7. ÜNİTE Sosyal Hizmete Giriş

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
7. ÜNİTE Sosyal Hizmete Giriş

Sosyal hizmet alanlarını odak alan sosyal çalışma uygulamaları aslında mesleğin temel yöntemlerinin amaçlar doğrultusunda işlevsel kılınmasına dayanır. Bilindiği üzere sosyal çalışma alanlarda uygulanırken o alanın kendine özgü dinamikleri, farklılıkları, politikası, mevzuatı ve hizmetleri bilinmesi gereken konulardır.

SOSYAL HİZMETLERDE YOKSULLUK ALANI VE SOSYAL YARDIM
Günümüzde yoksulluk durumu yalnız hayatta kalabilme seviyesinin üstüne çıksa bile, yoksulluk herzaman için kötü beslenme, iklim değişikliklerine karşı yetersiz korunma ve evsizlik demektir; bunlarıntanımı, söz konusu toplumun beslenme, giyinme ve barınmanın kesin standartlarının nasıl algıladığınabağlıdır. Bununla beraber yoksulluk fenomeni yalnızca yokluk ve bedensel tehlike anlamına gelmez. Yoksulluk aynı zamanda sosyal ve psikolojik bir durumdur: İnsan yaşamının edebe uygunluğu, içinde bulunduğu toplumun nezih yaşam standartlarıyla ölçüldüğü için bu standartlara erişememenin kendisi bir sıkıntı, ıstırap ve özsaygı yitimi sebebidir.
Yoksulluk, ‘normal yaşam’ olarak kabul edilen her şeyden mahrum bırakılma demektir. ‘İstenilen düzeyde olmama’ demektir.Sosyal yardımları diğer sosyal refah hizmetlerinden ayrı düşünmek olanaksızdır. Ele alınan sorunların doğası gereği, bu hizmetleri örgütlenme ve kaynak kullanımı açısından tek bir çatı altındatoplamak, yani aynı kurumları yetkili ve sorumlu kılmak, hizmette etkililik ve verimlilik ilkelerinin dezorunlu bir sonucu olarak değerlendirilmelidir.

Yoksulluk kültürü: Yoksulluğun nedenleri, sonuçları, etkilediği kesimlerin özellikleri iyi belirlenmeli ki onu önlemeye, sonuçlarını ortadan kaldırmaya dönük politikalar etkili olabilsin (Tufan, 2003, 15-23). Öte yandan her şeyden önce sağlanması gereken, kişilerin özgürlüğü, güvenliğidir; refah götürürken adalet kurallarını ihlal etmemek gerekir.

GÖÇMENLER, SIĞINMACILAR, MÜLTECİLER VE SOSYAL ÇALIŞMA
Göçmen kendine bir süre için ya da sürekli olmak üzere yeni bir yaşam kurmak amacıyla bir ülkedenbir başka ülkeye taşınan kimsedir. Göçmenlerle sosyal çalışma (social work with migrants); bir ülkeyegelen göçmenlerin yerleştirilmelerinden beslenme, barınma, sağlık, eğitim vb. gibi bireysel ve ailesel her türlü sorunlarının çözülmesi ve bu yolla göçmenlerin yeni yerleştikleri topluma olabildiğince çabuk uyum sağlayabilmelerini gerektiren sosyal çalışmaların tümüdür. Sığınmacı (refugee) ise; bir ülke yurttaşının herhangibir, özellikle politik nedenle kendi ülkesini bırakarak başka bir ülkede yaşamak üzere o ülkeye geçmesi ve o ülkenin resmi makamlarına başvurması ve sığınma isteminin resmi makamlarca kabulüyle sahip olduğu hukuksal statü anlamına gelmektedir

Mülteci ve sığınmacı arasındaki fark: Mülteci ve sığınmacı arasındaki fark konumlarından kaynaklanmaktadır. Sığınmacı(refugee), bir ülke yurttaşının herhangibir,özellikle politik nedenle kendi ülkesini bırakarak başka bir ülkede yaşamak üzere o ülkeye geçmesiyle o ülkenin resmi makamlarına başvurması ve sığınma isteminin resmi makamlarca kabulüyle sahip olduğu hukuksal statü anlamına gelirken mülteciler; ırkı, dini, milliyeti, belli bir toplumsal guruba mensubiyeti veya siyasi düşünceleri yüzünden zulme uğramaktan haklı sebeplerle korktukları için ülkelerden kaçan ve geri dönmeyen ya da dönmek istemeyen kişiler olarak tanımlanmıştır.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE SOSYAL ÇALIŞMA UYGULAMASI
Refah derneklerine bakalım; sosyal refah dernekleri her şeyden önce halkın toplumsal hizmetlere aktif olarak katılmalarını sağlama aracıdırlar. Bunların yanı sıra dernekler demokratik yaklaşımların, toplumsal ilişkilerin, birbirine sevgi ve saygı duygularının geliştiği ortamlar olup, aynı zamanda insanlara yardım etme, başkalarının sorunlarıyla ilgilenme açısından vatandaşlık sorumluluklarının geliştirildiği sosyal kuruluşlardır. Sivil toplum örgütleri asıl görevlerinin başarısı için sosyal sorumluluk kavramı altında sosyal refah çalışmalarını da kullanabilmektedirler.

Sivil toplum örgütü sosyal çalışma ilişkisi: Sivil toplum örgütleriyle refah dernekleri aynı sularda çalıştıkları gibi, iç içe geçmiş olabiliyorlar. Örneğin, sivil toplum kuruluşları demek, egemenin belirleyiciliğinin dışında birçok özelliğiyle toplumsal muhalefet kanalı; bir de daha çok özel gereksinim alanlarında savunucu bir sosyal fayda örgütlenmesi olarak anlaşılabilmektedir.

SOSYAL BELEDİYECİLİK VE SOSYAL ÇALIŞMA MESLEĞİ
Belediyeler, görev alanlarında kalan yerlerde terk edilmiş, bulunmuş çocukları, kimsesiz delileri koruyup gözetmekle ödevlendirilmişlerdir. Bu görevini yerine getirmek için belediyeler, Darüle’ceza’lar (güçsüzler yurdu), kreşler, bakımevleri, yurtlar, işyerleri, çocuk bakımevleri, sağlık evleri ve çocuk yuvaları açarak kimsesiz çocukların, güçsüzlerin, bakım, gözetim, korunma, eğitim ve güvenliklerini sağlarlar (Özmen, 2005, 257). Bu hizmetler kentsel sosyal hizmetlerin de kapsamındadır.

Kentsel sosyal hizmetler kavramı: Kentsel sosyal hizmetler; kentsel, özellikle anakentsel bölgelerde kentleşmenin ve kentin özelliğinden gelen ve insanları ilgilendiren sorunların çözümüne yönelik olarak düzenlenen sosyal hizmetlerdir. Örneğin kentte sorun olarak ortaya çıkan sokak çocuklarıyla, işsizlerle, kentsel ortamın ürünü olan yabancılaşma vb. alanlarda yapılan sosyal hizmetlerdir.

TOPLUM MERKEZLERİNDE SOSYAL ÇALIŞMA UYGULAMASI
Armold Toynbee arkadaşları arasında dostluğu ve fakirlere karşı olan sevgi dolu ilgisi ile tanınırdı. Yakalandığı tüberküloz hastalığıyla genç yaşta ölen bu insanın hatırasını anmak üzere 1884 yılında arkadaşları Whitechapel bölgesinde ‘Toynbee Hall’ adını verdikleri bir halk merkezi açtılar. Böylelikle, dünyada ilk defa olarak bir toplum merkezi kurulmuş oluyordu. Amacı yoksulların refahı için çalışmaktı.Toplum merkezlerinin temel amacı, insanları birbirine kaynaştırarak, işbirliği sağlamak ve bu yolla insan ilişkilerini geliştirmektir (Onat, 2001, 77-87). Toplumu demokratikleştirmek, geliştirmektir, toplum merkezlerinde söz konusu olan.

OKUL SOSYAL ÇALIŞMASI VE SOSYAL REHBERLİK
İlk olarak 1906-1907 yıllarında Boston, Hartford, Connecticut ve New York City’deki okullarda sosyal hizmete başlandı. Okul sosyal çalışması, öğrencilerin içinde bulundukları gelişim dönemleri, aile koşullarını esas alarak çocuk ve gençlerin yaşadıkları çeşitli sorunların çözümü, ihtiyaç duyulan hizmetlerden yararlanmaları ve böylece eğitim etkinliklerini başarılı bir şekilde sürdürebilecekleri bir duruma gelmelerini sağlama gibi birçok hizmeti yürütmek üzere okullarda yer alan sosyal çalışmanın mesleki uygulama alanlarından birini oluşturmaktadır.

Okul sosyal çalışmasının amacı: Okul sosyal çalışması, öğrencilerin içinde bulundukları gelişim dönemleri, aile koşullarını esas alarak çocuk ve gençlerin yaşadıkları çeşitli sorunların çözümü, ihtiyaç duyulan hizmetlerden yararlanmaları ve böylece eğitim etkinliklerini başarılı bir şekilde sürdürebilecekleri bir duruma gelmelerini sağlama gibi birçok hizmeti yürütmek üzere okullarda yer alan sosyal çalışmanın mesleki uygulama alanlarından birini oluşturmaktadır.

ORDUDA SOSYAL ÇALIŞMA UYGULAMASI
Özel koşullar ve kurallar altında yaşayan askeri militarist koşul ve ortamlarından doğan sorunlarının giderilmesi, ruhsal baskılarının hafifletilmesi, toplumsal gereksinimlerinin askerlik ortamında karşılanması vb. gibi sosyal hizmetlerin verilmesine yönlendirilmiş sosyal çalışma faaliyet alanıdır.

SOKAK SOSYAL ÇALIŞMASI
Örneğin, kurum bakımını kabul etmeyen sokakta veya parklarda yaşayan insanlar için; evsizlere, alkoliklere, uyuşturucu bağımlılarına, sokak çocuklarına kendi koşullarında onlarla sokak sosyal çalışması yapmak uygun bir mesleki yoldur. Gezici aş aracı, sağlık ekipleri vb hizmetlerden de faydalanılarak sokak sosyal çalışması konusunda başarılı çalışmalar yapılabilir. Açıkçası sokak sosyal çalışması Türkiye açısından henüz yeni bir uygulama alanı olup, uygulama sürecinde sık yararlanılmayan bir sosyal çalışma faaliyet türüdür.

KORUYUCU HİZMETLER/ÖNLEYİCİ/TEDAVİ/REHABİLİTE EDİCİ SOSYAL ÇALIŞMA UYGULAMASI VE DOĞAL AFETLER
Bir hizmet alanında önleyici hizmetlere ağırlık verilirken bir başkasında tedavi edici boyut önem kazanabilmektedir. Örneğin okullarda okul sosyal hizmeti aracılığıyla madde bağımlılığı, ergen sorunları vb. konularının üzerinde çalışırlarken, mesleğin AMATEM gibi yerlerde tedavi edici ve destekleyici boyutu önem kazanmaktadır. Yine aile refahı alanına yönelik olarak yeterli aile sosyal yardımı sunulan aileler için koruyucu önleyici bir yaklaşım benimsenirken, yoksulluğa ya da başka faktörlere bağlı olarak şiddet gören, ihmal edilen kadın ya da çocuk için tedavi ve rehabilite edici çalışmalar devreye girebilmektedir. Engelliler için verilen sosyal hizmetlerde engellinin gereksinim aşamasına göre değişebilmektedir.

TÜRKİYE’DE SOSYAL HİZMETİN YAKIN TARİHİ AİLE VE SOSYAL POLİTAKALAR BAKANLIĞINA DOĞRU
Himaye-i Etfal Cemiyetinin ilk defa 1908 yılında yerel olarak Kırklareli’nde kurulduğunu ve çalışmalarını Balkan Savaşına kadar sürdürdüğünü görmekteyiz. 1921 yılında Ankara’da yeniden kurulur. 1934 yılında ise Himaye-i Etfal Cemiyetinin adı Atatürk tarafından ‘Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’ olarak değiştirilir. 1981 yılında ise Milli Güvenlik Kurulu’nca feshedilir. Bağlı kuruluşları SHÇEK bünyesi içinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı’na bağlanır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu 27 Mayıs 1983 tarihinde yürürlüğe giren 2828 Sayılı ‘Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu’ ile kurulmuştur. SHÇEK’in temel amacı, korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç aile, çocuk, sakat, yaşlı ve diğer kişilerle ilgili sosyal hizmetlere ilişkin uygulamaları yerine getirmek, bu amaçla plân ve programlar hazırlamak ve bu alandaki koordinasyonu sağlamaktır. 2011’de siyasal erk, sosyal hizmetler alanındaki birçok kurum ve kuruluşu aynı çatı altında toparlayarak Aile ve Sosyal Politikalar bakanlığını kurdu.

SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ VE SOSYAL HİZMET MESLEĞİ
Sosyal çalışmacıların mesleki örgütlenme yönündeki ilk çabaları 1921 yılında Amerikan Sosyal Çalışmacılar Derneğinin kurulmasıyla başlamıştır. Uluslararası düzeyde sosyal çalışmacıların gelişmesinde çok önemli bir rol oynayan diğer bir kuruluş da 1928’de kurulan Uluslararası Sosyal Çalışma Okulları Birliği olmuştur. Türkiye’de ise Sosyal Çalışmacılar Derneği: Türkiye’de sosyal çalışma meslek elemanlarının hak ve çıkarlarının korunması, gözetilmesi ve geliştirilmesi için meslek örgütü olarak kurulmuştur. Türkiye’de ilk olarak 1968 yılının Nisan ayında Ankara’da Sosyal Hizmet Mütehassısları Derneği adıyla kurulmuştur. Tekrar dünyadaki gelişmelere yüzümüzü dönelim: Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Federasyonu (IFSW), 1928’de kurulan Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Daimi Sekreterliği’nin mirası üzerine 1956’da kurulmuştur.
IFSW, danışmanlık statüsü, Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey tarafından 1957’de kabul edilmiş olan uluslararası bir toplum örgütüdür.

SOSYAL HİZMETLERDE BİR VAKIF ÖRNEĞİ OLARAK SABEV
Ankara’da 19.7.1995 günü, Türkiye’de sosyal hizmetler alanında araştırma, belgeleme, eğitim ve yayınçalışmalarını amaçlayarak kurulan ilk ve tek vakıf. SABEV, genel amacı Türkiye’de sosyal hizmetlerin ve sosyal çalışma (sosyal hizmet) mesleğinin tanınmasını ve güçlenmesini sağlamaktır.

 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst