Açıköğretim Türk İdare Tarihi Dersi 5.Ünite Ders Notları

tremendous

Forum Yöneticisi
Katılım
11 Ara 2012
Mesajlar
1,781
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Bölüm:
MEZUN
Şehir:
İstanbul
Açıköğretim Türk İdare Tarihi Dersi 5.Ünite Ders Notları

TANZİMAT DÖNEMİ

Tanzimat dönemi 1839- 1876

Osmanlı devlet teşkilatı içinde idare organındaki en esaslı değişiklikler, II. Mahmut zamanında başlamıştır.
II Mahmut Yeniçeri Ocağı’nı kaldırarak “Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye” adıyla düzenli ve eğitimli bir ordu kurdu
Geleneksel Osmanlı idare teşkilatında yönetim işleri, Divân-ı Hümayûn’da görülmekteydi. Osmanlı maliyesi Hazine-i Amire ve Darphane-i Amire ile sonradan kurulan Hazine-i Mansure düzen ve birlik sağlamak amacıyla birleştirildi Umur-ı Maliye Nezareti kuruldu
İlmiye sınıfı üzerinde merkezin kontrolünü sağlamak amacıyla Bab-ı Meşihat kurulmuştur.
Modern Osmanlı kabinesi iskeleti; Çavuşbaşılık ve tezkerecileri birleştirip Deavi Nezareti kurmuş daha sonra ismini değiştirerek Adliye nezareti yapmış ve bab-ı meşihat kurulması ile oluşmuştur.
Bab-ı ali klasik yapısı değiştirilince köklü değişiklikler olmuş ve sadrazamın eski önemini yitirmesine sebep olmuştur.
Sadaret makamının adı, bütün vekillerin başı olarak başvekâlete çevrildi
Sadrazamlık unvanı değişerek Başvekil oldu böylece Dâhiliye Nezareti başvekiline bağlandı böylece elinde Mühr-i Hümayun bulunduran sembolik memur oldu
Mühr-i Hümayun; Saltanatı sembolize eden mühür
İlk kez devlet memurları iç ve dış işlerine bakmak üzere 2 sınıfa ayrılmıştır. Böylece kalemiye sınıfı yeni ve modern bir yapıya kavuşturuldu.
Merkezi devletin en önemli adımlarından biri de maaş ödeme sistemi değiştirilerek, memurlara merkezi hazineden maaş ödenmesi usulüne geçilmiştir. Böylece merkezi kontrol arttırılacak ve rüşvet engellenecekti. Memurların tabi oldukları unvan ve rütbelerinin hiyerarşik ve hakkaniyete bağlı bir sistem oluşturmasının yanı sıra tayin ve azillerde de adalet sağlamaya çalışılmıştır. Bu amaçla bir ceza kanunnamesinin kaleme alınması bu alanda atılan en büyük adım olmuştur. Bu gelişmeler çağdaş Osmanlı bürokrasinin temellerini atmıştır.
1839 tanzimat fermanı ile;
Merkezi Osmanlı bürokrasisinde değişim ve dönüşüm sürmüş,
Bürokrasi yazışma ve iş hacmi artmış,
İmparatorluğa gelen evraklara cevap zorunlu olmuş,
Yazışma dil ve üslubu sadeleşmiş,
Abartılı lakap/unvan/övgü vs. yerine sadelik,
Gönderen mühür/imza ve tarih zorunluluğu gelmiştir. Bu dönemin kalıcı reformu olmuştur.
Babıâli ye geçiş sebebi; Divan-ı Hümayun un önemini yitirmesi, tüm yönetimin Sadrazamın eline geçmesi ve haliyle boşlukların doğması
II. Mahmud ve Tanzimat Dönemlerinde oluşturulan yeni meclislerin temel kuruluş amacı Divan-ı Hümâyûn’un boşluğu doldurulamamış olan yasama erklerinin yürütülmesine yöneliktir. Merkezî idarede yaptığı düzenlemelerle Osmanlı hükümetini çağdaşlaştırmak isteyen II. Mahmut, Meşveret Meclislerinden farklı nitelikte üç sürekli kurul oluşturmuştur. Bunlar;
Askerî reformları yürütmek üzere Dâr-ı şûrâ-yı askeri
Sadrazama danışmanlık yapmak üzere Dâr-ı şûrâ-yı Bâb’ı Âli
Tazimattan sonra oluşturulan yeni meclislerin balında gelir. En önemli görevi kanun ve tüzük hazırlamak be suç işleyen üst düzey memuru yargılama Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye
Osmanlı İmparatorluğu Tanzimat fermanına göre; Modern, Hızlı işleyen, Merkezi devlet olmak üzere 3 temel esas üzerine inşa edilecektir.
Tanzimat fermanı dönemin resmi gazetesi Takvim-i Vekayinin ilk sayfasında yayımlanmıştır.
Tanzimat fermanı esasları;
1. esas; Osmanlı vatandaşlarının can, mal ve ırz dokunulmazlıklarının sağlanması ve bunun devletin garantisi altına alınması
2. esas; Mali ve ekonomik yapının üzerine oturtulacağı, herkesin geliriyle orantılı vergi vermesini sağlayacak düzenlemelerin yapılmasıydı.
3. esas; Derin sosyal ve ekonomik etkileri olabilecek askerlik yükümlülüğünün adil ve belirli bir süre için yapılmasını sağlayacak önlemlerin kararlaştırılması
Bu temel değişikliğin arkasındaki ideoloji ise farklı dil, din ve milletten oluşan Osmanlı İmparatorluğu’nu, Osmanlılık fikri etrafında birleştirebilecek ‘Osmanlıcılıktır.

Tanzimat Fermanı, Osmanlı vatandaşlarını temel hak ve görevler yönünden eşit gören bir metindir.
Osmanlı da yasama erki gücünü yarı anayasal bir belgeden alınan, yarı anayasal bir danışma meclisine devrediliyordu.
Tanzimat reformlarının planlanması ve uygulanması yetkisi veren bu meclis, bir reform meclisi olarak çalışacaktı böylece 1 meşrutiyete giden yol da yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılması süreci başlatıldı.
24.Tanzimat fermanından sonra kurulan önemli bir diğer meclis; Meclis-i Ali-i Umumi
25. Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye, 1839- 1876 Dönemi’nde, Osmanlı İmparatorluğu’nun yasama, yürütme ve yargı güçlerinin ayrılmaya başladığı modern bir devlet yönetimine doğru yol almıştır.
26.1876 yılında II. Abdülhamit tarafından Osmanlının ilk anayasası olan Kanun-i Esâsî ilan edildi. Meclis üyeleri meclisi ayan ve meclisi umumi olarak 2 ye ayrılır.
27. Osmanlı yönetimi, geleneksel tımar sistemine bağlı vergi düzeni bozulunca, iltizama başvurmak zorunda kalmıştı.
28. İltizam sistemİ; Devletin vergi gelirlerini önceden merkezî hazinede toplamak için ihaleye vermesidir.
29. Muhassıllık Meclisi; Tanzimat’ın ilk uygulamaları vergi işlerini düzenleyebilmek için yapılmaya başlanmıştır. İlk olarak iltizam usulünden vazgeçilmesine karar verilmiştir. Herkesin gelire orantılı bir şekilde vergilendirilmesi için maaşlarını devletten alan memurlarca vergilerin toplanması gündeme gelmiştir. Bu amaçla iltizam usulü kaldırılarak taşraya muhassıl adı verilen görevliler gönderilmiştir. Temel görevleri verginin adil olarak toplanması idi bunun dışında Osmanlı ülke yönetiminde bir ilki gerçekleştirme sorumluluğu da yüklüyordu. Çünkü talimatın ikinci bendi, taşrada meclislerin nasıl oluşturulacakları da belirtilmişti Buna dayanarak vergilerin belirlenip, toplanmasında muhassıla yardım edecek olan Muhassıllık Meclisleri kurulmuştur. Bu meclisler, muhassıl başkanlığında iki kâtip, kadı, müftü, zabit ve meclisin bağlı bulunduğu bölgenin dört ileri geleninden oluşmaktaydı. Ayrıca, bölgede gayrimüslim cemaat varsa bunları temsil etmek üzere metropolit ve kocabaşlardan iki temsilci de meclise atanıyordu. Fakat usulsüzlükten dolayı fazla etkin olamadı ve tekrar iltizama geçildi.
30. 1842 de yapılan düzenlemeye göre idari kademelendirme; Eyalet, sancak, kaza olarak ortaya çıkmıştır.
31. 1849 düzenlemesine göre Osmanlı yönetim yapısı kapsamlı bir değişikliğe uğramıştır. Bu düzenlemenin getirdiği en önemli uygulama, meclis başkanı, iki kâtip ve bir üyenin doğrudan hükümet tarafından atanmasıdır. Eyalet meclislerinde hükümetçe doğrudan atanacak bu dört üye dışında vali, defterdar, hâkim, müftü ile halktan seçilecek dört Müslüman ve gayrimüslim bir temsilci de yer alacaktı. 1849 düzenlemesiyle büyük meclisler “Eyalet Meclisleri” küçük meclisler ise “Sancak Meclisleri” olarak isimlendirilmişlerdir. Bunların görevi arttıkça vali devre dışı bırakılmıştır.
32. Yerel eşrafın reformları engelleyici tavrını gören merkezî yönetim, valilerin bazı yetkilerini iade etmiştir. Yayınlanan bir fermanla, muhassıllar, mal müdürleri, kaza ve nahiye meclisi üyeleri, valilerin emrine verilerek, valilere bu memurları azletme yetkisi tanınmıştır. Meclis başkanlarının merkezden atanmasından tamamen vazgeçilerek, valilerin kamu asayişi ve düzeninin korunması konusundaki yetkileri de genişletilmiştir.
33. Osmanlı-Rus gerginliği Kırım Savaşı’na yol açmış, savaşın sonunda Paris Antlaşması’nın imzalanmasıyla Rusya, uzun bir süre imparatorluk için tehlike olmaktan çıkmıştır.
34. 1856 Paris Konferansı ile Avrupa devletler camiasına kabul edilen Osmanlı imparatorluğu, bu antlaşmayla Avrupalı devletlerin Tanzimat Fermanı hükümlerinin genişletilerek uygulaması taleplerini kabul etmiştir. Bu nedenle Babıâli 1856’da Islahat Fermanı’nı ilan etmiştir. Tanzimat Fermanı’nın hükümlerini tekrarlayan Islahat Fermanı, Müslüman ve gayrimüslim tebaa arasındaki mevcut eşitsizliklerin giderilmesini öngörüyordu. Kanunlar önünde eşitlik, vergi eşitliğinin sağlanması, mahkemelerde gayrimüslimlere şahitlikte eşitlik tanınması, karma mahkemelerin kurulması ve gayrimüslim tebaanın hem merkezî hem de taşra idare meclislerinde üye bulundurmaları öngörülüyordu.
35. İngiltere, Fransa, Avusturya, Rusya ve Osmanlı hükümetlerinin katılımlarıyla oluşturulan bir komisyon, 9 Haziran 1861 tarihli Lübnan Nizâmnâmesi’ni hazırladı. Cebel-i Lübnan Vilayeti’ne özerk bir statü veren nizâmnâmeye göre, vilayet Hristiyan bir mutasarrıf tarafından yönetilecekti Cebel-i Lübnan Vilayeti’nin Osmanlı İmparatorluğu’na bağlılığı yalnızca yıllık bir vergi ödemekle sınırlandırılacaktı 1863 vilayet nizamnamesi iç ve dış siyasal ve sosyal gelişmelerin ortaya çıkardığı sorunları çözebilmek için hazırlanmıştır. 1864 Tuna Vilâyeti Nizâmnâmesi’yle Osmanlı imparatorluğu yukarıdan aşağıya doğru vilayet, sancak, kaza ve köy olmak üzere yeni idari birimlere ayrılmıştır.
Tuna vilayet nizamnamesinde göze çarpan özellikler; Memurların vazife düzenini sağladı, belediye teşkilatı ile köy ihtiyar heyeti görev ve yetkileri genişletilmesi, vilayet yönetiminde valinin başkanlığında toplanacak olan danışma meclisi kuruldu
Tuna vilayet nizamnamesine göre; Vilayet idare Meclisi’nde, valinin dışında kadı, mektupçu, defterdar ve hariciye memurları bulunacaktı. Ayrıca, müftü, gayrimüslimleri temsilen ruhani liderleri ve yerel halkın temsilcisi olarak halk tarafından seçilen ikisi Müslüman, ikisi gayrimüslim üye olmak üzere dört kişi meclise katılıyordu. Hukuk, cinayet ve ticaret mahkemeleri de vilayet yönetiminde yer alan yeni idare ve yargı organları olmuşlardır. Mithat Paşa’nın Tuna Vilâyeti’nde elde ettiği olumlu sonuçlar neticesinde bütün vilayette uygulanması için Vilâyet-i Umûmiye Nizâmnâmesi çıkarıldı.
1871 İdâre-i Umûmîye-i Vilâyet Nizâmnâmesi dışında kalan topraklar; başta başkent İstanbul olmak üzere Osmanlı İmparatorluğu’ndan özerk bir statü elde etmiş olan Lübnan, Mısır, Bosna ve Girit Adası, merkeze uzak ve sosyolojik yönden aşiret düzenine dayalı Hicaz ve Yemen bölgeleri
1871 İdâre-i Umûmîye-i Vilâyet Nizâmnâmesi ile Vâli Muavinliği ilk defa bu nizâmnâmeyle tesis edilmiştir.
1871 İdâre-i Umûmîye-i Vilâyet Nizâmnâmesi ne göre valinin emrinde çalışacak üst düzey devlet memurları; Vergiden sorumlu defterdar, yazışmaları yürüten mektupçu, yabancılarla ilgili işlerden sorumlu Umûr-ı Ecnebiye Müdürü, yol yapımından sorumlu Tarik Emini, tapu müdürü olarak çalışan Defter-i Hakâni Müdürü, Emlâk ve Nüfus Müdürü, Ticaret ve Ziraat Müdürü, Evkaf Müdürü ve iç güvenlikten sorumlu Alaybeyi
Kadı; adalet dağıtma görevinin yanında, vakıfların denetlenmesi, kentin güvenliği ve belediye hizmetlerinin karşılanmasını sağlar ayrıca Beldenin temizlik işlerinin yürütülmesi ve güvenliğinin sağlanması, mallardaki kalitenin korunması, fiyatların belirlenmesi ile ticaretin güven içinde yürütülmesi için esnafın denetlenmesi kadının görev ve sorumluluğudur.
Zabtiye Nezareti’nin kurulmasıyla kadının yerel yönetimdeki rolü son bulmuştur.
Osmanlı da ilk modern belediye (İstanbul’da İstanbul Şehremaneti) denenmiştir. Amacı; şehrin zorunlu ihtiyaçlarını temin etmek, fiyatları belirlemek ve denetlemek, yol ve kaldırım yapmak ve onarmak, temizlik işlerini yaptırmak. Bu ilk deneme mali sıkıntılar ve nitelikli personel eksikliği yüzünden başarılı olamamıştır. Osmanlı daha sonra sakinlerinin çoğu yabancı olan ve limanın da bulunduğu galata ve Beyoğlunu kapsayan bölgede Paris örneğini izleyerek altıncı daire-i belediye yi kurdu. Yeterli bütçeye sahipti bu nedenle başarılı oldu.
Derssadet İdare-i Belediye nizamnamesi’ yle belediye örgütü tüm İstanbul da yaygınlaşmıştır.
Taşrada modern belediye örgütlerinin kurulmasına vilayet nizamnamesi’ yle başlanmıştır. Bu nizamnameyi teyit eden İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi; vilayet, sancak ve kaza merkezlerinde birer belediye teşkilatı kurulmasını öngörmekteydi.
Her şehir ve kasabada bir belediye örgütünün kurulmasını öngören Vilayet Belediye Kanunudur.
İstanbul’un gittikçe büyüyen sorunlarını çözmek amacıyla 1877 yılında Dersaadet Belediye Kanunu hazırlanmıştır.
Tanzimat Dönemi, Nezaretlerin ortaya çıktığı ve merkezi hükümette uzmanlaşmanın başladığı dönemdir.
Devlet idaresinin merkezileşmesi ve yasama faaliyeti, Babıâli’de kurulan meclisler sayesinde gerçekleşmiştir.
II Mahmut döneminde kurulan sürekli kurullardan biri de Dar-ı Şura-yı Askeri
Tanzimat döneminde bir problemi çözmek için açılan ve problemin çözümünden sonra kapatılan geçici meclis İmar Meclisi
Vilayet nizamnamesi ile Niş, Silistre ve Vidin Eyaletlerinin birleştirilmesiyle oluşturulan vilayetlerin ilk valisi Mithat paşa
Osmanlı imparatorluğu özel statüleri nedeni ile İdare-i Umumiye-i Vilayet nizamnamesi dışında kalan topraklar; Lübnan, Girit adası, İstanbul, yemen
Osmanlı da ilk vali muavinliği İdare-i Umumiye-i Vilayet Nizamnamesi ile düzenlenmiştir.
Vilayet Belediye Kanununa göre hem merkezde hem de taşrada belediyelerin seçimlere dayalı meclisler tarafından idare edilmesini ön görür.
 

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.

REKLAMLAR

Forum istatistikleri

Konular
17,414
Mesajlar
134,310
Kullanıcılar
90,716
Son üye
Abdullah Kara
Üst