4.Ünite Sosyal Hizmete Giriş

AOFDESTEK

ADMİN
Yönetici
Admin
Katılım
9 Şub 2011
Mesajlar
6,041
Tepkime puanı
25
Puanları
48
Bölüm:
İşletme
Şehir:
Bursa
4.Ünite Sosyal Hizmete Giriş

Sosyal Çalışmanın Amaç,İşlev, Değer, Konu ve Felsefesi


Kongar, mesleğin nitelikleri konusunda bir mesleğin belirlenmesi için beş ögenin açıklığa kavuşmasından söz eder. Bunlar sırası ile
1) Amaç.
2) Yöntem.
3) Bilgi haznesi.
4) Uygulama alanı ve uygulayıcılar kadrosu.
5) Eğitim ve mesleki değerler olarak sayılabilir.
Mesleki roller yerine getirilirken meslek elemanı üzerinde bir yaptırım ögesi olarak ahlakın/etiğin önemli bir yeri vardı. Meslek ahlakı belli bir mesleğin üyelerinin uyması gereken ahlaki ilkelerdir. Bu ilkeler genellikletoplumsal kültür ve değerlerden bağımsızdırSosyal çalışma insan hakları felsefesinin bir uygulama mesleğidir. İnsan hak ve özgürlüklerine saygı,toplumsal gelişme ve sosyal adalet, sosyal-ekonomik koşulların iyileştirilmesi, sosyal sorun yaşayaninsan gruplarının sorunlarının çözümünde bilimsel yöntem uygulanması sosyal çalışma mesleğininfelsefesi hakkında az çok bir bilgi vermektedir.Bilimsel sosyal çalışmanın Türkiye’deki ilk akademisyenleri içinde kabul ettiğimiz Muslih Fer, sosyal hizmetler kavramını daha genel kullanarak insan haklarının gelişimiyle özdeş tutmuştur.Kısaca ifade etmek gerekirse,toplumların maddi koşullarında, kurallarında ve kurumlarındaki değişikliklerle beraber iktisadi ve sosyalkalkınma dediğimiz insanı doğa karşısında daha güçlü yapan değişiklikler meydana gelmiştir.Sosyal hizmetlerin, bir taraftan insan haklarını ayakta tutan toplum huzurunun bir aracı, diğer taraftan, ekonomik kalkınma da dahil, birçok gelişmelerin ayrılmaz bir parçası olduğunu kabul etmek gerekir

DEĞER VE SOSYAL ÇALIŞMA MESLEĞİNİN DEĞERLERİ
Belli bazı felsefi kavramlar sosyal çalışma uygulamasının temelini meydana getirirler. Bunlar şöyle sıralanabilir:
1. Birey, bu toplumun ana sorunudur.
2. Bu toplum içindeki bireyler arasında karşılıklıbağımlılık vardır.
3. Bireyler birbirlerine karşı toplumsal sorumluluklar taşırlar.
4. Her bireyin ortakihtiyaçları olmakla beraber, her birey esas olarak öteki bireylerden değişiktir.
5. Demokratik bir toplumuntemel özelliği her bireyin tam anlamıyla gelişebilmesi ve toplumsal sorumluluğunun, toplumetkinliklerine katılması yoluyla gerçekleşmesidir.
6. Toplum, bu gelişmeyi önleyecek engellerin (yani kişiile çevresi arasındaki dengesizliğin) ortadan kaldırılması ya da önlenmesi için olanaklar hazırlamakla sorumludur. Bu kavramlar sosyal çalışma uygulamasının felsefi temelini meydana getirirler

Sosyal çalışma mesleği, insancıl ve demokratik idealler ile demokratik görüşleri benimsemiş birmeslektir. İnsanın değer, onur ve haysiyeti temel değerlerdir (Kut, 1988, 11-41). Sosyal çalışma; toplumolmaksızın olmayan bir meslektir. İnsanların yaşadıkları sorunların çözümünde toplumsal sorumlulukgerekmektedir. Sorunların çözümünde topluma ait görevi yerine getirirken sosyal çalışma işlevseldir.Sosyal çalışmada değer, hizmet ettiği hedef kitlenin refahını sağlamak onu gerçekleştirmekle mücadele etmekle eştir. Sosyal çalışma mesleğinin temel değerlerinin kavramsallaştırılması şu şekilde yapılmaktadır. Kişinindeğeri, insanın temel olan onuru (haysiyeti), kişi refahı için toplumun sorumluluğu ve kişinin genel refahakatkıda bulunmak sorumluluğu gibi, demokratik toplumun geniş olarak kabul edilen değerlerini dahabelirli bir şekilde ifade etmektedir
Sosyal çalışmanın mesleki değerleri kısaca şöyle özetlenebilir:
1. Toplumsal hizmet ve olanaklardaneşit yararlanma sağlanmalıdır.
2. İnsanoğlunun refahı için toplumsal ve ekonomik koşullariyileştirilmelidir.
3. Birey, grup ve toplum düzeyindeki değişmelerle, yukarıdaki amaçlarıngerçekleştirilmesine çalışılırken; a) mesleki bilgi ve beceriye dayanmalı, b) mesleki amaç, kişiselçıkarların üstünde tutulmalı, c) gizliliğe uyulmalı ve d) yapılan işin sorumluluğu yüklenilmelidir.


SOSYAL ÇALIŞMANIN KONULARI
Sosyal hizmetler kişi, grup ve toplulukların yapısından, koşullarından doğan ya da kendi kontrolleri dışında olan yoksulluk ve eşitsizlikleri gidermek, toplumun değişen koşullarından ortaya çıkan sorunları önlemek, insan kaynaklarını geliştirmek, kişi, aile ve toplum refahını sağlamak amacı ile düzenlenen hizmet programlarını kapsayan bir çalışma alanıdır. Bu alan örneğin, sosyal yardım hizmetleri, çocuk ve aile refahı hizmetleri, fiziksel ve ruhsal sakatlar için yapılan hizmetler, ıslah hizmetleri, sosyal sigortalar,aile planlaması, konut sorunları ve toplum kalkınması gibi hizmet ve programları kapsar (Sosyal Hizmetlere Halkın Katılımı Raporu, 1968, 305). Sosyal çalışmanın mesleki etkinliğinin odağı, bireyin toplumsal işlevselliği ve çevresi ile olan etkileşimidir. Sosyal çalışma politikasının hedeflediği gruplar, toplumla bütünleşmesi engellenen, bu nedenle topluma üretken bir unsur olarak katılamayan, başka bir deyişle, toplumsal işlevselliğini yerine getiremeyen ya da yerine getirebilmek için zorlanan nüfus gruplarıdır. Özel gereksinim grupları da (vulnerable groups) dâhildir buna… Bu gruplar ekonomik, sosyolojik ve etnik boyuttaki uyumsuzluk nedenlerine dayalı olarak toplumun dışladığı nüfus gruplarıdır ve ancak toplumun tortusal, ekonomik ve sosyal rollerini üstlenebilirler. Bu gruplar toplumsal sorunlar sistemini oluşturur (Kut, 2001, 9-15). Sosyal çalışma için başvuru sahibi, kendinden ya da içinde bulunduğu koşullardan kaynaklanan herhangi bir nedenle normal hizmetlerle gereksinimleri karşılanamayanlardır. Geleneksel yaklaşımın hedef grupları: yoksullar, marjinaller ve özel gereksinimgrupları olarak sıralanmaktadır (Kut, 1988, 80).Sosyal çalışma mesleğinin konusu insan; odağı insan; amacı, insan mutluluğudur.Sosyal çalışmanın varlık nedeni; insanın sürekliliğidir, tarihselliğidir; insanın toplumla etkileşiminde yaşadığı rol kaybıdır; çözmekte zorlandığı çelişkileridir. İnsanın toplumsal sorunlarıdır. Çözmede yetersizkaldığı, çözümü kollektif bir çaba gerektiren sorunlarıdır. İnsanın iyileşebilme olanağına olan güvenidir.

SOSYAL ÇALIŞMA MESLEĞİNİN AMACI
Genel olarak sosyal çalışma uygulamasının amaçları şunlardır:
1. Kişiler ve gruplara, kendileri ileçevreleri arasındaki dengesizlikten doğan sorunların belirlenmesi, çözülmesi ya da etkisiz hale getirilmesiiçin yardım etmek.
2. Dengesizliğin meydana gelmesini önlemek için kişiler ya da gruplarla çevreleriarasındaki potansiyel dengesizlik alanlarını belirlemek. 3. Tedavi edici ve önleyici önlemlere ek olarak,kişilerin, grupların ve toplumların en yüksek gelişme güçlerini aramak, belirlemek ve ortaya çıkartmak.Kısaca, insanların, öteki insanlarla ve doğa ile olan ilişkilerini, mevcut çelişkileri ortadan kaldıracakşekilde düzenlemelerine yardım etmektir
Sosyal çalışmanın temel amacı; adaletli bir toplumsal yapı inşasıdır. Sosyal çalışmanın sosyal adaleti geliştirme hedefi, sağlıklı toplumun tüm yurttaşları için refahgöstergelerini yükselttiği, sosyo-ekonomik amaç birlikteliğinin insani gelişme standartlarını yükselttiğibir toplumsal yapıdır.Mesleğin amacı, işlevleri, ahlaki değerleri ve yöntemleri müdahale odağının belirleyicileridir. Müdahale odağı ise insanın işlevselliğidir.
Sosyal çalışmacı, gelişim dönemlerine ilişkin değişiklikler ve aile ile diğer gruplar içindeki rol vestatü değişikliklerinden kaynaklanan stresin ortaya çıkardığı sorunlarla uğraşırken, üç rolü yerine getirir.Bunlar güçlendiricilik, öğreticilik ve kolaylaştırıcılık rolleridir

Sosyal çalışmayı diğer disiplinlerden ayıran nokta da burası; insan varlığını ele alıştaki özgünlüğü… Bireyi özgüllüğü ve çevresiyle / sistemlerle etkileri çerçevesinde ele alır. Toplumsal koşulları göz ardı etmediği gibi sosyal uyuma yönelik olarak çalışır.Sonuç olarak, sosyal çalışma amaç bağlamında değerlere çok önem veren bir meslektir. Sosyalçalışma elemanları çalışmaların her aşamasında, kişinin önemi, değeri, karar verme hakkı ve kişininkendini gerçekleştirmesi, topluma katkıda bulunma sorumluluğu gibi temel değerlerin etkisi altındadır.Bu temel değerlerden ikinci değerler türer; örneğin toplumun kişilerin kendilerini gerçekleştirmelerineolanak sağlama sorumluluğu gibi.

Sosyal çalışmanın amacı bu değerleri uygulanabilir, kullanılabilir hale getirmektir ve şu biçimde belirtilebilir: Kişilerin kendilerini gerçekleştirmelerine ve diğer kişilere katkıdabulunmalarına engel olan toplumsal ve ruhsal koşulları değiştirmek; kişinin kendini gerçekleştirmesini vekatkısını kolaylaştıran koşulları yaratmak

ETİK VE SOSYAL ÇALIŞMA ETİĞİ
Etik (ethic) İngilizce bir sözcüktür. Türkçe karşılığı ahlaktır. Ancak günümüz Türkçesinde, özanlamından biraz kayarak meslek ahlakı anlamında kullanılmaktadır. Meslek elemanlarının insanlarla vetoplumla ilişkilerinde mesleklerinin gerekli kıldığı ahlaksal yaklaşımların neler olduğu ve neler olmasıgerektiğini anlatırSosyal çalışmanın uygulama alanlarında etik yaklaşım (ethic approach) bilim ve meslek kavramları ileilişkilidir. Etik alanı; ‘bilim etiği’ ve ‘meslek etiği’ kavramlaştırmalarıyla çok boyutlu, birbirini geliştirenbir bütünlüğü oluşturur. Sosyal çalışmada bilim etiği; bilimsel eylemlerle ilgili bilgileri veren, bilimselüretim sürecinde yapılacak değerlendirmelerin ve bilimsel önermelerin oluşturulmasında gerekli olandeğerleri açıklar (Cılga, 2004, 69). Sosyal çalışma etiği (ethics of social work); sosyal çalışma mesleğininevrensel mesleksel temelini oluşturan etik, yani meslekle ilgili ahlaksal kuralları kapsar. Sosyal çalışmaetiği, uluslararası boyutta, Uluslararası Sosyal Çalışmacılar Derneği tarafından yazılı metin olarakhazırlanmıştırSosyal çalışmacı başvuru sahipleriyle mesleki ilişki kurarken etik konusunda çok duyarlı olmalıdır Sosyal çalışmauygulamalarında tüm sosyal çalışmacılar aynı etik kurallara, ilkelere ve standartlara bağlı kalırlar. Bubağlılık, sosyal çalışma mesleğinin kendine özgü nitelikleri olan bir meslek olmasına, mesleki kimliğin vekültürün oluşmasına, mesleki işlevlerin gerçekleşmesine temel oluşturur. Etik kurallar, sosyalçalışmacının mesleki rolü, mesleki ilişki ve etkileşimleri, mesleğin genel amaç ve hedeflerine uygunluğuaçılarından etkili ve yönlendirici olursosyal çalışma mesleğinin felsefesinin odağı; insan ve toplumdur.

SOSYAL ÇALIŞMA MESLEĞİNİN BİLGİ TEMELİ
Sosyal çalışma bütün öteki meslekler gibi, çeşitli kaynaklardan bilgi alır ve uygulamada kendisüreçlerinden elde ettiği öteki bilgileri de kullanır. Süreç örgüsü şu şekilde sıralanabilir:
1. İnsangelişmesi ve davranışı. Bu bilgi insanı bir bütün olarak alır ve kişi ile tüm çevresinin -beşeri, toplumsal,ekonomik ve kültürel- karşılıklı etkileşimine önem verir.
2. Bireyin kendi dışındaki bir kişi ya dakaynaktan yardım alması ve vermesinin psikolojisi.
3. Kişilerin iç duygularını sözcükler, hareketler veetkinlikler halinde dış ifadelere dönüştürme ve insanların birbirleriyle haberleşme yolları.
4. Kişiyietkileyen grup güçleri ve süreçleri ile kişinin grup üzerindeki etkisi.
5. Dinsel inançları, manevi değerleri,hukuk ve öteki toplumsal kurumları da kapsayan kültürün anlamı ve kişi, grup ve toplumlar üzerindekietkisi.
6. Kişinin kişiyle, kişinin gruplarla ve grupların gruplarla olan ilişkileri yani etkileşim süreçleri.
7.Toplumdaki iç süreçler, gelişme ve değişme biçimleri, sosyal hizmetler ve kaynakları.
8. Sosyalhizmetlerin bünyeleri, örgütleri ve yöntemler.
9. Uygulayıcı olarak kişinin kendisi, mesleki işlevlerinietkilemesi bakımından kendi hislerinin ve tutumlarının sorumluluğunu taşıması ve bunlardan haberdarolması

Sosyal çalışma bilgisi gelişen-değişen bilgilerdir. Sosyal çalışma mesleğinin temel ögeleri:
1) Bilgi temeli ve değer sistemi,
2) Toplum,
3) Hizmet Kurumu,
4) Başvurusahibi,
5) Sosyal çalışmacıdır.

Sosyal çalışma mesleğinin bilgi temeli denildiğinde kastedilen kısmendeneysel (ampirik) olarak denenmiş, kısmen henüz denenmemiş, fakat araştırmaya açık farazi bilgidenoluşan sosyal çalışma kuramıdır (Kut, 1988, 31-34).Ayrıca insan ve toplumu konu alan yaklaşımlar, politik ekonomi, sosyal çalışma bilgisinin yapısını örgüler.

TÜRKİYE’DE SOSYAL ÇALIŞMA LİTERATÜRÜ (ALANYAZIN)
Türkiye’de sosyal çalışma eğitiminin başladığı, 1960-1963’lü yıllar; Amerika’dan temel kaynaklarınçevrildiği, Amerika, Kanada ve Hollanda’dan gelen yabancı öğretim elemanlarınca eğitimdeaktarmacılığın gerçekleştirildiği yıllar olmuştur.Sosyal Hizmetler Akademisinin ilk dönem eğitim kadrosunun büyük çoğunluğunu yabancılar oluşturmuştur.1961 yılında sosyal çalışma anlayışının Türkiye’ye öğretim kurumuyla başlamasından bugüne değinsosyal çalışma alanında dört kaynaktan çeşitli yayınlar üretilmeye başlanmıştır. Bu dört kaynağın birincisibüyük ağırlıkla ABD’li kaynaklardır. Diğer üçü çok daha büyük ağırlıkla yerli kaynaklardır. Bukaynaklar şunlardır; 1960-1970 arasında çıkarılan Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü yayın dizisi. (ABD odaklı çeviri kitaplar.)Sosyal Hizmetler Akademisi ve daha sonraki Hacettepe Üniversitesi SosyalHizmetler Yüksekokulu öğretim elemanları tarafından üretilen yayınlar.Bu açıklamalara SABEV’i de kaynak kitap konusunda bir kategori olarak koymak gerekmektedir.Emre Kongar. “Sosyal Çalışmaya Giriş” (1972). İlk baskısı 1972 yılında Sosyal Çalışmaya Girişadıyla Türkiye Sosyal Bilimler Derneği tarafında yayınlanan kitap Hacettepe Üniversitesi bünyesindekendisi tarafından kurulan Sosyal Çalışma Bölümünde ders kitabı olarak okutulmak için hazırlanmıştır.Türkiye’de sosyal çalışmacı olarak yetişecek üniversite gençleri için yazılmış ilk ders ve giriş kitabıdır.Sema Kut: “Sosyal Hizmet Mesleği Nitelikleri Temel Unsurları Müdahale Yöntemleri”Nesrin Güran Koşar: “Sosyal Hizmetlerde Aile ve Çocuk Refahı Alanı” (1992), “Sosyal HizmetlerdeYaşlı Refahı Alanı” (1996), “Sosyal Hizmetlerde Sosyal Yardım Alanı” (2000),İlhan Tomanbay: “Sosyal Çalışmayı Yapılandırmak” (1999). Sosyal çalışma mesleği ve disiplini ileilgili yazılmış denemelere ilk örnektir. Bu kitabın bir diğer özelliği de ilk defa meslek anlamında meslektartışmalarını da başlatmış olmasıdır. Döneminin temel sorunlarını irdeler. Konuya kavramsal eğilmeninilk örnekleri olarak, yazarın, Türkiye’de meslek terminolojisi ile ilgili çıkarılmış ilk sözlük, “SosyalÇalışma Sözlüğü” (1999) ile sosyal olmayı tartışan “Sosyal Olmak” (2007) adlı kitapları dabulunmaktadır.İbrahim Cılga: “Bilim ve Meslek Olarak Türkiye’de Sosyal Hizmet” (2004), “Sosyal Bilimler veSosyal Hizmet” (2012) (Burcu Hatiboğlu ile birlikte) gibi sosyal çalışmanın meslek ve bilimselliğinivurgulayan ve tartışan kitapları vardır.Aziz Şeker: Sosyal Çalışma Mesleği. (2008) Sosyal çalışmayı Dünya ve Türkiye’den yola çıkarak elealıp bilim ve meslek olarak sosyal çalışmanın niteliklerine eleştirel açıdan eğilen yazarın bunun gibi daha“101 Soruda Sosyal Hizmetler ve Sosyal Çalışma” (2009), “Sosyal Hizmetlerde Etik” (2011) gibi temelkonulara değinen başka kitapları da vardır.Belirtilen kitapların hepsinin ortak özellikleri herhangi bir alan araştırması sonuçlarının yayınlandığıkitaplar olmaması, sosyal çalışma mesleğine bütünsel olarak yönelen, bir mesleğin meslekleşmesiniirdeleyen kitaplar olmalarıdır.

SOSYAL ÇALIŞMA BİLGİSİNE ULAŞMA KONUSUNDA YAŞANAN SORUNLAR
Bilgiyi üretmek, bilgiye ulaşmak, bilgiyi yenilemek bir yana bilgiyi yaşam gerçekliğine aktarmak, asıl zorolanı.Sosyal çalışma mesleğinin diğer sosyal meslekler içinde ve toplum boyutunda tam olarak belli biryere oturmadığı gün gibi ortadadır.Bunun için farklı gerekçeler ileri sürülebilir. Öyle ki, lise bitimindesosyal hizmet/ler bölümünün tercih aşamasında; özellikle meslek seçimi sınavı sürecinde öğrencilereyeterli bilgi verilmemesi, yönlendirme yetersizliği ise üniversite öncesi eğitim kuruluşlarının üzerindedurması gereken konuların içinde yer almaktadır. Günümüzde mesleki işsizliğin yoğun olduğubilinmektedir. Bundan dolayı sosyal hizmet/ler birçok bölüm düşünüldüğünde istihdam olanaklarıüzerinde durularak tercih edilmektedir. İşsizlik kaygısı belki de ileride sevilmeden yapılacak bir mesleğintercih edilmesini beraberinde getirmiş olmaktadır.Sosyal hizmet/ler bölümünün içerik özelliklerini, öğrenci üniversiteyi okumaya başladıktan sonraöğrenmektedir.Meslekler sosyolojisi içinde olsun, toplumsal boyutta olsun, mesleğin bir yere oturmamış olması, yine tercih aşamasında sorun olduğu gibi, öğrenci bölümde okumaya başladıktan sonra da yerini farklı sorunlarabırakmaktadır. Eksik olan noktaların başında mesleki kaynakların yetersiz olması ve onlara ulaşmanınzorlukları gelmektedir.Çoğalan sosyal hizmet/ler bölümlerinin birçoğunda öğretimelemanlarının çoğunun sosyal çalışma kökenli olmaması da bir diğer sorun olarak görülmelidir. Sosyalçalışma bilgisine hâkim olmadıkları için verdikleri bilgiler tatmin edici olamamaktadır. Konferansların,panellerin yapılmaması ya da azlığı sosyal çalışma bilgisinin paylaşımı konusunda sıkıntılara nedenolmaktadır.

SOSYAL ÇALIŞMA MESLEĞİNİN DÜNÜ BUGÜNÜ YARINI
Atatürk’ün Batılılaşmaya ilişkin olarak gerçekleştirdiği eylemin en etkili yönü; toplumun güçdağılımını, dinsel-geleneksel nitelikten, çağdaş-demokratik (ve doğal olarak ‘laik’) niteliğe aktarmasıylailgilidir (Kongar, 1999, 111). Çağdaşlaşma ve demokratik yapı Batı’dan doğal olarak laik kurumların,mesleklerin aktarımını kolaylaştırmıştır. Sosyal çalışma bunlardan biridir.demokrasi yeterincegelişemediği için gerek bireysel özgürlüklerin gerekse bireysel hizmetlerin önemi Türkiye’de hiçbirzaman tam olarak anlaşılmadı.21. Yüzyıl’ınbaşlarında; sosyal çalışma mesleğinin gerek insan ve kadın hakları bağlamında, gerekse bireysel ve aileselhizmetler açısından yapabileceği pek çok işlev ortaya çıkmaktadır. Tabii bu arada toplumla çalışmayöntemi çerçevesinde gerek kırsal alanlarda, gerekse kentsel gecekondu alanlarında yapılacak çok işvardır.Sadece genel olarak, ‘sosyal çalışma mesleğinin’ ya da ‘sosyal hizmetlerin’ Türkiye’nin bu tarihselgelişmesi bağlamında önce ‘laik ve demokratik sosyal hukuk devleti’ kavramının gelişmesine destekolmasının, ondan sonra da bireysel, ailesel ve toplumsal sorunların somut çözümlerinde çaba sarfetmesinin, tarihin ve toplumun gerçeklerine olduğu kadar, mesleki ahlak ilkelerine de uygun olandırİnsan davranışlarının derin bilgisini gerektiren bir meslektir sosyal çalışma (Fromm, 1998, 61). Aynızamanda temelinde insan sevgisi olan, insanın değer, haysiyet ve kendini geliştirme hakkına saygılıolmayı mesleki değer olarak benimseyen sosyal çalışmacıların mesleklerini hakkıyla icra edebilmeleriiçin çağdaş bilgi ve beceriyle donanımla kılınmalarına olduğu kadar, sosyal hizmet kuruluşlarınıngeliştirilmesi ve ülke çapında yaygınlaştırılmasına da ihtiyaç vardır

SOSYAL ÇALIŞMA EĞİTİMİ VE ÖNERİLER
Sosyal çalışma eğitiminin içeriği konusunda iki açıdan yaklaşım gerekir. Bu yaklaşımlardan birincisiböyle bir eğitimin bilimsel içeriği, ikincisi ise toplumsal içeriğidir. Sosyal çalışmanın bilimsel içeriği birtakım insan davranışı ve toplum bilimleri temeline dayalı olarak geliştirdiği kendi kuram veyöntemleridir. Bu kuram ve yöntemlerin diğer disiplin ve bilim dallarında olduğu gibi evrenselliği iletoplum koşulları arasında etki ve tepki ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu içeriğin özelliği, esnekliği,diğer bir deyişle sosyal çalışmanın uygulandığı toplumun yapısal özellikleri ve normatif öğelerine uyumsağlamadaki yeteneğidir. O halde değişmez öğelerin yanı sıra mesleğin uygulanacağı toplumunözelliklerine göre değişen öğeleri de vardır. Sosyal çalışma eğitiminin üç temel alanı insan, toplum vesosyal çalışma yöntem, kuram ve uygulamasıdırYaşamın dayattıklarıyla başa çıkabilmek, başvuru sahipleriyle çalışabilmek, sosyal politikageliştirmek, mesleki gelişime hizmet etmek, insanlaşmak ve daha birçok yaşamsal ve mesleksel önemesahip konularda onurlu bir duruş sergilemek, bir amaçta bir vicdan örgüsüne sahip olmak için öğrencilerve sosyal çalışmacılar, hem aldıkları örgün eğitimi içselleştirmeli, bu yolla kişisel değişimi deyakalamalıdırlar. Ek olarak ise, 19. Yüzyıl’ı çözümleyebilecek politik iktisat, 20. Yüzyıl’ı anlayacaksiyasal sistemleri ve düşünce tarihi üzerine kitaplara yönelmelidirler.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst