Aöf Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumlar Dersi 2.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Aöf Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumlar Dersi 2.Ünite Ders Notları

Düzenleme Kavramı:Düzenleme kavramı disiplinler arasında bir kavram olması nedeniyle farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Hukuk açısından bakıldığında, kural koyulması ve bu kuralların uygulanması ve denetimi konuları ön plana çıkmaktadır. İktisadi bilimi açısındansa, çeşitli ekonomik faaliyetler çerçevesine devletin müdahalesi içeren uygulamalar bütünü olarak ele alınmaktadır. Düzenleme Kavramı İşletme bilimi açısından da faaliyetlerin bir parçası olarak önemle ele alınan bir kavram olmaktadır.
Ekonomik düzenlemelerin ilk ortaya çıkışı 1870’lere kadar götürebilmekteyiz. ABD nin şirketlerinin büyümeye başlaması ile devlet rekabet koşullarını sağlamak amacıyla düzenleme yapmak yoluna gitmiş ve 1890 da Sherman Anti-tekel yasası çıkmıştır. Ekonomide en aktif düzenlemeler ulaştırma, elektrik hizmetleri haberleşme alanlarında görülmüştür.

Finansal Piyasaların Düzenlenmesi: Genel olarak ekonominin çeşitli alanlarında yapılabilen düzenleme faaliyetlerinin en önemlilerinden biri finansal sektörde yapılan düzenlemelerdir.
Finans piyasalarının devletler tarafından düzenlenmesinin ilk nedeni olarak makroekonomik istikrarın korunması sayılabilir. İkinci nedeni mikro istikrarın sağlanmasıdır. Finansal düzenlemelerin bir diğer hedefi de piyasalarda kurumlarda şeffaflığı sağlaması ve yatırımcıların korunmasıdır. Ülke finans sistemleri temel olarak bankacılık, sermaye piyasaları ve sigortacılık olarak 3 temel ayrıma tabi tutulabilir.

Finansal Piyasaların Düzenlenmesinin Nedenleri:Finans sektörü dünya çapında tüm ülkelerde düzenlenmektedir.

Finansal düzenleme ve gözetim, finans kurumlarının sağlıklı işlev göstermelerini, sistemik riskin azaltılmasını, piyasaların eşitlik ve şeffaflık içinde faaliyet göstermelerinin ve yatırımcıların ve müşterilerin korunmasını hedeflemektedir.

Dışsallık:Dışsallık belirli bir işleme taraf olanların dışındakilerin bu işlem nedenleriyle etkilenmeleri anlamına gelmektedir.

Not: Finans kurumları karar alırken topluma yüklenebilecek maliyetleri göz önünde bulundurmuyorsa bu durumda sektör, devlet tarafından toplumun çıkarları düşünülerek düzenlenmelidir
.
Piyasa Yetersizlikleri ve Başarısızlıkları:Piyasalarda bulunan bazı yetersizlikler finans piyasalarının ve kurumlarının düzenlemesini gerekli kılmaktadır.

*Bilgi asimetrileri *Asil-Vekil problemleri ve çıkar çatışmaları olması
Finans Kurumlarının Gözetimi Gerekliliği: Yatırımcıların finans kurumlarıyla yaptıkları sözleşmelerin uzun dönemli olması nedeniyle finans kurumlarının devamlı olarak izlenmesi gerekmektedir. Yatırımcıların finans kurumlarını gözetim ve izleme gibi bir fonksiyonu yerine getirme imkanları olmadığından yatırımcılar lehine düzenleyici kurumlara finans şirketlerinin hareketlerini izleme görevi verilmektedir. Yatırımcılar lehine uzman bir düzenleyici kurumun tüm finans kurumlarını izlemesi ayrıca ekonomik nedenlerle, ölçek ekonomisi olması nedeniyle de avantaj
sağlamaktadır.

Sistemin Kilitlenmesi:Düzenleyici kuruluşların yokluğunda finans kurumları yatırımcıların çıkarlarının aleyhine hareket etmeye yönelebilirler. Finans kurumları bir düzenleyici kurumun bulunmadığı durumda yatırımcıların çıkarlarını korumaları gerektiğini bilmelerine rağmen, kısa vadeli avantaj sağlamak amacıyla ve rakiplerinin de benzer stratejiler benimseyeceği endişesiyle yatırımcıların çıkarlarının aleyhine davranışlar sergileyebilirler.

Düzenleyici kuruluşlar sektöre yönelik asgari standartlar getirerek sektördeki kaliteyi yükseltmektedir. Çünkü özellikle finans kurumlarının yüksek standartların diğer kurumlar tarafından da uygulanacağına yönelik güveni tamsa kurallara uyma olasılığı yükselmektedir.

