Aöf İşletmelerde Sosyal Sorumluluk ve Etik 3.Ünite Ders Notları

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
Aöf İşletmelerde Sosyal Sorumluluk ve Etik 3.Ünite Ders Notları

En ilkel toplumun bile kendine göre bir ahlakı vardır. Böylece ahlak her yanda ve her yönüyle yaşamımızın içindedir.
Günlük yaşamımızda davranışlarımızın pek çoğu ahlakla ilgili eylemlerdir. Kişiler yaşam içerisinde ahlaki yargılarda
bulunurken ve eylemlerini gerçekleştirirken bir takım ikilemelere düşmektedir.

Ahlak, Etik ve Ahlak Teorisi Arasındaki İlişki:

Ahlak: Bireysel ve toplumsal olarak doğruları ve yanlışları belirleyen sosyal süreçlerdeki kurallar, değerler ve
inançlarla ilgilidir.
Etik: ise doğru ve yanlışları belirlemeye yarayan kural ve ilkelerin sebeplerini açıklamaya ilişkin uygulamalar ve
ahlak çalışmalarıyla ilgilidir.

Not: Ahlak etikten önce gelir ve etik gerekçelendirmeler sonrasında ise ahlak teorisine dönüşür.


Normatif Ahlak Teorileri
Normatif ahalak : Ahlakı, felsefenin normlar koyan bir alanı olarak kabul etmektedir. İnsanalrın
değerlendirmelerinin ve eylemlerinin çoğu zaman normlar tarafından belirlendiğine vurgu yapar. Dolayısıyla normatif
ahlak nasıl ahlaklı yaşanması gerektigini anlatır.Neyin doğru neyin yanlış neyin iyi neyin kötü olduğunu bilmek
istediğimiz ahlak alanındaki davranışlarımız için temel kriter olarak işlev görecek temel normlar peşindedir. Normarif
ahlak 3’e ayrılmaktadır.
*Sonuçsalcı ahlak(Teleolojik ahlak) *Ödev Ahlakı (Deontolojik ahlak) *Erdem Hakkı

Sonuçsalcı(Teleolojik) Teori:Teleolojik olgusu temelde bir gayeye yönlendirmeyi ifade etmektedir. Teleolojik ahlak
kabaca gaye(amaç) teorisidir. Teleolojik teori bireylerin yapmış olduğu eylemlerin sonuçları üzerine odaklanır ve
eylemin doğruluk ve yanlışlığını, iyilik ve kötülüğünü sonuçlarına bakarak değerlendirir. Sonuçsalcı ahlak teorilerini
2’ye ayırabiliriz.
*Egoizm *Faydacılık

Egoizm: Herhangi bir bireyin başkalarına karşı ne yükümlülüpe mecbur, ne de bir fedakarlığa katlanmak zorunda
olmadığını öne sürerek davranışların ancak bireyin kendisi için en yüksek iyiye izin vermesi durumda gösterilmesi
gerektiği düşüncesini kabul etmiştir. EGOİSTler bir davranışın doğruluğunu ölçerken kendileri içi n en iyi ve uzun
vadeli kazançları esas alırlar. Eğer bir davranış uzun vadede birey için kötüye oranla en yüksek iyiyi ortaya
çıkarıyorsa ya da muhtemelen çıkaracaksa bireyler o davranışı ortaya koymalıdır.

Ahlaki Egoizm:
Ahlaki egoizm bakış açısında kabul edilebilir tek geçerli davranılş strandardı kendini geliştirme
olarak görülür. Ahlaki egoizm insanın kendini düşünmesini sadece kendi çıkarlarını gözeterek yapmasını bilimsel bir
yasa olarak değil, aynı zamanda bir ahlak yasası olarak belirler. Ahlaki egoizm Normatif bir ahlak görüşüdür. Ahlaki
egoizm ahlaki psikolojiye indirgendiği için de Bilimci bir etik görüşüdür.
Hazcılık: Hazcılık ya da hendonizm ilk kez sokrates’in öğrencisi Aristippos ve Epikuros tarafından geliştirilmiştir.
Hedone eski yunancada haz ve zevk anlamına gelmektedir. Hendonizm ise hazırlıcık demektir. Temelinde hayatın en
önemli değeri haz ve zevk almaktır ve ideal yaşama ancak bu şekilde ulaşılır fikri vardır. Bu görüş açısından dikkat
çeken nokta, haz alarak ya da zevk duyarak yaşamanın kısa ve uzun dönemde sonuçlarının farklı olmasıdır. Kısa
dönemde haz veren ve zevk alınan pek çok eylemin uzun dönemde acı veren sonuçları vardır. Hazzın yoğunluğu
sürekliliği ve miktarı bu sonuçları uzun dönemde daha dramatik kılmaktadır. Diğer taraftan uzun vadede haz veren ve
zevk alınan pek çok eylemde kısa vadede acılarla içiçe bireyi bırakır.

Faydacılık:
Faydacılara göre faydacılık bir ahlak teorisidir. Jeremy Bentham tarafından temelleri atılıp sonra John
Stuart Mill, Henry sidwick, A.Marshall tarafından geliştirilen bu teori bir yüzyıldan daha fazla baskın ahlak ve adalet
teorisi kabul görmüştür. Faydacı teorisinin temel kavramları kimi değişikliklere uğrasa da varlığını korumakta ve
objektif bir anlayış olarak cazibesini iş dünyasında hala devam ettirmektedir. Faydacı teori eylemlerin ahlaken doğru
olup omadığını ortaya çıkan sonuçlara göre değerlendirmektedir.

Ödev Ahlakı (Deontolojik Teori):
Deontoloji terimi yapılması gereken, kurallar, görevler ve emirler anlamındaki de
ontos (duty, Ödev) sözcüğünden türemiştir. Deontolojik teoriler, göreve ya da ödeve dayanan teorilerdir. Bu teoriler
ahlaki iyiliği, mutluluk, haz ve faydayla sağlayacak hiçbir şeyin olmadığını ileri süren filozofuyla ünlüdür.Bu yüzden
Kant ahlakı olarakta bilinir. Deontolojistlere göre faydacılar ahlak dünyamızın çok basit bir resmini çizmişlerdir. Bir
eylemin doğruluğuna karar vermede sonuçları yeter şart olarak almak çok basit bir yaklaşımdır. Bu nedenle
deontolojik teori eylemlerin sonuçlarını değiş bizatihi eylemin kendisini esas alır.

Kant Ahlakı:Ödev ahlakının batı felsefesindeki en büyük temsilcisi kanttır. Kantın ahlak anlayışının temeli her yerde
ve her zaman neyi yapmak gerektiğine değil neyi istemek gerektiğine dayanır. Kanta göre iyi olan herşey nesne
olamaz iyi olan tek şey iyi niyettir. Kanta göre bir davranışın doğru olması ahlaki olmasına bağlıdır. Ahlaki açıdan iyi
olmak ancak erdemle mümkündür. Kant açısından bir davranışın ahlaki olması için o davranışın bazı genel prensiplere
uygun olması gerekir Bunlar;
*Evrenselleştirilebilirlik ve tersine çevrilir olması
*Başka varlıklara saygı duyulması
*Kendi yeteneklerini başkalarının yararına geliştirmek
Haklar Teorisi: Deontolojik teorilerden görev ve ilkelerden daha çok HAKLAR üzerine yoğunlaşan teoriye haklar
teorisi denmektedir. Haklar teorisi, 13.yüzyıda yaşamış Katolik düşünür Aquino’lu Thomas’ın öncüsü olduğu temelde
akılcı olan doğal yasa kuramı olarak bilinen anlayışa dayanır. Hakları birkaç grupta toplayabiliriz.
*Bunlardan ilki, bireylerin yasal hakları vardır: Bunlar iktidarla kanunla değişebilir, uluslara göre farklılaşabilir.
*Ahlaki Haklar vardır:Ahlaki hakların ise kökleri derinlerdedir ve evrenseldir, kolay kolay değişmez. Diğer yandan
hakları GENEL ve ÖZEL haklar olarakda gruplandırılabilir
*Özel Haklar: Kişilerle sınırlıdır. Örnegin kontrat kişiye özel bir haktır.
*Genel Haklar: Tüm insanlığa aittir. Yaşama hakkı gibi.
Haklar teorisi genel olarak bütün kişi ve gruplara yönelik belli temel hak ve özgürlüklerin korunmasıyla tutarılı karar
ve davranışkları içermektedir.Bu haklar ve özgürlükler Birleşmiş milletler insan hakları evrensel bildirisinde yer alan
haklardır. Yaşam ve güvenlik, doğruluk, gizlilik, vicdan özgürlüğü, konuşma özgürlüğü ve özel mülkiyet gibi 6 hak
özellikle ahlaki karar ve davranışlarda dikkate alınması ve uyulması gereken hakları ifade eder. Başkalarına
devredilmeyen haklar olarak görülen ve kişilerin sahip çıkması ve saygı göstermesi gereken temel hakları şöyle ifade
edebiliriz.
*Yaşama ve Güvenlik: Bireylerin yaşamanın güvenlik içinde olmasıdır. Bu hak özellikle iş dünasında firmalarda,
kimyasal maddelerin kullanımına sınırlamalar getirilmesini sağlar.
*Doğruluk: Bu hak bireylerin bilgilendirilmeleri gereken konularda kasıtlı olarak aldatılamayağını belirtir.
*Gizlilik: Vatandaşların kendilerine ait kişisel bilgileri, hükümetten, diğer kurum ve kişilerden, çalışanlardan koruma
hakları olduğuna işaret eder.
*Vicdan Özgürlüğü: Bu hak kişilerin kendi inanç ve ahlaki ilkelerinin ihlal edecek emirleri yerine getirmeme
haklarının olduğunu belirtir.
*Özel Mülkiyet: Bu hak ise kişilere yaşamın temel ihtiyaçlarını elde etme kullanma ve sahip olma hakkı verir.

Adalet Teorisi:
Adalet teorisinin temelini eski Yunan filozofu aristo’nun öğretileri oluşturmaktadır. Aristo’nun eşit
olanların eşit, eşit olmayanlarında eşit olmayan bir şekilde ele alınması gerektiğini vurgulayan temel adalet ilkesine
dayanmakla birlikte asıl teorinin gelişimine katkı sağlayan Harvard filozoftlarından John Rawlstır. Rawls adaletin
ilkelerini ve konumunu belirlemeye çalıştığı Doğruluk olarak adalet görüşüyle öne çıkar. Rawls adaleti sosyal
kurumların bir erdemi olarak ele alır, ancak adaletin tek başına kullanılan bir kavram olmadığını belirtir.Adalet teorisi
de hak teorisi gibi görev temelli olup haklarla yakından ilişkildir.Rawls tarafından ortaya atılan adalet teorisi ahlaki
davranışlarla ilgili kararlarda haklara bağlı olarak dürüstlük, eşitlik ve tarafsızlık ilkelerini esas almakta ve kişilerin
karar ve davranışlarında fayda ve maliyetleri ne ölçüde eşit dağıttığına göre değerlendirme yapmaktadır. Adalet
teorisinde bahsedilen görüşe göre hizmet eden üç başlık vardır;

Dağıtım(Bölüşüm) Adaleti: İnsanlar arasında iyinin ve kötünün hakkaniyetle paylaştırılmasıyla ilgilidir.
Kısas Adaleti: Bir toplulukta oluşan refah ve sıkıntının topluluğu oluşturan bireyler arasındaki hakkaniyetle
bölüştürülmesi genel anlamda adaletin tam yerine getirilmesi açısından yeterli olmayabilir. Çünkü toplumu oluşturan
bireyler hata yapabilir ve yapılan hatalardan dolayı çevre zarar görebilir. Bu durumda hatayı yapanı cezalandırmak
kısas adaletiyle ilgilidir. Kısas adaleti verilecek cezanın adil olmasını öngörür.Cezanın adaletli olmasının bazı şartları
vardır.Kısas adaletinin işleyebilmesi için kişinin hatayı bilerek işlemiş olması gerekir.

Telafi Adaleti: Hatalar ve yanlışlar başkalarına zarar verir. Telafi edici adalet zarar görenin zararlarının telafi edilmesi
ya da haksızlığa uğraması durumunda ortaya çıkan haksızlığı giderecek şekilde davranmaktır. Bu durumda eğer
birinin malına zarar verdiysem o malı yerine koymalıyım.Telafinin verilen zararla orantılı olması gerekir.
Erdem Ahlakı:Erdem ahlakın en temel kavramıdır. Bu nedenle dinlerin ve klasik felsefecilerin en fazla vurguladığı
ahlaki değerdir. Aristo için Erdem insanın işlevlerini en iyi şekilde yerine getirme halidir.Erdem ahlakı Normatif ahlak
teorilerinden biridir.

Normatif Olmayan Ahlak Teorileri:
Normarif olmayan ahlak teorilerine göre normatif teorilerin tümü ‘tüm
insanların en yüksek derede hazza ulaşmaları gerekir’ kendin için isteyebileceğin yasa başkalarının da isteyebileceği
bir yasa olmalıdır, ve herkes kendi çıkar ve faydasını gözetmelidir.

Tanımlayıcı Ahlak: İnsan eylemlerinin sonuçlarını tanımlamaktadır.Tanımlayıcı ahlak dünyanın nasıl bir yer olması
gerektiği veya olup olmadığı hakkında hiçbir sonuca ulaşmadan dünyayı sadece tanımlar, tanımlayıcı ahlak insanların
gerçekte ne yapmayı seçtiklerini ve bireylerin farklı durumlarda aynı tercihler yapıp yapmadıkları hakkında gözlemler
yapar ve bilgi toplar.

Göreceli Ahlak: Bu teoriye göre toplumsal düzende bir değil birden çok ahlaki norm ve ilkeler vardır. Objektif değer
teorisini kabul etmeyen göreceliliğe göre ahlaki değerler insan zihninin ürünüdür, dolayısıyla farklı zaman mekan ve
toplımlarda değişmeyen ve kişilere sorumluluk yükleyen ahlaki değerlerden söz edilemez.örnek herkezin kendine göre
bir dogrusu vardır.

Meta-Etik:Dolaylı sonuçlar dışında eyleme ilişkin hiçbir ahlaki ilke ya da hedef önermez esas olarak sadece felsefi
analizden oluşur. Meta-etik normatif değil bilimseldir.
Sonuç: Tüm ahlak teorilerin ortak problemi ister en yüksek iyi ister doğru eylem ister hak ve adaletli davranış isterse
ahlaki bir karakter tanımlanda olsun hepsinin kendine göre bir ahlaklılık tanımı yapmalarına rağmen ahlaki sorunları
çözmede yetersiz kalmalarıdır.



 

asah

GOLD Üye
Katılım
14 Eki 2012
Mesajlar
2,943
Tepkime puanı
11
Puanları
0
Bölüm:
Türk Dili ve Edebiyatı
Şehir:
Zonguldak
tesekkurler
 

maym

Yeni Üye
Katılım
26 Ara 2012
Mesajlar
891
Tepkime puanı
4
Puanları
0
Bölüm:
Halkla İlişkiler
Şehir:
Konya
elinize sağlık
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst