- Katılım
- 9 Şub 2011
- Mesajlar
- 6,041
- Tepkime puanı
- 25
- Puanları
- 48
- Bölüm:
- İşletme
- Şehir:
- Bursa
((((((((( MEDENİ HUKUK ÜNİTE 1))))))))) GENEL OLARAK HUKUK KAVRAMI Hukuk Kuralları: Toplum halinde yaşamak zorunda olan insanların birbirleri ile ve toplumla olan ilişkilerini düzenleyen toplumu düzen altına alan devlet yaptırımı ile kuvvetlendirilmiş, kurallar bütünüdür. Hukukun temel amaçları : 1)Dirlik ve düzeni2) Toplumun gereksinimlerini3) Hukuki güvenliği4)Adaleti sağlama Hukukun kolları:1)Kamu Hukukuevletin yapısını ilgilendirilen hukuk. Altlık üstlük ilişkisi varsa Kamu Hukukudur.2) Özel Hukuk:Kişileri çıkarlarını ilgilendirilen hukuk . Özel Hukuk eşitlik ilkesine dayanır. MEDENİ HUKUK KAVRAMI Şehirler Hukuku ve ya şehirliler hukuku anlamına gelir. Kişilerin birbirleri ile veya devlet ile ilişkilerini düzenleyen pozitif hukuk dalıdır. Medeni hukuk 5 gruba ayrılır. 1 Kişiler Hukuku: Kişiyi soyut şekilde ele alır. Hak Sahibi olan kişilerin türlerini ehliyetlerini, kişisel durumlarını, akrabalığı, ikametgahı, doğumu, ölümü düzenler. 2 Aile Hukuku :Nişanlama,evlenme, boşanma, eşlerin hak ve ödevleri, velayet, aile ilişkilerini düzenler. 3 Miras Hukuku : kişinin ölümünden sonra hak ve borçlarının kimlere nasıl geçeceğini düzenler. 4 Eşya Hukuku : Eşya üzerindeki egemenlik ve tasarruflarını niteliğini, türlerini, bu egemenlik dolayısı ile diğer kişiler ile olan ilişkileri düzenler. Temel konusu ayni haklardır. Ayni haklar Herkese karşı ileri sürülebilir. 5 Borçlar Hukuku : Borç ilişkilerini ve bunlardan doğacak alacak haklarını ve borçları düzenler. MEDENİ HUKUKUN KAYNAKLARI A) Asli Kaynaklar: yazılı hukuk kurallarıdır. 1) Kanunlar : Medeni Kanun Borçlar Kanunu, ve diğer kanunlar vardır. İlk olarak 1926 son olarak 4721 sayılı Medeni Kanunun 1 ocak 2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. (iktibas: Yabancı bir ülkenin hukukunu aynen veya bazı değişiklikle başka bir ülkede yürürlüğe konmasıdır. ) 2) Kanun Hükmünde Kararnameler: 1961 anayasasının 1971 değişikliği ile KHK çıkarma yetkisi TBMM tarafından Bakanlar Kuruluna verilmiş. Resmi Gazetede yayımlanır. Yayınlandığı gün TBMM ye sunulur. 3) Tüzükler : Bakanlar Kurulu tarafından kanunun uygulanmasını göstermek, emrettiği işleri belirtmek üzere Kanunlara aykırı olmadan Danıştay incelemesinden geçirilerek çıkarılır. C. Başkanı imzalar. R.Gazete yayımlanır. 4)Yönetmelikler : Kamu Kuruluşları kendi görev alanını ilgilendirilen yasa ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak için bunlara aykırı olamamak koşulu ile çıkarabilir. Bakanlar Kuruluda çıkarabilir. 5) İçtihadı Birleştirme Kararları : -İçtihadı birleştirme genel Kurulu (Büyük Genel Kurul) - Ceza Genel Kurulu - Hukuk Genel Kurulu ( Küçük Genel kurul) Bunlar tarafından alınır. R.Gazetede yayınlanır. B) TALİ KAYNAKLAR 1) Örf ve adet Hukuku: Kanun da uygulanabilir hüküm yoksa hakim örf ve adet hukukuna göre karar verir. Örf adet kuralının hukuk kuralı haline gelebilmesi için 3 unsura ihtiyaç vardır. Maddi Unsur : Süreklilik, devamlılık ve tekrarlanmadır. Manevi Unsur: Genel inanıştır. Hukuki Unsur: Hukuk Kuralı haline gelebilmesi için “ yaptırım” ile desteklenmesi gerekir. 2) Hakimin yarattığı hukuk: Bütün konularda uygulanır. Uygulanabilir bir hüküm yoksa örf adet hukukuna göre, oda yoksa kendi kanun koyucu gibi kanun koyardı. C) YARDIMCI KAYNAKLAR: 1) Mahkeme İçtihatları: uyuşmazlıkların çözümünde mahkemelerin kararlarının çözümünde kullanılmasıdır. 2) Doktorin: hukuk bilimi ile uğraşan bilim adamlarının hukuki sorunlara ilişkin görüş ve düşünceleridir. MEDENİ KANUNUN UYGULANMASI /YORUMLANMASI / YORUM TÜRLERİ Yasama Yorumu: bizzat kanun koyucu tarafından yapılır. Günümüzde geçerli değildir. (1961’de kaldırılmıştır.) Yargısal Yorum: Hakimin hukuk kuralını uygularken yaptığı yargısal yorum. Başka mahkemeleri bağlamaz, içtihatı birleştirme kararına konu olmuş ise bağlayıcı niteliktedir. Bilimsel Yorum: Hukuk bilimi ile uğraşan çevrelerin yorumu. Bağlayıcı değil yargı kararlarına ışık tutar. YORUM YÖNTEMLERİ 1) Deyimsel: Mantık ve deyimsel bakımdan anlamını araştırmak esastır. 2)Tarihsel: Kanun koyucunun iradesinin araştırılması esastır. 3) Amaçsal Yorum : Kanunların uygulandığı zamanın gereklerini ve anlayışına göre yorumlanır. Kanunların yorumlanmasında kullanılan mantık kuralları: Kıyas: Kanun hükmünün hakkında kural bulunmayan ancak benzer olan başka bir hukuki ilişki veya duruma uygulanmasıdır. Evleviyet Yolu: Çoğun içinde azında bulunacağı bütün içinde doğru olanın parçalar içinde doğru olacağı ilkesine dayanır. Aksi ile Kanıt Yolu: Aralarında benzerlik olmasına rağmen kıyas yolu uygulanamayan durumda aksi ile kanıt yoluna başvurulur. BOŞLUK KAVRAMI: Kanunda, örf ve adet hukukunda ve diğer hukuk kaynaklarında kural yok ise hukukta boşluk anlamına gelir. a)Kural içi boşluk:Kanun koyucunun isteyerek bıraktığı,(Yollamalar”atıflar”,genel kayıtlar, içi boş normlar, tanımlama boşluğu) b)Kural dışı boşluk: istenilmeden bırakılan boşluktur. kural var ama abes,daraltma yapılır 2 ye ayrılır. 1) açık boşluk: Somut olaya uygulanacak bir hükmün olmamasıdır. 2) açık olmayan boşluk: Konuya ilişkin bir düzenleme var ancak kuralın olduğu hali ile uygulanması uygun değil ise açık olmayan boşluk | (((((( MEDENİ HUKUK ÜNİTE -2 ))))) DÜRÜSTLÜK KURALI Herkes haklarını kullanırken, borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. İlkenin Uygulama Alanlar: Hakim kuralları somut olaylara uygularken takdir hakkı tanınan durumlarda dürüstlük ilkesinden yararlanır. Kanunları yorumlar Hakkın Kötüye Kullanılması yasağı: hakkın amaçlarına ve dürüstlük kurallarına aykırı kullanılmasıdır. Hakkın açıkça kötüye kullanılması hukuk düzenini korumaz. Hakkın kötüye kullanılmasından zarar gören kişi 4 dava açabilir 1) Hakkın kötüye kullanımı durdurma 2) Hakkın kötüye kullanımı önleme 3) Tespit davaları 4) Tazminat davasıdır. İYİNİYET: bir hakkın kazanılmasına engel olan hukuki bir eksiliğin bilinmemesi veya bilinmesinin gerekmemesidir. İyi niyetin unsurları bilgisizlik veya yanlış bilgidir. Bilgisizliğin Mazur Görülebilmesi. Bir kimsenin iyi niyetinden söz edebilmek için bilgisizliğin veya sahip olduğu yanlış bilginin normal olarak karışılabilmesi yani mazur görülmesi ( Kendinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz ) iyi niyetin ispatı: Asıl olan iyi niyetin varlığıdır. İyi niyetin olmadığını ispat etmek gerekir. İSPAT YÜKÜ: İspat hakimin kanaat sahibi olmasına yönelik bir faaliyettir. Beyyine Külfeti: Hukuki Hayatında bir vakıanın kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorununa denir. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispat ile yükümlüdür. Fiili Karineler: Belirli bir olaydan belirli olmayan bir olay için hakim tarafından çıkarılan sonuçtur. Kanuni Karineler: Belli bir olaydan belli olmayan bir olay için kanun tarafından çıkarılan sonuçtur. RESMİ SİCİL VE SENETLER: Hukukumuzda senetler düzenleyen kişilere ve ispat gücüne göre “ adi ve resmi senetler” olmak üzere 2 ye ayırılır. Resmi bir makam kişinin katılımı var ise RESMİ SENET Yok ise ADİ SENETTİR. Resmi Senet kesin delildir. (((((( MEDENİ HUKUK ÜNİTE -3 ))))))))) KİŞİ /KİŞİLİK KAVRAMLARI Kişi: Haklara ve borçlara sahip olabilen haklardan yararlanabilen varlığı ifade eder. Kişilik: Yine Haklara ve borçlara sahip olabilme yeteneği, diğer adı ile hak ehliyetini ifade eder. Aynı zamanda fiil Ehliyetini (Medeni Hakları Kullanma Ehliyet) de içine alır. Kişilik hakkı, kişinin maddi, manevi ve ekonomik bütünlüğüne sahip bulunduğu hak. Kişiliğin Başlangıcı: Doğum ile başlar, sağ doğmuş bulunmak kişiliğin kazanılması için gerekir. Ölümle sona erer. Kişiliğin Sona Ermesi/ÖLÜM: Kişi ölüm ile hak sahibi olma niteliğini ve kişiliğini kaybeder. Hakları mirasçılarına geçer. Ölüm Karinesi : Ölüm ile kesin gözle bakınmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır. O yerin en büyük mülki amirin emri ile kütüğe işlenir. Birlikte Ölüm Karinesi: Birden fazla kişinin hangisinin önce öldüğü ispat edilemez ise birlikte ölmüş sayılır. Bu kişiler birbirine mirasçı olamazlar. Gaiplik: Ölüm tehlikesi içinde kaybolan ve uzun süre haber alınamayan kimse ölümü hakkında kuvvetli ihtimal varsa bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme kişinin gaipliğine karar verebilir. Ölüm tehlikesinde 1 yıl uzun zamandan beri haber alınmamasında ise 5 yıl da gaiplik kararı verilebilir. Gaibin mirasçısı terekeyi almak için teminat vermelidir. Teminat süresi Ölüm tehlikesinde 5 yıl uzun zamandan beri haber alamama durumunda 15 yıl geçerlidir. Gaip 100 yaşına gelince teminat direk düşer. GERÇEK KİŞİNİN EHLİYETLERİ 1- Hak ehliyeti: (M. Haklardan yararlanma) Haklara ve borçlara sahip olabilme, yükümlülük altına girme ehliyetine denir. Her insanın hak ehliyeti vardır. Genellilik ve eşitlilik ilkesi geçerlidir. Pasif bir ehliyettir. 2- Fiil Ehliyeti: ( M. Hakları Kullanma) : bir kişinin kendi işlemleri ile kendi lehine hak ve aleyhine borç yaratabilme ehliyetidir. Bu ehliyet hukuka uygun eylem ve işlem yapabilmeyi ve hukuka aykırı eylemlerden de sorumlu tutulmayı gerektirir. Aktif bir ehliyettir. Ayırt etme gücüne sahip kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. NOT: Evlenme kişiyi ergin kılar, Ergin olma yaşı normalde 18 Dir. Ancak 15 yaşını dolduran kendi isteği ve velinin rızası ile ergin kılınabilir. Fiili ehliyetler 4 e ayrılır. a)Tam Ehliyetliler: Fiil ehliyetin tüm koşullarını yerine getiren kişi ayırt etme gücüne sahip ergin ve kısıtlanmamış. b)Sınırlı ehliyetliler: Bu grubun ehliyetleri esasında tamdır Kendilerine yasal danışman atanmış kişilerdir. evli kişilerde bu gruptadır. c)Sınırlı ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip olan küçükler ile kısıtlılardır. Fiil ehliyetleri yoktur.Yasal temsilcisi olması gerekir. Bazı işlemleri kendi başına, bazılarını da yasal temsilcilerinin onayı ile yapabilirler.. Sınırlı ehliyetsizler kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarını kullanmasında yasal temsilcisinin iznine muhtaç değildir. Bazı işlemleri hiç yapamazlar, bunlara yasak işlemler denir. Vakıf kurmak ,kefil olmak, önemli bağışta bulunmak. Haksız Fiil ehliyetleri tamdır, Haksız fiiller sebebi ile sorumlu olurlar. Kişiye Sıkı Sıkıya bağlı haklar:Bizzat hak sahibi tarafından kullanabilen ölümle sona eren ve başkasına devredilemeyen haklardır. d) Tam Ehliyetsizler: Ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerdir. Bu nedenle fiil ehliyetleri bulunmaz. İstisnalar hariç ayırt etme gücüne sahip olmayan kişilerin fiilleri hukuki sonuç doğurmaz, daima yasal temsilci ile hareket etmelidir. Yasal temsilci, tam ehliyetsiz adına vakıf kuramaz bağış yapamaz, kefil olamaz. Dava ehliyetleri de yoktur. |