Ahlaki Çöküntü:Devletin finans piyasalarına sağladığı güvenceler hem finans kurumları hem de yatırımcılar açısından ahlaki çöküntü riskini beraberinde getirmektedir. Finansal kurumlar devletin sağladığı güvenlik önlemlerini kötüye kullanabilirler. Devletin finans sistemine sağladığı başlıca koruma önlemleri mevduat garantisi ve merkez bankasının bankalara sağladığı likidite olanağıdır
.
Finansal kontratlar ve Reel sektör Kontratları Arasında Fark Olması:Finansal alanda yapılan kontratla finansal olmayan alanlarda yapılan kontratlar arasında farklılıklar bulunmaktadır. Finansal kontratların kendine has özellikleri;
*Çok sık satın alınmazlar, bu yüzden yatırımcıların bilgisi ve tecrübesi azdır
*Bir garantisi bulunmamaktadır.
*Bozukluklar giderilemez
*Tüketicilerin alıkları diğer ürünlerin aksine , hizmet sağlayan firma batarsa yatırımcının birikimi kaybolabilir
*Satın alındığı sırada alına ürünün iyi olup olmadığını bilmek çok zordur.

Rekabetin Zayıf olması: Bir veya birkaç finansal kurumun piyasayı domine etmesi durumunda veya finansal kurumların aralarında anlaşarak rekabeti azaltmaları durumunda da düzenleyici kurumların diğer sektörlerde olduğu gibi müdahalede bulunması gerekmektedir.

Yatırımcıların Bilgi Düzeylerinin Düşük olması ve bilgiye dayalı karar vermede zorluk yaşamaları:
Yatırımcıların finansal eğitim düzeylerinin genel olarak düşük olması durumunda düzenleyici kurumların gerek genel finansal okuryazarlığa artıracak gerekse finans kurumlarının yatırımcıları her konuda en iyi şekilde aydınlatmalarını sağlayacak düzenlemeler yapması gerekmektedir.

Finans Piyasalarının Düzenlemesinde Kurumsal Yapı:Ülkelerde düzenlemeye yönelik altyapı genellikle hukuksal yapıya ve finansal piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak şekillenmiştir.

1)Mali Düzenleme ve Gözetim: Banka aracı kurum veya sigorta şirketi olsun, teker teker her bir şirketin sağlıklı olarak işlenmesini sağlayacak düzenlemeleri ve gözetimi gerçekleştirmek finansal düzenlemelerin en önemli hedefleridir.
2)Sistemik Düzenleme ve Gözetim: Sistemik düzenleme ve gözetim amacı ise finans sisteminin bir bütün olarak istikrarlarının ve sağlığının korunmasıdır.
3)Yatırımcıların Korunması: Piyasalarda yatırımcıların çıkarlarına zarar verecek işlemlere karşı, finans kurumlarının yatırımcıların haklarına zarar vermelerini engelleyecek düzenlemelerin ve gözetiminin yapılmasıdır.
4)Piyasalarda rekabetin sağlanması: Finans sektöründe rekabeti engelleyen uygulamaların ve oluşumların engellenmesi bu tip düzenlemelerin amacıdır. Bunun dışında sektörel bir ayrıma girebilir.
*Bankacılık sektörü *Aracı kurumlar *Sigortacılık *Kurumsal Yatırımcılar *Finansal danışmanlık

1)Kurumsal yaklaşım: Düzenlenen kurumun niteliği hangi düzenleyici kurumun yetki alanına girdiğini belirmektedir.

2)Fonksiyonel Yaklaşım: Fonksiyonel yaklaşımda ise düzenlenen kurumun yaptığı işlem hangi düzenleyici kurumun yetkili olduğunu ortaya koyar.

3)Bütünleşik Yaklaşma: Bütünleşik yaklaşımda tek bir mega düzenleyici kurum tüm finansal hizmetler sektörünün düzenlemesinden ve gözetiminden sorumlu olmaktadır.
4)İkiz Tepe Yaklaşımı: Amaç bazlı bir düzenleme yaklaşımı olan ikiz tepe yaklaşımında iki düzenleyici kuruluş mali düzenleme ve iş yapısı düzenlemesini paylaşmaktadırlar. Bütün mali düzenleme ve gözetimin tek bir kurumda tüm iş yapısı düzenleme ve gözetimin ise diğer bir kurumda olduğu ikiz tepe modelinin bazı avantajları bulunmaktadır.Avantajları şu şekilde sıralayabiliriz.
• Bütün mali düzenleme ve gözetiminin tek bir kurumda, tüm iş yapısı düzenlemesi ve gözetiminin ise diğer bir kurumda olduğu modelde iki ayrı kurumun çok açık hedefleri olduğu için bu büyük avantaj sağlamaktadır.
• Görevlendirmenin ve hedeflerin açık olması kurumların hesap verebilirliğini de arttırmaktadır.
• iki temel düzenleme ve gözetim alan› ayıldığı için, tek bir kurumda olacağı senaryoda olduğu gibi birinin diğerini gölgede bırakma olasılığı yoktur.
• Yine, her iki düzenleme ve gözetim alanının tek bir kurumda toplandığında yaşanan iki farklı kültürü kaynaştırma problemi yaşanmamaktadır.
• Eğer iki alan arasında bir problem yaşanırsa, bu kamuoyu önünde tartışılacak ve çözülecektir.
• Tek bir kurumda olduğu gibi, gücün aşırı yoğunlaşması durumu yaşanmamaktadır

Tüm Finans Sektörüne Yönelik Tek bir Düzenleyici Kurum Oluşturmanın Avantajları: Bankacılık, sigortacılık ve sermaye piyasalarına yönelik mali düzenleme ve gözetim yapmak üzere tek bir düzenleyici kurum oluşturulmasını savunanların görüşleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.
*Düzenleyici kurumlar arasındaki rekabet nedeniyle bilgi paylaşımı kısıtlı olabilir Bu çerçevede bütünleşik bir düzenleyici kurum oluşturulması bilgi paylaşım problemlerini ortadan kaldıracaktır.
*Tek bir düzenleyici kurum farklı sektörlerde bulunmasına rağmen aynı özelliklere sahip finansal ürünlere ve hizmetler yönelik uyumlu kurallar ve gözetim gerçekleştirebilir.
*Tek bir düzenleyici kurum krizlerin finansın farkı sektörlerini ve finansal sistemin tamamını nasıl etkileyeceğini dahaiyi anlatır.
*Tek bir düzenleyici kurum değişik düzenleme alanlarına yönelik kaynakları daha etkin dağıtabilir
*Tek bir düzenleyici kurum uluslararası çapta düzenleyici kurumlarla daha etkili iş birliği gerçekleştirebilir.
*Tek bir düzenleyici kurum kamuoyunun ve düzenlenen sektörlerin anlaması ve tanıması açısından kolaylık sağlayacaktır.
*Tek bir düzenleyici kurum düzenleme ve gözetim anlamında boşlukları ortadan kaldırabilir.
*Düzenleme arbitraji olasılığı ortadan kalkacaktır.

Tüm finans Sektörüne Yönelik Tek Bir Düzenleyicinin Kurum Oluşturmasının Dezavantajları ve Birden Fazla
Düzenleyici Kurum Oluşturmasının Avantajları:

*Tek bir düzenleyici kurumun birden çok ve belirsiz hedefleri olabileceği için odaklanma sorunu yaşanabilir.
*Tek bir düzenleyici kurum oluşturulsa bile bankacılık, sermaye piyasaları ve sigortacılık farklı düzenlemelere tabi oldukça kapsam ekonomisine ulaşmak zor olabilir.
*Farklı düzenleyici kurumlar arasında etkili bir iletişim ve eşgüdüm sağlanabilirse finansal sistemin düzenlenmesinde tek bir düzenleyici kuruma sahip olmanın avantajları yakalanabilir.
*Tek bir düzenleyici kurum düzenleme alanındaki problemlere yönelik olarak daha katı bir tutum takınabilir.
*Tek bir düzenleyici kurumun oluşturulması tek bir bakış açısının oluşturulmasına yol açacaktır.
*Tek bir düzenleyicinin kurum oluşturduktan sonra beklenen ölçek ekonomilerin elde edilemeyebilir.
*Kurum çok büyüyeceğinden çok bürokratik hale gelebilecektir.
*Tek bir düzenleyici kurum aşırı güçlü hale gelebilecektir.

Sermaye Piyasalarının Düzenlenmesinde Uygulamalar: Sermaye piyasalarında düzenleyici otoriteler tarafından oluşturulan ve uluslararası bir kuruluş olan IOSCO tarafından menkul kıymet piyasalarında güvenilirlik, büyüme ve gelişimin güçlü ve etkin bir düzenleme çerçevesi ile mümkün olabileceği düşüncesinden hareketle yatırımcının
korunması, piyasaların etkin , adil ve şeffaf çalışması ve sistemik riskin azaltılması amaçları çerçevesinde belirlenmiş olan standartlar da üye ülkelerin düzenlemelerinde göz önünde bulundurulmaktadır. Bu standartlar bağlayıcı olmayıptavsiye niteliğindedir.
Finansal piyasaların bütünü için dünya uygulamalarının genel bir görünümü vermesi açısından 2009 yılında IMF tarafından yayımlanan ve 103 ülkeden 140 finansal gözetim otoritesini kapsayan bir anket çalışması oldukça önemlidir. Bu çalışmaya göre;
*Finansal sektör düzenleyici-denetleyici otoritelerinin yaklaşık yarısı, idare içinde ayrı özerk kuruluş olarak örgütlenmiştir.
*Bu kuruluş yaklaşık %30 u merkez bankası içerisinde örgütlenmiş olup bunların büyük kısmı da %55 bankacılık sektörüyle ilgili birimlerdir.
*Sigorta sektörünü düzenlemekle ilgili birimlerin yaklaşık %57’i sermaye piyasası, %5’, bankacılık otoritesi içinde %20‘si ise maliye bakanlığı içinde örgütlenmiştir.
*Bağımsız otorite şeklinde örgütlenenlerden %75’inin denetleme/ gözetim faaliyetlerinde, %58’i ise düzenleme faaliyetinde işlevsel bağımsızlığı vardır.
*Tüm finansal sektörlerde düzenleyici- denetleyici kurumların %60’ı yönetim kurulu tarafından yönetilmektedir.
Yönetim kurulları sadece %25’inde sektör temsilcisi vardır. Özel olarak sigortacılık sektörünü düzenleyen kuruluşların ise %44’ü sektör temsilcisi vardır.
ABD Uygulamaları: ABD ‘de düzenleyici yapı 3 ayaklı şekilde örgütlenmiştir. Bu ayaklardan ilk borsa ve aracı kurumların bir araya gelmesiyle oluşan Ulusal Atacı Kurumlar birliği (NASD)’dir ve öz düzenleyici kurum olarak nitelendirilmektedir. İkinci düzenleyici ayak SecuritiesandexchangeComission ;(SEC) ve commoditiesFuturesComissoion (CTFC)’dir. Bu kurumlar işlemleri izlemekte borsaya kayıtlı şirketlerin kontrolünü yapmakta ve sermaye piyasası kanını çerçevesinde piyasaların gözetimini yapmaktadır.
Dodd-Frank Wall Street Reformu ve Tüketici Koruma Yasası: ABD’de finansal kriz sebebiyle ortaya çıkan yapısal ve diğer tip sorunları gidermek amacıyla 21 Temmuz 210 Tarihinde uygulamaya konulmuş olup 1930’dan bu yana yapılan en kapsamlı reformdur. Bu yasanın amacı ‘’ çok büyük olduğu için batmasına göz yummama uygulamasının sona erdirilmesi, Amerikan vergi ödeyicilerinin, şirket kurtarmaların sona erdirilerek korunması, tüketicilerin ayartıcı finansal hizmet uygulamalarından korunması ve diğer amaçlar için finansal sistemde hesap verme yükümlülüğün ve
şeffaflığın arttırılması yoluyla Birleşik Devletler’de finansal istikrarın teşvik edilmesidir.
Bu yasanının önemli noktaları:
*Bağımsız ve otorite yoluyla yatırımcıların korunması
*Çok büyük olduğu için batmasına göz yumulmayacak şirketlerin kurtarılmasının sona erdirilmesi
*İleri seviye uyarı sistemi sağlanması
*Egzotik enstrümanlarla ilgili şeffaflık ve hesap verme sorumluluğu
*Yönetici ücretleri ve kurumsal yönetim
*Kayıtlar ile ilgili düzenlemelerin güçlendirilmesi
*Eğitim: Yeni bir finans okuryazarlığı yaratılması hedeflenmektedir.

Avrupa Birliği Uygulamaları: Finansal hizmetler, iki temel seviyede ( toptan satış ve perakende) yürütülmektedir.
Toptan satış seviyesinde , yatırımcılar ve şirketler sorunu menkul değer ve payların alım satımı, yatırımcılar ve şirketlerin borsaları aracılığıyla farklı finansal araçlarda sermaye ve miktar artırımına gitmesi konuları yer almaktadır.
Perakende seviyesinde ise, Tüketiciler mortgage , sigorta, emeklilik ve tasarruf planı satın alabilmektedir.
Mevcut Durum:Avrupa Birliği komisyonu tarafından 1999 yılında başlatılan finansal hizmetlerinientegrasyonu süreci doğrultusunda hedefler büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir. Buna rağmen tüketici kredisi direktifi, mortgage kredisi, toptan satış ayağında ise prospektüsler, piyasa suistimali ve sigorta direktifleri gibi bazı önemli düzenlemelerde
herhangi bir gelişme kaydedilememiştir. Basel II (Yeni Basel Sermaye Uzlaşısı) ve MiFID’nin (Finansal Enstrümanlar Piyasaları Direktifi) uygulama süreçleri ise halen devam etmektedir.

Finansal Hizmetler Tüketici Grubu:Tüketicilerin finansal hizmetlerin yasal düzenleme sürecinde daha etkin olabilmesi için komisyon, temmuz 2006’da finansal hizmetler tüketici grubu adlı bir danışma kurulu oluşturmuştur. Finansal hizmetler konusunda yapılan çalışmalar şunlardır;
*Menkul Kıymetler alanıyla ilgili bütün kuralları düzenleyen iki direktif bulunmaktadır: Finansal Hizmetler Piyasalar›Direktifi (MiFID) ve transfer edilebilir menkul kıymetlere yapılan toplu yatırımları düzenleyen (UCITS).

*Avrupa Ödemeler alanı: Bu alandaki hedef, engellerin kaldırarak sınır ötesi her türlü ödemenin kolayca yapılabilmesi sağlanmaktadır.

*Mortgage ve Tüketici Kredileri: Tüketicilerin korunması, politik olarak hassa bir alan olduğu için bu alanda gerçekleştirilen yasal güncellemelerde güçlüklerle karşılaşmaktadır.
*Finansal Sahtecilik ve Para Aklama: Ekim 2005’te kabul edilen 3.para aklama direktifi ile bu alandaki kurallar güncellenmiştir.

Avrupa Birliği’ndeki Son Gelişmeler:

*İngiltere:Krizden önceki sistemde sermaye piyasası, bankacılık ve sigortacılık alanındaki tüm düzenleyici kurumların birleştirilerek bütün yetkilerinin Finansal Servis Otoritesi (FSA)’e devredildiği, ayrıca öz düzenleyici organizasyonların tamamının da tek bir kurum altında birleştirildiği görülmektedir. İngiltere Merkez Bankasıise borçlanmada son merci rolü çerçevesinde, sistemin istikrarını korumak amacıyla sınırlı şekilde faaliyet yürütmektedir.

*Almanya:2002’de kurulan BaFin Maliye Bakanlığı’na bağlı, ancak ayrı tüzel kişiliğe sahiptir ve düzenleyici otorite olarak Merkez Bankası ile koordineli hareket etmektedir. 2.700 banka, 800 finansal hizmet kurumu ve 700 sigorta şirketinin gözetimi ve denetimi BaFin tarafından yapılmaktadır. Uygulamadaki düzenlemeler daha çok Maliye Bakanlığı tarafından yapılmakta, BaFin ise gözetim görevini yerine getirmektedir. BaFin’in altında bankacılık denetimi, sigortacılık denetimi ve menkul kıymetler/varlık yönetimi direktörlükleri bulunmaktadır.

*Fransa: Fransa’da bankacılık alanına ilişkin düzenleme ve denetim Merkez Bankası ve Bankacılık Otoritesi tarafından yapılırken sermaye piyasasına ilişkin düzenleme 1 Ağustos 2003 tarihli “Financial Security Act” ile kurulan TheAutoritédesmarchésfinanciers (AMF) tarafından yapılmaktadır.

AB’de Finansal Regülasyonla İlgili Diğer Gelişmeler:
*Krizden Korunma: Krizden korunma için erken müdahale araçları üzerinde bir beyaz tebliğ yayınlanmıştır.
*Türevler: Türevler ve diğer karmaşık yapıya sahip ürünlerle ilgili olarak komisyonun mali istikrar ve şeffaflığın artırılması yönündeki girişimleri devam etmektedir.

*Denetim kurallar: 2009 da başlatılan eylemlerle birbiriyle uyumlu düzenleme kurallarının belirlenmesi hedeflendi
*Fransa ve Almanya küresel finans piyasalarını regüle edecek sıkı kuralları ve vergiye sığınmayı içeren ortak bir strateji benimsememektedir.

*Komisyon mali kuruluşlarda risk yönetimini geliştirmeye ve ödeme teşviklerini düzenlemeye ilişkin yasal düzenleme yapmıştır.

Japonya Uygulamaları:Japonya’da, 1998 yılından beri bankalar, menkul kıymet şirketleri ve sigorta şirketleri dahil bütün mali kuruluşların gözetimi ve denetimi Başbakanlığa bağlı Finansal Gözetim Kurumu tarafından yapılmaktadır.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst