asah
GOLD Üye
- Katılım
- 14 Eki 2012
- Mesajlar
- 2,943
- Tepkime puanı
- 11
- Puanları
- 0
- Bölüm:
- Türk Dili ve Edebiyatı
- Şehir:
- Zonguldak
Ünite 1
Edebiyat- Cedide
II. Abdülhamit döneminin edebi hareketleri Edebiyat-ı Cedide ve bu cemiyetin dışında kalan çalışmalar şeklinde iki başlık altında incelenebilir.
Edebiyat-ı Cedide topluluğu (1896-1901) içerisinde yer alanlar kendilerini bu adla tanıtmışlardır. Bazı araştırmacılar bu topluluğu etrafında birleştikleri derginin adına izafen Servet-i Fünun Edebiyatı adıyla anmışlardır.
Siyasi Ortam
II. Abdülhamit, 31 Ağustos 1876’da tahta çıktı. 23 Aralık’ta Kanun-i Esasi’yi yürürlüğe koydu. Seçimler yapıldı ve 19 Mart 1877’de Meclis-i Mebusan’ı açtı. Aynı dönemde batılı ülkeler Osmanlı’yı paylaşma planlarını görüşmek üzere Şark Meselesi başlığı altında incelenebilecek bir dizi çalışma yaptılar. Osmanlı’dan ağır talepler içeren bir protokol saraya gönderdiler. Devlet bu talepleri reddetti. Bunun üzerine 24 Nisan 1877’de Ruslar Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Yenilen Osmanlı ordusu Balkanlardan ülkeye sürülen göçmenler, içeride rahat durmayan azınlıklar bir de meclisteki kargaşalarla uğraşmak durumunda kalınca 3 Mart 1878’de meclisi kapatma kararı aldı. Batının baskıları devam eder. İngilizler Kıbrıs’ı savaşmaksızın ele geçirir (4 Haziran 1878). 13 Temmuz tarihli Berlin antlaşmasıyla ülke çok fazla toprak kaybeder. Bosna-Hersek Avusturya’ya, Tunus Fransa’ya, Mısır’da İngiltere’ye kalır. Bulgarlar da gaza gelip Doğu Rumeli’yi işgal ederler (1885). Bütün bunlar olurken II. Abdülhamit ülkeyi parçalanmaktan kurtarmak için çok sıkı tedbirler alır (sansür ve zaptiyeler bu dönemin ürünüdür). Sultan sertleştikçe karşısındaki muhalefet de güçlenmiştir. Sultan Abdülaziz döneminde filizlenen Yeni Osmanlılar, II. Abdülhamit döneminde Jön Türkler adıyla muhalefeti artırır. Meşruti idare ve Kanun-i Esasi için ısrar ederler. Baskılar sonuç verir 1908’de anayasa yeniden yürürlüğe girer. Bulgarların bağımsızlık ilanı ve Girit’in elden çıkması meclisin açılışından hemen sonradır. Ülkede karışıklıklar iyice artar. Mecliste azınlıkları temsil eden vekiller ayrılıkçı hareketleri desteklemeye başlar. 31 Mart Vakası patlak verir (13 Nisan 1909). Hareket ordusu isyanı bastırdıktan sonra İttihat ve Terakki yönetime el koyar. II. Abdülhamit Selanik’e sürülür.
Edebi Ortam
1884’ten sonra Türk edebiyatı, Muallim Naci ve Recaizade Mahmut Ekrem ekseninde yeni ve eski edebiyat taraftarları olmak üzere iki guruba ayrılır. Muallim Naci 1884’te Tercüman-ı Hakikat’te çalışmaya başladıktan sonra çevresinde klasik edebiyat yanlısı isimler toplanmış ve gazete eski tarz eserler veren bir mecraya dönüşür. Ahmet Mithat bu durumdan haz etmediği için Muallim Naci’yi gazeteden uzaklaştırır. Recaizade Mahmut Ekrem önce Zemzeme III (1885) ardından da Takdiri Elhan’da Muallim Naci’nin şiirlerini eleştirir. Muallim Naci bu eleştirilere İmdadü’l-midad ve Demdeme’deki yazılarıyla karşılık verir. Bu tartışma ses getirince kimi şairler Naci’nin etrafında Ukaz-ı Osmani adı altında toplanmış ve Saadet gazetesinde birbirlerine nazireler yazmışlardır. İzmir merkezli gençler, Ukazı Subban adı altında toplanarak Hizmet gazetesinde eski tarz yanlılarını eleştirirler. Tartışma devam eder, Naci yanlıları (Şeyh Vasfi, Harputlu Hayri, Mehmet Emin Humayi, Ali Ruhi, Üsküdarlı Safi, Halil Edip, Andelip, Müstecabi İsmet vs.) Saadet, İmdadü’l-midad ve daha sonra Teavün-ı Aklam gibi gazete ve dergilerde toplanırlar. Ekrem yanlıları (Menemenlizade Tahir, Ali Ferruh, Abdülhalim Memduh, Mehmet Rüşti, Ahmet Reşit vs.) ise Gülşen, Gayret, Sebat, Risalei Hafi gibi dergilerde saf tutarlar.
Naci’yi destekleyen İsmail Safa, Menemenlizade Tahir, Cenap Şehabettin ve Tevfik Fikret bir süre sonra Recaizade Mahmut Ekrem’in eksenine geçerler. Recaizade Mahmut Ekrem ekseninde 1890’lı yıllardan itibaren Mirsad, Malumat, Mektep ve Maarif gibi dergilerde yazmaya başlayan gençlerin faaliyetleri Servet-i Fünun topluluğunun kurulmasına hazırlık yapmıştır.
Servet-i Fünun’un kurulmasını hazırlayan olaylardan bir diğeri de Hasar Asaf’ın Musavver Malumat’ta yayınlanan Burhan-ı Kudret (7 Kasım 1895) adlı şiiri nedeniyle çıkan tartışmadır (Abes-muktebes tartışması).
“Zerre-i nurundan iken muktebes
Mihr ü mehe etmek işaret abes”
Bu beyitte kafiye oluşturan muktebes kelimesinin sonu (س), abes kelimesinin sonu ise (ث) ile biter. Divan edebiyatı geleneğinde yazılı؛ı farklı olan bu harfler kafiye olu؛turmaz. Bu nedenle Mehmet Tahir Efendi bu kelimelerin kafiye olu؛turmadığını ِne sürer. Tartı؛ma, kafiye gِz için midir kulak için midir çizgisinde ؛ekillenmi؛tir. Recaizade Mehmut Ekrem de tartı؛maya dahil olunca yenilikçi-gelenekçi kutupla؛ması olu؛ur.
Birtakım yazar ve ؛airleri Servet-i Fünun dergisinde toplayan bir diğer olan ise Recaizade Mehmut Ekrem’in ھemsa adlı hikâyesinin kendisinden izinsiz Musavver Malumat’ta yayınlanmasıdır (28 Kasım 1895). Bu olaydan sonra Servet-i Fünun’u çıkaran Ahmet İhsan (Tokgِz) ve Recaizade Mehmut Ekrem bir araya gelmi؛tir.
Servet- Fünun Dergisi (1896)
Servet, 1890 yılında İstanbul’da çıkan bir gazetedir. Servet-i Fünun 27 Mart 1891’den itibaren bu gazetenin haftalık edebi içerikli eki olarak çıkmaya ba؛lamı؛tır. Recaizade Mehmut Ekrem yenilikçi yazarlar için bu dergiyi mecra olarak kullanmak istedikten sonra 7 ھubat 1896’da derginin 256. sayısından itibaren Tevfik Fikret yayın yِnetmeni olur. Edebiyat-ı Cedide i؛te bu tarihte ba؛lamı؛tır.
Tevfik Fikret derginin ba؛ına geçtikten sonra Cenap ھahabettin, Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Siret, İsmail Safa, Ali Ekrem (Ayn Nadir), Celal Sahir, Menemenlizade Mehmet Tahir, Ahmet Re؛it (H. Nazım), Süleyman Nazif, Ahmet ھuayp, Hüseyin Suat, Hüseyin Cahit, Süleyman Nesip, Faik Ali, Ahmet Hikmet, Hüseyin Kâzım gibi ؛air ve yazarlar derginin kadrosunda yer almı؛lardır.
Cenap ھahabettin ؛iirlerinde kullandığı yeni tamlama ve terkiplerle dikkat çekip tepki aldı. Bu alı؛ılmadık imgelerden dolayı Ahmet Mithat, Cenap ھahabettin’i “Dekadanlar” adlı makalesiyle sert bir dille ele؛tirdi. C. ھahabettin bu ele؛tirilere “Dekadanlık Nedir” adlı yazısıyla cevap verdi. Tevfik Fikret’te “Timsal-i Cehalet” adlı ؛iiriyle Ahmet Mithat’a hücum etti. Ahmet Mithat “Teslim-i Hakikat” adlı yazısıyla çark edip yenilikçileri takdir etti.
Araba Sevdası, Mai ve Siyah, A؛k-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Eylül ve Hayal İçinde (Hüseyin Cahit), adlı romanlar Servet-i Fünun’da tefrika edildi. Dergide ayrıca “Musahabe-i Edebiye” ba؛lığı altında kuramsal yazılar da yer aldı.
Edebiyat- Cedide Sanat anlayı؛ının ضzellikleri
- Tanzimat devrinin ilk dِnem sanatçılarının aksine toplumu eğitmek, bilinçlendirmek gibi bir kaygısı yoktur. Sanat icra etmek ve güzelliği yansıtmak amacındadır.
- Toplumsal konuların yerine bireysel temalar ِne çıkmı؛tır.
- Topluma sırt çeviren içe dِnük bu gurubun eserlerinde hayal-gerçek çatı؛maları ve karamsar duygular gِze çarpar.
- Gerçekçi tarzda kurgusu sağlam romanlar ne؛redilmi؛tir.
- ھiirde parnasyenlerin, romanda ise ağırlıkla realistlerin etkisinde kalmı؛lardır.
- Namık Kemal ve Ziya Pa؛a’nın ِncüsü olduğu dilde sadele؛me hareketi terk edilmi؛ ve ağdalı, anla؛ılması zor dile geçilmi؛tir.
- Yani tamlama ve imgelere yer verilmi؛tir.
- Peki؛tirici edatlar ve a؛ırı duygusallığı ifade eden ünlemlere sıklıkla yer verilmi؛tir.
- ھiirlerde aruzu ustalıkla kullanmı؛lardır.
- Kafiyenin kulak için olduğu anlayı؛ını benimsemi؛ ve buna uygun olarak yazılı؛ları farklı sesleri aynı olan harflerle kafiye yapmı؛lardır.
- Kimi zaman bir paragraf hatta sayfa boyunca devam eden uzun cümleler kurmu؛lardır.
- Divan ؛iirinde cümlenin ve anlamın bir dize veya beyit içinde tamamlanmasına kar؛ılık Edebiyat-ı Cedide ؛iirinde cümlenin ve anlamın bir dizenin ortasında ba؛ladığı veya bittiği gِrülür, hatta 7-8 dizeye kadar yayılan cümlelere rastlanır. Buna anjambman denir. Bu yolla ؛iir giderek düzyazıya yakla؛mı؛tır.
- Sone (4+4+3 dizelik ؛iirlerdir) ve terzirima (üç dizeli bentlerle yazılır, ؛iirin sonunda tek bir dize yazılır) gibi nazım biçimleri kullanılmaya ba؛lanmı؛tır.
- Müstezat nazım biçimini farklı vezinlerle kullanarak serbest müstezat tarzında ؛iirler yazmı؛lardır
Topluluğun Dağılması (1901)
1900 tarihinde Ahmet ھuayp “Son Yazılar” ba؛lıklı yazısıyla Edebiyat-ı Cedide’yi bireysel temalarla ve a؛k konusuna sıkı؛makla suçlar. Ali Ekrem (Ayn Nadir) “ھiirimiz” ba؛lıklı bir dizi yazısıyla dağılmayı tetikler.
Ali Ekrem makalesinde Servet-i Fünun yazarlarının hemen hepsini ele؛tirir. Tevfik Fikret bu makaleyi kırparak ve kimi yerlerini deği؛tirerek yayınlar. Ali Ekrem uygulanan bu sansür yüzünden dergiden ayrılır. H. Nazım, Menemenlizade Mehmet Tahir ve Samipa؛azade Sezai gibi arkada؛ları da ona katılarak dergiden ayrılıp II. Abdülhamit yanlısı Malumat dergisine geçerler. Ali Ekrem’in makalesi bu dergide yayınlanır (27 Aralık 1900). İki dergi arasında tartı؛malar çıkar. Bu tartı؛malar üzerine Ali Ekrem ve Ahmet Re؛it Bey’lerin dergide yazmaları saray tarafından yasaklanır. Tevfik Fikret’te Ahmet İhsan’la bozu؛tuğu için dergisinden ayrılır. Derginin ba؛ına Hüseyin Cahit geçer. Hüseyin Cahit’in Fransızcadan çevirdiği Edebiyat ve Hukuk ba؛lıklı makale sakıncalı bulunduğu için dergi kapatılır. Bir süre sonra dergi yeniden açıldıysa da eski kadrosu dağıldığı için etkisini devam ettiremez
Edebiyat- Cedide
II. Abdülhamit döneminin edebi hareketleri Edebiyat-ı Cedide ve bu cemiyetin dışında kalan çalışmalar şeklinde iki başlık altında incelenebilir.
Edebiyat-ı Cedide topluluğu (1896-1901) içerisinde yer alanlar kendilerini bu adla tanıtmışlardır. Bazı araştırmacılar bu topluluğu etrafında birleştikleri derginin adına izafen Servet-i Fünun Edebiyatı adıyla anmışlardır.
Siyasi Ortam
II. Abdülhamit, 31 Ağustos 1876’da tahta çıktı. 23 Aralık’ta Kanun-i Esasi’yi yürürlüğe koydu. Seçimler yapıldı ve 19 Mart 1877’de Meclis-i Mebusan’ı açtı. Aynı dönemde batılı ülkeler Osmanlı’yı paylaşma planlarını görüşmek üzere Şark Meselesi başlığı altında incelenebilecek bir dizi çalışma yaptılar. Osmanlı’dan ağır talepler içeren bir protokol saraya gönderdiler. Devlet bu talepleri reddetti. Bunun üzerine 24 Nisan 1877’de Ruslar Osmanlı Devleti’ne savaş açtı. Yenilen Osmanlı ordusu Balkanlardan ülkeye sürülen göçmenler, içeride rahat durmayan azınlıklar bir de meclisteki kargaşalarla uğraşmak durumunda kalınca 3 Mart 1878’de meclisi kapatma kararı aldı. Batının baskıları devam eder. İngilizler Kıbrıs’ı savaşmaksızın ele geçirir (4 Haziran 1878). 13 Temmuz tarihli Berlin antlaşmasıyla ülke çok fazla toprak kaybeder. Bosna-Hersek Avusturya’ya, Tunus Fransa’ya, Mısır’da İngiltere’ye kalır. Bulgarlar da gaza gelip Doğu Rumeli’yi işgal ederler (1885). Bütün bunlar olurken II. Abdülhamit ülkeyi parçalanmaktan kurtarmak için çok sıkı tedbirler alır (sansür ve zaptiyeler bu dönemin ürünüdür). Sultan sertleştikçe karşısındaki muhalefet de güçlenmiştir. Sultan Abdülaziz döneminde filizlenen Yeni Osmanlılar, II. Abdülhamit döneminde Jön Türkler adıyla muhalefeti artırır. Meşruti idare ve Kanun-i Esasi için ısrar ederler. Baskılar sonuç verir 1908’de anayasa yeniden yürürlüğe girer. Bulgarların bağımsızlık ilanı ve Girit’in elden çıkması meclisin açılışından hemen sonradır. Ülkede karışıklıklar iyice artar. Mecliste azınlıkları temsil eden vekiller ayrılıkçı hareketleri desteklemeye başlar. 31 Mart Vakası patlak verir (13 Nisan 1909). Hareket ordusu isyanı bastırdıktan sonra İttihat ve Terakki yönetime el koyar. II. Abdülhamit Selanik’e sürülür.
Edebi Ortam
1884’ten sonra Türk edebiyatı, Muallim Naci ve Recaizade Mahmut Ekrem ekseninde yeni ve eski edebiyat taraftarları olmak üzere iki guruba ayrılır. Muallim Naci 1884’te Tercüman-ı Hakikat’te çalışmaya başladıktan sonra çevresinde klasik edebiyat yanlısı isimler toplanmış ve gazete eski tarz eserler veren bir mecraya dönüşür. Ahmet Mithat bu durumdan haz etmediği için Muallim Naci’yi gazeteden uzaklaştırır. Recaizade Mahmut Ekrem önce Zemzeme III (1885) ardından da Takdiri Elhan’da Muallim Naci’nin şiirlerini eleştirir. Muallim Naci bu eleştirilere İmdadü’l-midad ve Demdeme’deki yazılarıyla karşılık verir. Bu tartışma ses getirince kimi şairler Naci’nin etrafında Ukaz-ı Osmani adı altında toplanmış ve Saadet gazetesinde birbirlerine nazireler yazmışlardır. İzmir merkezli gençler, Ukazı Subban adı altında toplanarak Hizmet gazetesinde eski tarz yanlılarını eleştirirler. Tartışma devam eder, Naci yanlıları (Şeyh Vasfi, Harputlu Hayri, Mehmet Emin Humayi, Ali Ruhi, Üsküdarlı Safi, Halil Edip, Andelip, Müstecabi İsmet vs.) Saadet, İmdadü’l-midad ve daha sonra Teavün-ı Aklam gibi gazete ve dergilerde toplanırlar. Ekrem yanlıları (Menemenlizade Tahir, Ali Ferruh, Abdülhalim Memduh, Mehmet Rüşti, Ahmet Reşit vs.) ise Gülşen, Gayret, Sebat, Risalei Hafi gibi dergilerde saf tutarlar.
Naci’yi destekleyen İsmail Safa, Menemenlizade Tahir, Cenap Şehabettin ve Tevfik Fikret bir süre sonra Recaizade Mahmut Ekrem’in eksenine geçerler. Recaizade Mahmut Ekrem ekseninde 1890’lı yıllardan itibaren Mirsad, Malumat, Mektep ve Maarif gibi dergilerde yazmaya başlayan gençlerin faaliyetleri Servet-i Fünun topluluğunun kurulmasına hazırlık yapmıştır.
Servet-i Fünun’un kurulmasını hazırlayan olaylardan bir diğeri de Hasar Asaf’ın Musavver Malumat’ta yayınlanan Burhan-ı Kudret (7 Kasım 1895) adlı şiiri nedeniyle çıkan tartışmadır (Abes-muktebes tartışması).
“Zerre-i nurundan iken muktebes
Mihr ü mehe etmek işaret abes”
Bu beyitte kafiye oluşturan muktebes kelimesinin sonu (س), abes kelimesinin sonu ise (ث) ile biter. Divan edebiyatı geleneğinde yazılı؛ı farklı olan bu harfler kafiye olu؛turmaz. Bu nedenle Mehmet Tahir Efendi bu kelimelerin kafiye olu؛turmadığını ِne sürer. Tartı؛ma, kafiye gِz için midir kulak için midir çizgisinde ؛ekillenmi؛tir. Recaizade Mehmut Ekrem de tartı؛maya dahil olunca yenilikçi-gelenekçi kutupla؛ması olu؛ur.
Birtakım yazar ve ؛airleri Servet-i Fünun dergisinde toplayan bir diğer olan ise Recaizade Mehmut Ekrem’in ھemsa adlı hikâyesinin kendisinden izinsiz Musavver Malumat’ta yayınlanmasıdır (28 Kasım 1895). Bu olaydan sonra Servet-i Fünun’u çıkaran Ahmet İhsan (Tokgِz) ve Recaizade Mehmut Ekrem bir araya gelmi؛tir.
Servet- Fünun Dergisi (1896)
Servet, 1890 yılında İstanbul’da çıkan bir gazetedir. Servet-i Fünun 27 Mart 1891’den itibaren bu gazetenin haftalık edebi içerikli eki olarak çıkmaya ba؛lamı؛tır. Recaizade Mehmut Ekrem yenilikçi yazarlar için bu dergiyi mecra olarak kullanmak istedikten sonra 7 ھubat 1896’da derginin 256. sayısından itibaren Tevfik Fikret yayın yِnetmeni olur. Edebiyat-ı Cedide i؛te bu tarihte ba؛lamı؛tır.
Tevfik Fikret derginin ba؛ına geçtikten sonra Cenap ھahabettin, Halit Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Siret, İsmail Safa, Ali Ekrem (Ayn Nadir), Celal Sahir, Menemenlizade Mehmet Tahir, Ahmet Re؛it (H. Nazım), Süleyman Nazif, Ahmet ھuayp, Hüseyin Suat, Hüseyin Cahit, Süleyman Nesip, Faik Ali, Ahmet Hikmet, Hüseyin Kâzım gibi ؛air ve yazarlar derginin kadrosunda yer almı؛lardır.
Cenap ھahabettin ؛iirlerinde kullandığı yeni tamlama ve terkiplerle dikkat çekip tepki aldı. Bu alı؛ılmadık imgelerden dolayı Ahmet Mithat, Cenap ھahabettin’i “Dekadanlar” adlı makalesiyle sert bir dille ele؛tirdi. C. ھahabettin bu ele؛tirilere “Dekadanlık Nedir” adlı yazısıyla cevap verdi. Tevfik Fikret’te “Timsal-i Cehalet” adlı ؛iiriyle Ahmet Mithat’a hücum etti. Ahmet Mithat “Teslim-i Hakikat” adlı yazısıyla çark edip yenilikçileri takdir etti.
Araba Sevdası, Mai ve Siyah, A؛k-ı Memnu, Kırık Hayatlar, Eylül ve Hayal İçinde (Hüseyin Cahit), adlı romanlar Servet-i Fünun’da tefrika edildi. Dergide ayrıca “Musahabe-i Edebiye” ba؛lığı altında kuramsal yazılar da yer aldı.
Edebiyat- Cedide Sanat anlayı؛ının ضzellikleri
- Tanzimat devrinin ilk dِnem sanatçılarının aksine toplumu eğitmek, bilinçlendirmek gibi bir kaygısı yoktur. Sanat icra etmek ve güzelliği yansıtmak amacındadır.
- Toplumsal konuların yerine bireysel temalar ِne çıkmı؛tır.
- Topluma sırt çeviren içe dِnük bu gurubun eserlerinde hayal-gerçek çatı؛maları ve karamsar duygular gِze çarpar.
- Gerçekçi tarzda kurgusu sağlam romanlar ne؛redilmi؛tir.
- ھiirde parnasyenlerin, romanda ise ağırlıkla realistlerin etkisinde kalmı؛lardır.
- Namık Kemal ve Ziya Pa؛a’nın ِncüsü olduğu dilde sadele؛me hareketi terk edilmi؛ ve ağdalı, anla؛ılması zor dile geçilmi؛tir.
- Yani tamlama ve imgelere yer verilmi؛tir.
- Peki؛tirici edatlar ve a؛ırı duygusallığı ifade eden ünlemlere sıklıkla yer verilmi؛tir.
- ھiirlerde aruzu ustalıkla kullanmı؛lardır.
- Kafiyenin kulak için olduğu anlayı؛ını benimsemi؛ ve buna uygun olarak yazılı؛ları farklı sesleri aynı olan harflerle kafiye yapmı؛lardır.
- Kimi zaman bir paragraf hatta sayfa boyunca devam eden uzun cümleler kurmu؛lardır.
- Divan ؛iirinde cümlenin ve anlamın bir dize veya beyit içinde tamamlanmasına kar؛ılık Edebiyat-ı Cedide ؛iirinde cümlenin ve anlamın bir dizenin ortasında ba؛ladığı veya bittiği gِrülür, hatta 7-8 dizeye kadar yayılan cümlelere rastlanır. Buna anjambman denir. Bu yolla ؛iir giderek düzyazıya yakla؛mı؛tır.
- Sone (4+4+3 dizelik ؛iirlerdir) ve terzirima (üç dizeli bentlerle yazılır, ؛iirin sonunda tek bir dize yazılır) gibi nazım biçimleri kullanılmaya ba؛lanmı؛tır.
- Müstezat nazım biçimini farklı vezinlerle kullanarak serbest müstezat tarzında ؛iirler yazmı؛lardır
Topluluğun Dağılması (1901)
1900 tarihinde Ahmet ھuayp “Son Yazılar” ba؛lıklı yazısıyla Edebiyat-ı Cedide’yi bireysel temalarla ve a؛k konusuna sıkı؛makla suçlar. Ali Ekrem (Ayn Nadir) “ھiirimiz” ba؛lıklı bir dizi yazısıyla dağılmayı tetikler.
Ali Ekrem makalesinde Servet-i Fünun yazarlarının hemen hepsini ele؛tirir. Tevfik Fikret bu makaleyi kırparak ve kimi yerlerini deği؛tirerek yayınlar. Ali Ekrem uygulanan bu sansür yüzünden dergiden ayrılır. H. Nazım, Menemenlizade Mehmet Tahir ve Samipa؛azade Sezai gibi arkada؛ları da ona katılarak dergiden ayrılıp II. Abdülhamit yanlısı Malumat dergisine geçerler. Ali Ekrem’in makalesi bu dergide yayınlanır (27 Aralık 1900). İki dergi arasında tartı؛malar çıkar. Bu tartı؛malar üzerine Ali Ekrem ve Ahmet Re؛it Bey’lerin dergide yazmaları saray tarafından yasaklanır. Tevfik Fikret’te Ahmet İhsan’la bozu؛tuğu için dergisinden ayrılır. Derginin ba؛ına Hüseyin Cahit geçer. Hüseyin Cahit’in Fransızcadan çevirdiği Edebiyat ve Hukuk ba؛lıklı makale sakıncalı bulunduğu için dergi kapatılır. Bir süre sonra dergi yeniden açıldıysa da eski kadrosu dağıldığı için etkisini devam ettiremez