim…
Lokatif GrubuKırk senede bir cümle resenbâzlar ale’l-ittifâk cem’olup…Bu tâ’ife‑i dihkânî ya’nî ekinci, ayaklarında çarıklar ve eyinlerinde abâ ve kabâ dolamalar ve gûnâ-gûn hırka‑i peşmîneler ve başlarında tâc‑ı gûnâ-gûnlar üzre teller ile zeyn edüp…

Ablatif Grubu = > Ba’zısı soğandan ve pestilden ve hurmâdan hil’atlar geyüp ellerinde cevizden tesbîh ve başında keçi boynuzundan çelengler…
Fiil Grubuâteşe göyündürmek, dikkat etmek, şeyhiyle ziyâret etmek, serdâr‑ı mu’azzam olup gitmek…Üsküdar’a geçmek fermân olunup…Şehzâde Ahmed Hân’ı cülûs etmek istermiş.
Partisip GrubuBâlâdan düşman üzre taş ve kumbara bırağacak delikler vardır.Ocak içine kazan asacak demir zincir…

Gerundium Grubu = > Sa’âdetlü pâdişâha arz olunmadan halâs olup…Kısaltma Grubu = > el ele çarpmak, el ele duduşmak, balık sırtı gibi iki araba yan yana ubûr eder.


SÖZDİZİMİ
Batı Türkçesinin sözdizimi (sentaksı), yapı olara özne + tümleç + yüklemden oluşur. Bağımsız cümleler birbirine -up/üp zarf-fiil ekiyle bağlanır . Uzun cümleler görünmesi..Arapça ve Farsça kelimelerden oluşmuş Farsça terkiplerin yaygın olarak kullanılması bu tarihi şivenin (Batı Türkçesi ) en belirgin özelliklerindendir. Bu cümlelerde -up/üp ulaçlar ile “ve” bağlacı bağımsız cümleleri birbirbirine bağlar.Bunlar Osmanlı Türkçesinde, günümüzdeki virgül veya nokta işaretinin işlevine benzer bir görev yüklenir.


SECİLİ CÜMLELER
Osmanlı nesir dilinde birleşik cümle yapılarında cümle içi kafiye (seci) kullanımı azdır . Seci , söyleyişe şiirsellik kazandırmak amacıyla kullanılan bir üslup özelliğidir. firâr ile karâr arasında seci: Ve karılar erbâb-ı hevâ ve iltifatdan olduklarını anladığımla dışaru çıkma bahanesiyle fesimi yanlarına bırakdığım gibi firâr ve cây-ı ârâmımda karâr eyledim. tuyûr ile sürûr arasında seci: Şükürler olsun ki birkaç ahbâb peydâ edip onlarla sohbet ederek def ’-i inkıbâz ve kesb-i inşirâh ile ekser evkâtda dahi Recens-Pargda bulunan hayvânât bâğçesine gidip envâ’-ı vuhûş u tuyûr temâşâsiyle iktisâb-ı sürûr eder idim.te’essüf ile tekellüf arasında seci: Bulunduğum hâne sâhiblerinin kemâl-i mürüvvetleri derkâr olup hakkımda i’zâz ü ikrâm ederek fakat lisân bilmediğime te’essüf ve râhatsız olmamaklığım içün aşurı tekellüf eder ve kelâm-ı işâret ü îmâ ile anladırlardı.

Fiil Cümlesi => Yüklemi çekimli fiil olan cümlelerdir.

İsim Cümlesi => Yüklemi isim veya isim soylu bir kelime veya kelime grubu ile ek-fiil olan cümlelerdir.Bu dönemde henüz ek-fiilsiz isim cümlesi oluşmamıştır. 3. tekil şahıs ek-fiil formu çoğunlukla –dur/dür şeklinde yuvarlak ünlülerle olsa da yavaş yavaş küçük ünlü uyumunun sonucu olarak –dır/dir dar ünlülü şekiller de görünmeye başlamıştır


BASİT CÜMLE;
Yan cümleye sahip olmayan tek yüklemli cümlelerdir.Elbette şimdi bir arbedemiz geçer.. .Şimdi görürsün…Bu taraf hânuŋ yolı taraflarıdır.


İsim-fiil, ulaç ve sıfat fiillerle oluşmuş cümleler anlam yönünden birleşik cümleye benzer özellikler gösterse de yapı yönünden basit cümledir.Ve vecîh‑i edîb, hulvü’l-lisân ve lebîb‑i müntesib olduğu kibâr meclisinde herkesi hayr ile yâd ve ihsâna teveccühlerin tebşîr ile niçe mahzûnu şâd kılmağa mu’tâd etmişlerdi.

SIRALI BASİT CÜMLE (-UP/ÜP ULAÇLI CÜMLELER)
Öznesi aynı, birden çok yüklemli basit cümlelerdir. Osmanlı yazı dilinin tasvir ve tahkiye konusunda kullanılmış en yaygın cümle çeşididir.Yüklemler –up/üp bağlacıyla bir birini izler. Bu cümle yapıları birbirlerini sebep-sonuç ilişkisi, durum veya zaman sırası bakımından açıklasa da basit yapıyı devam ettirir. Bu durumda –up/üp bağlaçlı cümleler en sondaki çekimli fiilin zaman ve şahıs özelliklerini taşır.Anlara merhamet edüp içlerinden bir kaçın çıkarup on altısınEvliyâ’ya verüp bunları yuvalarına kodıydım.

DEVRİK CÜMLE;
Elimizdeki yazılı belgelere göre devrik cümle çok başvurulan cümle üslubu olmasa da konuşma dilinde daha çok rastlanır.Bre gider, hey Şânî Efendi bu sözü. ..Gel birâder seni Şâm’da Murtezâ Paşa’ya götüreyim.


SORU CÜMLESİ;
Zeyd geldi mi?Zeyd mi geldi?Zeyd kandadır? (Zeyd nerededir?)Kandan geldüŋ? (Nereden geldin?)Kande giderler? (Nereye giderler?)Kanı? (Hani?)Kaç akçaya alduŋ?Néçeyedür? (Fiyatı kaç para?)Nicedür? (Nasıl?)


BAĞIMSIZ BİRLEŞİK CÜMLELER;
Birbirini açıklama, kabul, karşıtlık, öneri, sebep-sonuç ve seçenek gibi özelliklerle açıklayan bağımsız cümle yapılarıdır. Bu cümleler bağımsız cümle olarak değerlendirilirler ancak fikir, anlam dizgisi ve zaman bakımından bir birliktelik gösterirler. Bu tür cümlelerde ikinci cümle ammâ, ancak, lâkin, yoksa/yohsa, zîrâ gibi edatlarla başlar.Sa’âdetlü vezîr, senden hoşnuduz, ammâ Kudde Kethüdâ ve Emîr defterdârı istemezüz.Bunun emsâli niçe yüz yaylaları Rûmeli’nde seyr ü temâşâ etdük, ammâ Erzurûm’uŋ



Bağımlı Birleşik Cümleler => Bağımlı yan cümlelerin ana cümleye bağlandığı cümlelerdir.


Şartlı Birleşik Cümle = > Bu cümlede, yan cümle ana cümleyi şart bakımından açıklar. Şart kavramı sentaks içinde şarttan başka zaman, derece ve durum da bildirebilir. Şart cümlesi genellikle (eğer/ şâyed)…ise veya –sa/se yapıları içinde kurulur.



Kİ’Lİ BİRLEŞİK CÜMLE;
Türkçede bağımlı yan cümleler yapan Farsça kökenli ki edatının Osmanlıcada hem konuşma dilinde hem de yazı geleneğinde çok geniş bir kullanım alanı vardır. Bu edat bazen kim şeklinde de görülür.ki’li yan cümle ana cümlenin yüklemini açıklar ; Bu Bursa içre olan Ebû İshâk Kâzvinî’nüŋ makâmıdır kim Yıldırım Bâyezîd Hân binâ etmişdür.

ki’li yan cümle ana cümlenin öznesini açıklar.Cemî’i seyyâhân‑ı berr u bihâr u cihân-geşt kimesneler ki ilm‑i felekde kâmil ü mâhir olanları bu Ruhâ şehrinin tâli’ini burc‑ı kamerde bulmuşlar.

ki’li yan cümle ana cümlenin nesnesini açıklar.Ol zamân bildim ki cemî’i vüzerâ vü vükelâ ve erbâb‑ı devlet huzûrında müdâhane ve hoş-âmed kelâm lâzım imiş.

ki’li yan cümle sıfatları ve zarfları açıklar.Ol mertebe zinde ve tendürüst oldum ki değme fetâlar pençemi çeviremez oldular.

“Ki” Edatı Düşmesi Olayı:ki’li cümlelerde ki edatının düştüğü durumlar olabilir. Aşağıdaki cümlede “anı gördüm” (birdenbire gördüm ki) ifadesinden sonra gelmesi gereken ki edatı düşse de ki’li yapı belirgindir:Anı gördüm bu Mahmûdî askerinin çoğu atların bırağup üç bini piyâde, iki bini esbsüvâr“Allah Allah!” deyüp kayalara yarasa gibi tırnak urarak kayalara çıkup meterislerde karâr-dâde olan hân askerleri üzre hücûm etdiler.

Çün ki, çün kim (ne zaman ki, dolayı), gûyâ ki (sanki), kaçan kim … -sa/se (ne zaman ki), tâ ki (ne zaman ki) gibi ki’li birleşik yapılar ana cümleyi sebep, sonuç, benzerlik ve zaman gibi zarf işlevleriyle açıklar:Ol sabah hakîre dahi felek, sovuk cehennemi rûzgâr‑ı zorkârın gösterüp gûyâ ki elîm‑i A’râf ’ı gördük.

İÇ İÇE BİRLEŞİK CÜMLE;
Daha çok eydür/eydir, eyitdüm, dedi, deyüp veya deyü kelimeleriyle ana cümleye bağlanan iç cümleye sahip birleşik cümlelerdir. Bazen bu cümleler kalıplaşmış ifadeler olmadan da doğrudan ana cümleye bağlanabilirler. Bu tür cümlelerde iç cümle genel olarak ana cümleyi durum, kaynak, sebep, sonuç veya zaman bakımından zarf görevi yüklenerek açıklar:“Benden emîn ol!” deyü bu cevâhir hançeri ihsân eyledi. “El-hamdülillah paşa sağ esendir” deyü şâdımân oldular.


KARMA BİRLEŞİK CÜMLELER;
İçinde birden çok bağımlı birleşik cümle bulunan cümle çeşitleridir.Ammâ Çorlu ve Burgaz mâbeyninde kış günleri tamâm altı sâ’at bir menzil‑i azîmdür kim vakt‑i şitâda çamurın fîl‑i Mahmûdî ve pîl‑i Menkerûsî ve Adana câmusı ve boğas çamurın sökemeyüp beher sene niçe bin at ve araba gark olduğundan çamurın karışdurduklarıyçün “Karışduran” derler.


HAZIRLAYAN: Derya Derya

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst